|
- But do you realise that it only managed to surface thanks to the tenacity of this Parliament?
- Ama bunun sadece bu Parlamentonun azmi sayesinde ortaya çıkabildiğinin farkında mısınız?
- The position we have reached here today owes much to her personal commitment, tenacity and determination.
- Bugün burada ulaştığımız konum, onun kişisel bağlılığı, azmi ve kararlılığına çok şey borçludur.
- I would also like to express my sincere thanks to the two rapporteurs for their tenacity and commitment.
- Ayrıca iki raportöre azim ve kararlılıkları için içten teşekkürlerimi sunmak isterim.
- Her tenacity has largely resulted in the current proposal to do something about this problem.
- Onun azmi büyük ölçüde bu sorunla ilgili bir şeyler yapmak için mevcut teklifle sonuçlandı.
- You had a very difficult role and you displayed skill and tenacity.
- Çok zor bir rol üstlendiniz ve beceri ve azim sergilediniz.
- He has gone about his business with energy and tenacity.
- Kendisi işine enerji ve azimle devam etti.
- I admire your tenacity.
- Azmine hayranım.
- I admire Tom's tenacity.
- Tom'un azmine hayranım.
- I admire your tenacity.
- Senin azmine hayranım.
Show More (6)
|