Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | mint n. | nane | ||
You can decorate your dessert with fresh mint. Tatlınızı taze nane ile süsleyebilirsiniz. More Sentences |
||||
General | ||||
General | mint n. | nane şekeri | ||
I was using mint after smoke to prevent smell. Kokuyu önlemek için sigaradan sonra nane şekeri kullanıyordum. More Sentences |
||||
General | mint n. | darphane | ||
No one else than Royal Mint can produce coins. Kraliyet Darphanesinden başka hiç kimse madeni para üretemez. More Sentences |
||||
General | mint n. | nane | ||
Lemon balm belongs to the mint family and is found worldwide. Melisa nane ailesine aittir ve dünya çapında bulunur. More Sentences |
||||
General | mint v. | basmak (para) | ||
In ancient times, most of the gold from the region was minted into coins. Antik çağda bölgeden elde edilen altının büyük bir kısmı madeni para olarak basılıyordu. More Sentences |
||||
Gastronomy | ||||
Gastronomy | mint | nane | ||
Lemon balm mint is also beneficial for relaxation and is entirely safe. Melisa nanesi de rahatlama için faydalıdır ve tamamen güvenlidir. More Sentences |
||||
British Slang | ||||
British Slang | mint | mükemmel | ||
You are looking really mint in that dress. O elbisenin içinde gerçekten harika görünüyorsun. More Sentences |
||||
General | ||||
General | mint n. | büyük miktar (özellikle para) | ||
General | mint n. | nane yeşili | ||
General | mint n. | para basım evi | ||
General | mint n. | çok sayıda olan şey | ||
General | mint n. | büyük miktar | ||
General | mint n. | büyük ölçü | ||
General | mint n. | büyük oran | ||
General | mint n. | sikke yapımı ile görevlendirilen devlet dairesi | ||
General | mint n. | üretim yeri | ||
General | mint n. | yeni fikir kaynağı | ||
General | mint n. | çok iyi durumda olan sikke | ||
General | mint n. | çok iyi durumda olan damga | ||
General | mint n. | madeni paraların, banknotların ve nişanların devlet otoritesi altında üretildiği yer | ||
General | mint n. | sınırsız kaynağın bulunduğu yer | ||
General | mint n. | sınırsız kaynak | ||
General | mint v. | uydurmak | ||
General | mint v. | para kesmek | ||
General | mint v. | para basmak | ||
General | mint v. | icat etmek | ||
General | mint v. | (madeni para) basmak | ||
General | mint v. | nane ile tatlandırmak | ||
General | mint adj. | darphaneye ait | ||
General | mint adj. | darphaneyle ilişkili | ||
General | mint adj. | yeni basılmış (sikke) | ||
General | mint adj. | henüz tedavülde olmayan | ||
General | mint adj. | ilk durumda olan | ||
General | mint adj. | kullanılmamış ve bozulmamış | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | mint n. | darphane | ||
Trade/Economic | mint | para basma | ||
Gastronomy | ||||
Gastronomy | mint n. | genelde akşam yemeğinden sonra servis edilen naneli bir tür şekerleme | ||
Botanic | ||||
Botanic | mint n. | ballıbabagiller familyasına mensup çeşitli aromatik bitkilere verilen ad | ||
Botanic | mint n. | mentha cinsi bitki |
Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | the smell of mint n. | nane kokusu | ||
General | the smell of mint n. | nane kokusu | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | tolerance of the mint n. | yasal ağırlık ve incelikten izin verilen ölçüde sapma | ||
Trade/Economic | remedy of the mint n. | yasal ağırlık ve incelikten izin verilen ölçüde sapma | ||
Trade/Economic | master of the mint n. | darphane müdürü | ||
Trade/Economic | director of the mint n. | darphane yöneticisi | ||
Technical | ||||
Technical | remedy of the mint n. | madeni paralarda yasal olarak izin verilen ağırlık veya incelik sapması |