|
- I and members of my core team also briefed heads of mission in Islamabad on a weekly basis.
- Ben ve çekirdek ekibimin üyeleri de İslamabad'daki misyon şeflerini haftalık olarak bilgilendirdik.
- It is insufficient to reduce the weekly driving time, which is currently set at 56 hours, to 45 hours.
- Halihazırda 56 saat olarak belirlenen haftalık sürüş süresinin 45 saate indirilmesi yetersizdir.
- The Commission informs Parliament and the Council of the state of the accounts on a weekly basis.
- Komisyon, Parlamento ve Konsey'i haftalık olarak hesapların durumu hakkında bilgilendirir.
- I am glad we have moved back to the weekly measurement granted by Member States if they so deem necessary.
- Üye Devletlerin gerekli görmeleri halinde haftalık ölçüm yapmalarına geri döndüğümüz için mutluyum.
- I and members of my core team also briefed heads of mission in Islamabad on a weekly basis.
- Ben ve çekirdek ekibimin üyeleri ayrıca İslamabad'daki misyon şeflerini haftalık olarak bilgilendirdik.
- It is insufficient to reduce the weekly driving time, which is currently set at 56 hours, to 45 hours.
- Halihazırda 56 saat olarak belirlenen haftalık sürüş süresinin 45 saate indirilmesi yeterli değildir.
- The sentencing of two editors of the independent weekly Pagonya once again provides unfortunate proof of this.
- Bağımsız haftalık Pagonya gazetesinin iki editörünün mahkum edilmesi bunun bir kez daha talihsiz bir kanıtıdır.
- Parliament receives the figures on budget implementation on a weekly basis.
- Parlamento bütçe uygulamasına ilişkin rakamları haftalık olarak alır.
- The maximum number of weekly working hours may not then exceed 52.
- Haftalık azami çalışma saati sayısı 52'yi geçemez.
- I am glad we have moved back to the weekly measurement granted by Member States if they so deem necessary.
- Üye Devletlerin gerekli görmeleri halinde haftalık ölçüm yapmalarına geri dönmüş olmaktan memnuniyet duyuyorum.
- The sentencing of two editors of the independent weekly Pagonya once again provides unfortunate proof of this.
- Bağımsız haftalık gazete Pagonya'nın iki editörünün mahkum edilmesi bunun bir kez daha talihsiz bir kanıtı olmuştur.
- Creating and implementing annual, monthly, and weekly email marketing plans.
- Yıllık, aylık ve haftalık e-posta pazarlama planları oluşturmak ve uygulamak.
- Creating and implementing annual, monthly, and weekly email marketing plans.
- Yıllık, aylık ve haftalık e-mail marketing planlarının yapılması ve uygulanması.
- Creating and implementing annual, monthly, and weekly email marketing plans.
- Yıllık, aylık ve haftalık e-posta pazarlama planlarının oluşturulması ve uygulanması.
- I am paid weekly.
- Bana haftalık ödeme yapılır.
- The economic minister gives a weekly report.
- Ekonomi Bakanı haftalık bir rapor sunar.
- For comfortable weekly shopping you have to have a car.
- Haftalık rahat alışveriş için bir araban olmalı.
- Here is a weekly magazine.
- İşte haftalık bir dergi.
- Tom bought a weekly magazine at the station.
- Tom, istasyonda, haftalık bir dergi aldı.
- He bought a weekly magazine at the station.
- İstasyondan haftalık bir dergi aldı.
- Tom bought a weekly magazine at the station.
- Tom istasyondan haftalık bir dergi aldı.
- I'm a subscriber for a weekly journal.
- Haftalık bir dergiye aboneyim.
- For comfortable weekly shopping you have to have a car.
- Haftalık alışverişini rahat yapman için, arabaya ihtiyacın var.
- Tom's commissions often exceed his weekly salary.
- Tom'un komisyonları genellikle haftalık maaşını aşar.
- Tom's column appears weekly.
- Tom'un köşe yazısı haftalık olarak çıkıyor.
- I'm a subscriber for a weekly journal.
- Haftalık bir dergi için aboneyim.
- I am paid weekly.
- Haftalık ödeme alıyorum.
- Tom's column appears weekly.
- Tom'un köşesi haftalık olarak yayınlanıyor.
- He bought a weekly magazine at the station.
- İstasyonda haftalık bir dergi aldı.
- Tom's commissions often exceed his weekly salary.
- Tom'un komisyonları haftalık maaşını sıklıkla aşıyor.
Show More (27)
|