|
- Owing to particularly favourable weather conditions, cotton production in Greece was abundant in the 2001-2002 season.
- Özellikle elverişli hava koşulları sayesinde 2001-2002 sezonunda Yunanistan'da pamuk üretimi bereketli olmuştur.
- Owing to particularly favourable weather conditions, cotton production in Greece was abundant in the 2001-2002 season.
- Özellikle elverişli hava koşulları sayesinde 2001-2002 sezonunda Yunanistan'da pamuk üretimi bol olmuştur.
- At the New Delhi conference, quite a few of them reported extreme weather conditions.
- Yeni Delhi'deki konferansta ise pek çok kişi aşırı hava koşullarından bahsetti.
- The organisers of the marathon said that the event would go ahead, regardless of the weather conditions.
- Maratonun organizatörleri, hava koşulları ne olursa olsun etkinliğin devam edeceğini söylediler.
- A blizzard is an example of extreme weather conditions.
- Tipi, aşırı hava koşullarına bir örnektir.
- Weather conditions may change.
- Hava koşulları değişebilir.
- Our plane was cancelled because of adverse weather conditions.
- Olumsuz hava koşulları nedeniyle uçağımız iptal edildi.
- A blizzard is an example of extreme weather conditions.
- Kar fırtınası aşırı hava koşullarına bir örnektir.
Show More (5)
|
