| 1 |
underestimate |
hafife almak |
v. |
|
- I underestimated how far the office is.
- Ofisin uzaklığını hafife almışım.
- We must never underestimate the civil liberties implications to which Baroness Ludford has rightly alerted this House.
- Barones Ludford'un haklı olarak bu Meclisi uyardığı sivil özgürlükler konusunu asla hafife almamalıyız.
- I think that we underestimate our potential.
- Potansiyelimizi hafife aldığımızı düşünüyorum.
- But you underestimated the prior work that had been done by some people.
- Ancak bazı insanlar tarafından daha önce yapılmış olan çalışmaları hafife aldınız.
- However, we should not underestimate the difficulties which may arise.
- Ancak ortaya çıkabilecek zorlukları da hafife almamalıyız.
- I do not wish to underestimate the very serious issues that must be addressed.
- Ele alınması gereken çok ciddi meseleleri hafife almak istemiyorum.
- We citizens of the Union must not underestimate the historic importance of this event.
- Biz Birlik vatandaşları bu olayın tarihi önemini hafife almamalıyız.
- The costs of that policy have been greatly underestimated.
- Bu politikanın maliyetleri büyük ölçüde hafife alınmıştır.
- Thirdly, we may well have disregarded or underestimated the importance of one of our tasks.
- Üçüncü olarak görevlerimizden birinin önemini göz ardı etmiş veya hafife almış olabiliriz.
- It is a necessary, urgent step forwards based on not underestimating the new terrorist and political threats.
- Bu, yeni terörist ve siyasi tehditlerin hafife alınmaması temelinde ileriye doğru atılmış gerekli ve acil bir adımdır.
- We should not underestimate the length of the journey that we are beginning today by starting on this legislation.
- Bugün bu mevzuata başlayarak çıktığımız yolculuğun uzunluğunu hafife almamalıyız.
- Nor must we underestimate the noise generated when the water is displaced by boats travelling at high speed.
- Yüksek hızda seyreden tekneler tarafından su yer değiştirdiğinde ortaya çıkan gürültüyü de hafife almamalıyız.
- It underestimates the serious problem of drugs, on which it takes an almost neutral stance.
- MHP, neredeyse tarafsız bir duruş sergilediği ciddi uyuşturucu sorununu hafife almaktadır.
- My view is that the European Union has underestimated the problem.
- Benim görüşüm Avrupa Birliği'nin sorunu hafife aldığı yönünde.
- However, we must not underestimate the seriousness of this scourge.
- Bununla birlikte bu belanın ciddiyetini hafife almamalıyız.
- Other candidates are also wrestling with them, but their seriousness is sometimes underestimated.
- Diğer adaylar da bunlarla mücadele ediyor ancak ciddiyetleri bazen hafife alınıyor.
- Have you not, however, really underestimated the costs involved?
- Bununla birlikte, söz konusu maliyetleri gerçekten hafife almadınız mı?
- The dangers posed by non-European countries in this domain have obviously been entirely underestimated.
- Avrupa dışındaki ülkelerin bu alanda yarattığı tehlikeler açıkça tamamen hafife alınmıştır.
- I think that we underestimate our potential.
- Bence potansiyelimizi hafife alıyoruz.
- Let us not underestimate this.
- Bunu hafife almayalım.
- We must not underestimate this problem.
- Bu sorunu hafife almamalıyız.
- The impact of harassment is still completely underestimated, so very few effective instruments are available.
- Tacizin etkisi hala tamamen hafife alınmaktadır bu nedenle çok az sayıda etkili araç mevcuttur.
- We do not only have a supply problem; we also underestimate the problem of demand.
- Sadece arz sorunumuz yok; talep sorununu da hafife alıyoruz.
- Let us not underestimate it.
- Bunu hafife almayalım.
- Let us not underestimate either the impact of aviation on the environment.
- Havacılığın çevre üzerindeki etkisini de hafife almayalım.
- You've all underestimated her.
- Hepiniz onu hafife aldınız.
- I think you underestimate them.
- Sanırım onları hafife alıyorsun.
- Don't underestimate your opponent.
- Rakibini hafife alma.
- You've all underestimated them.
- Siz hepiniz onları hafife aldınız.
- We certainly didn't underestimate them.
- Onları kesinlikle hafife almadık.
- Tom underestimated Marie.
- Tom, Marie'yi hafife aldı.
- Don't underestimate the problem.
- Sorunu hafife alma.
- You shouldn't underestimate me.
- Beni hafife almamalısın.
- I have underestimated the strength of my opponent.
- Rakibimin gücünü hafife almıştım.
- You've underestimated us.
- Bizi hafife aldın.
- Don't underestimate them.
- Onları hafife alma.
- I underestimated you, Tom.
- Ben seni hafife aldım, Tom.
- We certainly didn't underestimate them.
- Biz kesinlikle onları hafife almadık.
- You underestimated them.
- Sen onları hafife aldın.
- Don't underestimate it.
- Onu hafife almayın.
- You've underestimated them.
- Onları hafife aldın.
- You've underestimated Tom.
- Tom'u hafife aldın.
- I think you underestimate her.
- Sanırım onu hafife alıyorsun.
- I think you underestimate us.
- Bence bizi hafife alıyorsunuz.
- I have underestimated the strength of my opponent.
- Rakibimin gücünü hafife almışım.
- I think you underestimate me.
- Sanırım beni hafife alıyorsun.
- You underestimated her.
- Onu hafife aldın.
- I underestimated you.
- Seni hafife almışım.
- The tribe's flooding capabilities shouldn't be underestimated.
- Kabilenin taşkın yetenekleri hafife alınmamalı.
- You've underestimated him.
- Onu hafife aldın.
- You underestimated me.
- Beni hafife aldın.
- Don't ever underestimate them.
- Onları asla hafife alma.
- We might've underestimated Tom's ability.
- Tom'un yeteneğini hafife almış olabiliriz.
- You've all underestimated Tom.
- Hepiniz Tom'u hafife aldınız.
- You've underestimated her.
- Onu hafife aldın.
- You've underestimated her.
- Sen onu hafife aldın.
- You underestimated him.
- Sen onu hafife aldın.
- You shouldn't underestimate Tom.
- Tom'u hafife almamalısın.
- I think you underestimate us.
- Sanırım bizi hafife alıyorsun.
- She tends to underestimate her own ability.
- Kendi becerisini hafife alma eğilimindedir.
- Don't underestimate the enemy.
- Düşmanı hafife alma.
- I won't underestimate Tom again.
- Tom'u bir daha hafife almayacağım.
- You underestimated her.
- Sen onu hafife aldın.
- You underestimated me.
- Beni hafife aldınız.
- I think you underestimate him.
- Bence onu hafife alıyorsun.
- You underestimated us.
- Sen bizi hafife aldın.
- You underestimated him.
- Onu hafife aldın.
- We might have underestimated his ability.
- Yeteneğini hafife almış olabiliriz.
- You've all underestimated her.
- Siz hepiniz onu hafife aldınız.
- Do not underestimate my power.
- Gücümü hafife alma.
- Don't ever underestimate him.
- Onu asla hafife alma.
- You've always underestimated Tom.
- Tom'u hep hafife aldın.
- Don't underestimate him.
- Onu hafife alma.
- Never underestimate the power of inertia.
- Asla ataletin gücünü hafife alma.
- You underestimated them.
- Onları hafife aldınız.
- You underestimate me.
- Beni hafife alıyorsun.
- Tom underestimated the slickness and drove into the ditch.
- Tom kayganlığı hafife aldı ve arabayı hendeğe sürdü.
- I warned you not to underestimate Tom.
- Tom'u hafife almaman konusunda seni uyarmıştım.
- You underestimated Tom.
- Tom'u hafife aldın.
- We underestimated the enemy.
- Düşmanı hafife aldık.
- I underestimated you.
- Seni hafife aldım.
- I underestimated her.
- Onu hafife aldım.
- Don't underestimate his determination.
- Onun kararlılığını hafife almayın.
- You've all underestimated him.
- Hepiniz onu hafife aldınız.
- You underestimate Tom.
- Tom'u hafife alıyorsun.
- You've underestimated me.
- Sen beni hafife aldın.
- People often underestimate Tom.
- İnsanlar genellikle Tom'u hafife alır.
- I think you underestimate her.
- Bence onu hafife alıyorsun.
- You've all underestimated them.
- Hepiniz onları hafife aldınız.
- Don't underestimate us.
- Bizi hafife almayın.
- You underestimated me.
- Sen beni hafife aldın.
- Tom underestimated Mary.
- Tom Mary'yi hafife aldı.
- You've underestimated us.
- Sen bizi hafife aldın.
- Tom should be careful not to underestimate Mary.
- Tom, Mary'yi hafife almamaya dikkat etmeli.
- You underestimated them.
- Onları hafife aldın.
- Don't underestimate her.
- Onu hafife alma.
- You've underestimated them.
- Sen onları hafife aldın.
- Don't ever underestimate her.
- Onu asla hafife alma.
- I think you underestimate them.
- Bence onları hafife alıyorsunuz.
- You've underestimated me.
- Beni hafife aldın.
- You've underestimated him.
- Sen onu hafife aldın.
- The tribe's flooding capabilities shouldn't be underestimated.
- Kabilenin flood konusundaki kabiliyetleri hafife alınmamalı.
- You underestimated us.
- Bizi hafife aldın.
- I think you underestimate me.
- Bence sen beni hafife alıyorsun.
- I underestimated him.
- Onu hafife aldım.
- I underestimated you, Tom.
- Seni hafife almışım Tom.
- Tom underestimated his opponent.
- Tom rakibini hafife aldı.
- Be careful not to underestimate the problem.
- Sorunu hafife almamaya dikkat edin.
- I think you underestimate me.
- Bence beni hafife alıyorsunuz.
- I underestimated them.
- Onları hafife aldım.
- Don't underestimate Tom.
- Tom'u hafife alma.
- I think you underestimate him.
- Sanırım onu hafife alıyorsun.
- Don't underestimate Tom's determination.
- Tom'un kararlılığını hafife alma.
- We might have underestimated his ability.
- Onun yeteneğini hafife almış olabiliriz.
- You've all underestimated him.
- Siz hepiniz onu hafife aldınız.
- I underestimated teenagers' ability to delude themselves.
- Gençlerin kendilerini kandırma yeteneklerini hafife almışım.
- Never underestimate the power of human stupidity.
- İnsan aptallığının gücünü hiçbir zaman hafife alma.
Show More (114)
|
| 2 |
underestimate |
küçümsemek |
v. |
|
- Let us not underestimate the amount of work which must be completed before enlargement becomes a working success.
- Genişlemenin işe yarar bir başarıya dönüşmesi için tamamlanması gereken iş miktarını küçümsemeyelim.
- We should not overestimate biotechnology, but nor should we underestimate it.
- Biyoteknolojiyi abartmamalıyız, ancak küçümsememeliyiz de.
- We should not overestimate biotechnology, but nor should we underestimate it.
- Biyoteknolojiyi gözümüzde büyütmemeliyiz ama aynı zamanda küçümsememeliyiz de.
- That does not mean that we underestimate the importance of food legislation.
- Bu, gıda mevzuatının önemini küçümsediğimiz anlamına gelmez.
- That does not mean that we underestimate the importance of food legislation.
- Bu, gıda mevzuatının önemini küçümsediğimiz anlamına da gelmez.
- The decisions and objectives of the recovery plans must not underestimate the consequences they may have.
- Kurtarma planlarının kararları ve hedefleri, doğurabilecekleri sonuçları küçümsememelidir.
- I believe that in this respect, we should not underestimate the importance of this matter as a whole.
- Bu bakımdan, bu konunun bir bütün olarak önemini küçümsemememiz gerektiğine inanıyorum.
- But we must not underestimate the psychological importance of this debate.
- Ancak bu tartışmanın psikolojik önemini de küçümsememeliyiz.
- I think you're underestimating Tom.
- Bence Tom'u küçümsüyorsun.
- Never underestimate the power of inertia.
- Eylemsizliğin gücünü asla küçümsemeyin.
- Don't underestimate his determination.
- Onun kararlılığını küçümsemeyin.
- You underestimated him.
- Sen onu küçümsedin.
- You underestimated Tom.
- Tom'u küçümsedin.
- You always underestimate people.
- İnsanları hep küçümsüyorsun.
- I think you underestimate her.
- Bence onu küçümsüyorsun.
- I think you underestimate Tom.
- Sanırım Tom'u küçümsüyorsun.
- Don't underestimate her.
- Onu küçümseme.
- You've all underestimated her.
- Siz hepiniz onu küçümsediniz.
- Don't underestimate me.
- Beni küçümsemeyin.
- We might've underestimated Tom's ability.
- Tom'un yeteneğini küçümsemiş olabiliriz.
- We might have underestimated his ability.
- Onun yeteneklerini küçümsemiş olabiliriz.
- I've never underestimated Tom.
- Tom'u hiç küçümsemedim.
- Stop underestimating yourself.
- Kendini küçümsemeyi durdur.
- Don't underestimate female directors.
- Kadın yönetmenleri küçümsemeyin.
- Don't underestimate the problem.
- Sorunu küçümsemeyin.
- You underestimate me.
- Beni küçümsüyorsun.
- Don't underestimate my power.
- Gücümü küçümseme.
- Never underestimate the power of human stupidity.
- İnsan aptallığının gücünü asla küçümseme.
- I underestimated her.
- Onu küçümsedim.
- You underestimate your charisma.
- Karizmanı küçümsüyorsun.
- You shouldn't underestimate Tom.
- Tom'u küçümsememelisin.
- Never underestimate Tom.
- Tom'u asla küçümsemeyin.
- I think you underestimate her.
- Sanırım onu küçümsüyorsun.
- I think you underestimate me.
- Sanırım beni küçümsüyorsun.
- Stop underestimating yourself.
- Kendini küçümsemeyi bırak.
- Don't underestimate it.
- Onu küçümseme.
- I think you underestimate us.
- Sanırım bizi küçümsüyorsun.
- You underestimated me.
- Sen beni küçümsedin.
- You underestimated us.
- Sen bizi küçümsedin.
- She tends to underestimate her own ability.
- Kendi yeteneğini küçümseme eğiliminde.
- I think you underestimate them.
- Sanırım onları küçümsüyorsun.
- You've all underestimated them.
- Siz hepiniz onları küçümsediniz.
- You underestimate Tom.
- Tom'u küçümsüyorsun.
- Don't underestimate your own strength.
- Kendi gücünü küçümseme.
- Don't ever underestimate them.
- Onları hiç küçümseme.
- You've underestimated her.
- Sen onu küçümsedin.
- Don't underestimate your opponents.
- Rakiplerinizi küçümsemeyin.
- You've underestimated us.
- Sen bizi küçümsedin.
- Don't underestimate us.
- Bizi küçümseme.
- Don't underestimate yourself.
- Kendini küçümseme.
- You underestimated her.
- Onu küçümsedin.
- Never underestimate Tom.
- Tom'u asla küçümseme.
- Never underestimate a woman's intuition.
- Bir kadının sezgilerini asla küçümseme.
- I underestimated them.
- Onları küçümsedim.
- You shouldn't underestimate me.
- Beni küçümsememelisin.
- Don't underestimate Tom.
- Tom'u küçümsemeyin.
- People have a tendency to underestimate their future needs.
- İnsanların gelecekteki ihtiyaçlarını küçümseme eğilimi vardır.
- Don't ever underestimate her.
- Onu asla küçümseme.
- Don't underestimate your opponent.
- Rakibini küçümseme.
- Don't underestimate him.
- Onu küçümseme.
- Do not underestimate my power.
- Gücümü küçümseme.
- Don't underestimate Tom's determination.
- Tom'un kararlılığını küçümseme.
- You've underestimated them.
- Sen onları küçümsedin.
- I think you underestimate him.
- Bence onu küçümsüyorsun.
- Never underestimate your audience.
- Dinleyicilerini asla küçümseme.
- You underestimated them.
- Sen onları küçümsedin.
- You underestimate yourself.
- Kendini küçümsüyorsun.
- You underestimated him.
- Onu küçümsedin.
- I think you underestimate him.
- Sanırım onu küçümsüyorsun.
- Don't underestimate me.
- Beni küçümseme.
- You've underestimated him.
- Sen onu küçümsedin.
- Tom underestimated me.
- Tom beni küçümsedi.
- You underestimate your importance.
- Önemini küçümsüyorsun.
- Tom underestimated his opponent.
- Tom rakibini küçümsedi.
- Never underestimate your audience.
- Asla seyircini küçümseme.
- I underestimated Tom.
- Tom'u küçümsedim.
- Don't underestimate them.
- Onları küçümseme.
- You've all underestimated him.
- Siz hepiniz onu küçümsediniz.
- I underestimated him.
- Onu küçümsedim.
- I think you're underestimating Tom.
- Sanırım Tom'u küçümsüyorsun.
- You underestimated her.
- Sen onu küçümsedin.
- I think you underestimate Tom.
- Bence Tom'u küçümsüyorsun.
- Don't ever underestimate him.
- Onu asla küçümseme.
- We might have underestimated his ability.
- Onun yeteneğini küçümsemiş olabiliriz.
- You've underestimated me.
- Sen beni küçümsedin.
- Never underestimate a woman's intuition.
- Bir kadının sezgisini asla küçümseme.
Show More (83)
|
| 3 |
underestimate |
yabana atmak |
v. |
|
- Don't underestimate my skills - I am very capable of managing a team.
- Yeteneklerimi yabana atmayın; takım yönetmede çok becerikliyimdir.
Show More (-2)
|
| 4 |
underestimate |
düşük tahmin |
n. |
|
- Thinking that only 20 people would show up was an underestimate.
- Yalnızca 20 kişinin geleceğini zannetmek düşük bir tahmin olurdu.
Show More (-2)
|
| 5 |
underestimate |
azımsamak |
v. |
|
- This underestimate is made deliberately.
- Bu azımsama kasıtlı olarak yapılmıştır.
Show More (-2)
|
