|
- He's too busy.
- O, çok meşgul.
- Tom and Mary don't seem too busy.
- Tom ve Mary çok meşgul görünmüyorlar.
- I wanted to go there with her, but I was too busy.
- Oraya onunla gitmek istiyordum ama ben çok meşguldüm.
- Tom was too busy to help Mary do that today.
- Tom bugün Mary'e bunu yapmasına yardım etmek için çok meşguldü.
- We're both way too busy to help you right now.
- Her ikimiz de şu anda sana yardım edemeyecek kadar çok meşgulüz.
- We're too busy.
- Çok meşgulüz.
- We are too busy at the moment.
- Biz şu anda çok meşgulüz.
- Sami was too busy.
- Sami çok meşguldü.
- I'll be too busy to do that.
- Bunu yapmak için çok meşgul olacağım.
- We are too busy at the moment.
- Şu anda çok meşgulüz.
- He's too busy.
- Çok meşgul.
- Tom is too busy.
- Tom çok meşgul.
- I didn't answer your letter because I was too busy.
- Mektubuna cevap vermedim çünkü çok meşguldüm.
- I thought you'd be too busy.
- Çok meşgul olacağını düşünmüştüm.
- If you're not too busy, could you help me?
- Eğer çok meşgul değilsen, bana yardım edebilir misin?
- Like I told you yesterday, I'm too busy to help.
- Sana dün söylediğim gibi yardım etmek için çok meşguldüm.
- I would gladly help you, only I am too busy now.
- Size memnuniyetle yardım ederim ama şu an çok meşgulüm.
- You're obviously too busy.
- Görünüşe göre çok meşgulsün.
- We're too busy to do that.
- Bunu yapmak için çok meşgulüz.
- We are too busy for that, Tom.
- Onun için çok meşgulüz, Tom.
- I guess I've been too busy.
- Sanırım çok meşguldüm.
- You seem to be way too busy.
- Çok meşgul görünüyorsun.
- If you're not too busy, could you help me for just a minute?
- Çok meşgul değilsen bana bir dakika yardım edebilir misin?
- Tom is too busy to do that today.
- Tom bugün bunu yapmak için çok meşgul.
- Much as I'd like to come, I'm afraid I'll be too busy.
- Ne kadar gelmek istesem de, korkarım çok meşgul olacağım.
- Tom doesn't seem too busy.
- Tom çok meşgul görünmüyor.
- I told Tom that I was way too busy.
- Tom'a çok meşgul olduğumu söyledim.
- You always seem to be too busy.
- Her zaman çok meşgul görünüyorsun.
- There are many people in the world who complain that they are too busy to read.
- Dünyada okuyamayacak kadar çok meşgul olduğundan şikayet eden bir sürü insan var.
- You're obviously too busy.
- Belli ki çok meşgulsün.
- I was too busy to do that.
- Bunu yapmak için çok meşguldüm.
- If you're not too busy, could you help me for just a minute?
- Eğer çok meşgul değilseniz, bana bir dakika yardım edebilir misiniz?
- If I'm not too busy, I'll help you tomorrow.
- Çok meşgul olmazsam, sana yarın yardım ederim.
- If you're not too busy, could you please help us?
- Çok meşgul değilsen, lütfen bize yardım edebilir misin?
- I wanted to go there with her, but I was too busy.
- Onunla oraya gitmek istedim ama çok meşguldüm.
- We should tell Tom we're too busy.
- Tom'a çok meşgul olduğumuzu söylememiz gerekiyor.
- You are too busy in taking pictures!
- Fotoğraf çekmekle çok meşgulsün!
- Tom didn't seem too busy.
- Tom çok meşgul görünmüyordu.
- We should tell Tom we're too busy.
- Tom'a çok meşgul olduğumuzu söylemeliyiz.
- Unfortunately, I am too busy now.
- Maalesef şu an çok meşgulüm.
- My father is too busy to take a walk.
- Babam yürüyüş yapamayacak kadar çok meşgul.
- I suppose I was too busy.
- Ben çok meşguldüm sanırım.
- I'm just too busy.
- Ben sadece çok meşgulüm.
- Tom is too busy to eat now.
- Tom şimdi yemek için çok meşgul.
- I did not reply to your letter as I was too busy.
- Çok meşgul olduğum için mektubunuza cevap vermedim.
- If I'm not too busy, I'll help you tomorrow.
- Eğer çok meşgul değilsem, yarın sana yardım ederim.
- I'm never too busy for you.
- Senin için asla çok meşgul olmam.
- I did not reply to your letter as I was too busy.
- Çok meşgul olduğum için mektubunuza cevap veremedim.
- If you're not too busy, could you help me?
- Çok meşgul değilsen bana yardım edebilir misin?
- I didn't answer your letter because I was too busy.
- Çok meşgul olduğum için mektubuna cevap vermedim.
- I'm going to be too busy.
- Çok meşgul olacağım.
- I was too busy to write you.
- Sana yazamayacak kadar çok meşguldüm.
- Tom, if you're not too busy, could you come to my office for a minute?
- Tom, eğer çok meşgul değilsen, bir dakikalığına ofisime gelebilir misin?
- I've been too busy.
- Çok meşguldüm.
- You don't look too busy.
- Çok meşgul görünmüyorsun.
- You were always too busy to talk to me.
- Benimle konuşmak için hep çok meşguldün.
- Tom is too busy to help Mary do that.
- Tom Mary'nin bunu yapmasına yardım etmek için çok meşgul.
- Tom is too busy to help you.
- Tom sana yardım etmek için çok meşgul.
- Is Tom still too busy to see me?
- Tom hâlâ beni göremeyecek kadar çok meşgul mü?
- Tom wants to help, but he says he's too busy.
- Tom yardım etmek istiyor ama çok meşgul olduğunu söylüyor.
- You're too busy.
- Çok meşgulsün.
- Tell Tom you're too busy to help him.
- Tom'a ona yardım edemeyecek kadar çok meşgul olduğunu söyle.
- Tom doesn't look too busy to me.
- Tom bana çok meşgul görünmüyor.
- If you're not too busy, could you please help us?
- Eğer çok meşgul değilseniz, lütfen bize yardım eder misiniz?
- I'm not too busy.
- Ben çok meşgul değilim.
- Perhaps you're too busy.
- Belki çok meşgulsünüzdür.
- I was going to write to you, but I was too busy.
- Sana yazacaktım ama çok meşguldüm.
- She phoned him several times but he was too busy to return her call.
- Kadın onu birkaç kez aradı ama adam çok meşgul olduğu için telefonuna cevap veremedi.
- Unfortunately, I'm now too busy.
- Ne yazık ki şimdi çok meşgulüm.
- I suppose I was too busy.
- Sanırım çok meşguldüm.
- I was too busy to help.
- Yardım etmek için çok meşguldüm.
- We are too busy for that, Tom.
- Bunun için çok meşgulüz, Tom.
- I wasn't too busy.
- Çok meşgul değildim.
- Tom didn't look too busy.
- Tom çok meşgul görünmüyordu.
- My problem is I'm too busy.
- Benim sorunum çok meşgul olmam.
- I thought you might be too busy to help.
- Yardım etmek için çok meşgul olabileceğini düşündüm.
- I thought you'd be too busy.
- Çok meşgul olacağını düşündüm.
- Unfortunately, I'm now too busy.
- Ne yazık ki, şu anda çok meşgulüm.
- Tom has been too busy to visit us very often.
- Tom bizi çok sık ziyaret edemeyecek kadar çok meşguldü.
- Tom said Mary was too busy to help us.
- Tom Mary'nin bize yardım etmek için çok meşgul olduğunu söyledi.
- Tom doesn't look too busy.
- Tom çok meşgul görünmüyor.
- Tom and Mary don't seem too busy.
- Tom ve Mary çok meşgul görünmüyor.
- Tom is too busy to help you do that.
- Tom bunu yapmanıza yardım etmek için çok meşgul.
- Tom was too busy to notice what was happening.
- Tom ne olduğunu fark etmek için çok meşguldü.
- He was too busy to notice it.
- Bunu fark edemeyecek kadar çok meşguldü.
- I'm never too busy for you.
- Mesele sen olunca asla çok meşgul değilim.
- I should've told Tom that I was too busy to help him.
- Ona yardım edemeyecek kadar çok meşgul olduğumu Tom'a söylemeliydim.
- Tom didn't seem too busy.
- Tom çok meşgul gözükmüyordu.
- I'm just too busy.
- Çok meşgulüm.
Show More (86)
|
