|
- Just think about changing your bank.
- Sadece bankanızı değiştirmeyi düşünün.
- The second question is what do you think about the regional processes in the candidate countries?
- İkinci soru, aday ülkelerdeki bölgesel süreçler hakkında ne düşünüyorsunuz?
- I think it is important that we think about whether we should retain agricultural policy or develop it.
- Tarım politikasını korumamız mı yoksa geliştirmemiz mi gerektiği konusunda düşünmemizin önemli olduğunu düşünüyorum.
- We should only think about legislation if that fails to work.
- Mevzuatı sadece bu işe yaramazsa düşünmeliyiz.
- We are already thinking about a schedule, events and setting up an advisory committee.
- Halihazırda bir takvim, etkinlikler ve bir danışma komitesi kurmayı düşünüyoruz.
- We simply do not take time to stop and think about it.
- Durup düşünmek için hiç zaman ayırmıyoruz.
- The referendum in Ireland gave us an opportunity to sit back and think about the way in which Europe develops.
- İrlanda'daki referandum bize arkamıza yaslanıp Avrupa'nın nasıl geliştiğini düşünme fırsatı verdi.
- The Council should now get to work and think about how and in which contexts this matter can be taken further.
- Konsey şimdi işe koyulmalı ve bu konunun nasıl ve hangi bağlamlarda daha ileri götürülebileceğini düşünmelidir.
- You have until tomorrow to think about it, but I shall expect an undertaking from you before the vote takes place.
- Bunu düşünmek için yarına kadar vaktiniz var ancak oylama yapılmadan önce sizden bir taahhüt bekliyorum.
- Is the Commission thinking about starting with this?
- Komisyon bununla başlamayı düşünüyor mu?
- Perhaps we have to start to think about doing less but better.
- Belki de daha az ama daha iyisini yapmayı düşünmeye başlamalıyız.
- We need to think about the most efficient way of making an input into the process.
- Sürece katkıda bulunmanın en etkili yolunu düşünmemiz gerekiyor.
- Perhaps you would be so kind as to tell us what you think about that.
- Belki bize bu konuda ne düşündüğünüzü söyleme nezaketinde bulunursunuz.
- It is surely self-evident what the Council thinks about the matter.
- Konsey'in bu konuda ne düşündüğü elbette açıktır.
- Think about this when you vote, ladies and gentlemen.
- Oy verirken bunu düşünün, bayanlar ve baylar.
- Stealing sensitive information on ordinary people is also obviously a crime, when you think about it.
- Düşündüğünüzde sıradan insanlara ait hassas bilgilerin çalınmasının da bir suç olduğu açıktır.
- We also need to think about the therapeutic technologies that we wish to give priority to.
- Ayrıca öncelik vermek istediğimiz tedavi teknolojileri hakkında da düşünmemiz gerekiyor.
- We will have to tell both of them what we think about this budgetary and economic issue.
- Her ikisine de bu bütçe ve ekonomi meselesi hakkında ne düşündüğümüzü söylememiz gerekecek.
- We should only think about legislation if that fails to work.
- Mevzuatı ancak bu işe yaramazsa düşünmeliyiz.
- We cannot avoid thinking about the tragic outcome, which has made such a deep impression on our minds.
- Zihinlerimizde bu kadar derin bir etki bırakan trajik sonucu düşünmekten kaçınamayız.
- You have not said what you think about 'more Europe' .
- Daha fazla Avrupa' hakkında ne düşündüğünüzü söylemediniz.
- I would be grateful if you would at least think about it and consider abstaining.
- En azından bunu düşünür ve çekimser kalmayı düşünürseniz minnettar olurum.
- It is highly likely that, at the next elections, the voters will tell us what they think about it.
- Büyük olasılıkla önümüzdeki seçimlerde seçmenler bu konuda ne düşündüklerini bize söyleyeceklerdir.
- But they also need to think about what to do in case of non-compliance.
- Ancak uyumsuzluk durumunda ne yapacaklarını da düşünmeleri gerekir.
- We are not interested in hearing what you think about it.
- Bu konuda ne düşündüğünüzü duymakla da ilgilenmiyoruz.
- You will have to do some thinking about that.
- Bu konuda biraz düşünmeniz gerekecek.
- We need to think about how to impose mandatory specifications to ensure buildings are stable.
- Binaların sağlam olmasını sağlamak için zorunlu şartnameleri nasıl uygulayacağımızı düşünmemiz gerekiyor.
- We should be thinking about the future.
- Geleceği düşünmeliyiz.
- Whatever one may think about the topic of debate, it is evident that it is an important one.
- Tartışma konusu hakkında ne düşünülürse düşünülsün, bunun önemli bir konu olduğu açıktır.
- What does the Council think about the Green Paper on repatriation?
- Konsey geri dönüşle ilgili Yeşil Kitap hakkında ne düşünüyor?
- It is surely self-evident what the Council thinks about the matter.
- Konsey'in bu konuda ne düşündüğü herhalde çok açıktır.
- There is nothing more to do except think about compensating those affected until economic activity can be rebuilt.
- Ekonomik faaliyetler yeniden inşa edilinceye kadar etkilenenlere tazminat ödemeyi düşünmekten başka yapacak bir şey yok.
- It is highly likely that, at the next elections, the voters will tell us what they think about it.
- Büyük olasılıkla bir sonraki seçimlerde seçmenler bize bu konuda ne düşündüklerini söyleyeceklerdir.
- The Council should now get to work and think about how and in which contexts this matter can be taken further.
- Konsey şimdi çalışmaya başlamalı ve bu konunun nasıl ve hangi bağlamlarda daha ileri götürülebileceğini düşünmelidir.
- At tomorrow's vote, think about what you will say to any of your fellow citizens who asks you what you have done.
- Yarınki oylamada, size ne yaptığınızı soran herhangi bir vatandaşınıza ne söyleyeceğinizi düşünün.
- That is something I want the rapporteur to think about.
- Sözcünün bu konu üzerinde düşünmesini istiyorum.
- We also need to think about national accounts which integrate environmental data.
- Ayrıca çevresel verileri entegre eden ulusal hesaplar üzerinde de düşünmemiz gerekiyor.
- I would ask you to think about that.
- Bunu düşünmenizi rica ediyorum.
- I just want to pick up one point and be told what the Commission really thinks about it.
- Sadece bir noktayı ele almak ve Komisyon'un bu konuda gerçekten ne düşündüğünü öğrenmek istiyorum.
- I just want to pick up one point and be told what the Commission really thinks about it.
- Sadece bir noktaya değinmek ve Komisyon'un bu konuda gerçekten ne düşündüğünü öğrenmek istiyorum.
- I urge you strongly to think about that.
- Sizi bu konuda düşünmeye davet ediyorum.
- I would be grateful if you would at least think about it and consider abstaining.
- En azından bunu düşünür ve çekimser kalmayı düşünürseniz size minnettar olurum.
- We also need to think about small and medium-sized enterprises so that they too accept women looking for jobs.
- Küçük ve orta ölçekli işletmeleri de düşünmeliyiz ki onlar da iş arayan kadınları kabul etsinler.
- I do not think that we have settled this question properly, and we shall have to think about it in terms of procedure.
- Bu soruyu doğru bir şekilde çözdüğümüzü düşünmüyorum ve bu konuyu prosedür açısından düşünmemiz gerekecek.
- In former times when we were still an economic community, we never really thought about it in this way.
- Eskiden, hala ekonomik bir topluluk olduğumuz zamanlarda, bu konuyu hiç bu şekilde düşünmemiştik.
- Let us think about that.
- Bunu bir düşünelim.
- We only need think about Mercosur or the Andean Pact.
- Mercosur ya da Andean Paktını düşünmemiz yeterlidir.
- We are not interested in hearing what you think about it.
- Bu konuda ne düşündüğünüzü duymakla ilgilenmiyoruz.
- Stealing sensitive information on ordinary people is also obviously a crime, when you think about it.
- Düşündüğünüzde, sıradan insanlara ait hassas bilgilerin çalınmasının da bir suç olduğu açıktır.
- We will have to do some thinking about that.
- Bu konuda biraz düşünmemiz gerekecek.
- People are thinking about it, and I expect the Commission is too.
- İnsanlar bunu düşünüyor ve Komisyon'un da düşünmesini bekliyorum.
- I would like to add, in conclusion, that it is important that we think about fiscal optimisation.
- Sonuç olarak, mali optimizasyon üzerinde düşünmemizin önemli olduğunu eklemek isterim.
- In this case I am thinking about the whole range of medicines, for example.
- Bu durumda, örneğin tüm ilaç yelpazesini düşünüyorum.
- The reason is obvious if you think about it for a moment.
- Bir an için düşünürseniz bunun nedeni açıktır.
- It pains me to even think about what has happened there and two minutes is far too little time in which to do so.
- Orada olanları düşünmek bile bana acı veriyor ve iki dakika bunu yapmak için çok az bir süre.
- I do not think that we have settled this question properly, and we shall have to think about it in terms of procedure.
- Bu soruyu doğru bir şekilde çözdüğümüzü düşünmüyorum ve bunu prosedür açısından düşünmemiz gerekecek.
- I would make a friendly suggestion that Charles Pasqua thinks about this.
- Charles Pasqua'ya bu konuyu düşünmesi için dostça bir öneride bulunacağım.
- They are thinking about it, but it has not yet happened.
- Bunu düşünüyorlar ama henüz gerçekleşmedi.
- We cannot avoid thinking about the tragic outcome, which has made such a deep impression on our minds.
- Zihinlerimizde böylesine derin bir etki bırakan trajik sonucu düşünmeden edemiyoruz.
- Let us just think about the food we eat, for example.
- Örneğin sadece yediğimiz yiyecekleri düşünelim.
- And so we must think about how to solve this problem.
- Dolayısıyla bu sorunu nasıl çözeceğimizi düşünmeliyiz.
- What do you think about a reduction on the direct income supplements?
- Doğrudan gelir desteklerinin azaltılması konusunda ne düşünüyorsunuz?
- We are already thinking about a schedule, events and setting up an advisory committee.
- Şimdiden bir program, etkinlikler ve bir danışma komitesi kurmayı düşünüyoruz.
- Gabi, the whole time I was in China I couldn't stop thinking about you.
- Gabi, Çin'de olduğum onca süre boyunca seni düşünmeden edemedim.
- I've been thinking about tonight every day since I left that jewelry store.
- Kuyumcudan çıktığımdan beri her gün bu geceyi düşünüyorum.
- That's all I think about, how nice you are to me.
- Tek düşündüğüm bu, bana karşı ne kadar iyi olduğun.
- That's all I think about, how nice you are to me.
- Tek düşündüğüm bu, bana ne kadar iyi davrandığın.
- Thinking about it even more will only cause you unnecessary stress.
- Bu konuda daha fazla düşünmek size sadece gereksiz stres yaratacaktır.
- Thinking about it even more will only cause you unnecessary stress.
- Bunları daha fazla düşünmek sadece sizde gereksiz strese sebebiyet verecektir.
- This weekend, just think about who you really want.
- Bu hafta sonu, gerçekten kimi istediğinizi düşünün.
- I've been thinking about tonight every day since I left that jewelry store.
- Kuyumcudan ayrıldığımdan beri her gün bu geceyi düşünüyorum.
- Gabi, the whole time I was in China I couldn't stop thinking about you.
- Gabi, Çin'de olduğum süre boyunca seni düşünmeden duramadım.
- That's all I think about, how nice you are to me.
- Tüm düşündüğüm bu, bana karşı nasıl nazik olduğunuz.
- Gabi, the whole time I was in China I couldn't stop thinking about you.
- Çin'de geçirdiğim onca zaman boyunca seni düşünmeden edemedim Gabi.
- An ordinary martial artist can't even think about things like this, much less eat it.
- Sıradan bir dövüş sanatçısı bırakın yemeyi, böyle şeyleri düşünemez bile.
- Thinking about it even more will only cause you unnecessary stress.
- Bunu daha da fazla düşünmek, yalnızca gereksiz stres yaşamanıza neden olur.
- An ordinary martial artist can't even think about things like this, much less eat it.
- Sıradan bir dövüş sanatçısı böyle şeyleri düşünemez bile, yemek şöyle dursun.
- This is the first time I've ever thought about this.
- İlk defa bunu düşündüm.
- Nobody thought about that.
- Kimse bunu düşünmedi.
- Why don't you think about it?
- Neden bunu düşünmüyorsun?
- What do you think about reggae?
- Reggae hakkında ne düşünüyorsun?
- I don't care what people think about me.
- İnsanların benim için ne düşündüğüyle ilgilenmiyorum.
- Fadil is thinking about it.
- Fadıl bunu düşünüyor.
- I can't even think about it.
- Düşünemiyorum bile.
- All I think about is you.
- Tek düşündüğüm sensin.
- All Tom thinks about is making money.
- Tom'un tek düşündüğü para kazanmak.
- I have to think about what needs to be done.
- Ne yapılması gerektiğini düşünmek zorundayım.
- Tom says he's thinking about quitting his job.
- Tom işini bırakmayı düşündüğünü söylüyor.
- I can't stop thinking about what they did to me.
- Onların bana yaptıklarını düşünmeden edemiyorum.
- Think about how you'd feel if that happened to you.
- Bu senin başına gelseydi nasıl hissederdin bir düşün.
- Thinking about it still makes me angry.
- Bunu düşünmek beni hala kızdırıyor.
- I think about her every day.
- Her gün onu düşünüyorum.
- Try not to think about her all the time.
- Sürekli onu düşünmemeye çalış.
- They had been thinking about it for some time.
- Bunu bir süredir düşünüyorlardı.
- Tell me, what are you thinking about?
- Söyle bana, ne düşünüyorsun?
- I'll think about what you said.
- Söylediklerini düşüneceğim.
- Tom and Mary told me that they're thinking about getting a dog.
- Tom ve Mary bana bir köpek almayı düşündüklerini söylediler.
- I'm thinking about it.
- Bunu düşünüyorum.
- I was thinking about getting married.
- Evlenmeyi düşünüyordum.
- Let's think about that for a moment.
- Bir an için bu konuda düşünelim.
- Try not to think about Tom all the time.
- Sürekli Tom'u düşünmemeye çalışın.
- Have you ever thought about doing that?
- Bunu yapmayı hiç düşündün mü?
- I've thought about this a lot.
- Ben de çok düşündüm.
- Who did you think about?
- Kimi düşündün?
- Do you ever think about that?
- Bunu hiç düşündün mü?
- I must think about what to do.
- Ne yapacağımı düşünmeliyim.
- I'll let you think about it.
- Bunu düşünmene izin vereceğim.
- I can't stand to think about it.
- Bunu düşünmeye dayanamıyorum.
- I keep thinking about Tom.
- Tom'u düşünüp duruyorum.
- How much time do you actually spend thinking about the future?
- Geleceği düşünerek gerçekten ne kadar zaman harcarsınız?
- Nobody thinks about my country.
- Kimse benim ülkemi düşünmüyor.
- I sometimes still think about her.
- Bazen hala onu düşünüyorum.
- I need more time to think about it.
- Bunu düşünmek için zamana ihtiyacım var.
- I try not to think about Tom too much.
- Tom'u çok fazla düşünmemeye çalışıyorum.
- I've been thinking about our honeymoon.
- Balayımızı düşünüyordum.
- I still think about her.
- Hâlâ onu düşünüyorum.
- Tom said that he'd think about it.
- Tom bunu düşüneceğini söyledi.
- So, what do you think about it?
- Peki, onun hakkında ne düşünüyorsun?
- I was just thinking about something.
- Sadece bir şey düşünüyordum.
- Have you ever thought about donating your organs after you die?
- Öldükten sonra organlarınızı bağışlamayı hiç düşündünüz mü?
- I don't often think about the past.
- Geçmiş hakkında sık sık düşünmüyorum.
- All Tom can think about is food.
- Tom'un tek düşünebildiği yemek.
- That will give me something to think about.
- Bu bana düşünecek bir şey verir.
- Why don't you give Tom some time to think about it?
- Neden Tom'a düşünmesi için biraz zaman vermiyorsun?
- She lay awake for hours thinking about him.
- Saatlerce onu düşünerek uyanık kaldı.
- I'm thinking about complaining about my son's teacher at the kindergarten.
- Oğlumun anaokulundaki öğretmeni hakkında şikayette bulunmayı düşünüyorum.
- Tom spends all his time thinking about Mary.
- Tom tüm zamanını Mary'yi düşünerek geçiriyor.
- Why don't we think about this for another week or so?
- Neden bunu bir hafta kadar düşünmüyoruz?
- I didn't think about what I was doing.
- Ne yaptığımı düşünmedim.
- I think about Tom a lot.
- Tom hakkında çok düşünüyorum.
- Are you thinking about me?
- Beni mi düşünüyorsun?
- Tom is still thinking about what happened.
- Tom hala yaşananları düşünüyor.
- What does Tom think about that?
- Tom bunun için ne düşünüyor?
- I'm still thinking about it.
- Ben hala o konuyu düşünüyorum.
- Tom lay awake for hours thinking about Mary.
- Tom saatlerce Mary'yi düşünerek uyanık kaldı.
- I didn't think about that.
- Bunu hiç düşünmedim.
- Are you seriously thinking about quitting your job?
- İşini bırakmayı ciddi ciddi düşünüyor musun?
- Layla was thinking about taking her hijab off.
- Leyla tesettürünü çıkarmayı düşünüyordu.
- What do you think about Brazilians?
- Brezilyalılar hakkında ne düşünüyorsunuz?
- I think about her all day.
- Her gün onu düşünüyorum.
- Think about this for a moment.
- Bir an için bunu düşünün.
- The more I think about it, the less I like it.
- Onu ne kadar çok düşünürsem, o kadar az hoşlanıyorum.
- I spent all afternoon thinking about what I should do.
- Ne yapmam gerektiğini düşünerek tüm öğleden sonrayı geçirdim.
- Tom often thought about Mary.
- Tom sık sık Mary'yi düşünürdü.
- What do you think about these poems?
- Bu şiirler hakkında ne düşünüyorsun?
- Why doesn't he think about me anymore?
- Neden artık beni düşünmüyor?
- Tom never thinks about others.
- Tom asla başkalarını düşünmez.
- Why doesn't she think about me anymore?
- Neden artık beni düşünmüyor?
- I didn't think about it too much.
- Bunu çok fazla düşünmedim.
- I'll have to think about that.
- Bunu düşünmem gerekecek.
- Have you thought about it?
- O konuda düşündün mü?
- I'd like to think about it.
- Bunu düşünmek isterdim.
- I have been thinking about starting a new business.
- Yeni bir iş kurmayı düşünüyorum.
- I'll give you some time to think about it.
- Bunu düşünmen için sana biraz zaman vereceğim.
- Thinking about that, I left.
- O konuda düşününce, bıraktım.
- Tell me what you think about Tom.
- Tom hakkında ne düşündüğünü söyle.
- You're the only one I ever think about.
- Düşündüğüm tek kişi sensin.
- What were you thinking about?
- Neyi düşünüyordun?
- I'll give you a minute to think about it.
- Bunu düşünmen için sana bir dakika vereceğim.
- Are you seriously thinking about buying a computer from that store?
- O mağazadan bir bilgisayar almayı ciddi olarak düşünüyor musun?
- Don't think about it.
- Bunu düşünme.
- Why don't you think about it?
- Neden onu düşünmüyorsun?
- I've never thought about doing that.
- Bunu yapmayı hiç düşünmemiştim.
- I was just thinking about them.
- Az önce onları düşünüyordum.
- I'll have to think about it.
- Düşünmek zorundayım.
- Are you thinking about them?
- Onları mı düşünüyorsun?
- I think about it often.
- Onu sık sık düşünüyorum.
- Tom lay awake almost all night thinking about Mary.
- Tom neredeyse bütün gece Mary'yi düşünerek uyanık kaldı.
- I want you to think about that.
- Bunu düşünmeni istiyorum.
- Sami says he never thinks about Layla anymore.
- Sami artık Leyla'yı hiç düşünmediğini söylüyor.
- I've been thinking about Tom a lot recently.
- Son zamanlarda Tom'u çok düşünüyorum.
- I didn't think about it much.
- Hakkında fazla düşünmedim.
- Think about how you did me wrong.
- Bana nasıl yanlış yaptığını düşün.
- I didn't think about it much.
- Bu konuda fazla düşünmedim.
- I'm thinking about ordering another drink.
- Bir içki daha sipariş etmeyi düşünüyorum.
- I want you to think about how we can improve.
- Nasıl gelişebileceğimizi düşünmeni istiyorum.
- Let me give you something to think about.
- Sana düşünmen için bir şey vereyim.
- I need a few days to think about this.
- Bunu düşünmek için birkaç güne ihtiyacım var.
- Tom has a lot to think about.
- Tom'un düşünecek çok şeyi var.
- The more I try to forget about my ex-boyfriend, the more I think about him.
- Eski erkek arkadaşımı unutmaya çalıştıkça, onu daha çok düşünüyorum.
- I'll need some time to think about it.
- Düşünmek için zamana ihtiyacım var.
- You thought about everything.
- Her şeyi düşündün.
- Tom never thought about the future.
- Tom geleceği hiç düşünmedi.
- I don't even want to think about what could happen.
- Neler olabileceğini düşünmek bile istemiyorum.
- Tom hadn't thought about Mary for days.
- Tom günlerdir Mary'yi düşünmemişti.
- Have you ever thought about moving to Boston?
- Boston'a taşınmayı hiç düşündünüz mü?
- I think about that every single day.
- Bunu her gün düşünüyorum.
- Tom is thinking about moving back home.
- Tom eve geri taşınmayı düşünüyor.
- You're not still thinking about what Tom said, are you?
- Hâlâ Tom'un söylediklerini düşünmüyorsun, değil mi?
- Tom was thinking about telling Mary that he loved her.
- Tom onu sevdiğini Mary'ye söylemeyi düşünüyordu.
- Sami thought about following in Dad's footsteps at medical school.
- Sami tıp fakültesinde babasının izinden gitmeyi düşünüyordu.
- I think about her a lot.
- Onu çok düşünüyorum.
- I think about him a lot.
- Onu çok düşünüyorum.
- I don't know what Tom thinks about that.
- Tom'un bu konuda ne düşündüğünü bilmiyorum.
- And feminism, what do you think about feminism?
- Peki feminizm, feminizm hakkında ne düşünüyorsunuz?
- I spend most of my time thinking about you.
- Zamanımın çoğunu seni düşünerek geçiriyorum.
- Don't they think about the poor children who are dying of hunger?
- Açlıktan ölen zavallı çocukları düşünmüyorlar mı?
- My heart breaks when I think about this.
- Bununla ilgili düşündüğüm zaman kalbim kırılıyor.
- I've been thinking about you a lot.
- Seni çok düşündüm.
- I was just now thinking about you.
- Ben de şimdi seni düşünüyordum.
- We need to think about what needs to be done next.
- Bundan sonra ne yapmamız gerektiğini düşünmeliyiz.
- Tom thought about it for a moment.
- Tom bir an bunu düşündü.
- I wonder what Tom thinks about this.
- Tom'un bu konuda ne düşündüğünü merak ediyorum.
- We'll think about that.
- Biz o konuda düşüneceğiz.
- From time to time, I think about my mother who is no longer living.
- Arada sırada artık yaşamayan annemi düşünüyorum.
- I've been thinking about Tom's plan.
- Tom'un planını düşünüyordum.
- Stop thinking about it.
- O konuda düşünmeyi kes.
- Tom is probably thinking about Mary.
- Tom muhtemelen Mary'yi düşünüyordur.
- Are you thinking about getting a job?
- Bir iş bulmayı düşünüyor musun?
- I don't think about anything else.
- Başka bir şey düşünmüyorum.
- I've been thinking about this for a while.
- Bir süredir bunu düşünüyordum.
- We did not think about the price.
- Fiyatını düşünmedik.
- Why don't we think about this for another week or so?
- Neden bunu bir hafta kadar daha düşünmüyoruz?
- I think about you every day.
- Her gün seni düşünüyorum.
- We'll think about it.
- Bunu düşüneceğiz.
- Mary sat on the beach thinking about all the happy times she'd shared with Tom.
- Mary Tom'la paylaştığı tüm mutlu zamanları düşünerek plajda oturdu.
- I wasn't even thinking about that.
- Bunu düşünmüyordum bile.
- I was thinking about going to Boston next month.
- Gelecek ay Boston'a gitmeyi düşünüyordum.
- Have you thought about it?
- Bunu düşündün mü?
- I can't stop thinking about what they did to me.
- Bana ne yaptıklarını düşünmeden duramıyorum.
- Is that all you can think about?
- Tek düşünebildiğin bu mu?
- I have to think about that.
- Bu konuda düşünmek zorundayım.
- I don't think we can trust the polls to tell us what the general populace thinks about the candidates.
- Halkın adaylar hakkında ne düşündüğünü söylemesi için anketlere güvenebileceğimizi sanmıyorum.
- I didn't even think about it.
- Bunu düşünmedim bile.
- I'll let you think about it a little longer.
- Bunu biraz daha düşünmene izin vereceğim.
- I think about that a lot.
- Bunu çok düşünüyorum.
- She thought about everything.
- O her şeyi düşündü.
- What are you thinking about now?
- Şu an ne düşünüyorsun?
- We're always thinking about it.
- Hep bunu düşünüyoruz.
- I never thought about it before.
- Daha önce hiç düşünmemiştim.
- I can't think about this right now.
- Şu anda bunu düşünemem.
- I thought about you the other day.
- Geçen gün seni düşündüm.
- I think about her all the time.
- Her zaman onu düşünüyorum.
- I've been thinking about you a lot.
- Seni çok düşünüyorum.
- What do you think about your eggs?
- Yumurtalarınız hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Have you ever thought about donating your organs after you die?
- Öldükten sonra organlarını bağışlamayı hiç düşündün mü?
- How can I think about anything else at a time like this?
- Böyle bir zamanda başka şeyler hakkında nasıl düşünebilirim?
- Tell her that I am thinking about a solution.
- Ona bir çözüm düşündüğümü söyleyin.
- I don't even want to think about something similar happening to you.
- Benzer bir şeyin senin başına gelmesini düşünmek bile istemiyorum.
- Let's not even think about it.
- Bunu düşünmeyelim bile.
- The other day, I thought about you.
- Geçen gün seni düşündüm.
- I do not think about England, whilst I write in English.
- İngilizce yazarken İngiltere'yi düşünmüyorum.
- You should think about that.
- Bunu düşünmelisin.
- I cringe every time I think about Tom.
- Tom'u her düşündüğümde içim sızlıyor.
- I was thinking about something else.
- Başka bir şey düşünüyordum.
- Do you care what other people think about us?
- Diğer insanların bizim hakkımızda ne düşündüğünü umursuyor musun?
- Tom says he's thinking about getting a dog.
- Tom bir köpek almayı düşündüğünü söyledi.
- What do you think about the death penalty?
- İdam cezası hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Thinking about it still makes me angry.
- Bunu düşünmek beni hâlâ kızdırıyor.
- Have you thought about when you want to arrive?
- Ne zaman gelmek istediğinizi düşündünüz mü?
- I don't care what others think about me.
- Başkalarının benim hakkımda ne düşündüğü umurumda değil.
- I was thinking about what you said.
- Ne dediğini düşünüyordum.
- Tom thought about it and agreed that Mary was right.
- Tom düşündü ve Mary'nin haklı olduğunu kabul etti.
- I keep thinking about you.
- Seni düşünmeye devam ediyorum.
- I've been thinking about buying a new car.
- Yeni bir araba almayı düşünüyorum.
- I thought about all the times we used to play together as kids.
- Çocukken birlikte oynadığımız zamanları düşündüm.
- Do you ever think about retiring?
- Emekli olmak hakkında hiç düşünüyor musunuz?
- I think Tom just wanted more time to think about it.
- Sanırım Tom düşünmek için biraz daha zaman istiyordu.
- Have you ever thought about baking your potatoes instead of frying them?
- Patatesleri kızartmak yerine fırınlamayı hiç düşündün mü?
- I'm thinking about changing careers.
- Meslek değiştirmeyi düşünüyorum.
- Tom says he hasn't thought about it yet.
- Tom henüz düşünmediğini söylüyor.
- I have to think about that.
- Bunu düşünmek zorundayım.
- The man, who had not eaten for three days, had trouble thinking about anything except food.
- Üç gündür yemek yemeyen adam, yemek dışında bir şey düşünmekte zorlanıyordu.
- What do you think about this, doctor?
- Bu konuda ne düşünüyorsunuz, doktor?
- Please think about this.
- Lütfen bunu düşünün.
- I've been thinking about leaving.
- Ayrılmayı düşünüyordum.
- Have you been thinking about me, Mary?
- Beni düşündün mü Mary?
- I can't stop thinking about Tom.
- Tom'u düşünmeden duramıyorum.
- Tom always thinks about food.
- Tom hep yemek düşünür.
- What do you think about him?
- Onunla ilgili ne düşünüyorsun?
- I've been thinking about this for a long time.
- Ben de uzun zamandır bunu düşünüyordum.
- Do you think she still thinks about me?
- Sence o hala beni düşünüyor mudur?
- I'm thinking about changing careers.
- Kariyerimi değiştirmeyi düşünüyorum.
- It doesn't matter whether I'm sleeping or awake, I'm always thinking about you.
- Uyurken ya da uyanıkken fark etmez, hep seni düşünüyorum.
- I told her I'd think about it.
- Ona düşüneceğimi söyledim.
- I think about Tom all day.
- Bütün gün Tom'u düşünürüm.
- I suppose it's different when you think about it over the long term.
- Sanırım uzun vadeli düşündüğünüzde durum değişiyor.
- I've been doing a lot of thinking about what you said.
- Söylediğin şey hakkında çok şey düşünüyorum.
- Have you ever thought about donating your organs after you die?
- Öldükten sonra hiç organlarınızı bağışlamayı düşündünüz mü?
- Sami has been thinking about this for so long.
- Sami bunu uzun zamandır düşünüyordu.
- Tom thought about this.
- Tom bunu düşündü.
- Why do you think I'm thinking about you?
- Neden seni düşündüğümü sanıyorsun?
- Tom and Mary are thinking about getting a divorce.
- Tom ve Mary boşanmayı düşünüyor.
- Have you ever thought about getting a pilot's license?
- Hiç pilot lisansı almayı düşündün mü?
- They don't think about the poor children who are dying of hunger.
- Onlar açlıktan ölen fakir çocukları düşünmüyorlar.
- I'd like to think about it a little longer before I make a decision.
- Karar vermeden önce biraz daha düşünmek istiyorum.
- Tom couldn't fall asleep because he was thinking about Mary.
- Tom Mary'yi düşündüğü için uyuyamıyordu.
- Have you thought about what time of year you want to take a cruise?
- Yılın hangi zamanında gemi seyahatine çıkmak istediğini düşündün mü?
- Tom didn't know what Mary thought about it.
- Tom, Mary'nin bu konuda ne düşündüğünü bilmiyordu.
- We have to think about our children.
- Çocuklarımızı düşünmek zorundayız.
- I thought about them.
- Onları düşündüm.
- I wish I could stop thinking about it.
- Keşke bunu düşünmeyi bırakabilseydim.
- I'm sitting in my office thinking about you.
- Ofisimde oturmuş seni düşünüyorum.
- I need time to think about it.
- Onunla ilgili düşünmek için zamana ihtiyacım var.
- Tom told Mary what he thought about her new hairstyle.
- Tom Mary'ye yeni saç modeli hakkında ne düşündüğünü söyledi.
- It's exactly what I was thinking about.
- Ben de tam bunu düşünüyordum.
- I still think about Tom all the time.
- Hâlâ sürekli Tom'u düşünüyorum.
- I thought about calling Tom, but I didn't.
- Tom'u aramayı düşündüm ama yapmadım.
- Tom can't bear to think about it.
- Tom bunu düşünmeye dayanamıyor.
- Don't think about stuff like that.
- Böyle şeyleri düşünme.
- I had some time to think about what I had to do.
- Ne yapmam gerektiğini düşünmek için biraz zamanım vardı.
- You should have thought about that before you got Layla pregnant.
- Bunu Layla'yı hamile bırakmadan önce düşünmeliydin.
- What're you thinking about?
- Ne düşünüyorsun?
- Tom is still thinking about what to do.
- Tom hala ne yapacağını düşünüyor.
- Who are you thinking about?
- Kimi düşünüyorsun?
- I thought about resigning from the company.
- Şirketten istifa etmeyi düşündüm.
- I think about him all day.
- Her gün onu düşünüyorum.
- I've been thinking about my conversation with Tom.
- Tom'la yaptığım konuşmayı düşünüyordum.
- I need to think about it.
- Bunu düşünmem gerek.
- I'm not interested in what others think about me.
- Başkalarının benim hakkımda ne düşündüğüyle ilgilenmiyorum.
- I didn't really think about that.
- Bunu gerçekten düşünmemiştim.
- They're thinking about moving in together.
- Birlikte yaşamayı düşünüyorlar.
- I haven't really thought about it yet.
- Aslında henüz o konuyu düşünmedim.
- So, what do you think about it?
- Peki, bu konuda ne düşünüyorsun?
- The only thing he's thinking about is seeing her.
- Onun düşündüğü tek şey onu görmektir.
- Mary always thinks about others.
- Mary her zaman başkalarını düşünür.
- What do you think about the death penalty?
- Ölüm cezası hakkında ne düşünüyorsun?
- I've been thinking about starting a new business.
- Yeni bir iş kurmayı düşünüyorum.
- Mary sat on the beach thinking about all the happy times she'd shared with Tom.
- Mary sahilde oturmuş Tom'la paylaştığı mutlu zamanları düşünüyordu.
- When I think about it now, our family lived a very miserable life.
- Şimdi düşündüğümde, ailemiz çok sefil bir hayat yaşadı.
- I wish I could stop thinking about you.
- Keşke seni düşünmeyi bırakabilseydim.
- Have you ever thought about quitting your job?
- Hiç işini bırakmayı düşündün mü?
- We should think about moving to a safer location.
- Daha güvenli bir yere taşınmayı düşünmeliyiz.
- Have you ever thought about quitting your job?
- İşinizi bırakmayı hiç düşündünüz mü?
- Tom agreed to think about it.
- Tom bunu düşünmeyi kabul etti.
- I've been thinking about leaving.
- Ayrılmayı düşünüyorum.
- Let's think about that for a moment.
- Bunu bir an için düşünelim.
- I've already thought about that.
- Bunu zaten düşünmüştüm.
- Has anyone thought about that?
- Bunu düşünen var mı?
- I don't like to think about it.
- Bunu düşünmekten hoşlanmıyorum.
- I don't think about that.
- Bunu düşünmüyorum.
- Tom thinks about Mary all the time.
- Tom her zaman Mary'yi düşünüyor.
- Why am I still thinking about Marika?
- Neden hala Marika'yı düşünüyorum?
- What do you think about global warming?
- Küresel ısınma hakkında ne düşünüyorsun?
- It's just what I was thinking about.
- Ben de tam bunu düşünüyordum.
- Please think about what you're doing.
- Lütfen ne yaptığınızı düşünün.
- My heart breaks when I think about this.
- Bunu düşündüğümde kalbim kırılıyor.
- I'll think about it.
- Bunu düşüneceğim.
- Don't think about it now.
- Onu şimdi düşünmeyin.
- Who did she think about?
- Kimi düşünüyordu?
- I'm thinking about going on a trip.
- Bir seyahate çıkmayı düşünüyorum.
- What do you think about the president's speech?
- Başkanın konuşması hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Did you think about it?
- Bunu düşündünüz mü?
- Think about them.
- Onları düşün.
- What do you think about Tom's problem?
- Tom'un sorunu hakkında ne düşünüyorsun?
- Did you think about that?
- Bunu hiç düşündünüz mü?
- What does she think about the conference results?
- O, konferans sonuçları hakkında ne düşünüyor?
- I need time to think about all of this.
- Tüm bunları düşünmek için zamana ihtiyacım var.
- I'm also thinking about us.
- Ben de bizi düşünüyorum.
- Tom should really think about it.
- Tom bu konuyu gerçekten düşünmeli.
- You thought about everything.
- Sen her şeyi düşündün.
- I need a few days to think about it.
- Bunu düşünmek için birkaç güne ihtiyacım var.
- Are you thinking about him?
- Onu mu düşünüyorsun?
- I keep thinking about when we met.
- Tanıştığımız zamanı düşünüp duruyorum.
- What do you think about the Japanese economy?
- Japon ekonomisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Think about what you're doing.
- Ne yaptığını bir düşün.
- I was up for hours last night thinking about what I should do.
- Dün gece saatlerce ne yapmam gerektiğini düşündüm.
- All you people think about is work.
- Sizlerin tek düşündüğü şey iş.
- I think about Tom sometimes.
- Bazen Tom'u düşünüyorum.
- We must think about the community.
- Toplumu düşünmeliyiz.
- Tom thought about it a great deal.
- Tom o konuda çok düşünüyordu.
- I can't think about Tom now.
- Şimdi Tom'u düşünemem.
- Is Tom seriously thinking about not going to today's meeting?
- Tom cidden bugünkü toplantıya gitmemeyi mi düşünüyor?
- Let me think about it and I'll get back to you.
- Bunu düşünmeme izin ver, sana geri döneceğim.
- I was up for hours last night thinking about what I should do.
- Ne yapmam gerektiğini düşünerek dün gece saatlerce uyumadım.
- It's important for us to think about the future of the world.
- Dünyanın geleceğini düşünmemiz bizim için önemlidir.
- You've been thinking about me, haven't you?
- Beni düşünüyordun, değil mi?
- The more she thought about it, the less she liked it.
- Düşündükçe, daha az hoşuna gitti.
- Did you think about our offer?
- Teklifimizi düşündün mü?
- Sami needed to think about it.
- Sami'nin bunu düşünmesi gerekiyordu.
- What do you think about this, doctor?
- Bunun hakkında ne düşünüyorsun, doktor?
- I spent all day thinking about Tom.
- Bütün günümü Tom'u düşünerek geçirdim.
- We'll have to think about this one.
- Bunu düşünmek zorunda kalacağız.
- I thought about the meaning of his painting.
- Resminin anlamını düşündüm.
- I was thinking about what you said earlier.
- Daha önce söylediğin şeyi düşünüyordum.
- I never thought about it.
- Bunu hiç düşünmedim.
- Tom says he'll think about it.
- Tom bunu düşüneceğini söyledi.
- I was thinking about getting a divorce.
- Boşanmayı düşünüyordum.
- What do you think about the films that we saw yesterday?
- Dün izlediğimiz filmler hakkında ne düşünüyorsun?
- Tom seemed to be thinking about something.
- Tom bir şeyler düşünüyor gibiydi.
- Go to your room and think about what you've done!
- Odana git ve ne yaptığını düşün!
- What do you think about your new teammate?
- Yeni takım arkadaşınız hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Think about the ones you love.
- Sevdiklerinizi düşünün.
- That's all I'm thinking about.
- Tek düşündüğüm bu.
- I've been thinking about something.
- Bir şey düşünüyordum.
- Tom said he didn't even want to think about that.
- Tom o konuyu düşünmek bile istemediğini söyledi.
- I have some advice for you to think about.
- Düşünmen için bazı tavsiyelerim var.
- I was just thinking about that.
- Bunu düşünüyordum ben de öyle.
- No one asked me what I thought about that.
- Kimse bana bunun hakkında ne düşündüğümü sormadı.
- Tom is thinking about moving to Boston.
- Tom Boston'a taşınmayı düşünüyor.
- They're thinking about moving in together.
- Aynı eve taşınmayı düşünüyorlar.
- I never thought about my religion.
- Dinim hakkında hiç düşünmedim.
- Tom is thinking about graduating early.
- Tom erken mezun olmayı düşünüyor.
- I want to stop thinking about this.
- Bunu düşünmeyi bırakmak istiyorum.
- I've been thinking about what you said the other day.
- Geçen gün söylediğin şeyi düşünüyorum.
- I'm thinking about changing jobs.
- İş değiştirmeyi düşünüyorum.
- Don't stop thinking about tomorrow.
- Yarını düşünmeyi bırakma.
- I can't stop thinking about what I saw.
- Gördüğümü düşünmeden duramıyorum.
- We haven't thought about it.
- Bunu hiç düşünmedik.
- I've been thinking about you all day.
- Bütün gün seni düşündüm.
- I'm still thinking about them.
- Hala onları düşünüyorum.
- I never even thought about that.
- Hatta o konuda hiç düşünmemiştim.
- I've been thinking about Tom lately.
- Son zamanlarda Tom'u düşünüyordum.
- I always think about that.
- Ben her zaman onu düşünürüm.
- I don't like to think about it.
- O konuda düşünmek hoşuma gitmiyor.
- When I think about those students, it gives me a headache.
- O öğrencileri düşündüğümde başım ağrıyor.
- Did you think about that?
- Onu düşündün mü?
- Do you want some time to think about it?
- Bunu düşünmek için biraz zaman ister misin?
- The more I think about it, the less I like it.
- Ne kadar çok düşünürsem, o kadar az hoşuma gidiyor.
- Tom spends all his time thinking about Mary.
- Tom bütün vaktini Mary'yi düşünerek geçiriyor.
- Your idea is definitely worth thinking about.
- Fikriniz kesinlikle düşünmeye değer.
- I said I'll think about it.
- Onu düşüneceğimi söyledim.
- I've been thinking about our situation.
- Durumumuzu düşünüyordum.
- I cannot think about that.
- Bunu düşünemem.
- How much time do you actually spend thinking about the future?
- Geleceği düşünmek için gerçekten ne kadar zaman harcıyorsunuz?
- I never thought about it.
- Bu konuda hiç düşünmedim.
- She couldn't fall asleep because she was thinking about him.
- Uyuyamıyordu çünkü onu düşünüyordu.
- I think about that every single day.
- Her gün onu düşünürüm.
- We think about that a lot.
- Biz bu konuda çok düşünürüz.
- You're the only one I ever think about.
- Tek düşündüğüm sensin.
- I never stop thinking about it.
- Bunu düşünmeden edemiyorum.
- I know you'll be thinking about Tom.
- Tom'u düşüneceğini biliyorum.
- Tom doesn't care what people think about him.
- Tom insanların onun hakkında ne düşündüğünü umursamıyor.
- Let us think about it together and dream a little.
- Bunu birlikte düşünelim ve biraz hayal kuralım.
- I don't give a fuck about what the English teacher thinks about me.
- İngilizce öğretmeninin hakkımda ne düşündüğü umurumda değil.
- Think about what I said.
- Ne dediğimi bir düşün.
- I never think about it anymore.
- Artık bunu hiç düşünmüyorum.
- I'm going to think about it.
- Bu konuda düşüneceğim.
- Let's think about this.
- Bu konuda düşünelim.
- Tom is thinking about applying for a better-paying job.
- Tom daha iyi maaşlı bir işe başvurmayı düşünüyor.
- Tom and Mary told me they're thinking about getting a dog.
- Tom ve Mary bana bir köpek almayı düşündüklerini söylediler.
- I need time to think about this.
- Bunu düşünmek için zamana ihtiyacım var.
- That's all I'm thinking about.
- Tüm düşündüğüm budur.
- Tom is thinking about buying that old restaurant on Park Street.
- Tom, Park Caddesi'ndeki o eski restoranı satın almayı düşünüyor.
- I often think about my deceased mother.
- Sık sık rahmetli annemi düşünürüm.
- I was thinking about him.
- Onu düşünüyordum.
- When I hear that song, I think about the place where I grew up.
- Bu şarkıyı duyduğumda, büyüdüğüm yeri düşünüyorum.
- I need to think about that.
- Onu düşünmeliyim.
- Did you ever think about that?
- Bunu hiç düşündün mü?
- I thought about giving my saxophone to Tom as a gift.
- Saksafonumu bir hediye olarak Tom'a vermeyi düşündüm.
- Do you ever think about that guy?
- O adamı hiç düşünüyor musun?
- I spent all afternoon thinking about what I should do.
- Bütün öğleden sonrayı ne yapmam gerektiğini düşünerek geçirdim.
- I want you to think about this very carefully.
- Bunu çok dikkatli düşünmeni istiyorum.
- Tell Tom what you think about the article Mary wrote.
- Tom'a Mary'nin yazdığı makale hakkında ne düşündüğünü söyle.
- Don't think about it too much.
- Bunu çok fazla düşünme.
- Your offer is very attractive, but we will have to think about it.
- Teklifiniz çok cazip ama düşünmemiz gerekecek.
- I just sat there trying not to think about how alone I felt.
- Ne kadar yalnız hissettiğimi düşünmemeye çalışarak öylece oturdum.
- That's really interesting when you think about it.
- Düşündüğün zaman bu gerçekten ilginç.
- Try not to think about it.
- Bu konuda düşünmemeye çalışın.
- Please tell me what you think about this article.
- Lütfen bana bu makale hakkında ne düşündüğünüzü söyleyin.
- I'm thinking about something else.
- Başka bir şey düşünüyorum.
- Tom thought about what Mary had said.
- Tom, Mary'nin söylediklerini düşündü.
- I suppose it's different when you think about it over the long term.
- Sanırım uzun vadede düşündüğünüzde durum farklı.
- I didn't really think about it.
- Gerçekten o konuda düşünmedim.
- Let's think about that for a minute.
- Bunu bir dakika düşünelim.
- What do you think about the book?
- Kitap hakkında ne düşünüyorsun?
- I still think about Tom.
- Hâlâ Tom'u düşünüyorum.
- I need to think about it.
- Bunu düşünmeliyim.
- Are you seriously thinking about eating all that?
- Tüm bunları yemeyi ciddi ciddi düşünüyor musunuz?
- I had to give Tom time to think about it.
- Tom'a düşünmesi için zaman vermeliydim.
- Sami hasn't even thought about that.
- Sami o konuyu düşünmemiş bile.
- I lay in bed thinking about everything that had happened that day.
- Yatağıma uzanıp o gün olan her şeyi düşündüm.
- I don't want you even thinking about it.
- Bunu düşünmeni bile istemiyorum.
- I am constantly thinking about her.
- Sürekli onu düşünüyorum.
- How long do I have to think about it?
- Bunu daha ne kadar düşünmem gerekiyor?
- Think about what you're doing.
- Ne yaptığınızı düşünün.
- Tom is probably thinking about Mary.
- Tom muhtemelen Mary'yi düşünüyor.
- I've never really thought about that.
- O konuda gerçekten hiç düşünmedim.
- It's important for us to think about the future of the world.
- Dünyanın geleceğini düşünmek bizim için önemli.
- I told them I'd think about it.
- Onlara düşüneceğimi söyledim.
- Think about it tonight.
- Bu gece bunu düşün.
- Sami was thinking about Layla.
- Sami, Layla'yı düşünüyordu.
- What do you think about Tatoeba?
- Tatoeba hakkında ne düşünüyorsun?
- I try not to think about it too much.
- Bunu çok fazla düşünmemeye çalışıyorum.
- I had never thought about it.
- Bunu hiç düşünmemiştim.
- What do you think about Tom?
- Tom hakkında ne düşünüyorsun?
- What do you think about the Japanese language?
- Japon dili hakkında ne düşünüyorsun?
- Tom never really thought about those kinds of things.
- Tom bu tür şeyleri hiç düşünmezdi.
- I have a lot to think about.
- Düşünecek çok şeyim var.
- Are you seriously thinking about becoming involved?
- Bu işe karışmayı ciddi ciddi düşünüyor musun?
- I've been thinking about what we should do.
- Ne yapmamız gerektiğini düşünüyordum.
- I think about him every day.
- Her gün onu düşünüyorum.
- Tom needs time to think about that.
- Tom'un bunu düşünmek için zamana ihtiyacı var.
- I've been thinking about getting a dog.
- Bir köpek almayı düşünüyordum.
- Tom told me what he thinks about my plan.
- Tom bana planım hakkında ne düşündüğünü söyledi.
- Tom should go home and think about it.
- Tom eve gidip bunu düşünmeli.
- I haven't even thought about what I might do tomorrow.
- Yarın ne yapacağımı düşünmedim bile.
- Have you ever thought about getting a pilot's license?
- Sen hiç bir pilot ehliyeti almayı düşündün mü?
- No one asked me what I thought about that.
- Kimse bana bu konuda ne düşündüğümü sormadı.
- Let's keep thinking about the best way to get this done.
- Bunu yapmanın en iyi yolunu düşünmeye devam edelim.
- I thought about her.
- Onu düşündüm.
- I still think about him.
- Hâlâ onu düşünüyorum.
- Tom and Mary told me that they're thinking about getting a dog.
- Tom ve Mary bana bir köpek almayı düşündüklerini söyledi.
- I was thinking about Tom.
- Tom'u düşünüyordum.
- They don't think about the poor children who are dying of hunger.
- Açlıktan ölen yoksul çocukları düşünmüyorlar.
- All Tom can think about is sleep.
- Tom'un tek düşünebildiği uyumak.
- We have to think about our children and our grandchildren.
- Çocuklarımızı ve torunlarımızı düşünmek zorundayız.
- I think about him all the time.
- Her zaman onu düşünüyorum.
- Are you thinking about something in particular?
- Özellikle bir şey mi düşünüyorsun?
- It doesn't matter whether I'm sleeping or awake, I'm always thinking about you.
- Uyuyor olmamın ya da uyanık olmamın önemi yok, ben her zaman seni düşünüyorum.
- What do you think about her?
- Onun hakkında ne düşünüyorsun?
- Men only think about one thing.
- Erkekler sadece tek bir şey düşünür.
- I think about it sometimes.
- Bazen bunu düşünüyorum.
- I was just thinking about him.
- Az önce onu düşünüyordum.
- Let's not even think about that.
- Bunu düşünmeyelim bile.
- We can't think about that now.
- Şu anda bunu düşünemeyiz.
- I haven't thought about it.
- Bunu düşünmedim.
- I was just thinking about her.
- Tam da onu düşünüyordum.
- I cannot stop from thinking about this problem.
- Bu sorunu düşünmeden duramıyorum.
- I've been thinking about the first time I met Tom.
- Tom'la ilk tanıştığım zamanı düşünüyorum.
- We're always thinking about it.
- Hep o konuda düşünüyoruz.
- I was up for hours last night thinking about that problem.
- Dün gece saatlerce bu sorunu düşünüp uyuyamadım.
- Think about what you want.
- Ne istediğini düşün.
- Think about the safety of your passengers.
- Yolcularınızın güvenliğini düşünün.
- I'm not thinking about it.
- Bunu düşünmüyorum.
- Are you seriously thinking about having a baby?
- Bir bebek sahibi olmayı ciddi olarak düşünüyor musunuz?
- I've been thinking about that all day.
- Bütün gündür onunla ilgili düşünüyorum.
- I can't stop thinking about him.
- Onu düşünmeden duramıyorum.
- We haven't really thought about it yet.
- Henüz bunu gerçekten düşünmedik.
- She thought about everything.
- O, her şeyi düşündü.
- Don't think about it too much.
- Bunun hakkında çok fazla düşünmeyin.
- I still cry when I think about it.
- Ben o konuda düşündüğümde hâlâ ağlarım.
- I am thinking about that matter.
- Bu konu üzerine düşünüyorum.
- I can't quit thinking about you.
- Seni düşünmeyi bırakamıyorum.
- I often think about my deceased mother.
- Sık sık rahmetli annemi düşünüyorum.
- I think about them often.
- Onları sık sık düşünüyorum.
- Do you ever think about me?
- Beni hiç düşündün mü?
- I've thought about you all day.
- Bütün gün seni düşündüm.
- You're still thinking about him, aren't you?
- Hâlâ onu düşünüyorsun, değil mi?
- I need to think about that.
- Bunu düşünmem gerek.
- Tom never thought about Mary while she was away.
- Tom, Mary uzaktayken onu hiç düşünmedi.
- We haven't really thought about it yet.
- Bunu henüz düşünmedik.
- I keep thinking about them.
- Onları düşünüp duruyorum.
- Are you seriously thinking about getting a divorce?
- Cidden boşanmayı düşünüyor musunuz?
- I'll give you a minute to think about it.
- Bunu düşünmek için sana bir dakika vereceğim.
- I've spent a lot of time thinking about this.
- Bunu düşünmek için çok zaman harcadım.
- What do you think about this outfit?
- Bu kıyafet hakkında ne düşünüyorsun?
- We have to seriously think about this.
- Bunun hakkında ciddi olarak düşünmek zorundayız.
- I spent the whole day thinking about you.
- Bütün günü seni düşünerek geçirdim.
- Have you thought about what time of year you want to visit Boston?
- Yılın hangi zamanında Boston'u ziyaret etmek istediğini düşündün mü?
- I'll give you a little more time to think about it.
- Bunu düşünmen için sana biraz daha zaman vereceğim.
- I spent all day thinking about Tom.
- Bütün günü Tom'u düşünerek geçirdim.
- I was thinking about what you said earlier.
- Ben daha önce söylediklerini düşünüyordum.
- I was thinking about Boston.
- Boston'u düşünüyordum.
- We have to think about it.
- Biz bu konuda düşünmek zorundayız.
- I don't have to think about it.
- Bunu düşünmek zorunda değilim.
- I said I'd think about it.
- Bunu düşüneceğimi söyledim.
- Tom never thought about the future.
- Tom gelecek hakkında hiç düşünmedi.
- Do you care what other people think about you?
- Diğer insanların senin hakkında ne düşündüğünü umursar mısın?
- I think about that a lot.
- Onu çok düşünürüm.
- Are you thinking about getting a job?
- İş bulmayı düşünüyor musun?
- You should spend some time thinking about that.
- Bunu düşünmek için biraz zaman harcamalısın.
- Think about this.
- Bunu düşünün.
- All Tom can think about is Mary.
- Tom'un tek düşünebildiği Mary.
- You've got no idea how much I think about you.
- Senin hakkında ne düşündüğüm hakkında hiçbir fikrin yok.
- I want you to think about what might happen.
- Neler olabileceğini düşünmeni istiyorum.
- I think about her every day.
- Her gün onunla ilgili düşünürüm.
- Would you let me think about it for a while?
- Bir süre düşünmeme izin verir misin?
- There are lots of things for us to think about.
- Düşünmemiz gereken çok şey var.
- I never thought about that.
- Bunu hiç düşünmemiştim.
- Tom didn't think about Mary.
- Tom Mary'yi düşünmezdi.
- Try not to think about it.
- Bunu düşünmemeye çalış.
- I get depressed whenever I think about that problem.
- Ne zaman bu sorunu düşünsem depresyona giriyorum.
- I wonder what Tom would think about this.
- Tom'un bu konuda ne düşüneceğini merak ediyorum.
- The boss is thinking about firing Tom.
- Patron Tom'u kovmayı düşünüyor.
- I was just now thinking about you.
- Ben de tam seni düşünüyordum.
- I've been thinking about Tom a lot recently.
- Son günlerde Tom hakkında çok düşünüyorum.
- We should give Tom some time to think about it.
- Biz o konuda Tom'a düşünmesi için biraz zaman vermeliyiz.
- Think about what I said to you.
- Sana söylediklerimi düşün.
- Please give me a little more time to think about it.
- Lütfen düşünmem için bana biraz daha zaman ver.
- Recently, I've been thinking about what I want to do with my life.
- Son zamanlarda, hayatımda ne yapmak istediğimi düşünüyordum.
- I'm still thinking about the riddle.
- Bilmece hakkında hâlâ düşünüyorum.
- What do you think about Japan's educational system?
- Japonya'nın eğitim sistemi hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Try to think about it.
- Bunu düşünmeye çalış.
- I was just thinking about her.
- Az önce onu düşünüyordum.
- I'll give you a day to think about it.
- Düşünmen için sana bir gün vereceğim.
- I've thought about you a lot.
- Seni çok düşündüm.
- Tom can't help thinking about Mary.
- Tom Mary'yi düşünmekten kendini alamıyor.
- Tom had a lot of time to think about the problem.
- Tom'un sorunu düşünmek için çok zamanı vardı.
- I think about them all day.
- Her gün onları düşünüyorum.
- Layla was thinking about taking her hijab off.
- Leyla türbanını çıkarmayı düşünüyordu.
- I don't know what Tom thinks about that.
- Tom'un bunun hakkında ne düşündüğünü bilmiyorum.
- I still think about you all the time.
- Hâlâ hep seni düşünüyorum.
- Tom isn't thinking about that.
- Tom bunu düşünmüyor.
- I didn't even think about that.
- Bunu düşünmedim bile.
- I didn't really think about it.
- Bunu gerçekten düşünmedim.
- Nobody thought about my country.
- Kimse benim ülkemi düşünmedi.
- What are you thinking about now?
- Şu an hakkında ne düşünüyorsun?
- I think about that from time to time.
- Zaman zaman düşünüyorum.
- Let's just think about it.
- Bunu bir düşünelim.
- Tom lay awake half the night, thinking about what he should do.
- Tom gecenin yarısında uyanık kaldı ve ne yapması gerektiğini düşündü.
- I don't think about it that much.
- Bunu o kadar çok düşünmüyorum.
- Think about death.
- Ölümü düşün.
- I guess I didn't really think about it.
- Sanırım bunu gerçekten düşünmedim.
- Do you ever think about her?
- Onu hiç düşündün mü?
- Tom thought about what Mary had told him.
- Tom, Mary'nin ona söylediklerini düşündü.
- I've been thinking about what you said the other day.
- Geçen gün söylediğin şeyi düşünüyordum.
- I am exactly thinking about this problem.
- Tam olarak bu sorunu düşünüyorum.
- I think about him all the time.
- Sürekli onu düşünüyorum.
- What do you think about the future?
- Gelecek hakkında ne düşünüyorsun?
- I've never really thought about that.
- Bunu hiç düşünmemiştim.
- What do you think about this?
- Bunun hakkında ne düşünüyorsun?
- I've thought about it recently.
- Geçenlerde bunu düşündüm.
- Have you ever thought about what you want to do with your life?
- Sen hiç hayatta ne yapmak istediğini düşündün mü?
- You don't even want to think about it.
- O konuyu düşünmek bile istemiyorsun.
- We're thinking about putting our house up for sale.
- Evimizi satılığa çıkarmayı düşünüyoruz.
- The man, who had not eaten for three days, had trouble thinking about anything except food.
- Adam üç gündür bir şey yememişti, yiyecekten başka bir şey düşünemiyordu.
- I thought about you all day.
- Bütün gün seninle ilgili düşündüm.
- What do you think about when you go to sleep?
- Uyuduğunuzda neleri düşünürsünüz?
- Try thinking about something else.
- Başka bir şey düşünmeye çalış.
- I never really thought about it.
- Gerçekten hiç düşünmedim.
- I think about them every day.
- Onları her gün düşünüyorum.
- That's something worth thinking about.
- Bu düşünmeye değer bir şey.
- I was thinking about joining the army.
- Orduya katılmayı düşünüyordum.
- I need time to think about all of this.
- Bunların hepsini düşünmek için zamana ihtiyacım var.
- I'll think about that.
- Bunu düşüneceğim.
- Why do you think I'm thinking about you?
- Neden seni düşündüğümü düşünüyorsun?
- What do you really think about Tom?
- Tom hakkında gerçekten ne düşünüyorsun?
- I would like you to think about what you would have done in my place.
- Benim yerimde olsaydınız ne yapacağınızı düşünmenizi istiyorum.
- I have been thinking about you.
- Ben de seni düşünüyordum.
- I have some advice for you to think about.
- Sana düşünmen için bazı tavsiyelerim var.
- I often think about the place where I met you.
- Sık sık seninle tanıştığım yeri düşünüyorum.
- Tom couldn't think about anything else.
- Tom başka bir şey düşünemiyordu.
- Have you ever thought about writing a book?
- Hiç kitap yazmayı düşündün mü?
- Are you seriously thinking about divorce?
- Boşanmayı ciddi olarak düşünüyor musun?
- You don't even want to think about it.
- Bunu düşünmek bile istemiyorsun.
- I still think about you all the time.
- Hâlâ seni her zaman düşünüyorum.
- She thinks about him when she's feeling lonely.
- Kendini yalnız hissettiğinde onu düşünüyor.
- He thought about everything.
- O, her şeyi düşündü.
- What are you thinking about?
- Ne düşünüyorsun?
- I'm thinking about taking a staycation.
- Tatile çıkmayı düşünüyorum.
- I was thinking about buying a new camera.
- Yeni bir fotoğraf makinesi almayı düşünüyordum.
- I don't often think about the past.
- Geçmişi pek düşünmem.
- Tell me what you're thinking about.
- Bana ne düşündüğünü söyle.
- Are you seriously thinking about getting a divorce?
- Cidden boşanmayı düşünüyor musun?
- We should think about this carefully before we do anything.
- Biz bir şey yapmadan önce bunun hakkında dikkatlice düşünmeliyiz.
- I thought about what you said yesterday.
- Dün söylediğin şeyi düşündüm.
- What do you think about breakfast at McDonald's?
- McDonald's'ta kahvaltı hakkında ne düşünüyorsun?
- Do you think about us a lot?
- Bizi çok düşünüyor musun?
- Are you seriously thinking about having a baby?
- Bebek sahibi olmayı ciddi ciddi düşünüyor musunuz?
- I've been doing a lot of thinking about what you said.
- Söyledikleriniz hakkında çok düşündüm.
- I've been thinking about what Tom said.
- Tom'un söylediklerini düşünüyordum.
- I thought about you all day.
- Ben de bütün gün seni düşündüm.
- Don't they think about the poor children who are dying of hunger?
- Açlıktan ölen fakir çocukların halini düşünmüyorlar mı?
- I've thought about it.
- Bunu düşündüm.
- I'm too tired to think about that now.
- Şu an bunu düşünemeyecek kadar yorgunum.
- Are you seriously thinking about not going?
- Gitmemeyi ciddi ciddi düşünüyor musunuz?
- The more I thought about the problem, the more difficult it seemed.
- Sorun hakkında ne kadar çok düşünürsem, o kadar zor görünüyordu.
- Is that all you ever think about?
- Tek düşündüğün bu mu?
- Forget about the past, live the present, think about future.
- Geçmişi unut, bugünü yaşa, geleceği düşün.
- What do you think about your eggs?
- Yumurtaların hakkında ne düşünüyorsun?
- I told him I'd think about it.
- Ona düşüneceğimi söyledim.
- Tom is now thinking about it.
- Tom şimdi düşünüyor.
- Tom says he's thinking about buying a new computer.
- Tom yeni bir bilgisayar almayı düşündüğünü söylüyor.
- I think about them every day.
- Ben onları her gün düşünürüm.
- I have never thought about translating a book.
- Bir kitabı çevirmeyi hiç düşünmedim.
- What were you thinking about?
- Sen ne düşünüyordun?
- What do you think about the book?
- Siz kitap hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Tell me truly what you think about it.
- Bana gerçekten bu konuyla ilgili ne düşündüğünü söyle.
- I still think about you from time to time.
- Hâlâ seni bazen düşünüyorum.
- I don't really think about it.
- Ben gerçekten bu konuda düşünmüyorum.
- I was thinking about it a few weeks ago.
- Birkaç hafta önce bunu düşünüyordum.
- What are you thinking about right now?
- Şu anda ne düşünüyorsun?
- I'm going to think about it.
- Bunu düşüneceğim.
- I'm too tired to think about this problem now.
- Şu anda bu sorunu düşünemeyecek kadar yorgunum.
- I had to give Tom time to think about it.
- Tom'a bunu düşünmesi için zaman vermeliydim.
- I was just thinking about you yesterday.
- Dün sadece seni düşünüyordum.
- You have to think about your family.
- Aileni düşünmek zorundasın.
- I want you to think about what really matters to you.
- Senin için gerçekten neyin önemli olduğunu düşünmeni istiyorum.
- I never really thought about this until now, but the lane markers on the freeway are surprisingly long.
- Bunu şimdiye kadar hiç düşünmemiştim ama otoyoldaki şerit işaretleri şaşırtıcı derecede uzun.
- I always think about that.
- Hep bunu düşünüyorum.
- I don't know what she thinks about me.
- Onun benim hakkımda ne düşündüğünü bilmiyorum.
- You should think about your retirement.
- Emekliliğinizi düşünmelisiniz.
- Tom didn't know what Mary thought about it.
- Mary'nin onun hakkında ne düşündüğünü Tom bilmiyordu.
- I was thinking about other things.
- Ben başka şeyler düşünüyordum.
- I've been up all night thinking about that.
- Bütün gece bunu düşündüm.
- I just try not to think about it.
- Düşünmemeye çalışıyorum işte.
- I can't stop thinking about what happened.
- Olanları düşünmeden edemiyorum.
- I was thinking about our first day in Boston.
- Boston'daki ilk günümüzü düşünüyordum.
- I'm thinking about staying home tomorrow.
- Yarın evde kalmayı düşünüyorum.
- You've been thinking about me, haven't you?
- Beni düşünüyorsun, değil mi?
- I can't think about Tom now.
- Şu anda Tom'u düşünemem.
- Even when she thought about something else, ideas of death returned to her mind.
- Başka bir şey düşündüğünde bile aklına ölüm düşünceleri geliyordu.
- He is thinking about applying for a better-paying job.
- Daha iyi maaşlı bir işe başvurmayı düşünüyor.
- I need to think about this.
- Bunu düşünmeliyim.
- I think about it all the time.
- Bunu her zaman düşünüyorum.
- I have to think about the possibilities.
- Olasılıkları düşünmek zorundayım.
- I've never thought about it.
- Bunu hiç düşünmemiştim.
- It's worth thinking about.
- Düşünmeye değer.
- Have you thought about what time of year you want to get married?
- Yılın hangi zamanında evlenmek istediğinizi düşündünüz mü?
- Think about your brother!
- Kardeşini düşün!
- I don't even think about money anymore.
- Artık parayı düşünmüyorum bile.
- I was thinking about you earlier today.
- Bugün erken saatlerde seni düşünüyordum.
- I thought about throwing it away, but decided to keep it.
- Onu atmayı düşündüm ama onu saklamaya karar verdim.
- Tom is still thinking about what happened.
- Tom hala olanları düşünüyor.
- Are you seriously thinking about giving Tom your computer?
- Tom'a bilgisayarınızı vermeyi ciddi ciddi düşünüyor musunuz?
- What do you think about them?
- Onlar hakkında ne düşünüyorsun?
- I think about Tom every day.
- Her gün Tom'u düşünüyorum.
- I think about her all the time.
- Ben de hep onu düşünüyorum.
- Do you ever think about Tom?
- Hiç Tom'u düşünüyor musun?
- Tom wants some time to think about it.
- Tom düşünmek için biraz zaman istiyor.
- I'm going to have to think about that a little longer.
- Bunu biraz daha düşünmem gerekecek.
- I never think about it.
- Bunu hiç düşünmedim.
- I think about that almost every day.
- Neredeyse her gün bunu düşünüyorum.
- Nobody thought about my country.
- Kimse ülkemi düşünmedi.
- I think about that constantly.
- Bunu sürekli düşünüyorum.
- Have you ever tried to think about nothing?
- Hiç hiçbir şey düşünmemeyi denedin mi?
- Tom wondered what Mary thought about such things.
- Tom Mary'nin böyle şeyler hakkında ne düşündüğünü merak ediyordu.
- What do you think about Catalunya's independence?
- Katalunya'nın bağımsızlığı ile ilgili ne düşünüyorsun?
- I am thinking about my children.
- Çocuklarımı düşünüyorum.
- He never thinks about him.
- Onu hiç düşünmüyor.
- I can't think about anything else since Saturday night.
- Cumartesi gecesinden beri başka bir şey düşünemiyorum.
- I'm thinking about leaving.
- Gitmeyi düşünüyorum.
- Mary only thinks about her looks.
- Mary sadece görünüşünü düşünüyor.
- I wish I could stop thinking about what's happened.
- Keşke olanları düşünmeyi bırakabilsem.
- All I ever think about is being with Tom.
- Şimdiye kadar bütün düşündüğüm Tom'la beraber olmak.
- I have never thought about becoming a teacher.
- Öğretmen olmayı hiç düşünmedim.
- I was thinking about you a lot today.
- Bugün seni çok düşündüm.
- You've got no idea how much I think about you.
- Seni ne kadar düşündüğüm hakkında hiçbir fikrin yok.
- Do you care what other people think about you?
- Başkalarının senin hakkında ne düşündüğünü umursuyor musun?
- Think about this.
- Bunu düşün.
- I thought about telling Tom about what happened.
- Tom'a olanları anlatmayı düşündüm.
- Please, take a look at my first post and let me know what you think about it.
- Lütfen ilk yazıma bir göz atın ve ne düşündüğünüzü bana bildirin.
- I haven't really thought about it yet.
- Bunu henüz düşünmedim pek.
- I barely had time to think about it.
- Bunu düşünecek zamanım bile olmadı.
- I was thinking about Tom earlier today.
- Bugün erken saatlerde Tom'u düşünüyordum.
- I was thinking about buying a new camera.
- Ben yeni bir fotoğraf makinesi satın almayı düşünüyordum.
- I was thinking about the planes.
- Uçakları düşünüyordum.
- I'm thinking about putting my house up for sale.
- Evimi satışa çıkarmayı düşünüyorum.
- Are you seriously thinking about buying that old car?
- O eski arabayı almayı ciddi ciddi düşünüyor musunuz?
- I was just thinking about something you once told me.
- Tam da bir keresinde bana söylediğin bir şeyi düşünüyordum.
- I've never really thought about having children.
- Çocuk sahibi olmayı hiç düşünmedim.
- I've been thinking about this for a long time.
- Bunu uzun zamandır düşünüyordum.
- Let's think about this.
- Bunu düşünelim.
- Take a minute to think about it.
- Bunu düşünmek için bir dakikanızı ayırın.
- I've never thought about that before.
- Bunu daha önce hiç düşünmemiştim.
- Tom is still thinking about whether he should go or not.
- Tom hala gidip gitmemesi gerektiğini düşünüyor.
- I think about this a lot.
- Bunu çok düşünüyorum.
- I've been thinking about doing this for a very long time.
- Bunu yapmayı çok uzun zamandır düşünüyordum.
- I was just thinking about what you told me yesterday.
- Tam da dün bana söylediğin şeyi düşünüyordum.
- Have you thought about what time of year you want to visit Boston?
- Boston'ı yılın hangi zamanında ziyaret etmek istediğinizi düşündünüz mü?
- I thought about going to my sister's.
- Kız kardeşime gitmeyi düşündüm.
- I cringe every time I think about Tom.
- Tom'u her düşündüğümde korkuyla eğilirim.
- Forget about the past, live in the present, think about the future.
- Geçmişi unut, şimdide yaşa, geleceği düşün.
- Tom and Mary are thinking about getting a divorce.
- Tom ve Mary boşanmayı düşünüyorlar.
- Don't think about it, just do it.
- Bunu düşünme, yap gitsin.
- Tom couldn't stop thinking about Mary.
- Tom, Mary'yi düşünmeden edemiyordu.
- What do you think about the president's speech?
- Başkanın konuşması hakkında ne düşünüyorsun?
- I was thinking about taking my lunch break.
- Öğle yemeği molası vermeyi düşünüyordum.
- Tom can't stop thinking about Mary.
- Tom, Mary'yi düşünmeden duramıyor.
- I don't even want to think about that.
- Bunu düşünmek bile istemiyorum.
- Here's something to think about.
- İşte düşünecek bir şey.
- I wonder what Tom would think about this.
- Tom'un bunun hakkında ne düşüneceğini merak ediyorum.
- I am thinking about buying a new parasol.
- Yeni bir güneş şemsiyesi satın almayı düşünüyorum.
- What do you think about your new teammate?
- Yeni takım arkadaşın hakkında ne düşünüyorsun?
- I want you to think about this very carefully.
- Bu konuda çok dikkatli düşünmeni istiyorum.
- You keep complaining about all the things you don't have, but just think about all the things you do have.
- Sahip olmadığınız her şeyden şikayet edip duruyorsunuz ama bir de sahip olduğunuz şeyleri düşünün.
- I think about that all the time.
- Bunu her zaman düşünüyorum.
- I don't want you to think about that anymore.
- Artık bunu düşünmeni istemiyorum.
- I'm still thinking about her.
- Hâlâ onu düşünüyorum.
- I certainly had no idea Tom was thinking about getting divorced.
- Tom'un boşanmayı düşündüğünü kesinlikle bilmiyordum.
- I was thinking about other things.
- Başka şeyler düşünüyordum.
- Sami couldn't stop thinking about that.
- Sami bunu düşünmeden edemiyordu.
- Are you seriously thinking about starting your own business?
- Kendi işinizi kurmayı ciddi ciddi düşünüyor musunuz?
- Don't think about it anymore.
- Artık bunu düşünme.
- Tom lay awake for a long time thinking about what he should do.
- Tom ne yapması gerektiğini düşünerek uzun süre uyanık kaldı.
- Tom says he thinks about Mary all the time.
- Tom her zaman Mary'yi düşündüğünü söylüyor.
- All you ever think about is work.
- Düşündüğün tek şey iş.
- Give me some time to think about it.
- Düşünmem için bana biraz zaman ver.
- Think about pay day.
- Ödeme gününü düşünün.
- What do you think about Catalunya's independence?
- Katalunya'nın bağımsızlığı hakkında ne düşünüyorsunuz?
- What do you think about him?
- Onun hakkında ne düşünüyorsun?
- I have never thought about translating a book.
- Bir kitap çevirmeyi hiç düşünmedim.
- Why are you thinking about quitting your job?
- Neden işinden ayrılmayı düşünüyorsun?
- We have a lot of social problems to think about today.
- Bugün düşünmemiz gereken birçok sosyal sorun var.
- Let's think about this a bit more.
- Bunu biraz daha düşünelim.
- What do you think about the future?
- Gelecekle ilgili ne düşünüyorsunuz?
- Tom thought about what Mary said.
- Tom, Mary'nin söylediklerini düşündü.
- That's something we need to think about.
- Bu düşünmemiz gereken bir şey.
- Tom is thinking about applying for a better-paying job.
- Tom, daha iyi ödeme yapan bir işe başvurmayı düşünüyor.
- Think about her.
- Onu düşünün.
- He lay awake for hours thinking about her.
- Onu düşünerek saatlerce uyanık yattı.
- Are you seriously thinking about getting involved?
- Cidden bir ilişkiye girmeyi düşünüyor musunuz?
- Tom is probably thinking about buying a new car.
- Tom muhtemelen yeni bir araba almayı düşünüyordur.
- I've spent way too much time thinking about this problem.
- Bu sorunu düşünmek için çok fazla zaman harcadım.
- Tom has a family to think about.
- Tom'un düşünecek bir ailesi var.
- I've a lot to think about these days.
- Bugünlerde düşünecek çok şeyim var.
- Tom spends all his time thinking about sports.
- Tom tüm zamanını sporu düşünerek geçirir.
- He is thinking about graduating early.
- Erken mezun olmayı düşünüyor.
- Were you thinking about me?
- Beni düşünüyor muydun?
- What do you think about it now?
- Şimdi ne düşünüyorsun?
- Give me time to think about it.
- Bunu düşünmem için bana zaman ver.
- I had to give Tom more time to think about it.
- Tom'a düşünmesi için daha fazla zaman vermeliydim.
- Are you seriously thinking about starting your own business?
- Kendi işine başlamayı ciddi şekilde düşünüyor musun?
- I've been thinking about this moment for months.
- Bu anı aylardır düşünüyorum.
- What does Tom think about this?
- Tom bu konuda ne düşünüyor?
- We didn't even think about that.
- Bunu düşünmedik bile.
- Do you often think about the future?
- Sık sık geleceği düşünür müsün?
- No matter how much I think about it, I don't understand it.
- Ne kadar düşünürsem düşüneyim, anlamıyorum.
- Tom was thinking about telling Mary that he loved her.
- Tom, Mary'ye onu sevdiğini söylemeyi düşünüyordu.
- Tom is thinking about buying that old restaurant on Park Street.
- Tom, Park Caddesindeki o eski restoranı satın almayı düşünüyor.
- He thought about growing a beard, but gave up the idea of growing one.
- Sakal bırakmayı düşündü ama bırakmaktan vazgeçti.
- Tom and Mary are thinking about divorce.
- Tom ve Mary boşanmayı düşünüyor.
- Come on, Tom, think about it.
- Hadi Tom, bir düşün.
- Can I think about it?
- Bunu düşünebilir miyim?
- I've been thinking about Tom a lot.
- Tom hakkında çok düşündüm.
- I guess I didn't really think about it.
- Sanırım o konuyu gerçekten düşünmedim.
- I need to stop thinking about Tom.
- Tom'u düşünmeyi bırakmalıyım.
- Were you thinking about me?
- Beni mi düşünüyordun?
- We should give Tom some time to think about it.
- Tom'a düşünmesi için biraz zaman vermeliyiz.
- I think about Tom all day.
- Bütün gün Tom'u düşünüyorum.
- Tom gave Mary a moment to think about it.
- Tom, Mary'ye düşünmesi için biraz zaman verdi.
- I never thought about that.
- Bu konuda hiç düşünmemiştim.
- I think about it every day.
- Bunu her gün düşünüyorum.
- I've thought about this a lot.
- Bunun hakkında çok düşündüm.
- I still think about Tom from time to time.
- Hâlâ zaman zaman Tom'u düşünüyorum.
- Do you ever think about death?
- Hiç ölümü düşündün mü?
- I thought about you all day.
- Bütün gün seni düşündüm.
- I try not to think about it.
- O konuda düşünmemeye çalışıyorum.
- I was thinking about what Tom said.
- Tom'un söylediklerini düşünüyordum.
- Think about her.
- Onu bir düşünün.
- Tom spends way too much time thinking about Mary.
- Tom Mary'yi düşünerek oldukça çok fazla zaman harcıyor.
- I didn't think about it.
- Bunu düşünmedim.
- I don't think about those things.
- Bunları düşünmüyorum.
- I don't think about it much.
- Bunu pek düşünmüyorum.
- I've been thinking about this.
- Bunu düşünüyordum.
- You've given me a lot to think about.
- Bana düşünecek çok şey verdin.
- Do you ever think about it?
- Bu konu hakkında hiç düşündün mü?
- Think about death.
- Ölümü düşünün.
- The boss is thinking about firing Tom.
- Patron, Tom'u kovmayı düşünüyor.
- I think about her a lot.
- Ben de onu çok düşünüyorum.
- Tom spends way too much time thinking about Mary.
- Tom, Mary'yi düşünerek çok fazla zaman harcıyor.
- When I think about those students, it gives me a headache.
- Bu öğrencileri düşündüğümde başım ağrıyor.
- I still think about you from time to time.
- Hâlâ zaman zaman seni düşünüyorum.
- Tom always seems worried about what other people think about him.
- Tom her zaman diğer insanların onun hakkında ne düşündüğü konusunda endişeli görünüyor.
- What do you think about Tatoeba?
- Tatoeba hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Think about your brother!
- Erkek kardeşini düşün!
- What does Marika think about Algeria?
- Marika Cezayir hakkında ne düşünüyor?
- I've been thinking about him.
- Onu düşünüyordum.
- Promise you'll think about my offer!
- Teklifimi düşüneceğine söz ver!
- We should think about this carefully before we do anything.
- Bir şey yapmadan önce bunu dikkatlice düşünmeliyiz.
- That's not what Layla is thinking about now.
- Layla'nın şu an düşündüğü şey bu değil.
- May I think about it?
- Bunu düşünebilir miyim?
- I think about it day and night.
- Gece gündüz bunu düşünüyorum.
- Give me some time to think about it.
- Bana bunu düşünmek için biraz zaman verin.
- I think about Tom a lot.
- Tom'u çok düşünüyorum.
- As long as you are thinking about the pros and cons of a relationship, I don't think you can call it love.
- Bir ilişkinin artılarını ve eksilerini düşündüğünüz sürece, ona aşk diyebileceğinizi sanmıyorum.
- Layla was thinking about taking her hijab off.
- Layla başörtüsünü çıkarmayı düşünüyordu.
- I keep thinking about him.
- Onu düşünüp duruyorum.
- I thought about getting a tattoo, but I gave up on that thought.
- Dövme yaptırmayı düşündüm ama bu düşüncemden vazgeçtim.
- We've got our futures to think about.
- Düşünmemiz gereken bir geleceğimiz var.
- I think about her often.
- Onu sık sık düşünüyorum.
- Tom wondered what Mary was thinking about.
- Tom, Mary'nin ne düşündüğünü merak etti.
- Think about the children!
- Çocukları düşün!
- I'll try not to think about everything that needs to be done.
- Yapılması gereken her şeyi düşünmemeye çalışacağım.
- I'm thinking about breaking up with my girlfriend.
- Kız arkadaşımla ayrılmayı düşünüyorum.
- Tom was only thinking about how to save his own skin.
- Tom sadece kendini nasıl kurtaracağını düşünüyordu.
- I don't want to know what you think about this.
- Senin bu konuda ne düşündüğünü bilmek istemiyorum.
- Tom thought about it a great deal.
- Tom bunu çok düşündü.
- We have to think about it.
- Bunu düşünmek zorundayız.
- Do you ever think about them?
- Hiç onları düşünüyor musun?
- I hadn't really thought about that.
- Bunu gerçekten düşünmemiştim.
- I think about it quite differently.
- Ben daha farklı düşünüyorum.
- Tom said he'd think about it.
- Tom düşüneceğini söyledi.
- I was up for hours last night thinking about Tom.
- Dün gece Tom'u düşünerek saatlerce uyumadım.
- I need some time to think about it.
- Bunu düşünmek için biraz zamana ihtiyacım var.
- Are you seriously thinking about going?
- Gitmeyi ciddi olarak düşünüyor musun?
- Have you ever thought about moving?
- Hiç taşınmayı düşündün mü?
- Do you ever think about us?
- Sen hiç bizi düşünüyor musun?
- I'm thinking about breaking up with my girlfriend.
- Kız arkadaşımla ilişkiyi bitirmeyi düşünüyorum.
- He thought about it for a moment.
- Bir an için düşündü.
- I think about Tom often.
- Tom'u sık sık düşünüyorum.
- Give me a minute to think about it.
- Bunu düşünmem için bana bir dakika ver.
- We should think about it.
- Bunu düşünmeliyiz.
- I've been thinking about her.
- Ben de onu düşünüyordum.
- I never thought about it that way.
- Hiç bu şekilde düşünmemiştim.
- I was thinking about what I said earlier.
- Daha önce söylediklerimi düşünüyordum.
- I never thought about my religion.
- Dinimi hiç düşünmedim.
- Tom says he's thinking about getting married.
- Tom evlenmeyi düşündüğünü söyledi.
- Have you been thinking about me?
- Beni mi düşünüyordun?
- Tom never thought about Mary while she was away.
- Tom o uzaktayken Mary hakkında hiç düşünmedi.
- I don't want you to think about it anymore.
- Artık bunu düşünmeni istemiyorum.
- I've never thought about giving up.
- Vazgeçmeyi hiç düşünmedim.
- I find myself thinking about you all the time.
- Kendimi sürekli seni düşünürken buluyorum.
- I don't think about you.
- Seni düşünmüyorum.
- All I ever think about is being with Tom.
- Tek düşündüğüm Tom'la birlikte olmak.
- I thought about writing you a message, but never got around to it.
- Sana bir mesaj yazmayı düşündüm ama bir türlü fırsat bulamadım.
- Are you thinking about something in particular?
- Özellikle bir şey düşünüyor musun?
- I thought about what Tom said.
- Tom'un ne dediğini düşündüm.
- I'm thinking about leaving.
- Ben gitmeyi düşünüyorum.
- We should ask Tom what he thinks about the situation.
- Tom'a durum hakkında ne düşündüğünü sormalıyız.
- What does Tom think about that?
- Tom bu konuda ne düşünüyor?
- Are you thinking about her?
- Onu mu düşünüyorsun?
- I'm sure you have a lot to think about.
- Eminim düşünecek çok şeyiniz vardır.
- Are you seriously thinking about getting a divorce?
- Boşanmayı ciddi ciddi düşünüyor musunuz?
- You have a family to think about.
- Düşünecek bir ailen var.
- I often think about you.
- Sık sık seni düşünüyorum.
- Have you ever thought about that?
- Bunu hiç düşündün mü?
- I can't stop thinking about that.
- Onu düşünmeden edemiyorum.
- She never thinks about him.
- Onu hiç düşünmüyor.
- I'm still thinking about him.
- Hâlâ onu düşünüyorum.
- It's certainly something to think about.
- Kesinlikle düşünülmesi gereken bir şey.
- I thought about you a lot.
- Seni çok düşündüm.
- Have you ever thought about studying French?
- Hiç Fransızca öğrenmeyi düşündünüz mü?
- He is thinking about applying for a better-paying job.
- Daha yüksek maaşlı bir işe başvurmayı düşünüyor.
- I'm thinking about changing my supplier.
- Tedarikçi firmamı değiştirmeyi düşünüyorum.
- Tom spent the whole night thinking about Mary.
- Tom bütün geceyi Mary'yi düşünerek geçirdi.
- I've been thinking about buying new towels.
- Yeni havlular almayı düşünüyordum.
- Tom thought about it.
- Tom bunu düşündü.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
- Asal sayılar hayata benzerler; tamamen mantıklıdırlar, ancak tüm zamanınızı bunun üzerine düşünerek geçirseniz bile kurallarını bulmak imkansızdır.
- Please spend a few minutes thinking about this.
- Lütfen bu konuda düşünerek birkaç dakika harcayın.
- Tom and Mary say they're thinking about getting married.
- Tom ve Mary evlenmeyi düşündüklerini söylüyorlar.
- Are you seriously thinking about driving all night?
- Bütün gece araba sürmeyi ciddi olarak düşünüyor musun?
- I'll think about what needs to be done.
- Ne yapılması gerektiğini düşüneceğim.
- I thought about that.
- Bunu düşündüm.
- He only thinks about himself.
- O sadece kendini düşünür.
- I was thinking about going there with Tom.
- Oraya Tom'la gitmeyi düşünüyordum.
- I can't think about anything else.
- Başka bir şey düşünemiyorum.
- I am thinking about buying a new parasol.
- Yeni bir şemsiye almayı düşünüyorum.
- I'll give you a little more time to think about it.
- Bunu düşünmek için sana biraz daha zaman vereceğim.
- Give me a minute to think about it.
- Bu konuda düşünmek için bana bir dakika ver.
- I feel sad when I think about all the people who die in wars.
- Savaşlarda ölen tüm insanları düşündüğümde üzülüyorum.
- All he is thinking about is meeting her.
- Onun düşündüğü bütün şey onunla tanışmak.
- I always think about it.
- Hep bunu düşünüyorum.
- All I think about is you.
- Bütün düşündüğüm sensin.
- Tom never really thought about those kinds of things.
- Tom bu tür şeyler hakkında gerçekten hiç düşünmedi.
- Never give up something you have to think about every day!
- Her gün düşünmek zorunda olduğun bir şeyden asla vazgeçme!
- I said I'd have to think about it.
- Bunu düşünmem gerektiğini söyledim.
- I've been thinking about you.
- Seni düşünüyordum.
- Are you still thinking about applying to Harvard?
- Hâlâ Harvard'a başvurmayı düşünüyor musun?
- I was thinking about going to that new place on Park Street.
- Park Caddesi'ndeki yeni yere gitmeyi düşünüyordum.
- I know who you're thinking about.
- Kimi düşündüğünü biliyorum.
- I've been thinking about your offer.
- Teklifini düşünüyordum.
- Let me think about it and I'll get back to you.
- Bu konuda düşüneyim ve sana geri döneceğim.
- What would your friends think about you?
- Arkadaşların senin hakkında ne düşünürlerdi?
- Have you ever thought about donating your organs after you die?
- Sen hiç öldükten sonra organlarını bağışlamayı düşündün mü?
- Are you seriously thinking about quitting your job?
- İşini bırakmayı ciddi olarak düşünüyor musun?
- The only thing he's thinking about is seeing her.
- Düşündüğü tek şey onu görmek.
- Do you think about him a lot?
- Onu çok düşünüyor musun?
- I was thinking about it a few weeks ago.
- Birkaç hafta önce onu düşünüyordum.
- I've been thinking about it.
- Bunu düşünüyordum.
- I haven't thought about it at all.
- Ben bunun hakkında hiç düşünmedim.
- What do you think about this parka?
- Bu parka hakkında ne düşünüyorsun?
- I thought about Tom.
- Tom'u düşündüm.
- I wanted to stay busy, so I wouldn't think about what had happened.
- Ben meşgul kalmak istedim, bu yüzden ne olduğunu düşünmedim.
- Don't think about that anymore.
- Artık bunu düşünme.
- I was just now thinking about that problem.
- Ben de şimdi o sorunu düşünüyordum.
- How can I think about anything else at a time like this?
- Böyle bir zamanda başka bir şeyi nasıl düşünebilirim?
- I'm still thinking about Tom.
- Hâlâ Tom'u düşünüyorum.
- Fadil was thinking about that.
- Fadıl bunu düşünüyordu.
- I want you to think about this.
- Bunu düşünmeni istiyorum.
- I was thinking about asking her out.
- Ona çıkma teklif etmeyi düşünüyordum.
- Do you think about them a lot?
- Onları çok düşünüyor musun?
- Think about it.
- Bunu düşünün.
- I couldn't sleep, thinking about it.
- Bunu düşünmekten uyuyamadım.
- What do you think about Catalunya's independence?
- Katalunya'nın bağımsızlığı ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
- I haven't even thought about what needs to be done.
- Ne yapılması gerektiğini düşünmedim bile.
- I think about him often.
- Onu sık sık düşünüyorum.
- I can't stop thinking about what I saw.
- Gördüklerimi düşünmeden edemiyorum.
- That's all you ever think about.
- Düşündüğün tek şey bu.
- Sometimes, I think about that too.
- Bazen ben de bunu düşünüyorum.
- Think about pay day.
- Maaş gününü düşün.
- I'm still thinking about what we should do.
- Hala ne yapmamız gerektiğini düşünüyorum.
- I told you I'd think about it.
- Sana düşüneceğimi söyledim.
- I'll let you think about it a bit longer.
- Bunu biraz daha düşünmene izin vereceğim.
- Have you ever thought about what you want to do with your life?
- Hayatında ne yapmak istediğini hiç düşündün mü?
- Are you seriously thinking about driving all night?
- Bütün gece araba kullanmayı ciddi ciddi düşünüyor musunuz?
- I was just thinking about it.
- Tam da bunu düşünüyordum.
- What do you think about this plan?
- Bu plan hakkında ne düşünüyorsun?
- What does she think about the conference results?
- Konferans sonuçları hakkında ne düşünüyor?
- I know Tom is thinking about that.
- Tom'un bunu düşündüğünü biliyorum.
- Tom said he's thinking about taking a vacation.
- Tom tatile çıkmayı düşündüğünü söyledi.
- Talk to Tom and see what he thinks about this.
- Tom'la konuş ve bu konuda ne düşündüğünü öğren.
- I think about this all the time.
- Bunu her zaman düşünürüm.
- I'll try not to think about what might go wrong.
- Neyin yanlış gidebileceğini düşünmemeye çalışacağım.
- I've been thinking about us.
- Bizi düşünüyordum.
- When I hear that song, I think about the place where I grew up.
- Bu şarkıyı dinlediğim zaman büyüdüğüm yeri düşünüyorum.
- What do you think about the Japanese economy?
- Japon ekonomisi hakkında ne düşünüyorsun?
- I thought about you a lot.
- Senin hakkında çok düşündüm.
- I wasn't even thinking about it.
- Bunu düşünmüyordum bile.
- I think about that every day.
- Bunu her gün düşünüyorum.
- I don't even want to think about why.
- Nedenini düşünmek bile istemiyorum.
- Do you ever think about the time we spent together when we were kids?
- Çocukken beraber geçirdiğimiz zamanı hiç düşünüyor musun?
- I've been thinking about this moment for months.
- Aylardır bu anı düşünüyordum.
- I wonder what Tom thinks about this.
- Tom'un bunun hakkında ne düşündüğünü merak ediyorum.
- Tom and Mary are thinking about buying a house.
- Tom ve Mary bir ev almayı düşünüyorlar.
- I've been thinking about you all morning.
- Sabahtan beri seni düşünüyordum.
- I have been thinking about starting a new business.
- Yeni bir işe başlamayı düşünüyordum.
- Never give up something you have to think about every day!
- Her gün düşünmek zorunda olduğun bir şeyden vazgeçme!
- I don't wanna think about him.
- Onunla ilgili düşünmek istemiyorum.
- Tom is thinking about putting his house up for sale.
- Tom evini satılığa çıkarmayı düşünüyor.
- He lay awake for hours thinking about her.
- Onu düşünerek saatlerce uyanık kaldı.
- What does Marika think about Algeria?
- Marika, Cezayir hakkında ne düşünüyor?
- I don't think about you in that way.
- Ben seni o şekilde düşünmüyorum.
- Tom and Mary are thinking about divorce.
- Tom ve Mary boşanmayı düşünüyorlar.
- Tom says he never thinks about Mary anymore.
- Tom artık Mary'yi düşünmediğini söylüyor.
- All you ever think about is work.
- Tek düşündüğün çalışmak.
- I think about you all day long.
- Bütün gün seni düşünüyorum.
- I've been thinking about us.
- Bizi düşünüyorum.
- You're not thinking about leaving, are you?
- Gitmeyi düşünmüyorsun, değil mi?
- Think about this.
- Bunu bir düşünün.
- Tom is thinking about telling Mary that he loves her.
- Tom, Mary'ye onu sevdiğini söylemeyi düşünüyor.
- Would you give me some time to think about it?
- Bunu düşünmem için bana biraz zaman verir misin?
- I think you should think about the future.
- Bence geleceği düşünmelisin.
- What do you think about it?
- Bu konuda ne düşünüyorsun?
- I spent the whole day thinking about her.
- Bütün günü onu düşünerek geçirdim.
- Don't think about it now.
- Şimdi bunu düşünme.
- Tom says he never thought about that.
- Tom bunu hiç düşünmediğini söylüyor.
- I've thought about this a great deal.
- Bunun hakkında bir hayli düşündüm.
- Tom was sitting in the dark thinking about what had happened.
- Tom karanlıkta oturmuş olanları düşünüyordu.
- Do you think about me a lot?
- Beni çok düşünüyor musun?
- Tom is still thinking about what happened.
- Tom hâlâ olanları düşünüyor.
- Do you ever think about that guy?
- O adamı hiç düşündün mü?
- You're all I can think about.
- Tek düşünebildiğim sensin.
- Don't waste your time thinking about it.
- Bunu düşünerek zamanını boşa harcama.
- I keep thinking about her.
- Onu düşünüp duruyorum.
- I can't stop thinking about you.
- Seni düşünmeden edemiyorum.
- We thought about that.
- Biz bu konuda düşündük.
- I don't want you even thinking about it.
- O konuyu düşünmeni bile istemiyorum.
- Ethel was thinking about something else entirely.
- Ethel tamamen başka bir şey düşünüyordu.
- I certainly had no idea Tom was thinking about getting divorced.
- Tom'un boşanmayı düşündüğüne dair kesinlikle fikrim yoktu.
- Tony thought about the factory and the shops.
- Tony fabrikayı ve dükkanları düşündü.
- I've been thinking about what you said.
- Senin söylediklerini düşünüyordum.
- I have too much to think about.
- Düşünecek çok şeyim var.
- I'll let you think about it.
- Bu konuda düşünmene izin vereceğim.
- I think about Tom every day.
- Her gün Tom'u düşünürüm.
- Are you thinking about him?
- Onunla ilgili mi düşünüyorsun?
- While we're thinking about how to kill time, time kills us.
- Biz zamanı nasıl öldüreceğimizi düşünürken, zaman bizi öldürüyor.
- Have you ever thought about learning how to swim?
- Hiç yüzmeyi öğrenmeyi düşündün mü?
- I thought about what Tom said.
- Tom'un söylediğini düşündüm.
- Do you ever think about that girl?
- O kızı hiç düşünüyor musun?
- I need more time to think about this.
- Bunu düşünmek için daha fazla zamana ihtiyacım var.
- I'm thinking about it.
- Ben bunu düşünüyorum.
- I still think about him all the time.
- Hâlâ sürekli onu düşünüyorum.
- I thought about what you said yesterday.
- Ben dün söylediklerini düşündüm.
- That's all Tom thinks about.
- Tom'un tüm düşündüğü o.
- Have you been thinking about me, Tom?
- Beni mi düşünüyordun, Tom?
- I can't tell you how many times I've thought about you.
- Seni kaç kez düşündüğümü anlatamam.
- Tom is thinking about what he should do next.
- Tom bir sonraki adımda ne yapması gerektiğini düşünüyor.
- Tom says he's thinking about getting a dog.
- Tom bir köpek almayı düşündüğünü söylüyor.
- I had never thought about that.
- Bunu hiç düşünmemiştim.
- I want you to think about what really matters to you.
- Senin için gerçekten önemli olan şeyi düşünmeni istiyorum.
- I tried not to think about that.
- Bunu düşünmemeye çalıştım.
- Tom wondered what Mary had been thinking about.
- Tom Mary'nin ne düşündüğünü merak ediyordu.
- I've been thinking about Tom.
- Tom'u düşünüyordum.
- I've been thinking about going to Boston again.
- Boston'a tekrar gitmeyi düşünüyorum.
- Tom doesn't think about others.
- Tom başkalarını düşünmez.
- I'm thinking about you now.
- Şu an seni düşünüyorum.
- Do you ever think about Tom?
- Hiç Tom'u düşünüyor musunuz?
- I'm just thinking about your reputation.
- Sadece senin itibarını düşünüyorum.
- I certainly had no idea Tom was thinking about killing himself.
- Tom'un kendini öldürmeyi düşündüğüne dair kesinlikle fikrim yoktu.
- There's nothing to think about.
- Düşünecek bir şey yok.
- Tom couldn't fall asleep because he was thinking about Mary.
- Tom Mary'yi düşündüğü için uyuyamadı.
- What do you think about this plan?
- Bu plan hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Tom only thinks about money.
- Tom sadece parayı düşünür.
- I've been thinking about buying a new car.
- Yeni bir araba almayı düşünüyordum.
- Tom is thinking about moving back home.
- Tom eve geri dönmeyi düşünüyor.
- May I think about it?
- Onu düşünebilir miyim?
- I thought about that all day today.
- Bugün bütün gün bunu düşündüm.
- I thought about giving my saxophone to Tom as a gift.
- Saksafonumu Tom'a hediye etmeyi düşündüm.
- Tom says he's thinking about quitting his job.
- Tom işi bırakmayı düşündüğünü söylüyor.
- He only thinks about himself.
- Sadece kendini düşünüyor.
- Tom was happy that his daughter drew him a picture and he thought about it all day.
- Tom, kızı ona bir resim çizdiği için mutluydu ve bütün gün bunu düşündü.
- I don't really think about it.
- Bunu gerçekten düşünmüyorum.
- I certainly had no idea Tom was thinking about killing himself.
- Tom'un kendini öldürmeyi düşündüğünü kesinlikle bilmiyordum.
- Do you ever think about retiring?
- Hiç emekli olmayı düşünüyor musun?
- Tom always thinks about others.
- Tom her zaman başkalarını düşünür.
- Tom is probably thinking about buying a new car.
- Tom muhtemelen yeni bir araba almayı düşünüyor.
- I often think about leaving.
- Ben sık sık ayrılmayı düşünmem.
- I try not to think about it.
- Bunu düşünmemeye çalışıyorum.
- Let me think about it.
- Bu konuda düşünmeme izin ver.
- Why do you want to know what we're thinking about?
- Ne düşündüğümüzü neden bilmek istiyorsun?
- Tom lay awake half the night, thinking about what he should do.
- Tom gecenin yarısında ne yapması gerektiğini düşünerek uyanık kaldı.
- I have to think about it.
- Bunu düşünmek zorundayım.
- Sami hasn't even thought about that.
- Sami bunu düşünmedi bile.
- Go to your room, young lady, and think about what you did!
- Odana git genç hanımefendi, ve yaptıklarını düşün!
- What do you think about your boss's plan?
- Patronunun planı hakkında ne düşünüyorsun?
- Please spend a few minutes thinking about this.
- Lütfen bunu düşünmek için birkaç dakikanızı ayırın.
- I wanted to stay busy, so I wouldn't think about what had happened.
- Meşgul olmayı sürdürmek istedim, böylece olanları düşünmeyecektim.
- Until several years ago, I thought about nothing but work all day and night.
- Birkaç yıl öncesine kadar gece gündüz çalışmaktan başka bir şey düşünmezdim.
- What made you think about that?
- Bunu düşünmene ne sebep oldu?
- I know you've got more important things to think about.
- Düşünecek daha önemli şeylerin olduğunu biliyorum.
- What on earth are you thinking about?
- Allah aşkına neyi düşünüyorsun?
- I said I'll think about it.
- Düşüneceğim dedim.
- I think about you all day.
- Bütün gün seni düşünüyorum.
- I think about her all day.
- Bütün gün onu düşünüyorum.
- Are you seriously thinking about changing your name to Tom?
- Adını Tom olarak değiştirmeyi ciddi ciddi düşünüyor musun?
- Give me some time to think about that.
- Bunu düşünmem için bana biraz zaman ver.
- I need to think about this.
- Bunu düşünmem gerek.
- Have you ever thought about writing a book?
- Hiç bir kitap yazmayı düşündün mü?
- What do you think about this situation?
- Bu durum hakkında ne düşünüyorsun?
- I've never thought about doing that.
- Bunu yapmayı hiç düşünmedim.
- What does she think about my car?
- O, arabam hakkında ne düşünüyor?
- Let's think about it.
- Bunu düşünelim.
- Tom tried not to think about Mary.
- Tom, Mary'yi düşünmemeye çalıştı.
- Sami told Layla what he thought about Islam.
- Sami, Layla'ya İslam hakkında ne düşündüğünü anlattı.
- I think about it day and night.
- Gece gündüz onu düşünüyorum.
- Tom said he doesn't even want to think about it.
- Tom bunu düşünmek bile istemediğini söyledi.
- What do you think about young people today?
- Bugünkü gençler hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Are you thinking about Tom?
- Tom'u mu düşünüyorsun?
- How long do I have to think about it?
- O konuda ne kadar düşünmek zorunda kalacağım?
- She thought about that matter all the time.
- Her zaman bu konuyu düşündü.
- I've been thinking about this for a while.
- Bir süredir bunu düşünüyorum.
- I thought about telling Tom, and I should've.
- Tom'a söylemeyi düşündüm, söylemeliydim de.
- I'm thinking about going back into teaching.
- Öğretmenliğe geri dönmeyi düşünüyorum.
- Let's think about it together.
- Birlikte düşünelim.
- Are you still thinking about applying to Harvard?
- Harvard'a başvurmayı hâlâ düşünüyor musun?
- Think about your life.
- Hayatını düşün.
- I was just thinking about him.
- Tam da onu düşünüyordum.
- Thinking about that, I left.
- Bunu düşünerek oradan ayrıldım.
- Tom lay awake all night, thinking about the problem.
- Tom bütün gece uyanık kalıp sorunu düşündü.
- I haven't thought about it since.
- O zamandan beri bunu düşünmedim.
- Have you ever thought about moving to Boston?
- Hiç Boston'a taşınmayı düşündün mü?
- She spends all her time thinking about boys.
- Tüm zamanını erkekleri düşünerek geçiriyor.
- Tom worries too much about what people think about him.
- Tom insanların onun hakkında ne düşündüğü konusunda çok endişeleniyor.
- Don't think about it now.
- Şimdi düşünme.
- I've been thinking about it, too.
- Ben de bunu düşünüyordum.
- I thought about all the stories my father had told me.
- Babamın bana anlattığı tüm hikayeleri düşündüm.
- As long as you are thinking about the pros and cons of a relationship, you can't call it love.
- Bir ilişkinin artılarını ve eksilerini düşündüğünüz sürece, ona aşk diyemezsiniz.
- I've been thinking about when we were young.
- Gençliğimizi düşünüyordum.
- Tom says he's thinking about moving to Boston.
- Tom Boston'a taşınmayı düşündüğünü söyledi.
- I want some time to think about it.
- Bunu düşünmek için biraz zaman istiyorum.
- I don't wanna think about him.
- Onu düşünmek istemiyorum.
- I've been thinking about going to Boston again.
- Tekrar Boston'a gitmeyi düşünüyordum.
- I've never thought about that before.
- Ben daha önce bu konuda hiç düşünmemiştim.
- I thought about you all day.
- Senin hakkında bütün gün düşündüm.
- Let me think about it a bit longer.
- Biraz daha düşünmeme izin ver.
- That's the last thing Tom is thinking about.
- Bu Tom'un düşüneceği son şey.
- Do not think about those kinds of things.
- Bu tür şeyleri düşünme.
- I thought about him.
- Onu düşündüm.
- I had things to think about.
- Düşünmem gereken şeyler vardı.
- I'll let you think about it a bit longer.
- Bunun hakkında biraz daha düşünmene izin vereceğim.
- Tom and Mary are thinking about getting married.
- Tom ve Mary evlenmeyi düşünüyorlar.
- I was thinking about you.
- Seni düşünüyordum.
- Let me think about that.
- Bunu düşünmeme izin ver.
- I can't stop thinking about you.
- Seni düşünmeden duramıyorum.
- I can't even think about marriage.
- Evliliği düşünemiyorum bile.
- I don't want to know what you think about this.
- Bu konuda ne düşündüğünü bilmek istemiyorum.
- I think about Tom all the time.
- Her zaman Tom'u düşünüyorum.
- That's the last thing Tom is thinking about.
- Tom'un düşündüğü son şey budur.
- I don't think about those things.
- Ben böyle şeyleri düşünmem.
- I want you to think about it very carefully.
- Bunu çok dikkatli düşünmeni istiyorum.
- I'm still thinking about the riddle.
- Hala bilmeceyi düşünüyorum.
- I think about that from time to time.
- Zaman zaman onu düşünürüm.
- Tom says he needs time to think about what he's going to do next.
- Tom bundan sonra ne yapacağını düşünmek için zamana ihtiyacı olduğunu söylüyor.
- I never really thought about it like that.
- Onu bu şekilde gerçekten hiç düşünmemiştim.
- I've been thinking about that all day.
- Bütün gün bunu düşündüm.
- This is the boy I think about.
- Düşündüğüm çocuk bu.
- The more I think about it, the less I like it.
- Onu ne kadar çok düşünürsem, ondan o kadar daha az hoşlanırım.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
- Asal sayılar hayat gibidir; tamıyla mantıklıdırlar fakat, tüm zamanınızı bunun üzerine düşünerek geçirseniz bile kurallarını bulmak imkansızdır.
- Tom tried to think about something else.
- Tom başka bir şey düşünmeye çalıştı.
- Do you ever think about the time we spent together when we were kids?
- Çocukken birlikte geçirdiğimiz zamanları hiç düşünüyor musun?
- Think about the implications.
- Sonuçlarını düşün.
- I just try not to think about it.
- Bunu düşünmemeye çalışıyorum sadece.
- Let me think about it a little longer.
- Biraz daha düşüneyim.
- Tom thinks about his future.
- Tom geleceğini düşünüyor.
- He thought about it for a moment.
- Bir an için onu düşündü.
- I thought about calling Tom, but I didn't.
- Tom'u aramayı düşündüm ama aramadım.
- I won't even think about it.
- Bunu düşünmeyeceğim bile.
- You're still thinking about her, aren't you?
- Hâlâ onu düşünüyorsun, değil mi?
- I was thinking about getting a dog.
- Bir köpek almayı düşünüyordum.
- Are you seriously thinking about giving Tom your computer?
- Tom'a bilgisayarınızı vermeyi cidden düşünüyor musunuz?
- Do you care what other people think about us?
- Başkalarının hakkımızda ne düşündüğünü umursuyor musun?
- I was thinking about it.
- Bunu düşünüyordum.
- Tom said he didn't even want to think about that.
- Tom bunu düşünmek bile istemediğini söyledi.
- I thought about it.
- Bunu düşündüm.
- What do you think about Catalunya's independence?
- Katalunya'nın bağımsızlığı hakkında ne düşünüyorsun?
- I never really thought about it like that.
- Hiç böyle düşünmemiştim.
- You should think about your future.
- Geleceğinizi düşünmelisiniz.
- Please think about that.
- Lütfen bunu düşünün.
- Tom says he's thinking about getting married.
- Tom, evlenmeyi düşündüğünü söylüyor.
- Do you ever think about the meaning of life?
- Hayatın anlamı hakkında hiç düşündün mü?
- We'll have to think about this one.
- Bunu düşünmemiz gerekecek.
- I thought about throwing it away, but decided to keep it.
- Onu atmayı düşündüm ama saklamaya karar verdim.
- Can I think about it?
- Onu düşünebilir miyim?
- Sami says he never thinks about Layla anymore.
- Sami artık Layla'yı hiç düşünmediğini söylüyor.
- Let's not think about it anymore.
- Artık bunu düşünmeyelim.
- Let's think about this a bit more.
- Bunun hakkında biraz daha düşünelim.
- I told Tom I'd have to think about it.
- Tom'a bunu düşünmem gerektiğini söyledim.
- I can't quit thinking about you.
- Seni düşünmeden edemiyorum.
- Are you seriously thinking about buying a computer from that store?
- O mağazadan bir bilgisayar almayı ciddi ciddi düşünüyor musun?
- Think about your goals.
- Hedeflerinizi düşünün.
- What do you think about this?
- Bu konuda ne düşünüyorsun?
- Tom said he needed a day or two to think about it.
- Tom düşünmek için bir ya da iki güne ihtiyacı olduğunu söyledi.
- Do you think about her a lot?
- Onu çok düşünüyor musun?
- Take a moment and think about it.
- Biraz dur ve düşün.
- They're still thinking about it.
- Hâlâ onu düşünüyorlar.
- I've been sitting here thinking about you.
- Burada oturmuş seni düşünüyordum.
- Think about your family.
- Aileni düşün.
- Are you seriously thinking about selling this online?
- Bunu internetten satmayı ciddi ciddi düşünüyor musunuz?
- Tom said he'd think about my suggestion.
- Tom önerimi düşüneceğini söyledi.
- I know you're thinking about me.
- Beni düşündüğünü biliyorum.
- Forget about the past, live the present, think about future.
- Geçmişi unut, şu anı yaşa, geleceği düşün.
- I've been thinking about the first time I met Tom.
- Tom'la ilk tanıştığım zamanı düşünüyordum.
- We're not even thinking about that.
- Bunu düşünmüyoruz bile.
- Has anyone thought about this?
- Bunu düşünen var mı?
- Please think about it.
- Lütfen bunu düşünün.
- I'm going to have to think about that one.
- Bunu düşünmem gerekecek.
- Tom told Mary what he thought about her new hairstyle.
- Tom, Mary'e onun yeni saç modeli hakkında ne düşündüğünü söyledi.
- Tom is thinking about getting married.
- Tom evlenmeyi düşünüyor.
- I've been thinking about what we need to do.
- Ne yapmamız gerektiğini düşünüyordum.
- I can't imagine what Tom might be thinking about.
- Tom'un ne düşünüyor olabileceğini hayal bile edemiyorum.
- We must think about peaceful uses of atomic energy.
- Atom enerjisinin barışçıl kullanımını düşünmeliyiz.
- I don't care what people think about me.
- İnsanların benim hakkımda ne düşündüğü umurumda değil.
- I've been thinking about what you said.
- Söylediğin şeyi düşünüyordum.
- You should have thought about that before you got Layla pregnant.
- Leyla'yı hamile bırakmadan önce bunu düşünmen gerekirdi.
- Tom and Mary told me they're thinking about getting a dog.
- Tom ve Mary bana bir köpek almayı düşündüklerini söyledi.
- I was just thinking about them.
- Tam da onları düşünüyordum.
- If you think about, everyone is already a statistic.
- Eğer düşünürseniz, herkes zaten bir istatistiktir.
- Are you seriously thinking about selling this on eBay?
- Bunu eBay'da satmayı ciddi şekilde düşünüyor musun?
- I didn't have time to think about it.
- Onu düşünmeye zamanım yoktu.
- Can we at least think about it for a minute?
- En azından bir dakika bunu düşünebilir miyiz?
- Tom lay awake for a long time thinking about Mary.
- Tom uzun süre Mary'yi düşünerek uyanık kaldı.
- I don't give a damn what people think about me.
- İnsanların benim hakkımda ne düşündüğü umurumda değil.
- All I could think about was you.
- Tek düşünebildiğim sendin.
- I'll need to think about it.
- Bunu düşünmem gerekecek.
- And feminism, what do you think about feminism?
- Ve feminizm, sen feminizm hakkında ne düşünüyorsun?
- I don't even think about it anymore.
- Artık bunu düşünmüyorum bile.
- I'm not even thinking about it.
- Bunu düşünmüyorum bile.
- I want to know what you're thinking about.
- Ne düşündüğünü bilmek istiyorum.
- Do you think she still thinks about me?
- Sence hala beni düşünüyor mudur?
- Tom thought about Mary a lot.
- Tom Mary hakkında çok düşündü.
- I said I'd have to think about that.
- Bunu düşünmek zorundayım dedim.
- Tom thought about it a moment.
- Tom bir an düşündü.
- Many great scientists had thought about absurd things.
- Birçok büyük bilim insanı saçma sapan şeyler düşünmüştü.
- That's something to think about.
- Bu üzerinde düşünülmesi gereken bir şey.
- I'm thinking about something else.
- Ben başka bir şey düşünüyorum.
- I'll think about it and get back to you.
- Düşünüp sana geri döneceğim.
- I was thinking about them.
- Onları düşünüyordum.
- I keep thinking about how much fun we used to have together.
- Eskiden birlikte ne kadar eğlendiğimizi düşünüp duruyorum.
- We have to think about this a little longer.
- Bunu biraz daha düşünmeliyiz.
- I think about Tom often.
- Tom hakkında sık sık düşünüyorum.
- I'm thinking about going on a trip.
- Bir geziye gitmeyi düşünüyorum.
- I can't think about this now.
- Bunu şimdi düşünemem.
- Let me think about it.
- Bir düşüneyim.
- Are you thinking about me?
- Beni düşünüyor musun?
- I thought about what you said.
- Söylediklerini düşündüm.
- Have you ever thought about becoming a teacher?
- Hiç öğretmen olmayı düşündün mü?
- Tom only thinks about making money.
- Tom sadece para kazanmayı düşünüyor.
- I wanted to think about it.
- Bunu düşünmek istedim.
- Think about your future.
- Geleceğini düşün.
- Have you ever thought about studying French?
- Hiç Fransızca çalışmayı düşündün mü?
- Sami thought about that.
- Sami bunu düşündü.
- I'm just thinking about your reputation.
- Ben sadece senin itibarını düşünüyorum.
- I was up for hours last night thinking about Tom.
- Dün gece saatlerce Tom'u düşündüm.
- That's all Tom thinks about.
- Tom'un tek düşündüğü bu.
- Tom said he'd think about my suggestion.
- Tom benim önerimi düşüneceğini söyledi.
- The more I think about it, the less I understand it.
- Ne kadar çok düşünürsem o kadar az anlıyorum.
- I told Tom I'd think about it.
- Tom'a düşüneceğimi söyledim.
- I haven't really thought about it.
- Bunu hiç düşünmedim.
- Come on, stop thinking about that.
- Hadi ama, bunu düşünmeyi bırak.
- I'm still thinking about what we should do.
- Hala ne yapmamız gerektiği ile ilgili düşünüyorum.
- We have to seriously think about this.
- Bunu ciddi olarak düşünmeliyiz.
- When I hear that song, I think about my hometown.
- Bu şarkıyı duyduğumda memleketimi düşünüyorum.
- Forget about the past, live in the present, think about the future.
- Geçmişi unut, bugünü yaşa, geleceği düşün.
- Are you seriously thinking about divorce?
- Boşanmayı ciddi ciddi düşünüyor musunuz?
- Do you ever think about him?
- Onu hiç düşündün mü?
- I was thinking about her.
- Onu düşünüyordum.
- Are you seriously thinking about selling this on eBay?
- Bunu eBay'de satmayı ciddi ciddi düşünüyor musunuz?
- I was thinking about something Tom said yesterday.
- Tom'un dün söylediği bir şeyi düşünüyordum.
- We'll think about that.
- Bunu düşüneceğiz.
- Why are you thinking about quitting your job?
- İşinizi niye bırakmayı düşünüyorsunuz?
- All you seem to think about is money.
- Tek düşündüğün para gibi görünüyor.
- Tom has a family to think about.
- Tom'un düşünmesi gereken bir ailesi var.
- I want you to think about it.
- Bunu düşünmeni istiyorum.
- Think about it carefully.
- Bunu dikkatlice düşün.
- You have a family to think about.
- Düşünmen gereken bir ailen var.
- Tell me what you think about Tom.
- Bana Tom hakkında ne düşündüğünü söyle.
- I don't even want to think about it.
- Bunu düşünmek bile istemiyorum.
- What do you think about that now?
- Şimdi o konuda ne düşünüyorsun?
- I'm just asking you to think about it.
- Sizden sadece bunu düşünmenizi istiyorum.
- You should think about it first.
- Önce bunu düşünmelisin.
- I often think about leaving.
- Sık sık gitmeyi düşünüyorum.
- Can't we think about this?
- Bunu düşünemez miyiz?
- I'm thinking about changing my supplier.
- Tedarikçimi değiştirmeyi düşünüyorum.
- I was just thinking about you.
- Sadece seni düşünüyordum.
- I don't think about you in that way.
- Ben sizin hakkınızda o şekilde düşünmüyorum.
- Have you ever thought about becoming a teacher?
- Hiç bir öğretmen olmayı düşündün mü?
- All he is thinking about is meeting her.
- Tek düşündüğü onunla buluşmak.
- I thought about her.
- Onunla ilgili düşündüm.
- I've been thinking about you, too.
- Ben de seni düşünüyordum.
- Think about the ones you love.
- Sevdiklerini düşün.
- What were you thinking about?
- Ne düşünüyordun?
- I'll think about what I did.
- Ne yaptığımı düşüneceğim.
- He thought about everything.
- O her şeyi düşündü.
- Tom spent the remainder of the night thinking about Mary.
- Tom gecenin geri kalanını Mary'yi düşünerek geçirdi.
- I can't stop thinking about the stolen money.
- Çalınan parayı düşünmeden edemiyorum.
- I'm still thinking about it.
- Hala düşünüyorum.
- Before I get out of bed, I spend a little time thinking about what I'll be doing the rest of the day.
- Yataktan kalkmadan önce, günün geri kalanında ne yapacağımı düşünmek için biraz zaman harcıyorum.
- It's been a long time since I've thought about Tom.
- Tom'u düşünmeyeli uzun zaman oldu.
- Do you often think about the future?
- Geleceği sık sık düşünür müsün?
- Go to your room, young lady, and think about what you did!
- Odana git, genç bayan ve ne yaptığını düşün!
- I haven't thought about Tom in years.
- Yıllardır Tom'u düşünmemiştim.
- Stop thinking about it.
- Bunu düşünmeyi bırak.
- What do you think about Tom's problem?
- Tom'un sorunu hakkında ne düşünüyorsunuz?
- I wish I could stop thinking about it.
- Keşke bu konuda düşünmekten vazgeçebilsem.
- Tom should really think about it.
- Tom bunu gerçekten düşünmeli.
- We must think about friends.
- Biz arkadaşları düşünmeliyiz.
- I need time to think about that.
- Bunu düşünmek için zamana ihtiyacım var.
- You've thought about it, haven't you?
- Bunu düşündün, değil mi?
- I don't care what they think about me.
- Benim hakkımda ne düşündükleri umurumda değil.
- I had to keep busy, so I wouldn't think about what had happened.
- Ne olduğunu düşünmemek için meşgul olmak zorundaydım.
- I've been thinking about them.
- Onları düşünüyordum.
- I thought about the meaning of his painting.
- Onun resminin anlamını düşündüm.
- Do you ever think about that girl?
- Hiç o kızı düşündün mü?
- That's all you ever think about.
- Bütün düşündüğün bu.
- Tom is seriously thinking about moving to Boston.
- Tom Boston'a taşınmayı ciddi ciddi düşünüyor.
- What does she think about my car?
- Arabam hakkında ne düşünüyor?
- She thinks about him all the time.
- Her zaman onu düşünüyor.
- Have a think about your future.
- Geleceğini bir düşün.
- Tom wondered what Mary was thinking about.
- Tom Mary'nin ne düşündüğünü merak ediyordu.
- The director thought about his answer and spoke again.
- Müdür cevabını düşündü ve tekrar konuştu.
- Thinking about you makes me only hate you more.
- Seni düşünmek beni senden daha da çok nefret ettiriyor ancak.
- Do you think he still thinks about me?
- Sence o hala beni düşünüyor mudur?
- I've been thinking about this for a long time.
- Bu konuyu uzun zamandır düşünüyorum.
- Why am I still thinking about Tom?
- Neden hala Tom'u düşünüyorum?
- What do you think about this Kabyle dress?
- Bu Kabile elbisesi hakkında ne düşünüyorsun?
- I'll try not to think about that.
- Bunu düşünmemeye çalışacağım.
- Are you seriously thinking about buying that old car?
- O eski arabayı satın almayı ciddi olarak düşünüyor musun?
- From time to time, I think about my mother who is no longer living.
- Zaman zaman, artık hayatta olmayan annemi düşünüyorum.
- I hadn't thought about that.
- Bunu hiç düşünmemiştim.
- I'd like to think about it a little bit longer.
- Biraz daha düşünmek istiyorum.
- Tom says he's thinking about moving to Boston.
- Tom, Boston'a taşınmayı düşünüyor olduğunu söylüyor.
- So, have you thought about my offer?
- Teklifimi düşündünüz mü?
- I was thinking about going there with Tom.
- Oraya Tom'la beraber gitmeyi düşünüyordum.
- Think about tomorrow.
- Yarını düşün.
- Are they still thinking about it?
- Hala düşünüyorlar mı?
- Tom turned off his desk lamp and sat in the dark thinking about what he should do.
- Tom masa lambasını kapattı ve karanlıkta oturup ne yapması gerektiğini düşündü.
- We have plenty to think about.
- Düşünecek çok şeyimiz var.
- What does Tom think about it?
- Tom bu konuda ne düşünüyor?
- I haven't thought about it at all.
- Bunu hiç düşünmedim.
- It looks like you're thinking about something else.
- Görünüşe göre başka bir şey düşünüyorsun.
- Why do you want to know what we are thinking about?
- Ne düşündüğümüzü neden bilmek istiyorsun?
- I'm thinking about breaking up with my girlfriend.
- Kız arkadaşımdan ayrılmayı düşünüyorum.
- I'll give you a day to think about it.
- Düşünmen için sana bir gün mühlet vereceğim.
- I never even thought about that.
- Bunu hiç düşünmemiştim bile.
- Have you ever thought about that?
- Hiç onu düşündün mü?
- Tom closed his eyes and thought about Mary.
- Tom gözlerini kapadı ve Mary'yi düşündü.
- What do you think about the Gulf War?
- Körfez Savaşı hakkında ne düşünüyorsun?
- Go to your room and think about what you did.
- Odana git ve ne yaptığını düşün.
- I thought about it for about a week or two.
- Bir ya da iki hafta boyunca bunu düşündüm.
- Don't think about it now.
- Onu şimdi düşünme.
- We think about that a lot.
- Bunu çok düşünüyoruz.
- Tom should think about it.
- Tom bunu düşünmeliydi.
- I've thought about this a great deal.
- Bu konu hakkında epeyce düşündüm.
- I think about Tom all the time.
- Sürekli Tom'u düşünürüm.
- Think about what you did.
- Ne yaptığını düşün.
- I'm just telling you to think about it.
- Sana sadece düşünmeni söylüyorum.
- Would you think about marrying me?
- Benimle evlenmeyi düşünür müsün?
- What do you think about this situation?
- Bu durum hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Let me think about it a little longer.
- Bunun hakkında biraz daha düşüneyim.
- We thought about that.
- Bunu düşündük.
- I didn't have time to think about it.
- Bunu düşünecek zamanım olmadı.
- I thought about my family.
- Ailemi düşündüm.
- Tom certainly had a lot of time to think about it.
- Tom'un bunu düşünmek için kesinlikle çok zamanı vardı.
- She spends more time thinking about work than doing it.
- O, işi yapmaktan daha çok işi düşünerek zaman harcar.
- What does Tom think about this?
- Tom bunun hakkında ne düşünüyor?
- I really have to think about this a bit more.
- Bunu biraz daha düşünmeliyim.
- You're not still thinking about what Tom said, are you?
- Tom'un söylediği hakkında hâlâ düşünmüyorsun, değil mi?
- Tom wondered what Mary thought about such things.
- Tom, Mary'nin bu konularda ne düşündüğünü merak ediyordu.
- Did you think about me at all?
- Beni hiç düşündün mü?
- When I hear that song, I think about my hometown.
- Bu şarkıyı duyduğumda, memleketimi düşünüyorum.
- I can't stop thinking about it.
- Bunu düşünmeden edemiyorum.
- I think about you all the time.
- Her zaman seni düşünüyorum.
- I've been thinking about it the entire day.
- Bütün gün bunu düşündüm.
- Tom says he never thinks about Mary anymore.
- Tom artık Mary'yi hiç düşünmediğini söylüyor.
- I thought about you.
- Seni düşündüm.
Show More (1364)
|
