|
- Is the United States claiming a separate role in the world and do we acknowledge that role, yes or no?
- Amerika Birleşik Devletleri dünyada ayrı bir rol mü talep ediyor ve biz bu rolü kabul ediyor muyuz, evet mi hayır mı?
- Yes, you will possibly achieve your goal, but at what cost to this most important industry?
- Evet, muhtemelen hedefinize ulaşacaksınız ancak bu en önemli sektöre ne pahasına?
- Your reply can only be yes.
- Cevabınız sadece evet olabilir.
- Yes, Israel must withdraw from the territories which it has occupied these past few weeks.
- Evet, İsrail son birkaç haftadır işgal ettiği topraklardan çekilmelidir.
- Yes, we want vaccination in the event of foot and mouth outbreaks.
- Evet, şap salgınları durumunda aşılama yapılmasını istiyoruz.
- I must therefore stress the importance of a yes vote for Europe's future.
- Bu nedenle Avrupa'nın geleceği için evet oyunun önemini vurgulamalıyım.
- Yes, there is enlargement, and yes, there is sustainable economic growth, perhaps security and stability too.
- Evet, genişleme var, evet, sürdürülebilir ekonomik büyüme var, belki güvenlik ve istikrar da var.
- Yes, it is true that our governments have presented a pathetic picture.
- Evet, hükûmetlerimizin içler acısı bir tablo ortaya koydukları doğrudur.
- Support for Amendment No 76 means yes to a simple, clear and, so too, legally certain definition.
- 76 No'lu Değişikliğe verilen destek, basit, açık ve yasal olarak da kesin bir tanıma evet anlamına gelmektedir.
- Yes, it is absolutely necessary for the Treaty to be ratified by all the Member States.
- Evet, Antlaşmanın tüm Üye Devletler tarafından onaylanması kesinlikle gereklidir.
- Growth, yes, but guaranteeing the basic pillars, real cohesion, real convergence.
- Büyüme, evet, ama temel dayanakların, gerçek uyumun, gerçek yakınsamanın da güvence altına alınması.
- Yes, there must be emergency action plans.
- Evet, acil durum eylem planları olmalıdır.
- There might be disagreement after a vote, yes, but Europe will have a standpoint.
- Oylamadan sonra anlaşmazlık olabilir, evet, ama Avrupa'nın bir bakış açısı olacaktır.
- My question was also one with a yes or no answer.
- Benim sorum da evet ya da hayır cevabı olan bir soruydu.
- Yes, the requirements are considerable, but these requirements can only help to improve the image of their products.
- Evet, gereksinimler oldukça fazladır, ancak bu gereksinimler yalnızca ürünlerin imajını iyileştirmeye yardımcı olabilir.
- Yes, they are and, as such, we supported and helped them in Afghanistan.
- Evet, öyleler ve bu nedenle Afganistan'da onları destekledik ve onlara yardım ettik.
- Yes, like Chernobyl, a Chernobyl-type nuclear power station.
- Evet, Çernobil gibi, Çernobil tipi bir nükleer santral.
- Will that also be covered by future compensation schemes, yes or no?
- Bu da gelecekteki tazminat planlarının kapsamına girecek mi, evet mi hayır mı?
- When the answer was yes, I proceeded with my writing.
- Cevabım evet olunca yazıma devam ettim.
- Yes, Saddam Hussein has ruled Iraq with an iron fist, he is an evil dictator.
- Evet, Saddam Hüseyin Irak'ı demir yumrukla yönetmiştir, o kötü bir diktatördür.
- Yes, of course it is.
- Evet, tabii ki öyle.
- If the answer to the latter question is yes, there is still a credibility problem.
- İkinci sorunun cevabı evet ise, hala bir güvenilirlik sorunu vardır.
- Mr President, ladies and gentlemen, yes!
- Sayın Başkan, hanımefendiler ve beyefendiler, evet!
- Yes, it is true that our governments have presented a pathetic picture.
- Evet, hükümetlerimizin içler acısı bir tablo ortaya koydukları doğrudur.
- On this level, then, yes, Turkey is a totally European State.
- Bu düzeyde, evet, Türkiye tamamen Avrupalı bir devlettir.
- Yes, the legal framework order was reintroduced by the president, giving him powers to dismiss the parliament.
- Evet, cumhurbaşkanı tarafından parlamentoyu feshetme yetkisi veren yasal çerçeve düzenlemesi yeniden getirildi.
- Yes, I am happy to wait a moment.
- Evet, bir süre memnuniyetle bekleyebilirim.
- I say yes, we do.
- Ben evet, var diyorum.
- The answer to the honourable Member's question is, in principle, yes.
- Saygıdeğer Üyenin sorusunun cevabı prensipte evettir.
- Yes, this text is only a compromise.
- Evet, bu metin sadece bir uzlaşmadır.
- The simple answer to the very important first question that the honourable Member asked is an unequivocal yes.
- Saygıdeğer Üyenin sorduğu çok önemli ilk soruya verilecek basit cevap kesin bir evettir.
- Swine fever, yes, but as a cause of foot and mouth disease it is new to me.
- Domuz ateşi, evet, ama şap hastalığının bir nedeni olarak bu benim için yeni bir şey.
- Yes, the price was right, but only the lawyers won.
- Evet, fiyat doğruydu ama kazanan sadece avukatlar oldu.
- Yes, the directive is needed urgently.
- Evet, yönergeye acilen ihtiyaç var.
- Yes, we need more transparency.
- Evet, daha fazla şeffaflığa ihtiyacımız var.
- Logically, yes, but does this way forward respect subsidiarity?
- Mantıken evet, ancak bu yol yerinden yönetime saygı gösteriyor mu?
- Yes, the fleet capacity must remain stable overall but the current situation must be flexible.
- Evet, filo kapasitesi genel olarak sabit kalmalı ancak mevcut durum esnek olmalıdır.
- Yes, protecting young people, yes, making sure that they are given time to think things over.
- Evet, gençleri korumak, evet, onlara düşünmeleri için zaman tanınmasını sağlamak.
- Yes, I am restricted by the Rules of Procedure.
- Evet, İç Tüzük beni kısıtlıyor.
- Yes, there has been some success but it really is the tip of the iceberg.
- Evet, bazı başarılar elde edilmiştir ancak bu gerçekten de buzdağının görünen kısmıdır.
- Yes, I am happy to wait a moment.
- Evet, biraz beklemekten memnunum.
- My reply is yes, a resounding yes.
- Benim cevabım evet, hem de yankılanan bir evet.
- Yes, a Fourth Protocol has now been in operation since January 2001.
- Evet, Dördüncü Protokol Ocak 2001'den bu yana yürürlüktedir.
- Yes, we need to separate the production of animal and plant-based feeds.
- Evet, hayvansal ve bitkisel yem üretimini birbirinden ayırmamız gerekiyor.
- Yes, this is a 'hot potato' in a number of Member States, but that cannot be helped.
- Evet, bu konu bazı Üye Devletlerde 'sıcak bir patates', ancak bunun önüne geçilemez.
- Yes, indeed we are special, we are public servants.
- Evet, gerçekten de biz özeliz, biz kamu görevlileriyiz.
- Yes, when will it end?
- Evet, ne zaman bitecek?
- Yes, we have made progress in terms of access to documents and publishing the results of votes in the Council.
- Evet, belgelere erişim ve Konsey'deki oylama sonuçlarının yayınlanması konusunda ilerleme kaydettik.
- Without a clear yes to this, it is very difficult to help the country from the outside.
- Buna net bir evet demeden ülkeye dışarıdan yardım etmek çok zor.
- So yes, I hope KFOR will be able to do more.
- Evet, umarım KFOR daha fazlasını yapabilir.
- Yes, I am in favour of such a tax, but it is not what we are going to vote on tomorrow.
- Evet, böyle bir vergiden yanayım ama yarın oylayacağımız konu bu değil.
- I would appreciate an answer, one I hope will be yes.
- Evet olacağını umduğum bir cevap için minnettar olurum.
- Yes, globalisation results in relocation.
- Evet, küreselleşme yer değiştirmeye neden olur.
- Yes, we want vaccination in the event of foot and mouth outbreaks.
- Evet, şap salgınları durumunda aşılama istiyoruz.
- Well, yes, we will, but that is not our fault.
- Evet, yapacağız ama bu bizim suçumuz değil.
- Yes, I certainly believe in the rigorous application of state aid.
- Evet, ben kesinlikle devlet yardımlarının titizlikle uygulanması gerektiğine inanıyorum.
- In Helsinki, we said yes, we should give it a go.
- Helsinki'de, evet, bir denemeliyiz dedik.
- Yes, your comments have been noted and will be dealt with appropriately.
- Evet, yorumlarınız not edilmiştir ve uygun şekilde ele alınacaktır.
- I almost fear that the answer is yes, because you did not say anything about this.
- Cevabın evet olmasından neredeyse korkuyorum, çünkü bu konuda hiçbir şey söylemediniz.
- Yes, this is a true story.
- Evet, bu gerçek bir hikaye.
- A yes or no answer will do.
- Evet ya da hayır cevabı yeterli olacaktır.
- Yes, we need tough legislation on feed hygiene.
- Evet, yem hijyeni konusunda sıkı bir mevzuata ihtiyacımız var.
- Yes, I certainly believe in the rigorous application of state aid.
- Evet, devlet yardımlarının titizlikle uygulanması gerektiğine kesinlikle inanıyorum.
- Yes, we need to separate the production of animal and plant-based feeds.
- Evet, hayvansal ve bitkisel bazlı yemlerin üretimini ayırmamız gerekiyor.
- Are we forecasting a slump, yes or no?
- Bir çöküş öngörüyor muyuz, evet mi hayır mı?
- Yes, and lack of time.
- Evet, bir de zamansızlık.
- As for the other question you have raised, the answer is yes.
- Sorduğunuz diğer soruya gelince, cevabım evet.
- Yes, European consumers are entitled to be able to choose what food they buy and eat.
- Evet, Avrupalı tüketiciler hangi gıdayı satın alacaklarını ve yiyeceklerini seçme hakkına sahiptir.
- Yes to the peaceful resolution of international problems.
- Uluslararası sorunların barışçıl çözümüne evet.
- Will that also be covered by future compensation schemes, yes or no?
- Bu da gelecekteki tazminat programlarının kapsamına girecek mi, evet mi hayır mı?
- Yes, it has been a long period.
- Evet, uzun bir dönem oldu.
- Yes, it is war, but not a war of religion.
- Evet, bu bir savaş ama bir din savaşı değil.
- Yes, I should like to outline five.
- Evet, beş konuyu ana hatlarıyla belirtmek isterim.
- Yes, but I would point out that under these conditions the PPE-DE Group will vote against the three parts.
- Evet, ancak bu koşullar altında PPE-DE Grubunun üç bölüme karşı oy kullanacağını belirtmek isterim.
- Yes, you did hear me say ornamental tropical fish, amongst other things.
- Evet, diğer şeylerin yanı sıra süs tropikal balıkları dediğimi duydunuz.
- Yes, we need self-regulation and partnership, but Internet service providers have to prioritise this.
- Evet, özdenetim ve ortaklığa ihtiyacımız var, ancak İnternet servis sağlayıcıları buna öncelik vermelidir.
- Yes, we are being called on to demonstrate solidarity now and it is in our interest to do so.
- Evet, şu anda dayanışma göstermeye çağrılıyoruz ve bunu yapmak bizim çıkarımıza.
- Yes the hunger in the world is an intolerable scandal.
- Evet, dünyadaki açlık tahammül edilemez bir skandaldır.
- You can, of course, turn things round however you want and say, yes, we just need even stricter rules.
- Elbette işleri istediğiniz gibi tersine çevirebilir ve evet, sadece daha katı kurallara ihtiyacımız var diyebilirsiniz.
- Yes, we have made progress in terms of access to documents and publishing the results of votes in the Council.
- Evet, belgelere erişim ve Konsey'deki oylamaların sonuçlarının yayınlanması konusunda ilerleme kaydettik.
- Yes, I agree, but Rule 19 refers to such exceptional situations as today's.
- Evet, katılıyorum, ancak Kural 19 bugünkü gibi istisnai durumlara atıfta bulunmaktadır.
- Yes, in all probability they will.
- Evet, büyük olasılıkla öyle olacak.
- Yes to liberalisation, but on the right terms.
- Serbestleşmeye evet, ancak doğru şartlarda.
- Yes, we take all complaints seriously and we work on all complaints.
- Evet, tüm şikayetleri ciddiye alıyoruz ve tüm şikayetler üzerinde çalışıyoruz.
- In answer to your question of whether it is possible to ask the Commission, yes it is.
- Komisyona sormanın mümkün olup olmadığı sorunuza cevaben, evet mümkün.
- Yes, I can tell you that the Quaestors will be looking into this issue.
- Evet, size Quaestors'ın bu konuyu inceleyeceğini söyleyebilirim.
- Yes, there is aid in various forms.
- Evet, çeşitli şekillerde yardımlar mevcut.
- Yes, that is a suggestion we will take up.
- Evet, bu öneriyi dikkate alacağız.
- Yes, the Commission needs to recruit a different sort of personnel.
- Evet, Komisyon'un farklı türde personel istihdam etmesi gerekiyor.
- I would like to be given a yes or no answer.
- Evet ya da hayır şeklinde bir cevap almak istiyorum.
- Mr President of the Commission, growth, yes, but also stability.
- Sayın Komisyon Başkanı, büyüme, evet, ama aynı zamanda istikrar.
- Yes, I am aware that this debate is underway in several of the Member States.
- Evet, bu tartışmanın bazı Üye Devletlerde devam ettiğinin farkındayım.
- The rapporteur answered yes to the first question.
- Raportör ilk soruya evet yanıtını vermiştir.
- Yes, like Chernobyl, a Chernobyl-type nuclear power station.
- Evet, Çernobil gibi, Çernobil tipi bir nükleer santral gibi.
- Yes, we have now become more demanding.
- Evet, artık daha talepkâr hale geldik.
- Yes, I did see the article to which the honourable Member refers.
- Evet, Sayın Üyenin atıfta bulunduğu makaleyi gördüm.
- Yes, we can do it at bilateral level.
- Evet, bunu ikili düzeyde yapabiliriz.
- Mr Beazley, my answer is clearly yes, but that is no surprise.
- Bay Beazley, cevabım açıkça evet ama bu sürpriz değil.
- Yes we must persuade supermarkets to sell the meat of vaccinated animals as a matter of course.
- Evet, süpermarketleri aşılanmış hayvanların etlerini satmaları konusunda ikna etmeliyiz.
- Yes, we call for controls that are fairly and generally applied.
- Evet, adil ve genel olarak uygulanan kontroller talep ediyoruz.
- Yes, we need to give more support to small and medium-sized enterprises.
- Evet, küçük ve orta ölçekli işletmelere daha fazla destek vermemiz gerekiyor.
- Improving, yes; supplementing, yes; putting a question mark over, emphatically no.
- İyileştirmek, evet; tamamlamak, evet; üzerine soru işareti koymak, kesinlikle hayır.
- Yes, we can make it in our unilateral commercial policy.
- Evet, tek taraflı ticari politikamızla bunu başarabiliriz.
- Yes, but a convention is not enough.
- Evet, ancak bir kongre yeterli değildir.
- Yes, the United Nations has done sterling work but with no success for weapons inspection to date.
- Evet, Birleşmiş Milletler bugüne kadar silahların denetlenmesi konusunda başarılı olamasa da çok iyi işler yaptı.
- Yes, it is true that our governments have presented a pathetic picture.
- Evet, hükümetlerimizin acınası bir tablo ortaya koydukları doğrudur.
- Yes, but the Ukraine is not a candidate country and I have no opportunity to exert any influence on the Ukraine.
- Evet, ancak Ukrayna aday ülke değil ve Ukrayna üzerinde herhangi bir etkide bulunma şansım yok.
- The simple answer is yes, we do have this right.
- Basit cevap evet, bu hakka sahibiz.
- Yes, we have excessive costs.
- Evet, aşırı maliyetlerimiz var.
- Has the European Bank for Reconstruction and Development transferred EUR two billion to EURATOM, yes or no?
- Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası EURATOM'a iki milyar Avro aktardı mı, evet mi hayır mı?
- The obvious answer from the presidency is yes; they must be coordinated.
- Başkanlık makamının açık cevabı evettir; bunlar koordine edilmelidir.
- On this level, then, yes, Turkey is a totally European State.
- Bu açıdan bakıldığında, evet, Türkiye tamamen Avrupalı bir devlettir.
- The answer to your question is yes.
- Sorunuzun cevabı evet.
- Yes, it is a challenge to our competitiveness, our creativity and our skills.
- Evet, bu bizim rekabet gücümüz, yaratıcılığımız ve becerilerimiz için bir meydan okumadır.
- Growth, yes, but guaranteeing the basic pillars, real cohesion, real convergence.
- Büyüme, evet, ama temel direklerin garanti altına alınması, gerçek uyum, gerçek yakınsama.
- Yes, oil supply is a matter which has to concern us.
- Evet, petrol arzı bizi ilgilendirmesi gereken bir konudur.
- Yes, we need to remove the barriers, blockades and restrictions.
- Evet, engelleri, blokajları ve kısıtlamaları kaldırmamız gerekiyor.
- The other and last message is that yes, we have the road-map.
- Diğer ve son mesaj ise evet, yol haritamız var.
- Yes, we are being called on to demonstrate solidarity now and it is in our interest to do so.
- Evet, şu anda dayanışma göstermeye çağrılıyoruz ve bunu yapmak bizim yararımıza.
- Yes, there is indeed proper waste legislation.
- Evet, gerçekten de uygun bir atık mevzuatı var.
- Yes, they naturally lack a number of points.
- Evet, doğal olarak bazı noktalarda eksiklikleri var.
- Yes, there are always potential risks in any new technology product or process.
- Evet, herhangi bir yeni teknoloji ürünü ya da sürecinde her zaman potansiyel riskler vardır.
- Yes, by all means protect workers, but do not throw workers out of work!
- Evet, elbette işçileri koruyun, ancak işçileri işten atmayın!
- Yes, there are always potential risks in any new technology product or process.
- Evet, herhangi bir yeni teknoloji ürünü veya sürecinde her zaman potansiyel riskler vardır.
- No to prophylactic vaccination; yes to ring-vaccination.
- Profilaktik aşılamaya hayır; halka aşılamaya evet.
- Yes, but we cannot deny that the European Union is experiencing a real crisis.
- Evet ama Avrupa Birliği'nin gerçek bir kriz yaşadığını da inkar edemeyiz.
- So yes, the Israeli army should withdraw from Palestine and the French army should leave Côte d'Ivoire and Africa.
- Evet, İsrail ordusu Filistin'den çekilmeli ve Fransız ordusu da Fildişi Sahili ve Afrika'dan çekilmelidir.
- According to the WTO, the answer is yes.
- DTÖ'ye göre cevap evettir.
- In this case, it is a question of saying yes or no.
- Bu durumda, mesele evet ya da hayır demekten ibarettir.
- Are these generations an asset to modern society, yes or no?
- Bu nesiller modern toplum için bir değer midir, evet mi hayır mı?
- Yes, we call for controls that are fairly and generally applied.
- Evet, adil ve genel olarak uygulanan kontroller için çağrıda bulunuyoruz.
- Yes, you say that Parliament has already started this process.
- Evet, Parlamentonun bu süreci çoktan başlattığını söylüyorsunuz.
- Hundreds of thousands, yes, but not the four and a half million that are in the region.
- Yüzbinlerce evet, ama bölgedeki dört buçuk milyon değil.
- Yes, we are against the unnecessary culling of healthy animals.
- Evet, sağlıklı hayvanların gereksiz yere itlaf edilmesine karşıyız.
- Yes, men in political parties, especially, elect men.
- Evet, siyasi partilerde erkekler, özellikle de erkekler seçiliyor.
- Yes, we need the action plan for financial services and stability.
- Evet, finansal hizmetler ve istikrar için eylem planına ihtiyacımız var.
- Yes, globalisation has its effects.
- Evet, küreselleşmenin etkileri var.
- Yes, this is a 'hot potato' in a number of Member States, but that cannot be helped.
- Evet, bu konu bazı Üye Devletlerde "hassas bir konu" ancak bunun önüne geçilemez.
- Yes to cooperation with the EU, no to membership!
- AB ile iş birliğine evet, üyeliğe hayır!
- Yes, it will take time and no doubt it will be difficult.
- Evet, bu zaman alacaktır ve hiç şüphesiz zor olacaktır.
- We are saying yes or no to entire peoples taking up their rightful place in the Union.
- Tüm halkların Birlik içinde hak ettikleri yeri almalarına evet ya da hayır diyoruz.
- You replied that yes, of course, you would see to it immediately.
- Siz de evet, tabii ki hemen ilgileneceğim diye cevap verdiniz.
- Support for Amendment No 76 means yes to a simple, clear and, so too, legally certain definition.
- 75 No'lu Değişikliğe destek, basit, açık ve yasal olarak da kesin bir tanıma evet demektir.
- And, yes, relish would be nice.
- Ve evet, zevk almak güzel olurdu.
- In terms of the varicose veins returning, yes, there's an opportunity.
- Varisli damarların geri dönmesi açısından da, evet, bir ihtimal var.
- If you must know, yes, he keeps me very happy.
- Eğer bilmek istiyorsan evet, beni çok mutlu ediyor.
- Yes, but there's also something thoughtful and peaceful about the space.
- Evet fakat mekanın iyi düşünülmüş ve huzurlu bir yanı da var.
- Yes, there is nothing to worry about because, the effect is not in the heart but only in imagination.
- Evet, endişe edecek bir şey yok, çünkü tesir, kalpte değil sadece hayal gücündedir.
- In simple terms, we would answer that yes dogs can eat corns.
- Basitçe ifade edersek, evet köpeklerin mısır yiyebileceği cevabını veririz.
- Please say yes, because I would like to wear them.
- Lütfen evet de, çünkü onları giymek istiyorum.
- Yes, he's a lost cause.
- Evet, o ümitsiz vaka.
- So say yes to the things that are important to you.
- Bu yüzden sizin için önemli olan şeylere evet deyin.
- Yes, he's a lost cause.
- Evet, o tam bir ümitsiz vaka.
- Yes, the man who performed the wedding ceremony was a real justice of the peace.
- Evet, düğünü yapan adam gerçek bir sulh hakimiydi.
- Yes, like mint tea when you have a cold.
- Evet, nezle olunca içilen nane çayı gibi.
- Yes, a strong perfume smell can cause me pain.
- Evet, güçlü bir parfüm kokusu bana acı verebilir.
- We only want to know yes or no.
- Sadece evet mi yoksa hayır mı onu öğrenmek istiyoruz.
- Yes, tell him anything, like his mother is in hospital.
- Evet, ona her şeyi söyle, mesela annesinin hastanede olduğunu.
- Yes, because space is an a priori form of perception.
- Evet, çünkü uzay, algının önsel bir formudur.
- The prevailing public wisdom suggests that, yes, you should eat breakfast.
- Genel kanıya göre, evet, kahvaltı yapmalısınız.
- Yes, the man who performed the wedding ceremony was a real justice of the peace.
- Evet, nikâhı kıyan adam gerçek bir sulh hâkimiydi.
- Yes, there is nothing to worry about because, the effect is not in the heart but only in imagination.
- Evet endişelenecek bir şey yok çünkü etkisi kalpte değil sadece hayaldedir.
- As for they returning, yes, there is a opportunity.
- Geri dönmelerine gelince, evet bir şans var.
- Yes, but there's also something thoughtful and peaceful about the space.
- Evet ama aynı zamanda mekanın iyi düşünülmüş ve huzurlu bir yanı da var.
- No honest human being should answer yes to that question.
- Hiçbir dürüst insan bu soruya evet cevabını vermemelidir.
- Yes, he's a lost cause.
- Evet, o umutsuz bir vaka.
- Yes, a strong perfume smell can cause me pain.
- Evet, güçlü bir parfüm kokusu bana ızdırap verebilir.
- Yes, this place hasn't changed since.
- Evet, o zamandan beri bu yer hiç değişmedi.
- Please say yes, because I would like to wear them.
- Lütfen evet de, çünkü onları takmak istiyorum.
- If yes, you might want to check out some cardinal rules you never want to forget.
- Eğer evet ise, asla unutmak istemeyeceğiniz bazı temel kurallara göz atmak isteyebilirsiniz.
- Yes, there is nothing to worry about because, the effect is not in the heart but only in imagination.
- Evet, endişelenecek bir şey yok çünkü etki kalpte değil sadece hayal gücünde.
- Yes, definitely talk with us about the book.
- Evet, kesinlikle bizimle kitap hakkında konuş.
- Yes, because space is an a priori form of perception.
- Evet, çünkü uzay a priori bir algı biçimidir.
- Yes, come down and eat.
- Evet, aşağı gel ve ye.
- If yes, then wait no more and check out this fantastic series!
- Cevabınız evet ise, daha fazla beklemeyin ve bu harika diziye göz atın!
- Yes, a strong perfume smell can cause me pain.
- Evet, güçlü bir parfüm kokusu bana acı çektirebilir.
- Yes, and colds in the "French" is not uncommon.
- Evet ve "Fransız" milletinde soğuk algınlığı nadir değildir.
- Yes, I removed them, opened the wound, and found these.
- Evet, onları çıkardım, yarayı açtım ve bunları buldum.
- Yes, like mint tea when you have a cold.
- Evet, soğuk algınlığında nane çayı gibi.
- In simple terms, we would answer that yes dogs can eat corns.
- Basit bir ifadeyle, evet köpekler mısır yiyebilir diye yanıtlayabiliriz.
- Yes, by all means, check out the pictures.
- Evet, elbette resimlere göz atın.
- As for they returning, yes, there is a opportunity.
- Geri dönmelerine gelince, evet, bir fırsat var.
- Yes, because space is an a priori form of perception.
- Evet, çünkü uzay algının a priori bir formudur.
- In terms of the varicose veins returning, yes, there's an opportunity.
- Varisli damarların geri gelmesi açısından evet, bir fırsat var.
- In terms of the varicose veins returning, yes, there's an opportunity.
- Varisli damarların geri dönmesi açısından, evet, bir fırsat var.
- Yes, for once, I agree with Cousin Isobel.
- Evet, ilk defa Kuzen Isobel ile aynı fikirdeyim.
- The prevailing public wisdom suggests that, yes, you should eat breakfast.
- Yaygın olan kamuoyu görüşüne göre, evet, kahvaltı yapmalısınız.
- Yes, and colds in the "French" is not uncommon.
- Evet, ayrıca "Fransızlarda" soğuk algınlığı nadir değildir.
- Yes, this is a big job and they did it fast.
- Evet, bu büyük bir iş ve hızlı yaptılar.
- Yes, one could imagine a very pleasant world.
- Evet, insan çok hoş bir dünya hayal edebilir.
- Yes, this is a big job and they did it fast.
- Evet, bu büyük bir iş ve bunu hızlı bir şekilde yaptılar.
- We only want to know yes or no.
- Sadece evet mi hayır mı bilmek istiyoruz.
- Yes, this place hasn't changed since.
- Evet, burası o zamandan beri değişmedi.
- Yes, this place hasn't changed since.
- Evet, o zamandan beri burası hiç değişmedi.
- Yes, this is a big job and they did it fast.
- Evet, bu büyük bir iş ve onlar hızlıca bitirdiler.
- As for they returning, yes, there is a opportunity.
- Geri dönmeleri hakkında ise, evet, bir fırsat var.
- And, yes, relish would be nice.
- Ve evet, çeşni iyi olurdu.
- Yes, he actually said that.
- Evet, aslında öyle söyledi.
- Yes, I am crying.
- Evet, ben ağlıyorum.
- Yes, how much do they cost?
- Evet, ne kadar tutuyor?
- Yes, we can go.
- Evet, gidebiliriz.
- Yes, you should wear red lipstick for Valentine's day.
- Evet, Sevgililer Günü'nde kırmızı ruj sürmelisin.
- Yes, take an umbrella.
- Evet, bir şemsiye alın.
- Yes, I love it.
- Evet, bayıldım.
- Yes, I will be able to forget my busy work and relax.
- Evet, yoğun işlerimi aklımdan çıkarıp rahatlayabileceğim.
- Good, right, yes.
- İyi, doğru, evet.
- Is that a yes or no?
- Bu evet mi hayır mı?
- Tom thinks the answer is yes.
- Tom cevabın evet olduğunu düşünüyor.
- Yes, sometimes.
- Evet, bazı zamanlar.
- Yes, of course, you're correct.
- Evet, tabii ki haklısın.
- To answer your question, yes.
- Soruna cevap vereyim, evet.
- Yes, see you tomorrow.
- Evet, yarın görüşürüz.
- Yes, it is the correct answer.
- Evet, doğru cevap bu.
- Yes, someone actually said that.
- Evet, biri gerçekten onu söyledi.
- Yes, I have time tomorrow.
- Evet, yarın vaktim var.
- Is that a yes or no?
- Bu bir evet mi yoksa hayır mı?
- Yes, you can indicate everything you see.
- Evet, gördüğünüz her şeyi gösterebilirsiniz.
- Yes, she was a shy girl.
- Evet, utangaç bir kızdı.
- The short answer is yes.
- Kısa cevap evet.
- Yes, I am very scared of it.
- Evet, ben bundan çok korkuyorum.
- Yes, the milk is very good.
- Evet, süt çok iyi.
- Yes, I'm afraid so.
- Evet, korkarım öyle.
- Yes, I speak Spanish.
- Evet, İspanyolca konuşuyorum.
- Yes, I am swearing!
- Evet, küfrediyorum!
- According to him, yes.
- Ona göre, evet.
- Did you say yes or no?
- Evet mi dedin yoksa hayır mı?
- Yes, he ate with knife and fork.
- Evet, çatal bıçakla yedi.
- Yes, it happens from time to time.
- Evet, zaman zaman oluyor.
- Yes, that's the right answer.
- Evet, o doğru cevap.
- Yes, I am crying.
- Evet, ağlıyorum.
- Yes, a little bit.
- Evet, biraz.
- Yes, she'll be with you in a minute.
- Evet, bir dakika içinde sizinle olacak.
- Yes, I think so too.
- Evet, ben de öyle düşünüyorum.
- Yes, mistress.
- Evet, hanımefendi.
- Yes, he is angry.
- Evet, o kızgın.
- Yes, I'm a student too.
- Evet, ben de bir öğrenciyim.
- Yes, at last.
- Evet ya, nihayet.
- The answer is yes.
- Cevap evettir.
- Yes, I will come with you.
- Evet, seninle geleceğim.
- Yes, that's normal.
- Evet, o normal.
- Their answer is yes.
- Cevapları evet.
- Yes, she's our manager.
- Evet, o bizim menajerimiz.
- My answer is yes.
- Benim cevabım evet.
- Yes, it can be done, but it shouldn't be.
- Evet, yapılabilir, ama yapılmaması gerekir.
- Yes, I met her in the library yesterday.
- Evet, dün onunla kütüphanede karşılaştım.
- Yes, I cried then.
- Evet, o zaman ağlamıştım.
- If it were up to me, I'd say yes.
- Bana kalsa, evet derdim.
- Yes, with pleasure.
- Evet, zevkle.
- You can have the last word with a woman, on the condition that it is yes.
- Evet olması koşuluyla, bir kadına son sözü söyleyebilirsin.
- Yes, but she left just now.
- Evet, ama şimdi gitti.
- Yes, Tom actually said that.
- Evet, Tom bunu gerçekten söyledi.
- Yes, I know it.
- Evet, bunu biliyorum.
- Yes, of course.
- Evet, tabii ki.
- Yes, you can.
- Evet, yapabilirsin.
- Of course yes!
- Tabii ki evet!
- Yes, you're right.
- Evet haklısın.
- Yes, I will be your Valentine.
- Evet, sevgilin olacağım.
- Yes, it has already started.
- Evet, çoktan başladı.
- Yes, we can change.
- Evet, değiştirebiliriz.
- Yes, I thought so.
- Evet, öyle düşünmüştüm.
- This question can't be answered by a simple yes or no.
- Bu soru basit bir evet veyahut hayırla cevaplanamaz.
- Yes, he is Anthony.
- Evet, o Anthony.
- Yes, of course.
- Evet, tabii.
- Yes, I will take care of buying the tickets.
- Evet, bilet alma işini ben hallederim.
- Yes, he is an inventor, if I understood correctly.
- Evet, doğru anladıysam o bir mucit.
- Yes, I'm coming immediately.
- Evet, hemen geliyorum.
- I'm not going to be a yes man.
- Herkese evet diyen biri olmayacağım.
- Yes, I was outside and it's raining cats and dogs.
- Evet, dışarıdaydım ve bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Yes, I understand you well.
- Evet, sizi iyi anlıyorum.
- I answered yes.
- Evet cevabı verdim.
- Is that a yes or a no?
- Bu evet mi hayır mı?
- Yes, I speak Spanish.
- Evet, İspanyolca konuşabiliyorum.
- I would've said yes.
- Evet derdim.
- Yes, it happens sometimes.
- Evet, bu bazen olur.
- My answer is yes.
- Benim cevabım da evet.
- I would have said yes.
- Evet derdim.
- Yes, I spoke with the company president.
- Evet, şirket başkanıyla konuştum.
- Yes, this is my union.
- Evet, bu benim birliğim.
- Yes, how much do they cost?
- Evet, ne kadar bunlar?
- Yes, I know.
- Evet, biliyorum.
- Yes, this is my dictionary.
- Evet, bu benim sözlüğüm.
- Yes, we can change.
- Evet, değişebiliriz.
- Yes, sometimes.
- Evet, bazen.
- Yes, I did this intentionally.
- Evet, bunu kasıtlı yaptım.
- Yes, the milk is very good.
- Evet, süt çok güzel.
- The answer was yes.
- Cevap evet idi.
- I would've said yes.
- Ben evet derdim.
- Did you say yes?
- Evet mi dedin?
- Yes, I'm Tom's sister, but I'm not like him!
- Evet, Tom'un kardeşiyim ama onun gibi değilim!
- Yes, I am swearing!
- Evet, yemin ediyorum!
- Yes, don't worry!
- Evet, merak etmeyin!
- Yes, I cried then.
- Evet, o zaman ağladım.
- Yes, don't worry!
- Evet, endişelenme!
- Yes, it happens once in a while.
- Evet, arada bir olur.
- Yes, as far as I know.
- Evet, bildiğim kadarıyla.
- Yes, the computer is faulty.
- Evet, bilgisayar bozuk.
- Yes, of course!
- Evet, tabii ki!
- I take it that means yes.
- Bunun evet anlamına geldiğini kabul ediyorum.
- Yes, she'll probably come home.
- Evet, o muhtemelen eve gelecek.
- Yes, he actually said that.
- Evet, bunu gerçekten söyledi.
- Yes, it's pretty, but I don't like red.
- Evet, o güzel, ama ben kırmızıyı sevmiyorum.
- Yes, at last.
- Evet, sonunda.
- Yes, I am very scared of it.
- Evet, bundan çok korkuyorum.
- Sami was kidding when he said yes.
- Sami evet derken şaka ediyordu.
- Oh yes, that's right.
- Evet, bu doğru.
- Yes, take an umbrella.
- Evet, bir şemsiye al.
- Was that a yes or a no?
- O bir evet mi yoksa bir hayır mıydı?
- Yes, Bob helped me.
- Evet, Bob bana yardım etti.
- Yes, orange juice please, says Mike.
- Evet, portakal suyu lütfen, diyor Mark.
- Yes, it can be done very easily.
- Evet, çok kolay bir şekilde yapılabilir.
- Did you take any money from me, yes or no?
- Benden hiç para aldın mı, evet mi yoksa hayır mı?
- Yes, I have heard mention of that, but I love to hear it from you.
- Evet, bundan bahsedildiğini duydum ama bunu sizden duymak isterim.
- Yes, I understand.
- Evet, anlıyorum.
- Just say yes or no.
- Sadece evet ya da hayır de.
- Yes, I have read the book.
- Evet, kitabı okudum.
- Yes, I know it.
- Evet, biliyorum.
- Well, yes, but I don't want anyone to know.
- Pekala, evet, fakat herhangi birinin bilmesini istemiyorum.
- Yes, I like it very much.
- Evet, çok beğendim.
- Yes, mistress.
- Evet, hanımım.
- Yes, that's our manager.
- Evet, o bizim müdürümüz.
- I take it that means yes.
- Sanırım o evet anlamına geliyor.
- In a manner of speaking, yes.
- Bir bakıma, evet.
- Yes, it's true!
- Evet, bu doğru!
- Is it a yes or a no?
- Evet mi hayır mı?
- My answer is still yes.
- Benim cevabım hâlâ evet.
- Yes, he ate with knife and fork.
- Evet, bıçak ve çatalla yedi.
- Yes, I did this intentionally.
- Evet, bilerek yaptım.
- Yes, I love this.
- Evet, buna bayıldım.
- Yes, he's our manager.
- Evet, o bizim müdürümüz.
- Yes, I said that, but I was wrong.
- Evet, öyle dedim ama yanılmışım.
- Yes, that's the right answer.
- Evet, doğru cevap bu.
- Yes, they visited his good friend, Doctor Mortimer.
- Evet, iyi arkadaşı Doktor Mortimer'ı ziyaret ettiler.
- The answer is both yes and no.
- Cevap hem evet hem de hayır.
- I believe the answer is yes.
- Cevabın evet olduğuna inanıyorum.
- Yes, I think I need to go.
- Evet, sanırım gitmem gerek.
- Yes, this is a wine.
- Evet, bu bir şarap.
- Yes, I also have a relationship with the prophet.
- Evet, benim de peygamberle bir ilişkim var.
- Does that mean yes?
- O, evet anlamına gelir mi?
- I'll take that as a yes.
- Bunu evet olarak kabul ediyorum.
- Yes, the milk will last till Friday.
- Evet, süt cumaya kadar dayanır.
- Yes, there are two important reasons.
- Evet, iki önemli nedeni var.
- Yes, there are two important reasons.
- Evet, iki önemli neden var.
- Yes, I was outside and it's raining cats and dogs.
- Evet dışarıdaydım ve bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Yes, it's possible.
- Evet, bu mümkün.
- Yes, she'll be with you in a minute.
- Evet, bir dakika içerisinde yanına gelecek.
- You told Tom yes, I hope.
- Tom'a evet demişsindir umarım.
- Yes, Tom, you're probably right.
- Evet, Tom, muhtemelen haklısın.
- This question can't be answered by a simple yes or no.
- Bu soru basit bir evet ya da hayır ile cevaplanamaz.
- Yes, it is a dog.
- Evet, bu bir köpek.
- Good, right, yes.
- Güzel, doğru, evet.
- Yes, I have a daughter.
- Evet, bir kızım var.
- Yes, my child.
- Evet, çocuğum.
- Yes, I'm Tom's sister, but I'm not like him!
- Evet, Tom'un kız kardeşiyim ama onun gibi değilim!
- Yes, I have a problem with you Americans!
- Evet, siz Amerikalılarla bir sorunum var!
- Yes, someone actually said that.
- Evet, biri gerçekten bunu söyledi.
- Yes, but it'll be difficult.
- Evet, ama zor olacak.
- Yes, I certainly agree.
- Evet, kesinlikle katılıyorum.
- Do you want to answer my question, yes or no?
- Benim soruma cevap vermek istiyor musun, evet mi yoksa hayır mı?
- Yes, two.
- Evet, iki tane.
- Yes, gladly.
- Evet, memnuniyetle.
- Yes, I did that.
- Evet, bunu ben yaptım.
- Yes, it's true!
- Evet, doğru!
- Yes, really!
- Evet, gerçekten!
- Yes, you're right.
- Evet, haklısın.
- Was that a yes?
- Bu bir evet miydi?
- Yes, it is the correct answer.
- Evet, o doğru yanıt.
- It's a yes or no question.
- Evet ya da hayır sorusu.
- Yes, you could say that.
- Evet, bunu söyleyebilirsin.
- Yes, I love it.
- Evet, onu seviyorum.
- Yes, she's our manager.
- Evet, o bizim müdürümüz.
- Yes, it's time to go.
- Evet, gitme vakti geldi.
- I'll take that as a yes.
- Ben bunu bir evet olarak alacağım.
- Yes, I believe so.
- Evet, öyle olduğuna inanıyorum.
- Yes, I said that, but I was wrong.
- Evet, onu söyledim fakat hatalıydım.
- Yes, I said that murder is a sin, but I never said that sins are wrong.
- Evet, cinayetin günah olduğunu söyledim ama asla günahların yanlış olduğunu söylemedim.
- Yes, that's beautiful.
- Evet, bu güzel.
- Did you say yes or no?
- Evet mi dedin, hayır mı?
- Yes, you're quite right.
- Evet, sen tamamen haklısın.
- Yes, I believe so.
- Evet, ben öyle düşünüyorum.
- Yes, my name is Karen Smith.
- Evet, benim adım Karen Smith.
- Yes, she actually said that.
- Evet, bunu gerçekten söyledi.
- Yes, she's at home.
- Evet, o evde.
- Yes, I will take care of buying the tickets.
- Evet, bilet satın almakla ilgileneceğim.
- Yes, it's such a nice evening.
- Evet, çok hoş bir akşam.
- Yes, it can be done very easily.
- Evet, bu çok kolayca yapılabilir.
- Yes, that's normal.
- Evet, bu normal.
- Yes, this is my union.
- Evet, bu benim sendikam.
- If it's free, then yes.
- Eğer bedavaysa, evet.
- Yes, that's our manager.
- Evet, o bizim menajerimiz.
- Yes, I am from Sapporo.
- Evet, Sapporo'luyum.
- Yes, a little bit.
- Evet, birazcık.
- You told her yes.
- Ona evet dediniz.
- Yes, I'll come, Bob.
- Evet, geleceğim Bob.
- The answer was yes.
- Yanıt evetti.
- Yes, I think it's okay.
- Evet, sanırım iyi.
- Yes, I love this.
- Evet, bunu seviyorum.
- Yes, it's pretty, but I don't like red.
- Evet, güzel ama kırmızıyı sevmiyorum.
- Yes, it happens once in a while.
- Evet, bu arada bir olur.
- Does that mean yes?
- Bu evet anlamına mı geliyor?
- The answer's yes.
- Cevabım evet.
- Yes, I have a good idea.
- Evet, iyi bir fikrim var.
- Actually, yes.
- Aslında, evet.
- Yes, there are two.
- Evet, iki tane var.
- Yes, it's time to go.
- Evet, gitme zamanı.
- Yes, this title is to be quoted.
- Evet, bu başlık alıntılanacak.
- If it's free, then yes.
- Eğer ücretsiz olursa, o zaman evet.
- Well, yes, but I don't want anyone to know.
- Yani, evet, ama kimsenin bilmesini istemem.
- Yes, I can speak a bit of it.
- Evet, biraz konuşabiliyorum.
- Yes, it's true, but he doesn't need to know that.
- Evet, doğru, ama bunu bilmesine gerek yok.
- Do you want to answer my question, yes or no?
- Soruma cevap vermek ister misin, evet mi hayır mı?
- Yes, I thought so.
- Evet, ben de öyle düşünmüştüm.
- Yes, I swear to this.
- Evet, buna yemin ederim.
- Yes, you need to practice every day.
- Evet, her gün alıştırma yapmalısın.
- I voted yes.
- Ben evet oyu verdim.
- Yes, it is a dog.
- Evet, o bir köpektir.
- Yes, I'm fine.
- Evet, ben iyiyim.
- I voted yes.
- Evet oyu verdim.
- Yes, she's at home.
- Evet, evde.
- Yes, yes, of course.
- Evet, evet, elbette.
- The answer is mostly yes.
- Cevap çoğunlukla evet.
- Yes, I understand, but we can't do anything about it.
- Evet, anlıyorum ama biz o konuda hiçbir şey yapamayız.
- Yes, it's true, but he doesn't need to know that.
- Evet, doğru ama onun bunu bilmesi gerekmiyor.
- Sami was kidding when he said yes.
- Sami evet derken şaka yapıyordu.
- Yes, my angel.
- Evet, meleğim.
- Yes, I did this intentionally.
- Evet, bunu bilerek yaptım.
- Yes, I have insurance.
- Evet, benim sigortam var.
- Yes, that's my house.
- Evet, benim evim.
- Yes, but she just left.
- Evet, ama o az önce ayrıldı.
- It was a yes or no question.
- Bu bir evet ya da hayır sorusuydu.
- Is it a yes or a no?
- Bu bir evet mi yoksa bir hayır mı?
- Yes, I think it's okay.
- Evet, bence iyi.
- Yes, tomorrow is my day off.
- Evet, yarın izin günüm.
- Yes, you love me.
- Evet, beni seviyorsun.
- Please say yes.
- Lütfen evet de.
- Yes, I'll go with you.
- Evet, seninle geleceğim.
- The answer is yes.
- Cevap evet.
- According to his opinion, yes.
- Onun fikrine göre, evet.
- Yes, I said that murder is a sin, but I never said that sins are wrong.
- Evet, cinayetin bir günah olduğunu söyledim ama günahların yanlış olduğunu asla söylemedim.
- Yes, I'll go with you.
- Evet, seninle gideceğim.
- Tom answered yes.
- Tom evet dedi.
- You told her yes.
- Ona evet dedin.
- Yes, it's such a nice evening.
- Evet, çok güzel bir akşam.
- Yes, that's my house.
- Evet, o benim evim.
- Yes indeed.
- Evet gerçekten.
- Yes, I have a stomach ache.
- Evet, karnım ağrıyor.
- Yes, I think you should go there.
- Evet, oraya gitmen gerektiğini düşünüyorum.
- My heart says yes, but my mind says no.
- Kalbim evet, aklım hayır diyor.
- Their answer is yes.
- Onların cevabı evet.
- I'd say yes if I were you.
- Yerinde olsam evet derdim.
- I'd say yes, of course.
- Evet derdim, tabii ki.
- Yes, it can be done, but it shouldn't be.
- Evet, yapılabilir ama yapılmamalı.
- Everybody voted yes.
- Herkes evet oyu verdi.
- My answer is still yes.
- Cevabım hala evet.
- Yes, it happens sometimes.
- Evet, bazen olur.
- Yes, I understand, but we can't do anything about it.
- Evet, anlıyorum ama bu konuda bir şey yapamayız.
- I guess the answer is yes.
- Sanırım cevap evet.
- Tom nodded yes.
- Tom evet anlamında başını salladı.
- Yes, as far as I know.
- Bildiğim kadarıyla, evet.
- Yes, it's possible.
- Evet, mümkün.
- Yes, today is Friday.
- Evet, bugün cuma.
- Yes, she is angry.
- Evet o kızgın.
- Yes, I'm fine.
- Evet, iyiyim.
- Yes, I think you should go there.
- Evet, bence oraya gitmelisin.
- Yes, she is angry.
- Evet, kızgın.
- I think the answer is yes.
- Sanırım cevap evet.
- Yes, I have insurance.
- Evet, sigortam var.
- Yes, you need to practice every day.
- Evet, her gün pratik yapman gerekir.
- Yes, I will be your Valentine.
- Evet, senin sevgilin olacağım.
- Yes, I'm a student too.
- Evet, ben de öğrenciyim.
- I'm going to take that as a yes.
- Bunu bir evet olarak kabul edeceğim.
- Yes, I swear to this.
- Evet, yemin ederim.
- Yes, I met her in the library yesterday.
- Evet, dün kütüphanede ona rastladım.
- Yes, but she just left.
- Evet, ama o az önce gitti.
- I'd say yes if I were you.
- Senin yerinde olsam evet derdim.
- Yes, I understand you well.
- Evet, seni çok iyi anlıyorum.
- Yes, you're quite right.
- Evet, çok haklısın.
- The answer to all three questions is yes.
- Üç sorunun da cevabı evet.
- Yes, I came from Sapporo.
- Evet, Sapporo'dan geldim.
- Yes, this exam is quite tough.
- Evet, bu sınav oldukça zor.
- I think the answer is yes.
- Cevabın evet olduğunu düşünüyorum.
- If you had asked me to marry you, I would have said yes.
- Bana evlenme teklif etseydin, evet derdim.
- Yes, tomorrow is my day off.
- Evet yarın benim izin günüm.
- Yes, it is nice, but I do not like the red color very much.
- Evet, güzel ama kırmızı rengi pek sevmedim.
- Ask only questions that can be answered with yes or no.
- Sadece evet ya da hayır ile cevap verilebilen sorular sorun.
- Yes, I like it very much.
- Evet, o çok hoşuma gidiyor.
- You can have the last word with a woman, on the condition that it is yes.
- Bir kadınla son sözü söyleyebilirsin, evet olması şartıyla.
- Yes, I understand!
- Evet, anlıyorum!
- Yes, the computer is faulty.
- Evet, bilgisayar arızalıdır.
- Yes, I have time tomorrow.
- Evet, yarın zamanım var.
- To answer your question, yes.
- Sorunuza cevap vermek için, evet.
- Did you take any money from me, yes or no?
- Benden para aldın mı, evet mi hayır mı?
- Yes, I spoke with the company president.
- Evet, şirket başkanı ile konuştum.
- Yes, but she just left.
- Evet, ama az önce gitti.
- Yes, she'll probably come home.
- Evet, muhtemelen eve gelecektir.
- Yes, I can speak a bit of it.
- Evet, onu biraz konuşabilirim.
- Yes, the apple is red.
- Evet, elma kırmızı.
- I hope you'll say yes.
- Umarım evet dersin.
- Yes, it is nice, but I do not like the red color very much.
- Evet, hoş ama kırmızı rengi pek fazla beğenmedim.
- Was that a yes or a no?
- Bu evet miydi, hayır mı?
- Yes, yes, of course.
- Evet, evet, tabii ki.
- Yes, that's beautiful.
- Evet, bu çok güzel.
Show More (505)
|
