|
- He winked at me.
- Bana göz kırptı.
- She winked at Tom.
- O, Tom'a göz kırptı.
- Tom knew Mary would wink at him.
- Tom Mary'nin ona göz kırpacağını biliyordu.
- I am winking at him, but he's not looking.
- Ben ona göz kırpıyorum ama o bakmıyor.
- Why did you just wink at me?
- Neden sadece bana göz kırptın?
- Tom expected Mary to wink at him, but she didn't.
- Tom, Mary'nin ona göz kırpmasını bekledi ama kırpmadı.
- What does it mean when a girl winks at you?
- Bir kız sana göz kırptığında bu ne anlama gelir?
- She winked at him.
- Ona göz kırptı.
- Mary winked at Tom.
- Mary Tom'a göz kırptı.
- Tom says that Mary winked at him.
- Tom Mary'nin ona göz kırptığını söylüyor.
- Tom says that Mary winked at him.
- Tom, Mary'nin ona göz kırptığını söyledi.
- Tom is winking at Ken.
- Tom Ken'e göz kırpıyor.
- He winked at her.
- Ona göz kırptı.
- I am winking at him, but he's not looking.
- Ona göz kırpıyorum ama o bakmıyor.
- I saw Tom wink at you.
- Tom'un sana gözünü kırptığını gördüm.
- She winked at me.
- Bana göz kırptı.
- I winked at Tom.
- Tom'a göz kırptım.
- Tom winked at Mary.
- Tom Mary'ye göz kırptı.
- Tom wore a hard hat and winked at us.
- Tom baret taktı ve bize göz kırptı.
- Tom wore a hard hat and winked at us.
- Tom kötü bir şapka giydi ve bize göz kırptı.
- Tom saw Mary wink at John.
- Tom, Mary'nin John'a göz kırptığını gördü.
- Tom smiled when Mary winked at him.
- Tom Mary ona göz kırptığında gülümsedi.
- Why did you just wink at me?
- Neden bana göz kırptın?
- Tom knew Mary would wink at him.
- Tom, Mary'nin ona göz kırpacağını biliyordu.
- Tom winked at the girls.
- Tom kızlara göz kırptı.
- Tom expected Mary to wink at him, but she didn't.
- Tom, Mary'nin ona göz kırpmasını bekledi.
- She winked at Tom.
- Tom'a göz kırptı.
- She winked at me.
- O bana göz kırptı.
- I saw Tom wink at Mary.
- Tom'un Mary'ye göz kırptığını gördüm.
- Tom winked at me.
- Tom bana göz kırptı.
- He winked at me.
- O bana göz kırptı.
- What does it mean when a girl winks at you?
- Bir kızın size göz kırpması ne anlama geliyor?
- Tom smiled when Mary winked at him.
- Mary ona göz kırptığında Tom gülümsedi.
- Tom looked at Mary and then winked at her.
- Tom Mary'ye baktı ve sonra ona göz kırptı.
- Tom noticed that Mary was winking at John.
- Tom, Mary'nin John'a göz kırptığını fark etti.
- I saw Tom wink at you.
- Tom'un sana göz kırptığını gördüm.
Show More (33)
|