1 |
untidy |
dağınık |
adj. |
|
- I can put up with a house being untidy, but I don't like it to be dirty.
- Bir evin dağınık olmasına katlanabilirim ama kirli olmasından hoşlanmam.
- His long and untidy hair was similar to a lion's mane.
- Uzun ve dağınık saçları aslan yelesine benziyordu.
- Tom is untidy, isn't he?
- Tom dağınık, değil mi?
- My brother's room is always untidy.
- Kardeşimin odası her zaman dağınıktır.
- My mother doesn't like my room being untidy.
- Annem odamın dağınık olmasından hoşlanmaz.
- Tom's desk was so untidy that the cleaner refused to clean the room.
- Tom'un masası o kadar dağınıktı ki temizlikçi odayı temizlemeyi reddetti.
- My brother's room is always untidy.
- Kardeşimin odası hep dağınıktır.
- Tom and Mary's house is very untidy.
- Tom ve Mary'nin evi çok dağınık.
- His room is untidy.
- Onun odası dağınıktır.
- I'm untidy.
- Dağınık biriyim.
- Tom is very untidy, isn't he?
- Tom çok dağınık, değil mi?
- Your hair really does look untidy.
- Saçınız gerçekten dağınık görünüyor.
- Tom was untidy.
- Tom dağınıktı.
- Do you think Tom is untidy?
- Tom'un dağınık olduğunu düşünüyor musun?
- I'm untidy.
- Ben dağınığım.
- The room was very untidy.
- Oda çok dağınıktı.
- His room is untidy.
- Onun odası dağınık.
Show More (15)
|
2 |
untidy |
düzensiz |
adj. |
|
- Do you think Tom is untidy?
- Tom'un düzensiz olduğunu düşünüyor musunuz?
- I can put up with a house being untidy, but I don't like it to be dirty.
- Bir evin düzensiz olmasına katlanabilirim ama kirli olmasından hoşlanmıyorum.
- His long and untidy hair was similar to a lion's mane.
- Onun uzun ve düzensiz saçları bir aslan yelesine benzerdi.
- Tom is untidy.
- Tom düzensiz.
- Tom is very untidy, isn't he?
- Tom çok düzensiz, değil mi?
- I'm untidy.
- Ben düzensizim.
- My mother doesn't like my room being untidy.
- Annem odamın düzensiz olmasından hoşlanmıyor.
- Tom is untidy, isn't he?
- Tom düzensiz, değil mi?
- I think Tom is untidy.
- Sanırım Tom düzensiz.
- I think Tom is untidy.
- Bence Tom düzensiz.
- Tom was untidy.
- Tom düzensizdi.
- The room was very untidy.
- Oda çok düzensizdi.
Show More (9)
|
3 |
untidy |
pasaklı |
adj. |
|
- I'm untidy.
- Ben pasaklıyım.
Show More (-2)
|
4 |
untidy |
savruk |
adj. |
|
- The room was very untidy.
- Oda çok savruktu.
Show More (-2)
|