the final - Turco Inglés Diccionario

the final

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "the final" en diccionario turco inglés : 39 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
final n. final
Despite losing, the team was through to the volleyball final.
Kaybetmelerine rağmen takım voleybol finaline kaldı.

More Sentences
final adj. nihai
We were all pleased with the final results.
Hepimiz nihai sonuçlardan memnun kaldık.

More Sentences
final adj. kesin
However, it is possible to proceed against them, even without a judicial process or final proof.
Bununla birlikte adli bir süreç veya kesin kanıt olmadan da bu kişilere karşı dava açılması mümkündür.

More Sentences
final adj. son
The final part of the play will start soon.
Oyunun son kısmı birazdan başlayacak.

More Sentences
General
final n. final sınavı
Have you started studying for the finals yet?
Finallere çalışmaya başladın mı?

More Sentences
final adj. son
His final offer was much better.
Son teklifi çok daha iyiydi.

More Sentences
final adj. bitmiş
Nothing is final yet.
Henüz hiçbir şey bitmiş değil.

More Sentences
Law
final nihai
The Presidency must do everything in its power to fulfil the final objectives.
Başkanlık nihai hedefleri yerine getirmek için elinden gelen her şeyi yapmalıdır.

More Sentences
General
final n. son baskı
final n. sömestr sonu veya kurs sonu sınavı
final n. final karşılaşması
final n. son maç
final n. dönem sonu sınavı
final adj. kati
final adj. en son
final adj. kusursuz
final adj. sonuncu
final adj. yıl sonu
final adj. hedef ile ilgili
final adj. amaç ile ilgili
final adj. elde edilecek nesne ile ilgili
final adj. nihai amaca yönelik
Trade/Economic
final adj. (ekonomik artış serisinde) sonuncu
final adj. (emtia) nihai mal haline gelmiş
final adj. (emtia) olduğu gibi kullanılan
final adj. (emtia) ekstra işlem uygulanmayan
Law
final adj. (kanıt, argüman) son
final adj. (kanıt, argüman) sonuncu
final adj. bir üst mahkemeye gidemez
Aeronautic
final n. inişte son yaklaşma safhası
Linguistics
final n. (hece, biçimbirim veya sözcükte) son ses
final n. (hece, biçimbirim veya sözcükte) son harf
final n. (ibrani veya arap alfabesinde) harfin sözcük sonuna gelen biçimi
final adj. (harf formu) sözcük sonunda gelen
final adj. (yan cümle) amacı açıklayan
final adj. (yan cümle) niyeti gösteren
Sport
final final
final son maç
Music
final n. (kilise müziğinde) kapanış melodisi

Significados de "the final" con otros términos en diccionario inglés turco: 61 resultado(s)

Inglés Turco
General
the final straw n. bardağı taşıran son damla
the final move n. (satranç vb) oyunu bitiren son hamle
the final half of the year n. yılın son yarısı
the final threat n. son tehdit
the final meters of the race n. yarışın son metreleri
have the final word v. son sözü söylemek
fail the final exam and need to sit for the make-up exam v. bütünlemeye kalmak
blow the final whistle v. maçın bitiş düdüğünü çalmak
make the final decision v. son kararı vermek
get the final word v. son sözü söylemek
didn't make it to the final round v. finale çıkamamak
didn't make it to the final round v. finale kalamamak
in the final analysis adv. son analizde
in the final analysis adv. son çözümlemede
in the final analysis adv. son tahlilde
in the final period adv. son dönemde
Idioms
the final nail in the coffin of our friendship n. arkadaşlığımıza vurulan son darbe
the last/final moments of something n. bir şeyin son demleri
the final curtain n. son perde
the final nail in the coffin n. son bir darbe daha
a final turn of the screw n. işleri/durumu son raddeye getiren şey
a final turn of the screw n. işleri/durumu daha da zorlaştıran şey
a final turn of the screw n. işleri/durumu iyice zorlaştıran şey
a final turn of the screw n. işleri/durumu katlanılması daha da zor hale getiren şey
final nail in the coffin n. son darbe
have the final say v. son sözü söyleyecek kişi olmak
have the final say v. son söz (birinde/onda) olmak
have the final/last word v. son sözü söylemek
get the final say in v. (bir konuda) son sözü söylemek
get the final word in v. (bir konuda) son sözü söylemek
fall at the final hurdle v. son anda/dakikada başarısız olmak
fall at the final hurdle v. son anda/dakikada bir sorunla karşılaşmak
fall at the final hurdle v. son engele takılmak
be the final straw v. bardağı taşıran son damla olmak
be the final straw v. üstüne tuz biber olmak
be the last/final straw v. bardağı taşıran son damla olmak
be the last/final straw v. üstüne tuz biber olmak
drive the final nail in (someone's or something's) coffin v. (birine/bir şeye) son darbeyi vurmak
drive the final nail in (someone's or something's) coffin v. (birinin/bir şeyin) sonuna/çöküşe götüren son darbeyi vurmak
drive the final nail in (someone's or something's) coffin v. (birini/bir şeyi) son bir darbe daha vurarak başarısızlığa sürüklemek
drive the final nail in (someone's or something's) coffin v. (birinin/bir şeyin) sonunu getirmek
drive the final nail in (someone's or something's) coffin v. (birinin/bir şeyin) tabutuna son çiviyi çakmak
put the final nail in (someone's or something's) coffin v. (birine/bir şeye) son darbeyi vurmak
put the final nail in (someone's or something's) coffin v. (birinin/bir şeyin) sonuna/çöküşe götüren son darbeyi vurmak
put the final nail in (someone's or something's) coffin v. (birini/bir şeyi) son bir darbe daha vurarak başarısızlığa sürüklemek
put the final nail in (someone's or something's) coffin v. (birinin/bir şeyin) sonunu getirmek
put the final nail in (someone's or something's) coffin v. (birinin/bir şeyin) tabutuna son çiviyi çakmak
the final/last straw expr. bardağı taşıran son damla
the final nail in the coffin expr. bir darbe daha
in the final analysis expr. son tahlilde
Speaking
the final decision is yours expr. son karar sizin
Trade/Economic
submittal of the final report n. nihai raporun sunulması
final certificate of the closing net debt statement n. net borç beyanı kapanışı son onayı
final certificate of the aggregate working capital adjustment n. toplam işletme sermayesi ayarlaması son onayı
Politics
the final solution n. naziler'in 6 milyon yahudi'yi öldürerek bir soykırım gerçekleştirdiği avrupa'daki yahudiler'i ortadan kaldırma planı
the final solution n. nihai çözüm
the final solution n. naziler'in nihai çözüm planı
Technical
surface quality of the final coating n. son kaplamanın yüzey kalitesi
Religious
muhammad's final sermoni the last sermon n. veda haccı
muhammad's final sermoni the last sermon n. veda hutbesi
Sport
reach the final v. finale gelmek