|
- Mr. Cox will have a lecture on theoretical perspectives on human behavior.
- Bay Cox, insan davranışları üzerine teorik perspektifler üzerine bir konferans verecek.
- Rio still managed to be the bearer of great hopes, at least as regards theoretical approaches and fine words.
- Rio yine de en azından teorik yaklaşımlar ve güzel sözler açısından büyük umutların taşıyıcısı olmayı başardı.
- This is not really a theoretical question in this day and age.
- Bu, günümüzde ve çağımızda gerçekten teorik bir soru değildir.
- May I point out that the announcement of partial operational readiness in Laeken is not simply of theoretical value.
- Laeken'de kısmi operasyonel hazırlığın duyurulmasının sadece teorik bir değer taşımadığını belirtmek isterim.
- It is also necessary to be practical and not theoretical.
- Teorik değil pratik olmak da gereklidir.
- Faced with the reality and current state of the terrorist threat, many European measures are still only theoretical.
- Terör tehdidinin gerçekliği ve mevcut durumu karşısında, Avrupa'nın aldığı pek çok tedbir hala sadece teoriktir.
- As far as possible, the debate should not be academic and theoretical.
- Tartışma mümkün olduğunca akademik ve teorik olmamalıdır.
- The time for theoretical statements has passed.
- Teorik açıklamaların zamanı geçti.
- We must bring the exact and the theoretical sciences close together, however difficult that may seem.
- Ne kadar zor görünürse görünsün, kesin ve teorik bilimleri birbirine yaklaştırmalıyız.
- Three years have passed since then, and the Commission itself acknowledges that the assessment is largely theoretical.
- O zamandan bu yana üç yıl geçti ve Komisyonun kendisi de değerlendirmenin büyük ölçüde teorik olduğunu kabul ediyor.
- Originally, this report was rather complex and quite theoretical, too theoretical, in fact.
- Başlangıçta bu rapor oldukça karmaşık ve oldukça teorikti, hatta fazla teorikti.
- May I point out that the announcement of partial operational readiness in Laeken is not simply of theoretical value.
- Laeken'de kısmi operasyonel hazırlığın ilan edilmesinin sadece teorik bir değer taşımadığını belirtmek isterim.
- Liberalisation at any cost implies certain theoretical assumptions.
- Ne pahasına olursa olsun liberalleşme bazı teorik varsayımları beraberinde getirir.
- Behind theoretical speech there is a whole real world.
- Teorik konuşmaların ardında koca bir gerçek dünya var.
- However this is a theoretical proposition which has very little to do with practical reality.
- Ancak bu, pratik gerçeklikle çok az ilgisi olan teorik bir önermedir.
- The lecture is composed by two parts, one theoretical, the other practical.
- Ders iki bölümden oluşuyor, biri teorik, diğeri pratik.
- In addition, our experiments are consistent with our theoretical results.
- Ek olarak, deneyler, teorik sonuçlarla uyumludur.
- From a theoretical point of view, Peterson's argument is directly relevant to our discussion.
- Teorik bir bakış açısından, Peterson'ın argümanı tartışmamızla doğrudan ilgili.
- The lecture is composed by two parts, one theoretical, the other practical.
- Ders iki bölümden oluşuyor; biri teorik, diğeri pratik.
- In addition, our experiments are consistent with our theoretical results.
- Ayrıca, deneylerimiz teorik sonuçlarımızla tutarlı.
- The theoretical exam is tomorrow.
- Teorik sınav yarın.
Show More (18)
|
