|
- Tom finally found his way home.
- Tom sonunda evin yolunu buldu.
- Tom needs us to show him the way home.
- Tom'a evin yolunu göstermemiz gerekiyor.
- With the magnets mounted on their heads, they were unable to find their way home.
- Kafalarına takılan mıknatıslar yüzünden evlerinin yolunu bulamadılar.
- Tom was so drunk that he spent the night in a ditch because he could not find his way home anymore.
- Tom o kadar sarhoştu ki geceyi bir çukurda geçirdi, çünkü artık evinin yolunu bulamıyordu.
- Are you sure you can find your way home?
- Evin yolunu bulabileceğinden emin misin?
- I don't know the way home.
- Evin yolunu bilmiyorum.
- Are you sure that you can find your way home?
- Evinin yolunu bulabileceğinden emin misin?
- Let's see if we can find our way home.
- Bakalım evin yolunu bulabilecek miyiz?
- Pigeons can find their way home with the help of the Earth's magnetic field.
- Güvercinler, Dünya'nın manyetik alanının yardımıyla evlerinin yolunu bulabilirler.
- Your office is on my way home.
- Senin ofisin benim evimin yolu üzerinde.
- Your office is on the way home.
- Ofisin evimin yolu üzerinde.
- Can you find your way home?
- Evin yolunu bulabilir misin?
Show More (9)
|
