|
- Ten thousand Cubans have demanded, in accordance with the Cuban constitution, a referendum on democracy in Cuba.
- On bin Kübalı, Küba anayasasına uygun olarak, Küba'da demokrasi için bir referandum yapılmasını talep etti.
- The mujahids did not fear or hesitate when they saw the enemy army of ten thousand soldiers.
- Mücahitler on bin kişilik düşman askerlerini gördüklerinde korkmaz ve tereddüt etmezlerdi.
- The mujahids did not fear or hesitate when they saw the enemy army of ten thousand soldiers.
- Mücahitler on bin kişilik düşman ordusunu gördüklerinde ne korktular, ne de tereddüt ettiler.
- We had to pay ten thousand yen in addition.
- Ek olarak on bin yen ödemek zorunda kaldık.
- Dan was ten thousand dollars in debt.
- Dan'in on bin dolar borcu vardı.
- Over ten thousand messages are sent every second on Facebook.
- Facebook'ta her saniye on binden fazla mesaj gönderiliyor.
- This watch cost me ten thousand yen.
- Bu saat bana on bin yene mal oldu.
- He made a profit of ten thousand dollars on the sale.
- O, satışta on bin dolar kar etti.
- What would you do if you had, say, ten thousand dollars?
- Diyelim ki on bin dolarınız olsaydı ne yapardınız?
- She was chosen from ten thousand applicants.
- O, on bin adaydan seçildi.
- It will cost more than ten thousand yen.
- Bu, on bin yenden daha fazlaya mal olacak.
- It'll cost around ten thousand yen.
- Bu yaklaşık on bin yene mal olacak.
- What would you do if you had ten thousand dollars?
- On bin doların olsa ne yaparsın?
- Every month, he saved ten thousand yen out of his income for his daughter.
- Her ay gelirinden kızı için on bin yen biriktirdi.
- She was chosen from ten thousand applicants.
- On bin aday arasından seçildi.
- Our total debts amount to ten thousand dollars.
- Bizim toplam borcumuz on bin dolar tutuyor.
- I put ten thousand yen into the bank every month.
- Her ay bankaya on bin yen yatırıyorum.
- It'll cost around ten thousand yen.
- Yaklaşık on bin yen tutacak.
- I put ten thousand yen into the bank every month.
- Her ay bankaya on bin yen koyarım.
- I can't live on ten thousand yen a month.
- Ayda on bin yenle yaşayamam.
- His house was sold for ten thousand dollars.
- Evi on bin dolara satıldı.
- Her house was sold for ten thousand dollars.
- Evi on bin dolara satıldı.
- I can't live on ten thousand yen a month.
- Ayda on bin yenle geçinemiyorum.
- You need great endurance to add ten thousand sentences.
- On bin cümle eklemek için büyük bir dayanıklılık gerekir.
- His house was sold for ten thousand dollars.
- Onun evi on bin dolara satıldı.
- Ten thousand yen will not cover the expenses.
- On bin yen giderleri karşılamaz.
- What would you do if you had ten thousand dollars?
- On bin dolarınız olsaydı ne yapardınız?
- Dan was ten thousand dollars in debt.
- Dan'ın on bin dolar borcu vardı.
- You need a lot of stamina to add ten thousand sentences.
- On bin cümle eklemek için çok fazla dayanıklılığa ihtiyacınız var.
- Will ten thousand yen do?
- On bin yen yeterli mi?
- Over ten thousand messages are sent every second on Facebook.
- Facebook'ta her saniye on binden fazla mesaj gönderilir.
- He saved no less than ten thousand dollars.
- En az on bin dolar biriktirdi.
- We had to pay ten thousand yen in addition.
- Ayrıca on bin yen ödemek zorunda kaldık.
- It will cost more than ten thousand yen.
- On bin yenden daha pahalıya mal olacak.
- I will buy your house for ten thousand dollars.
- Evinizi on bin dolara satın alacağım.
- Will ten thousand yen do?
- On bin yen yeter mi?
- There are ten thousand students in this university.
- Bu üniversitede on bin öğrenci var.
- For example, what would you do if you had ten thousand dollars?
- Örneğin, on bin dolarınız olsaydı ne yapardınız?
- One loyal friend is worth ten thousand relatives.
- Bir sadık dost, on bin akrabaya bedeldir.
- Is ten thousand yen enough?
- On bin yen yeterli mi?
- I want to change ten thousand yen to dollars.
- On bin yeni dolara çevirmek istiyorum.
- He made a profit of ten thousand dollars on the sale.
- Satıştan on bin dolar kâr etti.
- He saved no less than ten thousand dollars.
- O, en az on bin dolar biriktirdi.
- Ten thousand yen will not cover the expenses.
- On bin yen masrafları karşılamaz.
- The total is approximately ten thousand dollars.
- Toplam yaklaşık on bin dolar.
- What would you do if you had, say, ten thousand dollars?
- Varsayalım ki on bin doların olsa ne yaparsın?
- Our total debts amount to ten thousand dollars.
- Toplam borcumuz on bin dolar.
- There are ten thousand students in this university.
- Bu üniversitede on bin tane öğrenci var.
- Her house was sold for ten thousand dollars.
- Onun evi on bin dolara satıldı.
- The total is approximately ten thousand dollars.
- Toplamı yaklaşık on bin dolar.
- You need great endurance to run ten thousand meters.
- On bin metre koşmak için büyük bir dayanıklılık gerekir.
- For example, what would you do if you had ten thousand dollars?
- Örneğin, on bin doların olsa ne yaparsın?
Show More (49)
|
