|
- I met him yesterday at the park.
- Dün, onunla parkta karşılaştım.
- I note from this morning's papers what was said only yesterday.
- Daha dün söylenenleri bu sabahki gazetelerden not ediyorum.
- Today we can do more than we could yesterday and no doubt less than tomorrow, but even that is very important.
- Bugün dün yapabildiğimizden daha fazlasını ve şüphesiz yarından daha azını yapabiliriz ancak bu bile çok önemlidir.
- I asked for the floor yesterday, but my request was refused due to a lack of time.
- Dün söz istemiştim, ancak zaman yetersizliği nedeniyle talebim reddedildi.
- The latest contact took place yesterday.
- En son temas dün gerçekleşti.
- The EU was not created yesterday.
- AB dün kurulmadı.
- In discussion yesterday in Parliament, questions were raised as to whether there was full harmonisation or not.
- Dün Parlamento'da yapılan tartışmalarda, tam uyumun sağlanıp sağlanmadığına ilişkin sorular gündeme geldi.
- With regard to enlargement, we spoke about this yesterday.
- Genişleme ile ilgili olarak, dün bu konudan bahsetmiştik.
- They were kind enough to speak with the President of the European Parliament yesterday by videoconference.
- Dün Avrupa Parlamentosu Başkanı ile video konferans yoluyla konuşma nezaketinde bulundular.
- The discussion we had with Dr Blix yesterday touched on this.
- Dün Dr. Blix ile yaptığımız görüşmede de bu konuya değinmiştik.
- The Commission made the decision yesterday without appearing before Parliament, yet revealed all to the press.
- Komisyon dün Parlamento'nun önüne çıkmadan kararını verdi, ancak her şeyi basına açıkladı.
- Mr Peres told us yesterday that he supported a flourishing and modern Palestinian Authority.
- Sayın Peres dün bize gelişen ve modern bir Filistin Yönetimini desteklediğini söyledi.
- Prime Minister Verhofstadt has toured the capital cities and paid a visit to Madrid yesterday.
- Başkentleri gezen Başbakan Verhofstadt dün Madrid'i ziyaret etti.
- There was a minor incident yesterday involving myself and the Presidency of the sitting.
- Dün şahsım ve Meclis Başkanlığı'nın karıştığı küçük bir olay yaşandı.
- Indeed, only yesterday the U2 spy planes that he gave concessions for were grounded.
- Nitekim daha dün, taviz verdiği U2 casus uçakları yere indirildi.
- Yesterday, however, in connection with my report, a decision was taken which points in two directions.
- Ancak dün, raporumla bağlantılı olarak, iki yöne işaret eden bir karar alındı.
- Yesterday, both Chris Patten and I were with the Pakistani Foreign Affairs Minister.
- Dün hem Chris Patten hem de ben Pakistan Dışişleri Bakanı ile birlikteydik.
- I was also in the Jenin refugee camps yesterday.
- Ben de dün Cenin mülteci kampındaydım.
- Nine people died yesterday in the St Gotthard tunnel because of a road accident.
- St Gotthard tünelinde dün meydana gelen trafik kazasında dokuz kişi hayatını kaybetti.
- We are very disappointed in the Council's rejection yesterday of this legal basis.
- Konseyin dün bu yasal dayanağı reddetmesi bizi büyük hayal kırıklığına uğratmıştır.
- It was an undated letter, but I assume it was issued yesterday.
- Tarihsiz bir mektuptu ama dün verildiğini varsayıyorum.
- We actually intended to request a separate vote yesterday, but that all fell through.
- Aslında dün ayrı bir oylama talep edecektik ama bu gerçekleşmedi.
- In discussion yesterday in Parliament, questions were raised as to whether there was full harmonisation or not.
- Dün Parlamento'da yapılan tartışmalarda, tam bir uyumlaştırma olup olmadığı sorusu gündeme geldi.
- The President made it clear yesterday what she intends to do.
- Başkan dün ne yapmak istediğini açıkça ortaya koymuştur.
- Since you raise the subject, I should tell you that we were faced with some very difficult incidents yesterday.
- Madem konuyu açtınız, dün çok zor olaylarla karşı karşıya kaldığımızı söylemeliyim.
- Yesterday, the Council urged Israel once again to end the siege on Yasser Arafat in Ramallah.
- Konsey dün bir kez daha İsrail'i Ramallah'ta Yaser Arafat'a yönelik kuşatmaya son vermeye çağırdı.
- Yesterday, when the progress reports were presented, I heard not one word said about the under-representation of women.
- Dün, ilerleme raporları sunulurken, kadınların yetersiz temsiline ilişkin tek bir kelime bile edilmediğini duydum.
- I welcome foreign minister de Palacio's support yesterday for the British and American position.
- Dışişleri Bakanı de Palacio'nun dün İngiliz ve Amerikan tutumuna verdiği desteği memnuniyetle karşılıyorum.
- Yesterday the Commission proposed a new initiative.
- Dün Komisyon yeni bir girişim önerdi.
- There was an extremely serious occurrence in Italy yesterday.
- Dün İtalya'da son derece ciddi bir olay yaşandı.
- I refer to the letter that I sent to the President yesterday.
- Dün Başkan'a gönderdiğim mektuba atıfta bulunuyorum.
- Mr Mussa very kindly stood in for us at a meeting yesterday.
- Bay Mussa dünkü toplantıda çok nazik bir şekilde yerimizi aldı.
- President Cox repeated that statement to me yesterday after my speech.
- Başkan Cox dün konuşmamdan sonra bana bu ifadeyi tekrarladı.
- In fact, today, like yesterday, the issue is political and ideological.
- Aslında, dün olduğu gibi bugün de mesele siyasi ve ideolojiktir.
- We had the debate yesterday.
- Dün bir tartışma yaptık.
- I am thinking of something that happened yesterday during a hearing concerning the Takeover Directive.
- Dün Devralma Direktifi ile ilgili bir oturum sırasında yaşanan bir olayı düşünüyorum.
- This committee completed its work yesterday and we now have a general definition of violence in the workplace.
- Bu komite dün çalışmalarını tamamladı ve artık işyerinde şiddetin genel bir tanımına sahibiz.
- Finally, I am delighted to find out that the Commission adopted a regulation on sales stimulation yesterday.
- Son olarak Komisyonun dün satış teşvikine ilişkin bir yönetmelik kabul ettiğini öğrenmekten memnuniyet duyuyorum.
- I am glad that my colleague in the PPE-DE Group has now come round to the view that I put to him yesterday.
- PPE-DE Grubundaki meslektaşımın dün kendisine sunduğum görüşü şimdi benimsemiş olmasından memnuniyet duyuyorum.
- Mr Mussa very kindly stood in for us at a meeting yesterday.
- Sayın Musa dünkü toplantıda çok nazik bir şekilde yerimizi aldı.
- Yesterday I was in Galicia, where the desolation of the fishermen is truly striking.
- Dün Galiçya'daydım, burada balıkçıların çaresizliği gerçekten çarpıcı.
- My comment refers to the point of order I made yesterday, which has been wrongly recorded in the Minutes.
- Benim yorumum, dün yaptığım ve tutanaklara yanlışlıkla geçirilmiş olan emir konusuna atıfta bulunmaktadır.
- Mr Mussa very kindly stood in for us at a meeting yesterday.
- Bay Mussa dünkü toplantıda çok nazik bir şekilde bizim yerimize konuştu.
- Yesterday in the General Affairs and External Relations Council this was again the case.
- Dün Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi'nde de yine bu durum söz konusuydu.
- Yesterday, Wednesday, Questions to the Council were cut by 35 minutes because the agenda was so full up.
- Dün, Çarşamba günü, gündem çok dolu olduğu için Konsey'e yöneltilen sorular 35 dakika kadar kısaltılmıştır.
- In a newspaper yesterday, you said that the West must be united.
- Dün bir gazetede Batı'nın birlik olması gerektiğini söylediniz.
- We spoke extensively of enlargement yesterday.
- Dün genişleme hakkında kapsamlı bir şekilde konuştuk.
- Just yesterday, the first confirmed case of bovine spongiform encephalopathy was reported in Greece.
- Daha dün Yunanistan'da teyit edilmiş ilk sığır süngerimsi ensefalopati vakası rapor edildi.
- Yesterday I received a reply to an application for information from the Council.
- Dün Konsey'den bilgi edinme başvuruma bir cevap aldım.
- Yesterday, in the Lebanon, I and an Italian delegation met President Lahoud.
- Dün Lübnan'da ben ve bir İtalyan heyeti Cumhurbaşkanı Lahoud ile görüştük.
- Yesterday, I visited a cat and dog food factory.
- Dün bir kedi ve köpek maması fabrikasını ziyaret ettim.
- Prime Minister Tony Blair stated clearly yesterday that they had evidence.
- Başbakan Tony Blair dün ellerinde kanıt olduğunu açıkça ifade etti.
- Yesterday, in one of the Palestinian refugee camps, Ariel Sharon's troops killed twenty-two people.
- Dün Filistin mülteci kamplarından birinde Ariel Sharon'un askerleri yirmi iki kişiyi öldürdü.
- In asking for the floor, I actually want to refer back to yesterday.
- Söz isterken aslında düne atıfta bulunmak istiyorum.
- In fact today, like yesterday, the issue is political and ideological.
- Aslında dün olduğu gibi bugün de mesele siyasi ve ideolojiktir.
- We saw proof of this here only yesterday.
- Bunun kanıtını daha dün burada gördük.
- Parliament did indeed make a slightly contradictory decision yesterday, I repeat a slightly contradictory decision.
- Parlamento dün gerçekten de biraz çelişkili bir karar verdi, tekrar ediyorum biraz çelişkili bir karar.
- Mr Peres told us yesterday that he supported a flourishing and modern Palestinian Authority.
- Sayın Peres dün bize, gelişen ve modern bir Filistin Yönetimini desteklediğini söyledi.
- I would like to say that I was here yesterday.
- Dün burada olduğumu belirtmek isterim.
- I repeat what the President-in-Office of the Council said yesterday, that war is not inevitable.
- Konsey Dönem Başkanı'nın dün söylediğini tekrarlıyorum: savaş kaçınılmaz değildir.
- There was no heavy equipment when we were there yesterday.
- Dün biz oradayken hiç ağır ekipman yoktu.
- I repeat what the President-in-Office of the Council said yesterday, that war is not inevitable.
- Konsey Dönem Başkanı'nın dün söylediğini tekrar ediyorum: savaş kaçınılmaz değildir.
- I would also like to clarify a matter I raised in Parliament with President Cox yesterday.
- Ayrıca dün Parlamento'da Başkan Cox ile gündeme getirdiğim bir konuya da açıklık getirmek istiyorum.
- Now, after the Federal Reserve's drop in interest rates yesterday, all eyes are on the ECB.
- Federal Rezerv'in dün faiz oranlarını düşürmesinin ardından şimdi tüm gözler ECB'de.
- But we heard it yesterday and we heard it again today.
- Ama bunu dün de duyduk, bugün de duyuyoruz.
- However, since that was addressed yesterday, we will now proceed to the vote on Amendment No 24.
- Ancak bu konu dün ele alındığı için şimdi 24 No'lu Değişikliğin oylamasına geçeceğiz.
- Yesterday, in the Foreign Affairs Committee, we agreed to do just that.
- Dün Dışişleri Komisyonu'nda tam da bunu yapmayı kabul ettik.
- I wish to return to a subject I raised in the debates yesterday.
- Dünkü tartışmalarda gündeme getirdiğim bir konuya geri dönmek istiyorum.
- Yesterday I received a letter from a constituent who had bought a property in another Member State.
- Dün başka bir Üye Devletten mülk satın almış olan bir seçmenimden bir mektup aldım.
- I will, of course, delay going into greater detail on this aspect because it was raised only yesterday.
- Elbette bu hususta daha fazla ayrıntıya girmeyi erteleyeceğim çünkü bu konu daha dün gündeme geldi.
- Revelations followed daily and the local authority had a heated and intense discussion on this question yesterday.
- Açıklamalar her gün birbirini takip etti ve yerel makam dün bu konuda hararetli ve yoğun bir tartışma yaşadı.
- Yesterday we discussed enlargement and I confess the occasion was moving and gratifying.
- Dün genişleme konusunu tartıştık ve itiraf etmeliyim ki bu olay çok dokunaklı ve memnuniyet vericiydi.
- Indeed, only yesterday the U2 spy planes that he gave concessions for were grounded.
- Nitekim daha dün, imtiyaz verdiği U2 casus uçakları indirilmiştir.
- We witnessed yesterday a profoundly shocking event.
- Dün son derece sarsıcı bir olaya tanık olduk.
- We had a long discussion between the groups yesterday.
- Dün gruplar arasında uzun bir tartışma yaptık.
- Why, when the magistrate said yesterday that there was no real evidence against them, are they still being held?
- Yargıç dün onlara karşı gerçek bir delil olmadığını söylediği halde neden hala tutuluyorlar?
- Another ten emigrants drowned yesterday while trying to reach Italy.
- Dün İtalya'ya ulaşmaya çalışan on göçmen daha boğuldu.
- The evaluation report on the Daphne programme became available only yesterday.
- Daphne programına ilişkin değerlendirme raporu daha dün yayınlandı.
- Indeed, it was reported extensively in some French newspapers yesterday.
- Nitekim dün bazı Fransız gazetelerinde bu konuda kapsamlı haberler yer aldı.
- Yesterday morning we had the part-session with our colleagues from the candidate countries.
- Dün sabah aday ülkelerden gelen meslektaşlarımızla yarı oturumu gerçekleştirdik.
- Yesterday, we had another tragedy, in the St Gotthard tunnel.
- Dün, St Gotthard tünelinde bir başka trajedi daha yaşadık.
- We had an extremely useful debate on human rights yesterday.
- Dün insan hakları konusunda son derece faydalı bir tartışma gerçekleştirdik.
- Yesterday, three journalists were killed in an ambush by the Taliban in Afghanistan.
- Dün Afganistan'da Taliban tarafından kurulan bir pusuda üç gazeteci öldürüldü.
- Yesterday, the widow of Andrey Sakharov, Yelena Bonner, visited our Group.
- Dün Andrey Sakharov'un dul eşi Yelena Bonner Grubumuzu ziyaret etti.
- We had the opportunity to talk about this yesterday.
- Dün bu konu hakkında konuşma fırsatımız oldu.
- MThe signal we got from Luxembourg yesterday was a strong and positive one.
- Dün Lüksemburg'dan aldığımız sinyal güçlü ve olumlu bir sinyaldi.
- President Cox repeated that statement to me yesterday after my speech.
- Başkan Cox dün konuşmamdan sonra bana bu açıklamayı tekrarladı.
- Mr President, I would like to inform the House of the problem that I came across yesterday.
- Sayın Başkan, dün karşılaştığım bir sorun hakkında Meclis'i bilgilendirmek istiyorum.
- Yesterday, another 25 were killed in various clashes.
- Dün, çeşitli çatışmalarda 25 kişi daha öldürüldü.
- Yesterday, there was fog at the airport; today, you are producing fog in the Chamber.
- Dün havaalanında sis vardı; bugün ise Mecliste sis üretiyorsunuz.
- As you are aware, yesterday the President of the United States made an important speech.
- Bildiğiniz üzere dün Amerika Birleşik Devletleri Başkanı önemli bir konuşma yaptı.
- Yesterday we had a talk with the American Minister for Transport.
- Dün Amerikan Ulaştırma Bakanı ile bir görüşme yaptık.
- If I had had the opportunity yesterday to put these questions, I would have done so.
- Eğer dün bu soruları yöneltme fırsatım olsaydı, bunu yapardım.
- Yesterday, while I was wandering between borders, I went to Naples.
- Dün sınırlar arasında dolaşırken Napoli'ye gittim.
- I am pleased that you were in Poland yesterday.
- Dün Polonya'da olmanıza çok sevindim.
- I discussed it with the various groups yesterday and obtained their agreement.
- Bu konuyu dün çeşitli gruplarla görüştüm ve onların da onayını aldım.
- Yesterday the Al-Hasar mosque, the Moslem Vatican, called for a holy war against the United States.
- Dün El-Hasar camisi, yani Müslüman Vatikan, ABD'ye karşı kutsal bir savaş çağrısında bulundu.
- It was an undated letter but I assume it was issued yesterday.
- Tarihsiz bir mektuptu ancak dün yayınlandığını varsayıyorum.
- That was what the General Affairs Council recommended to the Presidency at the meeting yesterday.
- Genel İşler Konseyi dünkü toplantısında Başkanlığa bu tavsiyede bulundu.
- I welcome foreign minister de Palacio's support yesterday for the British and American position.
- Dışişleri Bakanı de Palacio'nun dün İngiliz ve Amerikan tutumunu desteklemesini memnuniyetle karşılıyorum.
- You have visited citizens in Plock and Gorzow, and yesterday, despite an extraordinary storm, in Bialystok.
- Plock ve Gorzow'da ve dün olağanüstü bir fırtınaya rağmen Bialystok'ta vatandaşları ziyaret ettiniz.
- We talked about this matter yesterday.
- Bu konuyu dün konuşmuştuk.
- Only yesterday, the Jihad fighters burnt down two housing estates in Ambon.
- Cihat savaşçıları daha dün Ambon'da iki toplu konutu yakıp yıktı.
- Yesterday we were celebrating the presence of our Baltic colleagues in our midst for the first time.
- Dün Baltık ülkelerinden meslektaşlarımızın ilk kez aramızda bulunmasını kutluyorduk.
- In the Netherlands, the Protestant churches held a prayer day yesterday.
- Hollanda'da Protestan kiliseleri dün bir dua günü düzenledi.
- We spoke extensively of enlargement yesterday.
- Dün genişlemeden kapsamlı bir şekilde bahsettik.
- Yesterday, my party in the UK launched a petition to our parliament demanding it.
- Dün Birleşik Krallık'taki partim parlamentomuza bu yönde bir talep içeren bir dilekçe sundu.
- Yesterday was also historic in a way, however.
- Ancak dün de bir bakıma tarihi bir gündü.
- Yesterday, Wednesday, Questions to the Council were cut by 35 minutes because the agenda was so full up.
- Dün, Çarşamba günü, gündem çok dolu olduğu için Konsey'e yöneltilen sorular 35 dakika kesildi.
- Yesterday I was in Galicia, where the desolation of the fishermen is truly striking.
- Dün balıkçıların perişanlığının gerçekten çarpıcı olduğu Galiçya'daydım.
- We had the debate yesterday.
- Dün bir tartışma yaşadık.
- As I said yesterday, our main challenge for the coming year will be enlargement once more.
- Dün de söylediğim gibi, önümüzdeki yıl karşılaşacağımız başlıca zorluk bir kez daha genişleme olacaktır.
- Yesterday I was present in Strasbourg, and from the moment I arrived I had meetings through till after 9 p.m.
- Dün Strazburg'daydım ve geldiğim andan itibaren akşam 9'a kadar toplantılarım oldu.
- He was, indeed, invested yesterday, by the Federal President, with the Federal Grand Cross of Merit.
- Gerçekten de dün Federal Cumhurbaşkanı tarafından Federal Büyük Liyakat Nişanı ile taltif edildi.
- That was not the case yesterday.
- Dün durum böyle değildi.
- Yesterday, the dock workers brought this home to us forcefully in this very city and with every justification.
- Dün liman işçileri bunu tam da bu şehirde ve her türlü gerekçeyle güçlü bir şekilde ortaya koydular.
- I believe that the compromise reached yesterday was quite difficult to achieve.
- Dün varılan uzlaşmaya ulaşmanın oldukça zor olduğuna inanıyorum.
- I was in the Spanish port of Vigo just yesterday.
- Daha dün İspanya'nın Vigo limanındaydım.
- If I had had the opportunity yesterday to put these questions, I would have done so.
- Dün bu soruları yöneltme fırsatım olsaydı, bunu yapardım.
- There is a contradiction between what was approved this morning and the verbatim report of proceedings for yesterday.
- Bu sabah onaylanan tutanak ile dünkü tutanak arasında bir çelişki bulunmaktadır.
- Yesterday, in the Lebanon, I and an Italian delegation met President Lahoud.
- Dün Lübnan'da ben ve bir İtalyan heyeti Cumhurbaşkanı Lahoud ile bir araya geldik.
- Secondly, I should like to point out that we decided yesterday to adopt the Commission proposal on which I reported.
- İkinci olarak dün rapor ettiğim Komisyon teklifini kabul etmeye karar verdiğimizi belirtmek isterim.
- Yesterday in Warsaw NATO Foreign Ministers welcomed proposals for a NATO military response force.
- Dün Varşova'da NATO Dışişleri Bakanları NATO askeri müdahale gücü önerilerini memnuniyetle karşıladılar.
- Mr Onesta gave us a very useful piece of paper yesterday.
- Bay Onesta dün bize çok faydalı bir kağıt parçası verdi.
- We all heard President Chirac address this House yesterday.
- Cumhurbaşkanı Chirac'ın dün bu Mecliste yaptığı konuşmayı hepimiz dinledik.
- We held an important vote on Strasbourg yesterday.
- Dün Strazburg'da önemli bir oylama yaptık.
- The discussion we had with Dr Blix yesterday touched on this.
- Dün Dr. Blix ile yaptığımız görüşmede de bu konuya değinildi.
- Much of the debate here yesterday focused on the Irish people's decision in relation to the Nice Treaty.
- Dün burada yapılan tartışmaların büyük bir kısmı İrlanda halkının Nice Antlaşması ile ilgili kararına odaklandı.
- France decided yesterday to ban meat-and-bone meals on a provisional basis.
- Fransa dün geçici olarak et ve kemik yemeklerini yasaklama kararı aldı.
- I refer to the letter that I sent to the President yesterday.
- Başkan'a dün gönderdiğim mektuba atıfta bulunuyorum.
- So my publisher needed these, like, yesterday.
- Yani yayıncımın dün bunlara ihtiyacı vardı.
- As I told yesterday to you that truth is what it is.
- Size dün anlattığım gibi, gerçek her ne ise odur.
- China's first retaliation was announced yesterday.
- Çin'in ilk misillemesi dün açıklandı.
- As I told yesterday to you that truth is what it is.
- Dün de sana söylediğim gibi, gerçek neyse odur.
- As I told yesterday to you that truth is what it is.
- Dün size söylediğim gibi, hakikat neyse odur.
- It was there yesterday.
- Dün de oradaydı.
- My cat died yesterday.
- Kedim dün öldü.
- Tell me the reason you didn't come yesterday.
- Bana dün gelmeme nedenini söyle.
- Tom wasn't at school yesterday.
- Tom dün okula gelmedi.
- Yesterday, there was a terrible accident on the highway.
- Dün karayolunda korkunç bir kaza vardı.
- I wasn't wearing jeans yesterday.
- Dün kot pantolon giymiyordum.
- Nancy ran across an old friend of hers yesterday.
- Nancy dün eski bir arkadaşına rastladı.
- We were at the movie theater yesterday.
- Dün sinemadaydık.
- I bumped into your dad yesterday.
- Ben dün sizin babanıza rastladım.
- I saw an old friend of mine yesterday.
- Dün eski bir arkadaşımı gördüm.
- I saw many birds yesterday morning.
- Dün sabah bir sürü kuş gördüm.
- I was going to do that the day before yesterday.
- Bunu dünden önceki gün yapacaktım.
- He opened a bottle of whiskey at his home yesterday.
- Dün evinde bir şişe viski açtı.
- I caught a big fish yesterday.
- Dün büyük bir balık yakaladım.
- I bought a shirt yesterday.
- Dün bir gömlek aldım.
- Yesterday I hit on a good idea.
- Dün iyi bir fikir buldum.
- He was very sad yesterday.
- O dün çok üzgündü.
- How much candy did Tom eat yesterday?
- Tom dün ne kadar şeker yedi?
- Mary broke up with her boyfriend yesterday.
- Mary dün erkek arkadaşından ayrıldı.
- I should've paid my rent yesterday.
- Dün kiramı ödemeliydim.
- I want to go to the store Tom went to yesterday.
- Tom'un dün gittiği mağazaya ben de gitmek istiyorum.
- She killed herself yesterday.
- O, dün kendini öldürdü.
- I didn't go to French class yesterday.
- Dün Fransızca dersine gitmedim.
- I had a toothache yesterday.
- Dün bir dişim ağrıyordu.
- Yesterday I ran into Yamada, whom I hadn't seen in years.
- Dün yıllardır görmediğim Yamada'ya rastladım.
- We just met yesterday.
- Daha dün tanıştık.
- This is the record which I bought yesterday.
- Bu dün aldığım plak.
- I took a day off yesterday and went on a picnic.
- Dün bir gün izin aldım ve pikniğe gittim.
- I did that just yesterday.
- Daha dün yaptım.
- I was ill yesterday but I am feeling fine today!
- Dün hastaydım ama bugün kendimi iyi hissediyorum!
- I sent it out yesterday, and so you should get it tomorrow.
- Dün gönderdim, yarın elinizde olur.
- The last survivors fled the town yesterday.
- Son kurtulanlar dün kasabadan kaçtı.
- They set sail for New York yesterday.
- Dün New York'a hareket ettiler.
- The guy we met yesterday in the park was Tom.
- Dün parkta tanıştığımız adam Tom'du.
- Where did he go yesterday?
- O dün nereye gitti?
- I called him yesterday.
- Onu dün aradım.
- Tom had to do that yesterday.
- Tom bunu dün yapmak zorunda kaldı.
- Not to brag, but I just made my first billion dollars yesterday.
- Övünmek gibi olmasın ama dün ilk milyar dolarımı kazandım.
- I saw a man yesterday eating from a garbage can.
- Dün çöp tenekesinden yemek yiyen bir adam gördüm.
- Let's forget about what was yesterday.
- Dünü unutalım.
- Tom called yesterday morning.
- Tom dün sabah aradı.
- Yesterday I had my bicycle stolen.
- Dün bisikletimi çaldırdım.
- Yesterday I spent the whole day working.
- Dün bütün günü çalışarak geçirdim.
- The fish I ate yesterday did not agree with me.
- Dün yediğim balık bana dokundu.
- Tom drove Mary to work yesterday.
- Dün Mary'yi işe Tom götürdü.
- I am so thirsty, probably because I ate pizza yesterday night.
- Çok susadım, muhtemelen dün akşam pizza yediğim içindir.
- I was at Tom's place yesterday.
- Dün Tom'un evindeydim.
- He worked hard yesterday.
- Dün sıkı çalıştı.
- I got into a fight at school yesterday.
- Dün okulda bir kavgaya karıştım.
- It was sunny yesterday.
- Dün güneşliydi.
- Tom was out of town yesterday.
- Tom dün kent dışındaydı.
- We had some visitors yesterday.
- Dün bazı ziyaretçilerimiz vardı.
- Yesterday I met Julia.
- Dün Julia ile tanıştım.
- Didn't you see her by chance yesterday?
- Dün onu şans eseri görmedin mi?
- I'm sorry I made you cry yesterday.
- Dün seni ağlattığım için özür dilerim.
- I got home late yesterday.
- Dün eve geç geldim.
- Yesterday Tom was sick.
- Dün Tom hastaydı.
- Why didn't Tom come yesterday?
- Tom dün neden gelmedi?
- They arrived here safely yesterday.
- Dün buraya güvenli bir şekilde geldiler.
- I rode a horse for the first time yesterday.
- Dün ilk kez bir ata bindim.
- Yesterday, I didn't say anything.
- Dün hiçbir şey söylemedim.
- I saw you yesterday at the funeral.
- Seni dün cenazede gördüm.
- Tom gave Mary a ride home yesterday.
- Tom dün Mary'yi eve götürdü.
- It was unfortunate that it rained yesterday.
- Dün yağmur yağması talihsizlikti.
- The water was cut off yesterday.
- Dün sular kesildi.
- Whose car were you driving yesterday?
- Dün kimin arabasını kullanıyordun?
- I was late for school yesterday.
- Dün okula geç kaldım.
- She enjoyed herself at the party yesterday.
- Dünkü partide çok eğlendi.
- Yesterday I met an old friend of mine whom I had not seen for a long time.
- Dün uzun süre görmediğim eski bir arkadaşımla karşılaştım.
- As a rule I get up at six o'clock, but yesterday morning I got up at eight.
- Normalde altıda kalkarım ama dün sabah sekizde kalktım.
- The opening ceremony took place yesterday.
- Açılış töreni dün gerçekleşti.
- There was a calm wind yesterday.
- Dün sakin bir rüzgar vardı.
- Tom didn't do that yesterday either.
- Tom bunu dün de yapmadı.
- Didn't you kiss Tom yesterday?
- Dün Tom'u öpmedin mi?
- I bought this sweater yesterday.
- Bu kazağı dün aldım.
- It rained yesterday after it had been dry for a long time.
- Uzun süren bir kuraklıktan sonra dün yağmur yağdı.
- Tom withdrew three hundred dollars from his personal account yesterday.
- Tom dün kişisel hesabından üç yüz dolar çekmiş.
- I would like to exchange this dress that I bought yesterday.
- Dün satın aldığım bu elbiseyi değiştirmek istiyorum.
- Yesterday I had a high fever.
- Dün yüksek ateşim vardı.
- Yesterday I was caught in a shower on my way home.
- Dün eve giderken bir sağanağa yakalandım.
- She had nothing to do yesterday.
- Dün yapacak hiçbir şeyi yoktu.
- The accident occurred yesterday morning.
- Kaza dün sabah meydana geldi.
- What were they doing yesterday?
- Onlar dün ne yapıyordu?
- What prevented Tom from coming yesterday?
- Tom'un dün gelmesini engelleyen neydi?
- He didn't come to school yesterday.
- Dün okula gelmedi.
- He was present at the meeting yesterday.
- Dünkü toplantıda hazır bulundu.
- Tom never told me why he wasn't here the day before yesterday.
- Tom bana dünden önceki gün neden burada olmadığını hiç söylemedi.
- Tom got paid yesterday.
- Tom dün parasını aldı.
- Tom was absent from school yesterday.
- Tom dün okula gelmedi.
- My favorite team lost yesterday.
- En sevdiğim takım dün kaybetti.
- I just want to know why you didn't come over to help yesterday.
- Dün sadece yardım etmek için neden gelmediğini bilmek istiyorum.
- Tom was doing that yesterday.
- Tom dün bunu yapıyordu.
- Tom and I did that yesterday.
- Tom ve ben bunu dün yaptık.
- You should've told me about that yesterday.
- Bunu bana dün anlatmalıydın.
- I had hoped to finish it yesterday.
- Onu dün bitirmeyi ümit etmiştim.
- Not every student went there yesterday.
- Dün oraya öğrencilerin hepsi gitmedi.
- Was it cold yesterday?
- Dün soğuk muydu?
- It was very cold yesterday morning.
- Dün sabah hava çok soğuktu.
- Yesterday, a thief entered the house.
- Dün, eve bir hırsız girdi.
- You were working yesterday afternoon, weren't you?
- Dün öğlen çalışıyordun, değil mi?
- He arrived here safely yesterday.
- Dün sağ salim buraya geldi.
- I had intended to finish this yesterday, but I couldn't.
- Bunu dün bitirmeye niyetlenmiştim ama bitiremedim.
- Tom and I were both pretty busy yesterday.
- Tom ve ben ikimiz de dün oldukça yoğunduk.
- I met her by chance at a restaurant yesterday.
- Onunla dün bir restoranda tesadüfen tanıştım.
- Why were you not at school yesterday?
- Dün neden okula gelmedin?
- What fun we had yesterday!
- Dün ne kadar eğlendik!
- Tom went to school yesterday.
- Tom dün okula gitti.
- We discussed the new plan yesterday.
- Dün yeni planı tartıştık.
- Tom went yesterday, so he wouldn't have to go tomorrow.
- Tom dün gitti, böylece yarın gitmek zorunda kalmayacaktı.
- A stranger phoned me yesterday.
- Dün bir yabancı bana telefon etti.
- There was an accident on Fifth Avenue yesterday.
- Dün Beşinci Cadde'de bir kaza vardı.
- I'm glad I was able to meet you yesterday.
- Dün seninle tanışabildiğime sevindim.
- A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday.
- Dünkü deprem nedeniyle Japonya'da çok sayıda bina çöktü.
- Did you hear about what happened in Boston yesterday?
- Dün Boston'da ne olduğu hakkında bir şey duydun mu?
- I know the girl you were talking to yesterday.
- Senin dün konuştuğun kızı tanıyorum.
- Yesterday, I went to sleep at ten o'clock.
- Dün saat 10'da uyudum.
- I worked until seven yesterday.
- Dün yediye kadar çalıştım.
- Tom met a few of Mary's friends yesterday.
- Tom dün Mary'nin arkadaşlarından birkaçı ile tanıştı.
- I bumped into Tom in the supermarket yesterday.
- Dün süpermarkette Tom'a rastladım.
- It was hot yesterday.
- Dün sıcaktı.
- I ate a pizza yesterday.
- Dün bir pizza yedim.
- Tom bleached his hair yesterday.
- Tom dün saçını ağarttı.
- There was a light rain yesterday.
- Dün hafif bir yağmur vardı.
- The police visited Mary yesterday.
- Polisler dün Mary'yi ziyaret etti.
- Tom went to Boston yesterday.
- Tom dün Boston'a gitti.
- Did you go downtown yesterday?
- Dün şehir merkezine gittin mi?
- It rained heavily yesterday.
- Dün çok şiddetli yağdı.
- Ken called on his teacher yesterday.
- Ken dün öğretmenine ziyarette bulundu.
- Tom and I went fishing yesterday.
- Tom ve ben dün balık tutmaya gittik.
- I came here yesterday.
- Dün buraya geldim.
- Did you go straight home after school yesterday?
- Dün okuldan sonra doğruca eve mi gittin?
- She wasn't born yesterday.
- O dün doğmadı.
- I had my bicycle fixed yesterday.
- Dün bisikletimi tamir ettirdim.
- A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday.
- Dünkü deprem nedeniyle Japonya'da birçok bina çöktü.
- Did you go to the market yesterday?
- Dün markete gittiniz mi?
- All I ate yesterday was one apple.
- Dün bütün yediğim bir elmaydı.
- Yesterday, I had no time.
- Dün zamanım yoktu.
- Tom and I didn't do that yesterday.
- Tom ve ben dün bunu yaptık.
- I bought this printer yesterday.
- Bu yazıcıyı dün satın aldım.
- We closed the restaurant three hours early yesterday.
- Dün restoranı üç saat erken kapattık.
- These are what Tom bought yesterday.
- Bunlar Tom'un dün aldıkları.
- Tom didn't eat anything yesterday.
- Tom dün hiçbir şey yemedi.
- Tom didn't need to be here yesterday.
- Tom'un dün burada olması gerekmiyordu.
- He went to school to study yesterday.
- Dün ders çalışmak için okula gitti.
- I just started working here yesterday.
- Daha dün burada çalışmaya başladım.
- What did I say yesterday?
- Dün ne dedim ben?
- If only she had been home when I called yesterday.
- Keşke dün aradığımda evde olsaydı.
- I quarreled with Tom yesterday.
- Dün Tom'la kavga ettim.
- I left a note on your door yesterday.
- Dün kapınıza bir not bıraktım.
- Tom had nothing to eat yesterday.
- Tom'un dün yiyecek hiçbir şeyi yoktu.
- Yesterday, I went to the market to buy some sweet oranges.
- Dün, tatlı portakal almak için markete gittim.
- Tom didn't study yesterday.
- Tom dün ders çalışmadı.
- I got into a fight at school yesterday.
- Dün okulda kavga ettim.
- Yesterday I finished learning Esperanto on Duolingo.
- Dün Duolingo'da Esperanto öğrenmeyi bitirdim.
- You should've done that yesterday.
- Bunu dün yapmalıydın.
- My dog died yesterday.
- Köpeğim dün öldü.
- Yesterday, Tom studied all day.
- Dün Tom bütün gün ders çalıştı.
- The man that you saw there yesterday was Mr Brown.
- Dün orada gördüğün adam Bay Brown idi.
- There's more wind today than yesterday.
- Bugün dünden daha fazla rüzgar var.
- I almost didn't kiss Tom yesterday.
- Dün neredeyse Tom'u öpmeyecektim.
- I want to know why you weren't here yesterday morning.
- Dün sabah neden burada olmadığını bilmek istiyorum.
- You were at home yesterday.
- Dün evdeydin.
- Yesterday, when Tom was backing up his car, he ran over Mary's bicycle.
- Dün Tom arabasını geri geri sürerken Mary'nin bisikletini ezdi.
- It was Jack that I met yesterday.
- Dün karşılaştığım Jack'ti.
- I thought Tom was supposed to be here yesterday.
- Tom'un dün burada olması gerektiğini düşündüm.
- I need to know the reason why you weren't here yesterday.
- Dün burada olmayışının sebebini bilmem gerekiyor.
- I need to find out where Tom was yesterday.
- Tom'un dün nerede olduğunu öğrenmeliyim.
- I walked home yesterday.
- Ben dün eve yürüdüm.
- I'm pretty sure that Tom won't buy that car he was looking at yesterday.
- Tom'un dün baktığı o arabayı satın almayacağından oldukça eminim.
- It was this skirt that Mary bought yesterday.
- Mary'nin dün aldığı etek buydu.
- Only a few people came to the meeting yesterday.
- Dünkü toplantıya sadece birkaç kişi geldi.
- He was looking a bit nervous yesterday.
- Dün biraz gergin görünüyordu.
- We did that yesterday.
- Biz onu dün yaptık.
- They were here yesterday.
- Onlar dün buradaydılar.
- Tom saw Mary yesterday.
- Tom dün Mary'yi görmüş.
- That was me talking to you on the phone yesterday.
- Dün telefonda seninle konuşan bendim.
- This is the umbrella I bought yesterday.
- Bu dün aldığım şemsiye.
- I just met Tom yesterday.
- Tom'la daha dün tanıştım.
- She enjoyed herself very much at the party yesterday.
- Dünkü partide çok eğlendi.
- Yesterday my uncle bought a dog.
- Dün amcam bir köpek aldı.
- I didn't realize I needed to be here yesterday.
- Dün burada olmam gerektiğini fark etmedim.
- He worked hard yesterday.
- Dün çok çalıştı.
- Forget what I said yesterday.
- Dün söylediğimi unut.
- Tom didn't play badminton yesterday.
- Tom dün badminton oynamadı.
- Jim left Paris yesterday.
- Jim dün Paris'ten ayrıldı.
- I love the girl I met yesterday.
- Dün tanıştığım kızı seviyorum.
- If only she had been home when I called yesterday!
- Keşke dün aradığımda evde olsaydı!
- The Senate passed the bill yesterday.
- Senato dün tasarıyı kabul etti.
- He made a box yesterday.
- Dün bir kutu yaptı.
- Yesterday they fired seven employees.
- Dün onlar yedi işçiyi kovdu.
- Did you play baseball yesterday?
- Dün beyzbol oynadın mı?
- I thought about what you said yesterday.
- Ben dün söylediklerini düşündüm.
- Yesterday I had to work overtime.
- Dün fazla mesai yapmak zorunda kaldım.
- Tom said Mary didn't want to go yesterday.
- Tom, Mary'nin dün gitmek istemediğini söyledi.
- He asked her how to drive a car yesterday.
- Dün ona nasıl araba kullanacağını sordu.
- I lost my wallet yesterday morning.
- Dün sabah cüzdanımı kaybettim.
- You were late yesterday.
- Dün geç kaldın.
- I wanted to apologize for yesterday.
- Dün için özür dilemek istedim.
- We had a good time yesterday.
- Dün iyi vakit geçirdik.
- I overslept yesterday morning.
- Dün sabah uyuyakalmışım.
- I kissed Tom just yesterday.
- Tom'u daha dün öptüm.
- Tom got paid yesterday.
- Tom'a dün ödeme yapıldı.
- Yesterday it was so cold that I stayed home.
- Dün o kadar çok soğuktu ki evde kaldım.
- I did my homework yesterday.
- Dün ödevimi yaptım.
- The weather was perfect yesterday.
- Hava dün harikaydı.
- Sami went out drinking yesterday.
- Sami dün içmeye gitti.
- Someone visited her yesterday.
- Dün biri onu ziyaret etmiş.
- My father had a heart attack yesterday, but he was lucky to have a clinic close at hand.
- Babam dün kalp krizi geçirdi, ama yakınında bir klinik olduğu için şanslıydı.
- Yesterday the weather was pretty bad.
- Dün hava oldukça kötüydü.
- Yesterday, I read a book.
- Dün bir kitap okudum.
- This is the camera I bought yesterday.
- Bu dün satın aldığım kamera.
- Why do you think Tom was absent yesterday?
- Sence Tom dün neden gelmedi?
- I didn't do that yesterday, but I did three days ago.
- Bunu dün yapmadım ama üç gün önce yaptım.
- If only you had helped me yesterday, the problem would've been avoided.
- Dün bana yardım etmiş olsaydın, bu sorun ortadan kalkardı.
- It was this racket that Mike bought yesterday.
- Dün Mike'ın aldığı bu raketti.
- The man you saw yesterday was my uncle.
- Dün gördüğünüz adam benim amcamdı.
- That's the boy I saw yesterday.
- Bu dün gördüğüm çocuk.
- The Prime Minister resigned yesterday.
- Başbakan dün istifa etti.
- Who was here yesterday?
- Dün kim buradaydı?
- I ate a large bowl of pea soup yesterday.
- Dün büyük bir kase bezelye çorbası içtim.
- This is the same pen that I lost yesterday.
- Bu dün kaybettiğim kalemin aynısı.
- I skipped school yesterday.
- Dün okulu astım.
- I met your son yesterday and he politely greeted me.
- Dün oğlunuzla karşılaştım ve beni kibarca selamladı.
- He worked all day yesterday.
- O, dün bütün gün çalıştı.
- I almost died yesterday.
- Dün neredeyse ölüyordum.
- I talked with him over the telephone yesterday.
- Dün onunla telefonda konuştum.
- I was surfing on the internet at this time yesterday.
- Dün bu saatlerde internet de sörf yapıyordum.
- I was listening to a really beautiful song yesterday.
- Dün gerçekten güzel bir şarkı dinliyordum.
- Were you working yesterday?
- Dün çalışıyor muydun?
- I didn't have to come here yesterday, but I did.
- Dün buraya gelmek zorunda değildim ama geldim.
- I assume you've heard about what happened here yesterday.
- Sanırım dün burada ne olduğu hakkında duydun.
- We had guests for dinner yesterday.
- Dün akşam yemeğinde misafirlerimiz vardı.
- Tom didn't read the newspaper yesterday.
- Tom dün gazete okumadı.
- Tom says Mary doesn't believe John went yesterday.
- Tom, Mary'nin John'un dün gittiğine inanmadığını söyledi.
- I remember it as if it were yesterday.
- Sanki dünmüş gibi hatırlıyorum.
- I had my hair cut at the barber shop yesterday.
- Dün berberde saçımı kestirdim.
- I overslept yesterday.
- Dün uyuyakalmışım.
- I left my book here yesterday.
- Kitabımı dün burada bırakmıştım.
- He was very sad yesterday.
- Dün çok üzgündü.
- Because I studied for a long time yesterday.
- Çünkü dün uzun süre çalıştım.
- Yesterday I ate too much and now I feel sick.
- Dün çok fazla yedim ve şimdi kendimi hasta hissediyorum.
- I was here all day yesterday.
- Dün bütün gün buradaydım.
- I am so thirsty, probably because I ate pizza yesterday night.
- Ben çok susadım, muhtemelen dün gece pizza yediğim içindir.
- The stock market fell yesterday.
- Borsa dün düştü.
- It happened yesterday.
- Dün gerçekleşti.
- What's the name of the film we watched yesterday?
- Dün izlediğimiz filmin adı ne?
- I met your parents yesterday.
- Dün annenle ve babanla buluştum.
- I'm sorry about yesterday.
- Dün için üzgünüm.
- Tom spoke to Mary for the first time yesterday.
- Tom dün ilk kez Mary ile konuştu.
- Tom went missing yesterday.
- Tom dün kayboldu.
- Tom saw Mary crying yesterday.
- Tom dün Mary'yi ağlarken görmüş.
- Tom claimed that he owned that expensive-looking red car we saw yesterday.
- Tom dün gördüğümüz pahalı görünümlü kırmızı arabaya sahibi olduğunu iddia etti.
- I read your letter yesterday.
- Mektubunu dün okudum.
- We played soccer yesterday.
- Dün futbol oynadık.
- I got back to Boston yesterday.
- Dün Boston'a geri döndüm.
- I met someone yesterday who knows Tom.
- Dün Tom'u tanıyan biriyle tanıştım.
- Were you listening to the radio yesterday?
- Dün radyo dinliyor muydun?
- How did she feel yesterday?
- Dün nasıl hissetti?
- Did you have to go to the library yesterday?
- Dün kütüphaneye gitmek zorunda mıydın?
- He allowed John to enter yesterday.
- Dün John'un girmesine izin verdi.
- There was not one child in the park yesterday.
- Dün parkta bir çocuk yoktu.
- I know that Mary loves Tom, but I saw him kissing another girl yesterday and I don't know if I should tell her.
- Mary'nin Tom'u sevdiğini biliyorum ama dün onun başka bir kızı öptüğünü gördüm ve ona söylemem gerekip gerekmediğini bilmiyorum.
- We didn't stay home yesterday.
- Dün evde kalmadık.
- He left for London the day before yesterday.
- Dünden önceki gün Londra'ya gitti.
- I rode a horse for the first time yesterday.
- Dün ilk kez ata bindim.
- Yesterday we went into a huge maze.
- Dün büyük bir labirente girdik.
- I met Tom yesterday.
- Tom'la dün tanıştım.
- Yesterday was Friday and the day after tomorrow is Monday.
- Dün cumaydı ve yarından sonraki gün pazartesi.
- What did you want to say to me yesterday?
- Dün bana ne söylemek istedin?
- I think Tom was supposed to do that yesterday.
- Sanırım Tom'un onu dün yapması gerekiyordu.
- I bought this book yesterday.
- Bu kitabı dün aldım.
- Mary hurt herself yesterday.
- Mary dün kendini yaraladı.
- We had a good time at the beach yesterday.
- Dün plajda iyi vakit geçirdik.
- Tom and Mary both went fishing yesterday.
- Tom ve Mary dün balığa gittiler.
- I didn't wake up yesterday.
- Dün uyanmadım.
- I had a doctor's appointment yesterday morning.
- Dün sabah doktorla randevum vardı.
- You shouldn't have done that yesterday.
- Bunu dün yapmamalıydın.
- Why did you absent yourself from class yesterday?
- Dün niçin sınıfta yoktun?
- You said that you were here yesterday.
- Dün burada olduğunu söyledin.
- Sami lost hope yesterday.
- Sami dün umudunu yitirdi.
- The last time I saw Tom was yesterday around lunchtime.
- Tom'u son gördüğümde yaklaşık dün öğle yemeği zamanıydı.
- He went to school to study yesterday.
- Dün çalışmak için okula gitti.
- I took my cat to the veterinary hospital yesterday.
- Dün kedimi hayvan hastanesine götürdüm.
- Tom is the one who broke the window yesterday.
- Dün camı kıran Tom'du.
- Let's start where we left off yesterday.
- Dün bıraktığımız yerden başlayalım.
- Tom was supposed to help me paint the barn yesterday, but he never showed up.
- Tom'un dün ahırı boyamama yardım etmesi gerekiyordu ama gelmedi.
- You could've seriously hurt yourself yesterday.
- Dün ciddi şekilde kendini yaralayabilirdin.
- Tom didn't want to play tennis with us yesterday.
- Tom dün bizimle tenis oynamak istemedi.
- I was to have finished the work yesterday.
- İşi dün bitirmeliydim.
- I called you yesterday.
- Dün seni aradım.
- We missed you at the meeting yesterday.
- Dün toplantıda gözlerimiz seni aradı.
- I was listening to a really beautiful song yesterday.
- Dün çok güzel bir şarkı dinliyordum.
- It snowed hard yesterday.
- Dün şiddetli kar yağdı.
- Yesterday I met an old friend of mine whom I had not seen for a long time.
- Dün uzun zamandır görmediğim eski bir arkadaşımla karşılaştım.
- Oil prices rose yesterday.
- Dün petrol fiyatları yükseldi.
- Was yesterday a sunny day?
- Dün güneşli bir gün müydü?
- I went to swim in the river yesterday.
- Dün nehirde yüzmeye gittim.
- Tom had a tooth pulled out yesterday.
- Tom dün bir diş çektirdi.
- I did that yesterday.
- Bunu dün yaptım.
- This is one of the dictionaries I told you about yesterday.
- Bu, sana dün bahsettiğim sözlüklerden biri.
- I hope you received the flowers I sent yesterday.
- Dün gönderdiğim çiçekleri aldığını umuyorum.
- Tom wanted to go skiing yesterday.
- Tom dün kayağa gitmek istedi.
- I feel much worse today than yesterday.
- Bugün dünden çok daha kötü hissediyorum.
- The people who left yesterday are from Scotland.
- Dün ayrılan kişiler İşkoçyalı.
- Hey, weren't you the one wearing this shirt yesterday?
- Hey, dün bu gömleği giyen kişi sen değil miydin?
- I told Tom all about what we did yesterday.
- Dün yaptıklarımızın hepsini Tom'a anlattım.
- Why didn't you come into work yesterday?
- Dün neden işe gelmedin?
- I thought I told you about that yesterday.
- Bunu sana dün söylediğimi sanıyordum.
- There was a heavy rain yesterday.
- Dün şiddetli bir yağmur vardı.
- I went to school by bus yesterday.
- Dün okula otobüsle gittim.
- I bought a new personal computer yesterday.
- Dün yeni bir PC satın aldım.
- I called at Tony's house yesterday.
- Dün Tony'nin evine uğradım.
- You should have done it yesterday.
- Bunu dün yapmalıydın.
- Tom called me yesterday at nine in the morning.
- Tom dün sabah dokuzda beni aradı.
- Tom was busy yesterday.
- Dün Tom meşguldü.
- Tom seemed to enjoy himself yesterday at the party.
- Tom dün partide eğleniyor gibi görünüyordu.
- Why weren't you at home yesterday?
- Dün neden evde değildin?
- Yesterday you saw a big man.
- Dün büyük bir adam gördün.
- I'd like to know why you weren't here yesterday.
- Dün neden burada olmadığını bilmek istiyorum.
- This is the book that Tom was talking about yesterday.
- Tom dün bu kitaptan söz ediyordu.
- We spoke yesterday.
- Biz dün konuştuk.
- Our boss made us work overtime yesterday.
- Patronumuz dün bize fazla mesai yaptırdı.
- I wore black pants and a white T-shirt yesterday.
- Dün siyah pantolon ve beyaz bir tişört giydim.
- You don't know why Tom didn't come yesterday, do you?
- Tom'un dün neden gelmediğini bilmiyorsun, değil mi?
- Alice might have been there yesterday, but we didn't see her.
- Alice dün orada olabilirdi ama biz onu görmedik.
- We saw Tom in the park yesterday.
- Tom'u dün parkta gördük.
- Yesterday we were biking in the woods.
- Dün ormanda bisiklete biniyorduk.
- Father took us to the zoo yesterday.
- Babam dün bizi hayvanat bahçesine götürdü.
- A guy named Tom came to see you yesterday.
- Dün Tom adında bir adam seni görmeye geldi.
- You made that clear yesterday.
- Sen dün onu açıklığa kavuşturdun.
- Did you happen to see her yesterday?
- Dün ona rastladın mı?
- It was very cold yesterday morning.
- Dün sabah çok soğuktu.
- Yesterday I helped my father.
- Dün babama yardım ettim.
- Tom killed himself yesterday.
- Tom dün kendini öldürdü.
- It was only yesterday that John told me about his plan to go to Europe.
- John bana Avrupa'ya gitme planından daha dün bahsetti.
- How long was Tom here yesterday?
- Tom dün burada ne kadar kaldı?
- I had some trouble finding her house yesterday.
- Dün evini bulmakta biraz zorlandım.
- Something very weird happened to me yesterday.
- Dün başıma çok tuhaf bir şey geldi.
- She had nothing to do yesterday.
- Onun dün yapacak bir şeyi yoktu.
- Yesterday I ate lunch with Tom.
- Dün Tom ile öğle yemeği yedim.
- Tom said yesterday was the happiest day of his life.
- Tom dünün hayatının en mutlu günü olduğunu söyledi.
- Yesterday I heard you talking in your sleep.
- Dün uykunda konuştuğunu duydum.
- Was she working yesterday?
- Dün o çalışıyor muydu?
- Tom resigned yesterday.
- Tom dün istifa etti.
- Yesterday a car fell over the cliff.
- Dün bir araba kayalıklara yuvarlandı.
- Did you buy it today or yesterday?
- Onu bugün mü yoksa dün mü satın aldınız?
- My uncle died of cancer of the stomach yesterday.
- Amcam dün mide kanserinden öldü.
- I moved here yesterday.
- Buraya dün taşındım.
- Did you have toast for breakfast yesterday morning?
- Dün sabah kahvaltıda tost yedin mi?
- He came as lately as yesterday.
- O dün kadar geç kaldı.
- He is the one who broke the window yesterday.
- Dün camı kıran o.
- The goods arrived yesterday.
- Mallar dün geldi.
- Tom said he saw Mary in the park yesterday.
- Tom dün parkta Mary'yi gördüğünü söyledi.
- I can't remember the meaning of the word that I looked up yesterday.
- Dün baktığım kelimenin anlamını hatırlayamıyorum.
- Didn't you see her by chance yesterday?
- Dün onu tesadüfen görmedin mi?
- Tom didn't go yesterday.
- Tom dün gitmedi.
- This is the book Tom was talking about yesterday.
- Bu, Tom'un dün hakkında konuştuğu kitap.
- The pen I lost yesterday was new.
- Dün kaybettiğim kalem yeniydi.
- Yesterday it was so cold that I stayed home.
- Dün hava o kadar soğuktu ki evde kaldım.
- Not only were there strong winds yesterday, but also it rained heavily.
- Dün sert rüzgarların yanı sıra, yoğun yağmur yağdı.
- We went to three museums yesterday.
- Dün üç müzeye gittik.
- What prevented Tom from coming yesterday?
- Tom'u dün gelmekten alıkoyan neydi?
- Tom should have gone to the dentist yesterday.
- Tom, dün dişçiye gitmeliydi.
- I installed some new software yesterday on my computer.
- Dün bilgisayarıma yeni bir yazılım yükledim.
- My computer was down yesterday.
- Dün bilgisayarım çalışmıyordu.
- I think Tom did that yesterday.
- Sanırım Tom onu dün yaptı.
- Tatoeba was down yesterday.
- Tatoeba dün çalışmıyordu.
- The little baby was born yesterday.
- Küçük bebek dün doğdu.
- Tom broke a window yesterday.
- Tom dün bir camı kırmış.
- I swam yesterday.
- Dün yüzdüm.
- The man you saw in my office yesterday is from Belgium.
- Dün ofisimde gördüğün adam Belçikalıdır.
- Tom wore a tie yesterday.
- Tom dün kravat taktı.
- I bought that scarf we looked at yesterday.
- Dün baktığımız eşarbı aldım.
- She must have done it yesterday.
- Dün yapmış olmalı.
- Tom came to my office yesterday.
- Tom dün ofisime geldi.
- I went surfing yesterday.
- Dün sörf yapmaya gittim.
- Tom hasn't slept at all since the day before yesterday.
- Tom dünden önceki günden beri hiç uyumadı.
- Was it foggy yesterday?
- Dün sisli miydi?
- Tom was sick yesterday.
- Tom dün hastaydı.
- I sent a present to Mary yesterday.
- Dün Mary'ye bir hediye yolladım.
- I just bought this yesterday and it doesn't work.
- Ben sadece bunu dün aldım ve çalışmıyor.
- I stayed over yesterday at my friend.
- Dün arkadaşımda kaldım.
- The collards that you gave me yesterday were delicious.
- Dün bana verdiğin lahanalar lezzetliydi.
- You weren't at school yesterday.
- Dün okulda değildin.
- Quite a few people were present at the meeting yesterday.
- Dünkü toplantıda epeyce insan vardı.
- Was it hot yesterday?
- Dün sıcak mıydı?
- I almost did that yesterday.
- Dün bunu neredeyse yapıyordum.
- I saw a traffic accident yesterday.
- Dün bir trafik kazası gördüm.
- I did that here yesterday.
- Onu burada dün yaptım.
- I didn't plan to do that yesterday, but I did.
- Dün bunu yapmayı planlamamıştım ama yaptım.
- It was cold yesterday.
- Dün soğuktu.
- George was at the club yesterday.
- George dün kulüpteydi.
- I spent all day yesterday with her.
- Dün bütün günümü onunla geçirdim.
- The man you saw in my office yesterday is from Belgium.
- Dün ofisimde gördüğünüz adam Belçikalı.
- Hey, didn't you wear that shirt yesterday?
- Hey, bu gömleği dün giymemiş miydin?
- Yesterday I went to lie down at midnight.
- Dün gece yarısı yatmaya gittim.
- This is the watch I bought yesterday.
- Bu benim dün aldığım kol saati.
- She started for Kyoto yesterday.
- Dün Kyoto'ya doğru yola çıktı.
- Tom wouldn't tell me why he wasn't here yesterday.
- Tom bana dün neden burada olmadığını söylemedi.
- Did you play tennis yesterday?
- Dün tenis oynadın mı?
- I need to know what Tom did yesterday.
- Tom'un dün ne yaptığını bilmeliyim.
- I had an argument with Tom yesterday.
- Dün Tom'la tartıştık.
- I did not read a book yesterday.
- Dün hiç kitap okumadım.
- Tom may have met Mary yesterday.
- Tom dün Mary ile tanışmış olabilir.
- That's why I was absent from school yesterday.
- Dün okula devamsızlık yapmamın nedeni bu.
- I played chess with Tom yesterday.
- Dün Tom'la satranç oynadım.
- This is what we were talking about yesterday.
- Dün de bundan bahsediyorduk.
- The iPhone 5 was released yesterday.
- iPhone 5 dün piyasaya sürüldü.
- Why did you leave the class yesterday?
- Dün neden dersten çıktın?
- How was your interview yesterday?
- Dünkü görüşmen nasıldı?
- I was trying to teach Tom how to play that song yesterday.
- Dün Tom'a bu şarkıyı nasıl çalacağını öğretmeye çalışıyordum.
- Tom had nothing to drink yesterday.
- Tom'un dün içecek bir şeyi yoktu.
- I saw Shin'ichi in Kakogawa yesterday.
- Dün Kakogawa'da Shin'ichi'i gördüm.
- I just arrived yesterday.
- Daha dün geldim.
- I didn't see Tom at all yesterday.
- Dün Tom'u hiç görmedim ki.
- I had hoped to have finished this yesterday.
- Bunu dün bitirmiş olmayı ümit etmiştim.
- It was Tom who did that yesterday.
- Dün bunu yapan Tom'du.
- Sami went out drinking yesterday.
- Sami dün içki içmeye gitti.
- I saw one yesterday.
- Dün bir tane gördüm.
- Yesterday I read an article about acid rain.
- Dün asit yağmurlarıyla ilgili bir makale okudum.
- Tom said he walked home yesterday.
- Tom dün eve yürüyerek gittiğini söyledi.
- They got here yesterday.
- Onlar dün buraya geldi.
- Yesterday I got tired out and I need to rest.
- Dün çok yoruldum ve dinlenmeye ihtiyacım var.
- I met a student from America yesterday.
- Dün Amerika'dan bir öğrenciyle tanıştım.
- Tom had to take a test yesterday.
- Tom'un dün bir sınava girmesi gerekiyordu.
- He slept at ten o'clock yesterday.
- Dün saat onda uyudu.
- What he said yesterday is inconsistent with what he said last week.
- Dün söyledikleri geçen hafta söyledikleriyle tutarsız.
- I'm pretty sure that Tom is feeling better today than yesterday.
- Tom'un bugün dünden daha iyi hissettiğine eminim.
- Tom should've done that yesterday.
- Tom onu dün yapmalıydı.
- Yesterday, when Tom was backing up his car, he ran over Mary's bicycle.
- Dün Tom arabasını geri sürerken Mary'nin bisikletini ezdi.
- Let's start where we left off yesterday.
- Dün kaldığımız yerden devam edelim.
- Yesterday we did many things, today we're tired.
- Dün birçok şey yaptık, bugün yorgunuz.
- The temperature fell five degrees centigrade below zero yesterday.
- Dün sıcaklık sıfırın altında beş santigrat derece düştü.
- The weather yesterday was horrible.
- Dünkü hava berbattı.
- How was the party yesterday?
- Dünkü parti nasıldı?
- I saw you in the show yesterday.
- Seni dün şovda gördüm.
- The weather's not as good today as it was yesterday.
- Hava bugün dünkü kadar güzel değil.
- Tom didn't study yesterday.
- Tom dün çalışmadı.
- I should not have stayed up late yesterday.
- Dün geç saate kadar ayakta kalmamalıydım.
- Remember what I told you yesterday.
- Dün sana söylediklerimi hatırla.
- It was yesterday that Alice went to a concert.
- Alice konsere dün gitti.
- I spent over $3,000 yesterday.
- Dün 3,000 dolardan fazla harcadım.
- It was the window that Tom broke yesterday.
- Dün Tom'un kırdığı camdı.
- Tom didn't go home yesterday.
- Tom dün eve gitmedi.
- Yesterday, she took her own life.
- Dün, kendi canına kıydı.
- My car, which broke down yesterday, has not been repaired yet.
- Dün bozulan arabam henüz tamir edilmedi.
- Yesterday I was sick.
- Dün hastaydım.
- Three men broke out of prison yesterday.
- Dün üç adam hapisten kaçtı.
- There was nobody here yesterday.
- Dün burada hiç kimse yoktu.
- What was Tom doing yesterday morning?
- Tom dün sabah ne yapıyordu?
- We didn't have school yesterday.
- Dün okul yoktu.
- I saw a bear yesterday.
- Dün bir ayı gördüm.
- That's what you said yesterday.
- Dün de böyle demiştiniz.
- Tom probably did that yesterday.
- Tom muhtemelen onu dün yaptı.
- I shouldn't have gone to bed so late yesterday.
- Dün yatağa bu kadar geç gitmemeliydim.
- Tom doesn't look as tired today as he looked yesterday.
- Tom bugün dünkü kadar yorgun görünmüyor.
- Yesterday she saw a big man.
- Dün o, büyük bir adam gördü.
- He is the physician I talked about yesterday.
- Dün bahsettiğim doktor o.
- The package was delivered yesterday.
- Paket dün teslim edildi.
- I was at home all day yesterday.
- Dün bütün gün evdeydim.
- Was she working yesterday?
- Dün çalışıyor muydu?
- Tom is the guy I was telling you about yesterday.
- Tom dün sana bahsettiğim adam.
- I wore a hat yesterday.
- Dün bir şapka giydim.
- I saw many birds yesterday morning.
- Dün sabah çok sayıda kuş gördüm.
- I washed my car yesterday.
- Dün arabamı yıkadım.
- Tom went yesterday, so he wouldn't have to go tomorrow.
- Tom dün gitti, bu yüzden yarın gitmek zorunda kalmayacaktı.
- A guy named Tom called here yesterday.
- Dün buraya Tom adında biri telefon etti.
- Yesterday was Sunday, not Saturday.
- Dün Pazar günüydü, Cumartesi değil.
- Did Tom help his mother yesterday?
- Tom, dün annesine yardımcı oldu mu?
- My uncle, who lives in Osaka, visited us yesterday.
- Osaka'da yaşayan dayım dün ziyaretimize geldi.
- They had a spat yesterday.
- Onlar dün bir münakaşa ettiler.
- Yesterday I met Christina.
- Dün Christina'yla buluştum.
- We've sent the invitations yesterday.
- Davetiyeleri dün gönderdik.
- Did Tom swim yesterday?
- Tom dün yüzdü mü?
- Tom asked why you weren't there yesterday.
- Tom neden dün orada olmadığını sordu.
- We had a fire drill yesterday.
- Dün bir yangın tatbikatı yaptık.
- I slept at ten o'clock yesterday.
- Dün saat onda uyudum.
- The Giants beat the Lions yesterday.
- Giants dün Lions'ı yendi.
- I'm sorry that I lied to you yesterday.
- Dün sana yalan söylediğim için üzgünüm.
- Yesterday, John arrived in Japan.
- Dün, John Japonya'ya geldi.
- They set sail for New York yesterday.
- Dün New York'a yelken açtılar.
- Tom's birthday was the day before yesterday.
- Tom'un doğum günü dünden önceki gündü.
- I appreciate what you did yesterday.
- Dün yaptığını takdir ediyorum.
- Yesterday Mary stayed home all day.
- Dün Mary bütün gün evde kaldı.
- Yesterday was more fun than today.
- Dün bugünden daha eğlenceliydi.
- I want to know why you didn't help us yesterday.
- Dün neden bize yardım etmediğini bilmek istiyorum.
- Yesterday was, without a doubt, the worst day of my thirty years of life.
- Dün, hiç şüphesiz, otuz yıllık hayatımın en kötü günüydü.
- I wore this yesterday.
- Bunu dün giydim.
- Did you take part in the discussion yesterday?
- Dünkü tartışmaya katıldınız mı?
- How did he feel yesterday?
- Dün nasıl hissetti?
- What did you do yesterday after school?
- Dün okuldan sonra ne yaptın?
- Tom wrote me more than thirty messages yesterday.
- Tom dün bana otuzdan fazla mesaj yazdı.
- She didn't go yesterday.
- Dün gitmedi.
- Tom didn't do that yesterday either.
- Tom da bunu dün yapmadı.
- Both Tom and Mary didn't do that yesterday.
- Tom da Mary de dün bunu yapmadı.
- Yesterday, he wrote a letter.
- Dün bir mektup yazdı.
- Yesterday morning he went back to Rotterdam.
- Dün sabah Rotterdam'a geri döndü.
- Who was it that broke the window yesterday?
- Dün camı kıran kimdi?
- She left Osaka yesterday.
- Dün Osaka'dan ayrıldı.
- I saw a friend of mine yesterday.
- Dün bir arkadaşımı gördüm.
- Yesterday, Mary cleaned the house and washed clothes.
- Dün, Mary evi temizledi ve çamaşırları yıkadı.
- They were biting like crazy yesterday.
- Dün deli gibi ısırıyorlardı.
- The funeral was yesterday.
- Cenaze töreni dündü.
- Did you see the solar eclipse yesterday?
- Dün güneş tutulmasını gördünüz mü?
- Was yesterday a hot day?
- Dün sıcak bir gün müydü?
- We spoke yesterday.
- Dün konuştuk.
- I would like to exchange this dress that I bought yesterday.
- Dün aldığım bu elbiseyi değiştirmek istiyorum.
- Who went with you yesterday?
- Dün seninle kim gitti?
- Tom wasn't supposed to help us yesterday, but he did.
- Tom'un dün bize yardım etmemesi gerekiyordu ama etti.
- That's the boy who helped me yesterday.
- Dün bana yardım eden çocuk bu.
- Tom was busy all day yesterday.
- Tom dün bütün gün meşguldü.
- She didn't show up at the party yesterday.
- Dün partiye gelmedi.
- We should've done this yesterday.
- Bunu dün yapmalıydık.
- Tom wasn't home yesterday, was he?
- Tom dün evde değildi, değil mi?
- They studied English yesterday.
- Dün İngilizce çalıştılar.
- We had nice weather yesterday.
- Dün hava çok güzeldi.
- May I know where you were yesterday?
- Dün nerede olduğunuzu öğrenebilir miyim?
- Unfortunately, it rained yesterday.
- Maalesef dün yağmur yağdı.
- He died yesterday.
- O, dün öldü.
- We discussed the plan yesterday.
- Biz, dün, planı tartıştık.
- It was unfortunate that it rained yesterday.
- Dün yağmur yağması şanssızlıktı.
- I got back from Boston yesterday.
- Dün Boston'dan döndüm.
- A stranger phoned me yesterday.
- Dün bir yabancı beni aradı.
- Tom and Mary both went fishing yesterday.
- Tom ve Mary dün ikisi de balık tutmaya gittiler.
- Tom was operated on yesterday.
- Tom dün ameliyat edildi.
- We've sent the invitations yesterday.
- Dün davetiyeleri gönderdik.
- A sad accident took place yesterday.
- Dün üzücü bir kaza gerçekleşti.
- That reminds me of something I heard yesterday.
- Bu bana dün duyduğum bir şeyi hatırlattı.
- Tom probably did that yesterday.
- Tom muhtemelen bunu dün yaptı.
- Yesterday I went to wash in the river.
- Dün nehirde yıkanmaya gittim.
- Did you study yesterday?
- Dün çalıştın mı?
- I don't want to hear about what you did yesterday.
- Dün ne yaptığını duymak istemiyorum.
- Tom was here all day yesterday.
- Tom dün bütün gün buradaydı.
- Yesterday, I put honey in my tea.
- Dün, çayıma bal koydum.
- Tom was very busy yesterday.
- Tom dün çok meşguldü.
- It rained yesterday after it had been dry for many months.
- Aylarca süren kuraklıktan sonra dün yağmur yağdı.
- The bank was robbed yesterday.
- Banka dün soyuldu.
- Tom probably cried yesterday.
- Tom muhtemelen dün ağladı.
- Tom had a problem yesterday.
- Dün Tom'un bir sorunu vardı.
- Tom came to see me yesterday.
- Tom dün beni görmeye geldi.
- Tom told me yesterday that Mary would go tomorrow.
- Tom bana dün Mary'nin yarın gideceğini söyledi.
- I know that you and Tom snuck away from school yesterday.
- Tom'la dün okuldan kaçtığınızı biliyorum.
- By the way, I met a friend of yours yesterday.
- Bu arada, dün bir arkadaşınla tanıştım.
- An adversary yesterday is a friend today.
- Dün düşman olan bugün dosttur.
- I was caught in a shower on my way home yesterday.
- Dün eve dönerken sağanak yağmura yakalandım.
- I had to work late yesterday.
- Dün geç saate kadar çalışmak zorunda kaldım.
- Tom caught a lot of fish yesterday.
- Tom dün bir sürü balık yakaladı.
- I hear that you kissed Tom yesterday.
- Dün Tom'u öptüğünü duydum.
- The pen I lost yesterday was new.
- Dün kaybettiğim dolma kalem yeniydi.
- Tom got to Boston yesterday.
- Tom dün Boston'a gitti.
- What did you and Tom do yesterday?
- Sen ve Tom dün ne yaptınız?
- It was yesterday that I saw him.
- Onu dün gördüm.
- I saw Tom yesterday for the first time.
- Dün ilk kez Tom'u gördüm.
- Yesterday, he spent the night in a hotel.
- Dün geceyi bir otelde geçirdi.
- Yesterday, she committed suicide.
- Dün intihar etti.
- I thought I was going to see Tom yesterday.
- Dün Tom'u göreceğimi sanıyordum.
- I gave it to Tom yesterday.
- Dün Tom'a verdim.
- Did you ask Tom why he wasn't here yesterday?
- Tom'a dün neden burada olmadığını sordun mu?
- He did not eat anything yesterday.
- Dün hiçbir şey yemedi.
- Tom seemed to enjoy himself yesterday at the party.
- Tom dün partide eğleniyor gibiydi.
- Tom watched television yesterday.
- Tom dün televizyon izledi.
- Were you busy yesterday morning?
- Dün sabah meşgul müydün?
- You're wearing the clothes you wore yesterday.
- Dün giydiğin kıyafetleri giyiyorsun.
- The boy was absent from school yesterday because of illness.
- Çocuk, hastalığı nedeniyle dün okula devamsızlık yaptı.
- I was home all day yesterday.
- Dün bütün gün evdeydim.
- She is wearing the same dress that she had on yesterday.
- Dün giydiği elbisenin aynısını giyiyor.
- I wrote more today than yesterday.
- Bugün dünden daha çok yazdım.
- Tom said Mary wanted to go yesterday.
- Tom dün Mary'nin gitmek istediğini söyledi.
- I met Tom in the library yesterday.
- Dün kütüphanede Tom'la karşılaştım.
- Quite a few people came to the meeting yesterday.
- Dün toplantıya epeyce kişi geldi.
- I just joined the team yesterday.
- Takıma daha dün katıldım.
- What did you do when you got back home yesterday?
- Dün eve döndüğünde ne yaptın?
- Didn't Tom wear that same tie yesterday?
- Tom dün aynı kravatı takmadı mı?
- I ran across an old friend when I went to the movies yesterday.
- Dün sinemaya gittiğimde eski bir arkadaşıma rastladım.
- This is the car Linda mentioned yesterday.
- Linda'nın dün bahsettiği araba bu.
- I watched TV for two hours yesterday.
- Dün iki saat boyunca TV seyrettim.
- Tom got out of the hospital yesterday.
- Tom dün hastaneden çıktı.
- I had to work late yesterday.
- Dün geç saatlere kadar çalışmak zorundaydım.
- Tom dropped in on me yesterday.
- Tom dün beni ziyaret etti.
- Thanks for yesterday.
- Dün için teşekkürler.
- I remember posting the letter yesterday.
- Mektubu dün gönderdiğimi hatırlıyorum.
- Yesterday I started a new book.
- Dün yeni bir kitaba başladım.
- She bought some vegetables yesterday.
- Dün birkaç sebze aldı.
- Tell me the reason you didn't come yesterday.
- Dün gelmemenin sebebini söyle bana.
- I turned in my paper yesterday.
- Ödevimi dün teslim ettim.
- How much money did Tom steal last yesterday?
- Tom dün son olarak kaç para çaldı?
- This is the boy whom I met there yesterday.
- Bu dün orada tanıştığım çocuk.
- Yesterday I arrived in Tokyo.
- Dün Tokyo'ya ulaştım.
- I was supposed to do that yesterday.
- Onu dün yapmam gerekiyordu.
- He died yesterday.
- Dün öldü.
- Tom could have come yesterday, but he didn't.
- Tom dün gelebilirdi ama gelmedi.
- How did Barbara do on her driver's test yesterday?
- Barbara dünkü ehliyet sınavında ne yaptı?
- Yesterday we had fun.
- Dün eğlendik.
- You played football yesterday.
- Dün futbol oynadın.
- Tom, was that girl I saw you holding hands with yesterday a new girlfriend?
- Tom, dün elini tuttuğunu gördüğüm kız yeni bir kız arkadaşın mıydı?
- I hope you received the flowers I sent yesterday.
- Umarım dün gönderdiğim çiçekleri almışsındır.
- I hurt myself yesterday.
- Dün kendimi yaraladım.
- Tom didn't want to be here yesterday.
- Tom dün burada olmak istemedi.
- I met a friend of mine yesterday.
- Dün bir arkadaşımla karşılaştım.
- Tom said he didn't see Mary yesterday.
- Tom dün Mary'yi görmediğini söyledi.
- I was going to do it yesterday.
- Dün yapacaktım.
- I lost my keys somewhere yesterday.
- Dün anahtarlarımı bir yerde kaybettim.
- I spent all yesterday with Tom.
- Dün bütün günümü Tom ile geçirdim.
- I just did that yesterday.
- Ben onu dün yaptım.
- The guy I met yesterday didn't give me his real name.
- Dün tanıştığım adam bana gerçek adını vermedi.
- Yesterday I went to Stockholm.
- Dün Stockholm'e gittim.
- I had lunch with Tom yesterday.
- Dün Tom'la öğle yemeği yedim.
- Did you call me yesterday morning?
- Dün sabah bana telefon ettin mi?
- I heard Tom playing drums with his band yesterday.
- Tom'un dün kendi orkestrasıyla davul çaldığını duydum.
- I just skived off yesterday.
- Ben dün kaytardım.
- I saw him yesterday morning.
- Dün sabah onu gördüm.
- Why didn't you come to school yesterday?
- Dün neden okula gelmedin?
- This is the camera I bought yesterday.
- Dün aldığım kamera bu.
- Where was Tom yesterday?
- Dün Tom neredeydi?
- We must do more than yesterday.
- Dünden daha fazlasını yapmalıyız.
- I didn't drink tea yesterday.
- Dün çay içmedim.
- I was in the pool yesterday.
- Ben dün havuzdaydım.
- Tom hurt himself yesterday.
- Tom dün kendini incitti.
- I met him by chance at the airport yesterday.
- Dün havaalanında şans eseri onunla karşılaştım.
- Father was sent to the hospital yesterday.
- Babam dün hastaneye gönderildi.
- I was watching TV at this time yesterday.
- Dün bu saatte TV izliyordum.
- She left for Osaka yesterday.
- O, dün Osaka'ya hareket etti.
- Tom didn't know Mary needed to go yesterday.
- Tom, dün Mary'in gitmesi gerektiğini bilmiyordu.
- Tom was at my house yesterday.
- Tom dün evimdeydi.
- I didn't go yesterday, so I have to go today.
- Dün gitmedim, o yüzden bugün gitmeliyim.
- It was yesterday that Jake broke this window.
- Jake bu pencereyi dün kırdı.
- I did that here yesterday.
- Dün burada yapmıştım.
- We had a very heavy rain yesterday morning.
- Dün sabah çok şiddetli bir yağmur yağdı.
- Tom got paid yesterday.
- Tom parasını dün aldı.
- Tom says Mary doesn't believe John went yesterday.
- Tom, Mary'nin dün John'un gittiğine inanmadığını söylüyor.
- Tom didn't have time to watch TV yesterday.
- Tom'un dün televizyon izleyecek vakti yoktu.
- Yesterday, my father and I visited Mary.
- Dün, babam ve ben Mary'yi ziyaret ettik.
- Tom built a doghouse yesterday.
- Tom dün bir köpek kulübesi yaptı.
- I saw Bill in the library yesterday.
- Dün kütüphanede Bill'i gördüm.
- I met Tom by chance on the train yesterday.
- Tom'la dün trende tesadüfen karşılaştım.
- Yesterday you were at home.
- Dün evdeydin.
- Yesterday I arrived in Tokyo.
- Dün Tokyo'ya vardım.
- That's the man I saw yesterday.
- Dün gördüğüm adam buydu.
- There's more cloud today than yesterday.
- Bugün düne göre daha fazla bulut var.
- Everyone loved the cheesecake I baked yesterday.
- Dün herkes pişirdiğim peynirli keki sevdi.
- I didn't do that yesterday.
- Bunu dün yapmadım.
- Tom was in perfect health yesterday.
- Tom'un sağlığı dün mükemmeldi.
- Tom was excused from work yesterday because he was sick.
- Tom dün hasta olduğu için işten izin aldı.
- I wore this yesterday.
- Bunu dün giymiştim.
- He went to Tokyo yesterday.
- Dün Tokyo'ya gitti.
- Yesterday, they went to the movies.
- Dün sinemaya gittiler.
- You weren't even there yesterday.
- Dün orada bile değildin.
- Why couldn't you come yesterday?
- Neden dün gelemedin?
- No students went there yesterday.
- Dün hiçbir öğrenci oraya gitmedi.
- This is the book Tom was talking about yesterday.
- Tom'un dün bahsettiği kitap bu.
- I saw her yesterday morning.
- Onu dün sabah gördüm.
- Are you going to buy that dress you were looking at yesterday?
- Dün baktığın şu elbiseyi alacak mısın?
- Tom wasn't supposed to be there yesterday.
- Tom'un dün orada olmaması gerekiyordu.
- Tom played tennis with Mary yesterday.
- Tom dün Mary ile tenis oynadı.
- Fortunately, today Tom is much better than he was yesterday.
- Neyse ki, Tom bugün dün olduğundan çok daha iyi.
- I was wearing jeans yesterday.
- Dün kot pantolon giyiyordum.
- I'm sorry that I lied to you yesterday.
- Dün sana yalan söylediğim için özür dilerim.
- What did you do yesterday?
- Sen dün ne yaptın.
- Someone called on her yesterday.
- Dün biri onu aradı.
- You made that clear yesterday.
- Sen dün ona açıklık getirdin.
- We couldn't picnic on the beach yesterday.
- Dün akşam sahilde piknik yapamadık.
- Authorities arrested Tom yesterday.
- Yetkililer Tom'u dün tutukladı.
- Did you come here yesterday?
- Dün buraya geldin mi?
- We want to re-tile our terrace and therefore removed the tiles with a power hammer yesterday.
- Terasımızı yeniden döşemek istiyoruz ve bu nedenle dün bir çekiçle fayansları çıkardık.
- I appreciate what you did yesterday.
- Dün yaptığın şey için minnettarım.
- The accident took place the day before yesterday.
- Kaza dünden önceki gün gerçekleşti.
- I ate steak yesterday.
- Dün biftek yedim.
- The store happened to be crowded yesterday.
- Mağaza dün şans eseri kalabalıktı.
- Why weren't you here yesterday?
- Dün neden burada değildin?
- You outdid yourself yesterday.
- Dün kendini aştın.
- The tax bill was passed yesterday.
- Vergi tasarısı dün kabul edildi.
- Yesterday, we finished constructing the new stage.
- Dün, yeni sahnenin yapımını bitirdik.
- Yesterday, I met one of my former teachers.
- Dün önceki öğretmenlerimden birine rastladım.
- When I bumped into Tom yesterday, he looked pretty worn out.
- Dün Tom'a rastladığımda oldukça bitkin görünüyordu.
- I wore a white shirt yesterday.
- Dün beyaz bir tişört giydim.
- He forgot to come to see me yesterday.
- Dün beni görmeye gelmeyi unuttu.
- Did you see the eclipse yesterday?
- Dünkü ay tutulmasını gördünüz mü?
- That's why I wasn't able to arrive yesterday.
- Bu yüzden dün gelemedim.
- Something must have happened to Bob yesterday.
- Dün Bob'a bir şey olmuş olmalı.
- He got a new CD player yesterday.
- O dün yeni bir CD oynatıcı aldı.
- I bumped into your father yesterday.
- Ben dün sizin babanıza rastladım.
- I went to the department store to do some shopping yesterday.
- Dün alışveriş yapmak için mağazaya gittim.
- You didn't come into the office yesterday and I want to know why.
- Dün ofise gelmedin ve ben sebebini bilmek istiyorum.
- I returned home from Boston yesterday.
- Boston'dan eve dün döndüm.
- That's not what you told me yesterday.
- Bu dün bana söylediğin şey değil.
- Tom shouldn't have done that yesterday.
- Tom dün bunu yapmamalıydı.
- I met a friend of mine yesterday.
- Dün bir arkadaşımla tanıştım.
- He got to London yesterday.
- O, dün Londra'ya vardı.
- Today is tomorrow's yesterday.
- Bugün yarının dünüdür.
- You were at home yesterday, weren't you?
- Dün evdeydin, değil mi?
- Tom was wearing a black suit yesterday.
- Tom dün siyah bir takım giyiyordu.
- She came across Jack yesterday.
- Dün Jack'e rastladı.
- It snowed hard yesterday.
- Dün çok kar yağdı.
- Tom did that at school yesterday.
- Tom dün okulda bunu yaptı.
- Yesterday the alarm clock didn't go off and Kurt didn't wake up.
- Dün çalar saat çalmadı ve Kurt uyanmadı.
- He went by her yesterday.
- Dün onun yanından geçti.
- Joe and I saw a lion yesterday.
- Joe ve ben dün bir aslan gördük.
- I don't think anyone was here yesterday.
- Dün kimsenin burada olduğunu sanmıyorum.
- You wore the same shirt yesterday.
- Dün de aynı gömleği giymiştin.
- There was a terrible accident on the freeway yesterday.
- Dün otobanda korkunç bir kaza vardı.
- Not only the balls; the bat was also stolen yesterday.
- Dün sadece toplar değil aynı zamanda sopa da çalındı.
- I watched television yesterday.
- Dün televizyon izledim.
- Yesterday, I put honey in my tea.
- Dün çayıma bal koydum.
- Yesterday my sister went to Kobe.
- Dün kız kardeşim Kobe'ye gitti.
- John was absent from school yesterday.
- John dün okula gitmedi.
- Why weren't you with us yesterday?
- Dün sen neden bizimle birlikte değildin?
- Tom didn't want to come yesterday.
- Tom dün gelmek istemedi.
- I was supposed to be here yesterday.
- Dün burada olmam gerekiyordu.
- Andrea's boyfriend called my mother yesterday.
- Andrea'nın erkek arkadaşı dün annemi aradı.
- I slept all day yesterday, because it was Sunday.
- Dün bütün gün uyudum çünkü Pazardı.
- I don't know what Tom was doing yesterday.
- Dün Tom'un ne yaptığını bilmiyorum.
- We went shopping in Shibuya yesterday.
- Dün Shibuya'da alışverişe çıktım.
- Tom bought a pair of black dress shoes yesterday.
- Tom dün bir çift siyah elbise ayakkabısı aldı.
- Tom, Mary and a few other people did that yesterday.
- Tom, Mary ve birkaç kişi daha dün bunu yaptı.
- I was not born yesterday.
- Dün doğmadım.
- Tom hung out with his friends yesterday.
- Tom dün arkadaşlarıyla takıldı.
- The patient is much the same as yesterday.
- Hasta, dünden çok da farklı değil.
- Yesterday, I studied all day.
- Dün bütün gün çalıştım.
- You bought a coat yesterday, didn't you?
- Dün bir palto aldın, değil mi?
- This company's stock closed at 932 yen yesterday.
- Bu şirketin hisse senedi dün 932 yen'den kapattı.
- Was it foggy yesterday?
- Dün hava sisli miydi?
- I'm sorry for yelling at you yesterday.
- Dün sana bağırdığım için özür dilerim.
- Yesterday I was told I looked like Tom.
- Dün bana Tom'a benzediğim söylendi.
- Tom went to the hospital yesterday.
- Tom dün hastaneye gitti.
- She came to see us yesterday.
- Dün bizi görmeye geldi.
- I had to see a doctor yesterday.
- Dün doktora gitmem gerekti.
- I was caught speeding yesterday.
- Dün hız yaparken yakalandım.
- I'm sorry I wasn't able to help you yesterday.
- Dün sana yardım edemediğim için üzgünüm.
- I spoke with Tom yesterday on the phone.
- Dün Tom ile telefonda konuştum.
- The weather was very bad yesterday.
- Hava dün çok kötüydü.
- Tell me the reason for your absence from school yesterday.
- Dün okulda olmayışının sebebini söyle bana.
- I ate too much yesterday.
- Ben dün çok fazla yedim.
- Did you see the game yesterday between the Hanshin Tigers and the Tokyo Giants?
- Dün Hanshin Tigers ve Tokyo Giants arasındaki maçı izledin mi?
- We did a lot yesterday and are tired today.
- Dün çok şey yaptık ve bugün yorgunuz.
- I spent over three thousand dollars yesterday.
- Dün üç bin dolardan fazla harcadım.
- I translated all the documents yesterday.
- Dün bütün belgeleri çevirdim.
- She played tennis all day yesterday.
- Dün bütün gün tenis oynadı.
- Tom certainly is aware of what happened here yesterday.
- Tom kesinlikle dün burada ne olduğunun farkında.
- He set out for Canada yesterday.
- Dün Kanada'ya doğru yola çıktı.
- Are you going to buy that dress you were looking at yesterday?
- Dün baktığın o elbiseyi alacak mısın?
- How did he feel yesterday?
- Dün nasıl hissediyordu?
- I played chess with Tom yesterday.
- Dün Tom'la satranç oynadık.
- Yesterday we let our hair down.
- Dün saçlarımızı açtık.
- I didn't do much yesterday.
- Dün çok yapmadım.
- I asked Tom why he wasn't here yesterday.
- Tom'a dün neden burada olmadığını sordum.
- He was looking a bit nervous yesterday.
- O, dün biraz gergin görünüyordu.
- Yesterday was my seventeenth birthday.
- Dün benim on yedinci doğum günümdü.
- We had a great evening yesterday with my brothers and my friends, and the barbecue was very good, too.
- Dün kardeşlerim ve arkadaşlarımla harika bir akşam geçirdik ve barbekü de çok güzeldi.
- I only got your letter yesterday.
- Mektubunu daha dün aldım.
- Why were you absent from school yesterday?
- Dün niçin okulda değildin?
- I wore this tie yesterday.
- Dün bu kravatı taktım.
- I received a letter yesterday which was written in English.
- Dün İngilizce yazılmış bir mektup aldım.
- What day was yesterday?
- Dün günlerden neydi?
- I ate tandoori yesterday.
- Dün tandoori yedim.
- Didn't you wear that yesterday?
- Dün giymedin mi?
- He didn't come back to the base yesterday.
- O dün üsse geri gelmedi.
- This is the reason why I didn't come yesterday.
- Dün gelmememin sebebi bu.
- Tom and his friends painted the barn yesterday.
- Tom ve arkadaşları dün ahırı boyadı.
- Didn't you tell me yesterday that you wouldn't be late today?
- Dün bana bugün geç kalmayacağını söylememiş miydin?
- The last time I saw Tom was yesterday around lunchtime.
- Tom'u en son dün öğle yemeği saatinde gördüm.
- We had some trouble here yesterday.
- Dün burada biraz sorun yaşadık.
- Tom arrived earlier than usual yesterday.
- Tom dün normalden daha erken geldi.
- You should get Tom to tell you the joke he told me yesterday.
- Dün bana anlattığı fıkrayı senin için Tom'a anlattırmalısın.
- Mike didn't join the practice yesterday.
- Mike dün antrenmana katılmadı.
- This is one of the dictionaries I told you about yesterday.
- Bu dün sana bahsettiğim sözlüklerden biri.
- I don't know when Tom called, but it was either yesterday or the day before.
- Tom'un ne zaman aradığını bilmiyorum ama ya dündü ya da önceki gündü.
- Tom binge watched the whole series yesterday.
- Tom dün dizinin tüm bölümlerini arka arkaya izledi.
- That was the skirt that Mary bought yesterday.
- Mary'nin dün aldığı etek buydu.
- I'm smarter today than I was yesterday.
- Bugün dün olduğumdan daha zekiyim.
- I don't usually do that, but I did yesterday.
- Ben genellikle bunu yapmam ama dün yaptım.
- She must have finished the work yesterday.
- O, işi dün bitirmiş olmalı.
- I wish you had come to see me yesterday.
- Keşke dün beni görmeye gelseydin.
- Who broke the window yesterday?
- Pencereyi dün kim kırdı?
- I slept all day yesterday, since it was Sunday.
- Pazar günü olduğu için dün bütün gün uyudum.
- I got back to Boston yesterday.
- Dün Boston'a döndüm.
- Mr Mitsue dropped in on me yesterday.
- Bay Mitsue dün bana uğradı.
- I was at home until noon yesterday.
- Dün öğlene kadar evdeydim.
- Tom arrived yesterday.
- Tom dün geldi.
- Did he study English yesterday?
- Dün İngilizce çalıştı mı?
- Tom bought a camera yesterday.
- Tom dün bir kamera satın aldı.
- The prisoner was set free yesterday.
- Tutuklu dün serbest bırakıldı.
- Yesterday was Friday.
- Dün cumaydı.
- Tom spoke to Mary for the first time yesterday.
- Tom Mary ile ilk kez dün konuştu.
- I saw your friends here yesterday.
- Dün burada senin arkadaşlarını gördüm.
- I was at home yesterday.
- Dün evdeydim.
- Yesterday I met one of the most popular actors in the world.
- Dün dünyadaki en popüler oyunculardan biriyle tanıştım.
- I'm sorry I wasn't there yesterday.
- Üzgünüm dün orada değildim.
- I asked Tom to come yesterday, but he didn't come.
- Tom'a dün gelmesini söyledim ama gelmedi.
- Why were you so sad yesterday?
- Dün neden bu kadar üzgündün?
- Ken called on his teacher yesterday.
- Ken dün öğretmenine uğradı.
- Did you want to do that with me yesterday?
- Bunu dün benimle yapmak istedin mi?
- I unexpectedly ran into him at the airport yesterday.
- Dün havaalanında beklenmedik bir şekilde onunla karşılaştım.
- You ate sushi yesterday, didn't you?
- Dün suşi yedin, değil mi?
- Your mother died yesterday.
- Annen dün öldü.
- She took the entrance exam yesterday.
- Dün giriş sınavına girdi.
- Yesterday, I bought ten new pairs of ankle socks.
- Dün, on çift yeni kısa çorap satın aldım.
- He delivered a very long speech yesterday.
- O, dün çok uzun bir konuşma yaptı.
- It rained hard yesterday morning.
- Dün sabah çok yağmur yağdı.
- My wallet was stolen yesterday.
- Cüzdanım dün çalındı.
- President Bush gave an important address on TV and the radio yesterday.
- Başkan Bush, dün, televizyon ve radyoda önemli bir konuşma yaptı.
- I saw a very interesting documentary yesterday.
- Dün çok ilginç bir belgesel izledim.
- I was working yesterday, but Tom wasn't.
- Dün ben çalışıyordum ama Tom çalışmıyordu.
- Yesterday, she took her own life.
- Dün, o kendi canına kıydı.
- At 10 o'clock yesterday, there were hundreds of people outside.
- Dün saat 10.00'da dışarıda yüzlerce kişi vardı.
- Tom did that yesterday.
- Tom bunu dün yaptı.
- Tom didn't know that Mary had intended to go yesterday.
- Tom, Mary'nin dün gitmek istediğini bilmiyordu.
- Yesterday I took part in the opening of the painting exposition.
- Dün bir resim sergisinin açılışına katıldım.
- I watched TV for two hours yesterday.
- Dün iki saat televizyon izledim.
- Did you talk to your classmates yesterday?
- Dün sınıf arkadaşlarınla konuştun mu?
- I ate too much food yesterday.
- Dün çok fazla yemek yedim.
- How was yesterday?
- Dün nasıldı?
- Tom was in a bad mood yesterday.
- Tom dün kötü bir ruh hali içindeydi.
- I got tickets yesterday.
- Dün bilet aldım.
- Absolutely nothing came easy yesterday.
- Dün hiçbir şey kolay olmadı.
- Yesterday was the first day of autumn.
- Dün sonbaharın ilk günüydü.
- Tom introduced me to his new girlfriend yesterday.
- Dün Tom beni yeni kız arkadaşına tanıttı.
- It rained yesterday, but it cleared up this morning.
- Dün yağmur yağdı ama bu sabah hava düzeldi.
- The accident occurred yesterday morning.
- Kaza, dün sabah oldu.
- I saw Christine here yesterday.
- Dün burada Christine'i gördüm.
- Yesterday Tom went to Mary's house.
- Dün Tom, Mary'nin evine gitti.
- Tom lost his keys yesterday.
- Tom dün anahtarlarını kaybetti.
- I read the book up to page 80 yesterday.
- Dün kitabı 80. sayfaya kadar okudum.
- What he said yesterday is not consistent with what he had said last week.
- Onun dün söylediği geçen hafta söylediği ile birbirini tutmuyor.
- I told her about it yesterday.
- Dün ona ondan bahsettim.
- I ran into Tom yesterday.
- Dün Tom'a rastladım.
- I thought you were going to be here yesterday.
- Dün burada olacağını sanıyordum.
- We listened to music yesterday.
- Dün müzik dinledik.
- That is the restaurant where we had dinner yesterday.
- Dün yemek yediğimiz restoran orası.
- Where did he go yesterday?
- Dün nereye gitti?
- I burned myself yesterday.
- Dün kendimi yaktım.
- Let's continue where we left off yesterday.
- Dün bıraktığımız yerden devam edelim.
- He came from Tokyo yesterday.
- Dün Tokyo'dan geldi.
- The book I bought yesterday was expensive.
- Dün satın aldığım kitap pahalıydı.
- Why wasn't Tom here yesterday?
- Tom dün neden burada değildi?
- We talked about it just yesterday.
- Bunu daha dün konuşmuştuk.
- Mark left yesterday, you will leave tomorrow, and I am leaving today.
- Mark dün ayrıldı, sen yarın ayrılacaksın ve ben bugün ayrılıyorum.
- We had bad weather yesterday.
- Dün hava çok kötüydü.
- She's much better today than yesterday.
- Bugün dünden çok daha iyi.
- That's where I went yesterday.
- Dün gittiğim yer bu.
- Yes, I met her in the library yesterday.
- Evet, dün kütüphanede ona rastladım.
- Was Tom at work yesterday?
- Tom dün işte miydi?
- He drank hard yesterday.
- Dün çok içti.
- I moved to a new house last week, and I studied in the library yesterday.
- Geçen hafta yeni bir eve taşındım ve dün kütüphanede ders çalıştım.
- Did he go home yesterday?
- Dün eve gitti mi?
- I wore black pants and a white T-shirt yesterday.
- Dün siyah pantolon ve beyaz tişört giydim.
- Did you have a good time yesterday?
- Dün iyi vakit geçirdin mi?
- Was Tom at home yesterday?
- Tom dün evde miydi?
- One of my friends repaired my bike for me yesterday.
- Arkadaşlarımdan biri dün bisikletimi tamir etti.
- He got to London yesterday.
- Dün Londra'ya gitti.
- There was a terrible accident on the freeway yesterday.
- Dün otoyol üzerinde korkunç bir kaza oldu.
- He didn't come to school yesterday.
- O dün okula gelmedi.
- Why do you think Tom was absent yesterday?
- Tom'un dün neden gelmediğini düşünüyorsun?
- It's me that went there yesterday.
- Dün oraya giden bendim.
- I bought this shirt yesterday.
- Bu gömleği dün aldım.
- I visited my friend yesterday.
- Dün arkadaşımı ziyaret ettim.
- Yesterday I went to see Robert, whose father is a pilot.
- Dün Robert'i görmeye gittim, hani babası pilot olan.
- Tom is doing better today than he was yesterday.
- Tom bugün düne göre daha iyi.
- I got a haircut yesterday.
- Dün saçımı kestirdim.
- I saw a steam-ship yesterday.
- Dün bir buharlı gemi gördüm.
- I spent all day yesterday with her.
- Dün bütün günü onunla birlikte geçirdim.
- Tom almost got fired yesterday.
- Tom dün az daha işten atılıyordu.
- Compared to yesterday, the weather is better today.
- Düne kıyasla bugün hava daha iyi.
- Who was it that bought those pictures yesterday?
- Dün o resimleri satın alan kimdi?
- I just bought this yesterday and it doesn't work.
- Bunu daha dün aldım ve çalışmıyor.
- Yesterday it snowed.
- Dün kar yağdı.
- I didn't have time to watch TV yesterday.
- Dün televizyon izleyecek vaktim olmadı.
- It was yesterday that Alice went to a concert.
- Alice'in konsere gittiği gün, dündü.
- A strong wind blew yesterday.
- Dün güçlü bir rüzgar esti.
- Let's forget about what was yesterday.
- Dün olanları unutalım.
- I met one of my old teachers yesterday.
- Dün eski öğretmenlerimden birine rastladım.
- Tom came to my house yesterday morning.
- Tom dün sabah evime geldi.
- It was terribly cold yesterday.
- Dün hava çok soğuktu.
- I loved both the movie I saw today and the one I saw yesterday.
- Bugün izlediğim filmi de dün izlediğim filmi de çok sevdim.
- We were here yesterday.
- Biz dün buradaydık.
- He was present at the meeting yesterday.
- O, dün toplantıya gelmişti.
- She was slightly better yesterday.
- Dün biraz daha iyiydi.
- I didn't want to believe the things Tom said about Mary yesterday.
- Dün Tom'un Mary hakkında söylediği şeylere inanmak istemedim.
- Tom said he saw Mary yesterday.
- Tom dün Mary'i gördüğünü söyledi.
- Tom is the person I told you about yesterday.
- Tom sana dün bahsettiğim kişi.
- Two hundred houses were burnt down in the fire which broke out yesterday.
- Dün çıkan yangında iki yüz ev yanıp kül oldu.
- What was it that Tom bought yesterday?
- Tom'un dün aldığı neydi?
- Did you speak to Tom yesterday?
- Dün Tom'la konuştun mu?
- His bag was stolen yesterday.
- Dün çantası çalındı.
- I went swimming in the river yesterday.
- Dün nehirde yüzmeye gittim.
- I saw them yesterday.
- Dün gördüm.
- I was late for work yesterday.
- Dün işe geç kaldım.
- Are they the people you saw yesterday?
- Dün gördüğün insanlar bunlar mı?
- She enjoyed herself at the party yesterday.
- O dün partide eğlendi.
- We went shopping yesterday.
- Dün alışverişe gittik.
- A man came to see me yesterday.
- Dün bir adam beni görmeye geldi.
- He attended the party yesterday.
- O, dün partiye katıldı.
- I received your message yesterday.
- Mesajını dün aldım.
- How many films did you watch yesterday?
- Dün kaç film izlediniz?
- I dreamed about the girl I met yesterday whose name I do not know.
- Dün gördüğüm, adını bilmediğim kızın hayâlini kurdum.
- I had a stomachache yesterday.
- Dün midem ağrıyordu.
- I want to know why you were absent yesterday.
- Dün neden gelmediğini bilmek istiyorum.
- Tom bought a camera yesterday.
- Tom dün bir fotoğraf makinesi aldı.
- Tom saw Mary skating yesterday.
- Tom dün Mary'yi paten yaparken görmüş.
- What prevented you from coming here yesterday?
- Sizin dün buraya gelmenizi ne engelledi?
- All you have to do is write a few sentences about what you did yesterday.
- Tek yapman gereken dün ne yaptığın hakkında birkaç cümle yazmak.
- She was slightly better yesterday.
- O dün biraz daha iyiydi.
- I want to know why you weren't here to help us yesterday.
- Dün bize yardım etmek için neden burada olmadığını bilmek istiyorum.
- I talked to him on the telephone yesterday night.
- Dün gece onunla telefonda konuştum.
- Yesterday I did not play tennis.
- Dün tenis oynamadım.
- Tom didn't go shopping yesterday, did he?
- Tom dün alışverişe gitmedi, değil mi?
- It was yesterday that I saw Tom in the park with Mary.
- Dün Tom'u Mary ile parkta gördüm.
- Did Ming's father play tennis yesterday?
- Dün Ming'in babası tenis oynadı mı?
- It was yesterday that he died.
- Dün öldü.
- I was obliged to go out yesterday.
- Dün dışarı çıkmak zorunda kaldım.
- I didn't read any of the messages Tom sent to me yesterday.
- Tom'un dün bana gönderdiği mesajların hiçbirini okumadım.
- I got his album yesterday.
- Albümünü dün aldım.
- I think Tom went to Mary's house yesterday.
- Sanırım Tom dün Mary'nin evine gitti.
- Was he at home yesterday?
- Dün evde miymiş?
- Yesterday they didn't play tennis, because it rained.
- Onlar dün tenis oynamadılar çünkü yağmur yağdı.
- Tom ate a Japanese-style breakfast for the first time yesterday.
- Tom dün ilk kez Japon tarzı bir kahvaltı yaptı.
- We cleaned our classroom yesterday.
- Dün sınıfımızı temizledik.
- We missed you at the meeting yesterday.
- Dünkü toplantıda seni özledik.
- Someone crashed into me on my way home yesterday.
- Dün eve dönerken biri bana çarptı.
- Tom drew that picture yesterday.
- Tom bu resmi dün çizdi.
- Why were you so busy yesterday?
- Dün neden bu kadar meşguldün?
- I wasn't at school yesterday.
- Dün okulda değildim.
- I bumped into your father yesterday.
- Dün babanla karşılaştım.
- I'll never forget the experience I had yesterday.
- Dün yaşadığım deneyimi asla unutmayacağım.
- Yesterday was Tuesday.
- Dün salıydı.
- Yesterday my wife and I went to the theatre.
- Dün karım ve ben tiyatroya gittik.
- Tom fixed the roof of his house just yesterday.
- Tom daha dün evinin çatısını tamir etti.
- Three men broke out of prison yesterday.
- Üç adam dün hapishaneden kaçtı.
- Two hundred houses were burnt down in the fire which broke out yesterday.
- Dün çıkan yangında iki yüz ev kül oldu.
- He took me to the park yesterday.
- Dün beni parka götürdü.
- Yesterday, as I was walking along the street, I saw an accident.
- Dün, sokakta yürürken bir kaza gördüm.
- I thought about what you said yesterday.
- Dün söylediğin şeyi düşündüm.
- Yesterday was a hot day.
- Dün sıcak bir gündü.
- It was colder yesterday than today.
- Dün bugünden daha soğuktu.
- He came to see you yesterday.
- O dün seni görmek için geldi.
- The same man that came yesterday is here again.
- Dün gelen aynı adam yine burada.
- Tom didn't wear jeans yesterday.
- Tom dün kot pantolon giymedi.
- I called him up yesterday.
- Dün onu aradım.
- I met one of your old girlfriends yesterday.
- Dün eski kız arkadaşlarından biriyle tanıştım.
- Did you drink tea yesterday?
- Dün çay içtin mi?
- Yesterday my wife and I went to the theatre.
- Karım ve ben dün tiyatroya gittik.
- It is as warm today as yesterday.
- Bugün de dünkü kadar sıcak.
- Something very weird happened to me yesterday.
- Dün bana da çok garip bir şey oldu.
- It was cold yesterday.
- Dün hava soğuktu.
- Tom is much better today than he was yesterday.
- Tom bugün dün olduğundan çok daha iyi.
- It was yesterday that Mike bought this racket.
- Mike bu raketi dün satın aldı.
- She did not show up at the party yesterday.
- Dün partiye gelmedi.
- I met your parents yesterday.
- Dün ebeveynlerine rastladım.
- They bought a new computer yesterday.
- Dün yeni bir bilgisayar aldılar.
- Don't you want to talk about what happened yesterday?
- Dün ne olduğu hakkında konuşmak istemiyor musun?
- It's a good thing that you did that yesterday.
- Dün bunu yapmış olman iyi bir şey.
- You played tennis yesterday.
- Dün tenis oynadın.
- Tom certainly is aware of what happened here yesterday.
- Tom dün burada olanlardan kesinlikle haberdar.
- I wonder if Tom knows why Mary was absent from school yesterday.
- Acaba Tom, Mary'nin dün neden okula gelmediğini biliyor mu?
- Tom's birthday was yesterday.
- Tom'un doğum günü dündü.
- How many eggs could you get yesterday?
- Dün kaç yumurta alabildin?
- Yesterday she sat for the entrance examination.
- Dün giriş sınavına girdi.
- Did you see the eclipse yesterday?
- Dün tutulmayı gördün mü?
- I stayed over at a friend's yesterday.
- Dün bir arkadaşımda kaldım.
- An old friend of mine visited yesterday.
- Dün eski bir arkadaşım ziyarete geldi.
- Tom kissed Mary yesterday.
- Tom dün Mary'i öptü.
- It was unfortunate that it rained yesterday.
- Dün yağmur yağması talihsizlik oldu.
- She is far better today than yesterday.
- Bugün dünden çok daha iyi.
- I had to see a doctor yesterday.
- Dün bir doktora görünmem gerekti.
- I should have written this letter yesterday.
- Bu mektubu dün yazmalıydım.
- You mean you didn't see Tom at all yesterday?
- Yani dün Tom'u hiç görmedin mi?
- It was only yesterday that I heard the news.
- Haberi daha dün duymuştum.
- She committed suicide yesterday.
- Dün, o intihar etti.
- Not to brag, but I just made my first million dollars yesterday.
- Övünmek gibi olmasın ama dün ilk milyon dolarımı kazandım.
- Yesterday, Tom told me he didn't know Mary.
- Dün, Tom bana Mary'yi tanımadığını söyledi.
- I had a very good day yesterday.
- Dün çok iyi bir gün geçirdim.
- Yesterday, he told me the truth.
- Dün bana gerçeği söyledi.
- I wasn't there yesterday.
- Dün orada değildim.
- Roy denied having visited her yesterday.
- Roy, dün onu ziyaret ettiğini inkar etti.
- I went to the beach yesterday.
- Dün sahile gittim.
- He set out on a trip yesterday.
- O dün bir yolculuğa çıktı.
- Tom didn't even step out of the house yesterday.
- Tom dün evden dışarı adımını bile atmadı.
- By the way, I saw him yesterday.
- Bu arada, dün onu gördüm.
- That's why I was absent from school yesterday.
- Bu yüzden dün okula gitmedim.
- Yesterday, Mary cleaned the house and washed clothes.
- Dün Mary evi temizledi ve giysileri yıkadı.
- It was terribly cold yesterday.
- Dün hava korkunç derecede soğuktu.
- If only I had known the answer yesterday!
- Dün keşke cevabı bilseydim.
- I want to know why you didn't help us yesterday.
- Dün bize neden yardım etmediğini bilmek istiyorum.
- I didn't do anything special yesterday.
- Dün özel bir şey yapmadım.
- Tom is the guy we met in the park yesterday.
- Tom dün parkta tanıştığımız adam.
- Tom said yesterday was the happiest day of his life.
- Tom dün hayatının en mutlu günü olduğunu söyledi.
- I was thinking about something Tom said yesterday.
- Tom'un dün söylediği bir şeyi düşünüyordum.
- Tom had to do that yesterday.
- Tom dün onu yapmak zorundaydı.
- All the members were not present at the meeting yesterday.
- Dünkü toplantıda tüm üyeler hazır bulunmadı.
- They studied English yesterday.
- Onlar dün İngilizce çalıştılar.
- This is where I saw a snake yesterday.
- Dün burada bir yılan görmüştüm.
- What did you and Tom do yesterday?
- Dün Tom ve sen ne yaptınız?
- He delivered a very long speech yesterday.
- Dün çok uzun bir konuşma yaptı.
- What had I said yesterday?
- Dün ne dedim?
- I gave it to them yesterday.
- Dün onlara verdim.
- I ran into Bernard yesterday in a restaurant.
- Dün bir restoranda Bernard'a rastladım.
- We played tennis yesterday.
- Biz dün tenis oynadık.
- Were you playing tennis yesterday morning?
- Dün sabah tenis mi oynuyordun?
- I forgot to tell Tom that yesterday was a holiday.
- Tom'a dünün tatil olduğunu söylemeyi unuttum.
- How did dinner go yesterday?
- Dün akşam yemeği nasıl geçti?
- They came here yesterday.
- Dün buraya geldiler.
- I joined the team yesterday.
- Dün takıma katıldım.
- How was the picnic yesterday?
- Dünkü piknik nasıldı?
- Yesterday I went to the park.
- Dün parka gittim.
- I know Tom didn't go home with Mary yesterday.
- Tom'un dün Mary ile eve gitmediğini biliyorum.
- It seems classes began yesterday.
- Dersler dün başlamış gibi görünüyor.
- I built an amplifier yesterday.
- Dün bir amplifikatör yaptım.
- I had intended to visit you yesterday.
- Dün seni ziyaret etmeye niyetlenmiştim.
- I just started working here yesterday.
- Burada çalışmaya daha dün başladım.
- She packed yesterday, so as to be ready early today.
- Bugün erken hazır olabilmek için dün eşyalarını topladı.
- Tom came to visit us yesterday.
- Tom dün bizi ziyaret etmeye geldi.
- Tom came for a visit yesterday.
- Tom dün bir ziyaret için geldi.
- I didn't go jogging yesterday.
- Dün koşuya gitmedim.
- Yesterday I went and fished by the river.
- Dün nehir kenarına gidip balık tuttum.
- I ate tandoori yesterday.
- Dün tandır yedim.
- Tom has already finished reading the book that Mary gave him yesterday.
- Tom, Mary'nin ona dün verdiği kitabı okumayı bitirdi bile.
- I'm sorry for yelling at you yesterday.
- Dün sana bağırdığım için üzgünüm.
- I had my watch stolen yesterday.
- Dün saatimi çaldırdım.
- What did you do yesterday?
- Dün ne yaptın?
- Yesterday I received a letter from an old friend.
- Dün eski bir arkadaşımdan bir mektup aldım.
- The collards that you gave me yesterday were delicious.
- Dün bana verdiğin karalahana çok lezzetliydi.
- I was supposed to do that yesterday.
- Bunu dün yapmam gerekiyordu.
- They visited their parents yesterday.
- Dün ailelerini ziyaret ettiler.
- A young woman came to visit me yesterday.
- Dün genç bir kadın beni ziyarete geldi.
- She visited at her aunt's yesterday.
- Dün halasının evini ziyaret etti.
- She paid me a visit yesterday.
- Dün beni ziyaret etti.
- Did Tom go to Boston yesterday?
- Tom dün Boston'a gitti mi?
- She killed herself yesterday.
- Dün kendini öldürdü.
- I didn't do that yesterday, so I have to do that today.
- Bunu dün yapmadım, bu yüzden bugün bunu yapmak zorundayım.
- We discussed the plan yesterday.
- Dün planı tartıştık.
- I'm quite certain Tom was here yesterday.
- Tom'un dün burada olduğundan oldukça eminim.
- Alice might have been there yesterday, but we didn't see her.
- Alice dün orada olabilir, ama biz onu görmedik.
- I saw Tom do that yesterday.
- Dün Tom'u bunu yaparken gördüm.
- Neither Tom nor Mary did that yesterday.
- Dün ne Tom ne de Mary bunu yapmadı.
- I saw them yesterday morning.
- Onları dün sabah gördüm.
- I was wearing a yellow shirt yesterday.
- Dün sarı bir gömlek giyiyordum.
- Mary and I were ill in bed yesterday.
- Mary ve ben dün yatakta hastaydık.
- Where did she go yesterday?
- O dün nereye gitti?
- Did anybody call on you yesterday?
- Dün seni biri aradı mı?
- It was this book that Tom bought yesterday.
- Tom dün bu kitabı aldı.
- I saw Shin'ichi in Kakogawa yesterday.
- Shin'ichi'yi dün Kakogawa'da gördüm.
- On my way home from school yesterday, I was caught in a shower.
- Dün okuldan eve dönerken sağanağa yakalandım.
- Tom had a pretty good excuse for not being here yesterday.
- Tom'un dün burada olmamak için iyi bir mazereti vardı.
- Tom had to go there yesterday.
- Tom oraya dün gitmek zorunda kaldı.
- I wanted to do that yesterday, but I didn't.
- Bunu dün yapmak istedim ama yapmadım.
- Remember what I said to you yesterday.
- Dün sana ne dediğimi hatırla.
- It was windy yesterday.
- Dün hava rüzgarlıydı.
- I saw you in the park yesterday.
- Dün seni parkta gördüm.
- The temperature fell five degrees centigrade below zero yesterday.
- Sıcaklık dün sıfırın altında beş santigrat dereceye düştü.
- The weather yesterday was horrible.
- Dün hava korkunçtu.
- I got my pay yesterday.
- Dün maaşımı aldım.
- I don't think Tom will be as busy today as he was yesterday.
- Tom'un bugün dünkü kadar meşgul olacağını sanmıyorum.
- I remember posting your letter yesterday.
- Dün mektubunu postaladığımı hatırlıyorum.
- Tom kissed Mary yesterday.
- Tom dün Mary'yi öptü.
- We went to see a movie with my friend yesterday.
- Dün bir arkadaşımla bir film izlemeye gittik.
- Yesterday, I ran into my teacher at the amusement park.
- Dün eğlence parkında öğretmenime rastladım.
- Yesterday I bought two steamed buns.
- Dün iki tane buharda pişmiş çörek aldım.
- Was it cloudy in Boston yesterday?
- Dün Boston'da hava bulutlu muydu?
- Tom should've been with us yesterday.
- Tom dün bizimle birlikte olmalıydı.
- No one came yesterday except Tom and Mary.
- Dün Tom ve Mary dışında kimse gelmedi.
- We happened to meet our teacher on the street yesterday.
- Dün sokakta tesadüfen öğretmenimizle karşılaştık.
- No students went there yesterday.
- Hiçbir öğrenci dün oraya gitmedi.
- Japanese beef was on sale yesterday.
- Japon dana eti dün indirimde idi.
- A guy named Tom came to see you yesterday.
- Dün Tom adında biri seni görmeye geldi.
- I got my hair done yesterday.
- Dün saçımı yaptırdım.
- Yesterday I went to the zoo and saw a huge walrus.
- Dün hayvanat bahçesine gittim ve kocaman bir deniz aygırı gördüm.
- I don't think Tom will be as busy today as he was yesterday.
- Tom'un bugün dün olduğu kadar meşgul olacağını düşünmüyorum.
- Father was sent to the hospital yesterday.
- Babam dün hastaneye kaldırıldı.
- Tom saw Mary crying yesterday.
- Tom dün Mary'nin ağladığını gördü.
- Yesterday morning he went back to Rotterdam.
- O dün sabah Rotterdam'a geri döndü.
- Tom told me yesterday that he'll go tomorrow.
- Tom dün bana yarın gideceğini söyledi.
- Tom didn't need to be here yesterday.
- Tom'un dün burada olmasına gerek yoktu.
- I'm pretty sure that Tom won't buy that car he was looking at yesterday.
- Tom'un dün baktığı arabayı almayacağından eminim.
- I came here yesterday.
- Buraya dün geldim.
- Tom had nothing to drink yesterday.
- Tom'un dün içecek hiçbir şeyi yoktu.
- Yesterday I spent the whole day working.
- Dün bütün günümü çalışarak geçirdim.
- It's not as hot today as it was yesterday.
- Dün olduğu kadar bugün sıcak değil.
- Tom saw Mary skating yesterday.
- Tom dün Mary'nin paten yaptığını gördü.
- I had another argument with Tom yesterday.
- Dün Tom'la yine tartıştık.
- Tom visited Mary yesterday.
- Tom, dün Mary'i ziyaret etti.
- You were with Tom yesterday, weren't you?
- Dün Tom'la birlikteydin, değil mi?
- Father took us to the zoo yesterday.
- Babam bizi dün hayvanat bahçesine götürdü.
- Tom was doing that yesterday.
- Tom bunu dün yapıyordu.
- Our chemistry lesson yesterday was about dilution of acids and bases.
- Bizim dünkü kimya dersimiz asitler ve bazların seyreltilmesi hakkındaydı.
- He was cleared of all charges and released yesterday.
- Tüm suçlamalardan aklandı ve dün serbest bırakıldı.
- I bought a pen like yours yesterday.
- Dün seninki gibi bir kalem aldım.
- I told you about it yesterday.
- Dün sana ondan bahsettim.
- You were supposed to have this finished by yesterday.
- Bunu dün bitirmiş olman gerekiyordu.
- I didn't eat lunch yesterday.
- Dün öğle yemeği yemedim.
- My younger sister went to Kobe yesterday.
- Küçük kız kardeşim dün Kobe'ye gitti.
- Tom wanted Mary to do that yesterday.
- Tom, dün Mary'nin bunu yapmasını istedi.
- I was sacked yesterday.
- Dün görevden atıldım.
- I wore a hat yesterday because it was very cold.
- Dün şapka taktım çünkü hava çok soğuktu.
- Yesterday Tom went to the park with Mary.
- Dün Tom, Mary ile parka gitti.
- I got my hair cut yesterday.
- Dün saçımı kestirdim.
- Did you study yesterday?
- Dün ders çalıştın mı?
- I could barely get out of bed yesterday.
- Dün yataktan zar zor kalkabildim.
- Tom rode his bicycle to school yesterday.
- Tom dün okula giderken bisikletine bindi.
- Yesterday it rained hard.
- Dün çok yağmur yağdı.
- What was it that Tom bought yesterday?
- Tom'un dün aldığı şey neydi?
- He got hurt in the game yesterday.
- Dün oyunda kendini incitti.
- I didn't sleep well yesterday.
- Dün iyi uyuyamadım.
- The prisoner was set at liberty yesterday.
- Tutuklu dün salıverildi.
- I didn't study yesterday.
- Ben dün çalışmadım.
- He set out on a trip yesterday.
- Dün bir yolculuğa çıktı.
- It was a nice day yesterday.
- Dün güzel bir gündü.
- Can you tell me why you weren't here yesterday?
- Dün neden burada olmadığını bana söyleyebilir misin?
- I need to know why you weren't here yesterday.
- Dün neden burada olmadığını bilmek istiyorum.
- Yesterday, Tom was with me.
- Dün, Tom benimleydi.
- Yesterday was what day of the week?
- Dün haftanın hangi günüydü?
- Yesterday, I was at Tom's place.
- Dün, Tom'un evindeydım.
- The party was yesterday.
- Parti dündü.
- We learned something we didn't know yesterday.
- Dün bilmediğimiz bir şey öğrendik.
- I spoke with Tom yesterday on the phone.
- Dün telefonda Tom ile konuştum.
- I rarely go to the mall, but I went yesterday.
- Ben nadiren alışveriş merkezine giderim ama dün gittim.
- I was really worried about you yesterday.
- Dün senin hakkında gerçekten endişeliydim.
- If I'd been there yesterday, I would've talked to Tom about that.
- Dün orada olsaydım, Tom'la bu konuyu konuşurdum.
- I met Tom in the library yesterday.
- Tom'la dün kütüphanede tanıştım.
- We sent out the invitations yesterday.
- Davetiyeleri dün gönderdik.
- I walked home yesterday.
- Dün eve yürüyerek gittim.
- I ran across an old friend of mine at the party yesterday.
- Dün partide eski bir arkadaşıma rastladım.
- I spoke with Tom yesterday.
- Dün Tom'la konuştum.
- We cleared the street of snow yesterday.
- Dün caddedeki karı temizledik.
- I saw Mary yesterday.
- Dün Mary'yi gördüm.
- Like I told you yesterday, I'm too busy to help.
- Sana dün söylediğim gibi yardım etmek için çok meşguldüm.
- She didn't go shopping yesterday, did she?
- Dün alışverişe gitmedi, değil mi?
- We saw them yesterday.
- Onları dün gördük.
- I bought a pen like yours yesterday.
- Dün seninki gibi bir dolma kalem aldım.
- I came yesterday.
- Dün geldim.
- Yesterday, Tom met one of his former teachers.
- Dün, Tom eski öğretmenlerinden biriyle tanıştı.
- Tell me why you were absent from school yesterday.
- Dün okula neden gelmediğini söyle.
- Tom doesn't want me to talk about what we discussed yesterday.
- Tom dün konuştuklarımız hakkında konuşmamı istemiyor.
- Ken visited his teacher yesterday.
- Ken dün öğretmenini ziyaret etti.
- Tom showed me some photos yesterday.
- Dün Tom bana bazı fotoğraflar gösterdi.
- I didn't go anywhere yesterday.
- Dün hiçbir yere gitmedim.
- I didn't play tennis yesterday.
- Dün tenis oynamadım.
- You were at home yesterday.
- Sen dün evdeydin.
- It was sunny yesterday.
- Dün hava güneşliydi.
- Tom probably didn't study yesterday.
- Tom muhtemelen dün ders çalışmadı.
- I saw Tom yesterday and he looked sad.
- Tom'u dün gördüm ve üzgün görünüyordu.
- How many hours did Tom work yesterday?
- Dün Tom kaç saat çalıştı?
- Remember what I said to you yesterday.
- Sana dün ne söylediğimi hatırla.
- That was me talking to you on the phone yesterday.
- Dün seninle telefonda konuşan bendim.
- Tom was acting really weird yesterday.
- Tom dün gerçekten tuhaf davranıyordu.
- I as well as you was late for school yesterday.
- Dün ben de senin gibi okula geç kaldım.
- You're wearing the same clothes you were wearing yesterday, aren't you?
- Dün giydiğin kıyafetleri giyiyorsun, değil mi?
- My bike was stolen yesterday.
- Dün bisikletim çalındı.
- Tom didn't have time to watch TV yesterday.
- Tom'un dün TV izlemek için zamanı yoktu.
- She came across Jack yesterday.
- O dün Jack'e rastladı.
- How late did Tom work yesterday?
- Tom dün ne kadar geç saatlere kadar çalıştı?
- There was a car accident yesterday.
- Dün bir araba kazası vardı.
- I heard an awesome story yesterday.
- Dün harika bir hikaye duydum.
- What did I say yesterday?
- Dün ne söyledim?
- Hey, didn't you wear that shirt yesterday?
- Hey, o gömleği dün giymedin mi?
- Did you see the lunar eclipse yesterday?
- Dünkü Ay tutulmasını gördün mü?
- I visited my friend Tom yesterday.
- Dün arkadaşım Tom'u ziyaret ettim.
- What's the name of the film we watched yesterday?
- Dün izlediğimiz filmin adı neydi?
- Yesterday Tom went to Mary's house.
- Dün Tom Mary'nin evine gitti.
- This is the watch I bought yesterday.
- Bu dün aldığım saat.
- Why did you stay home yesterday?
- Neden dün evde kaldın?
- I was thinking about something Tom said yesterday.
- Tom'un dün söylediği bir şey hakkında düşünüyordum.
- I went swimming yesterday.
- Dün yüzmeye gittim.
- Tom wasn't at school yesterday, was he?
- Tom dün okulda yoktu, değil mi?
- I hung out with Tom yesterday.
- Dün Tom'la takıldım.
- I'm glad I was able to meet you yesterday.
- Ben seninle dün buluşabildiğim için memnunum.
- Tom lost his flashlight yesterday.
- Tom dün el fenerini kaybetti.
- Tom almost did that yesterday.
- Tom dün bunu neredeyse yapıyordu.
- Yesterday morning I saw many birds.
- Dün sabah birçok kuş gördüm.
- My brother's football team won a tournament yesterday.
- Erkek kardeşimin futbol takımı dün bir turnuva kazandı.
- I finished the work yesterday.
- Dün işi bitirdim.
- There was a big fire in Boston yesterday.
- Dün Boston'da büyük bir yangın vardı.
- It's a lot warmer today than it was yesterday.
- Bugün hava dünden daha sıcak.
- I guess we should've done that yesterday.
- Sanırım bunu dün yapmalıydık.
- She had a blue dress on at the party yesterday.
- Dünkü partide üzerinde mavi bir elbise vardı.
- Tom is much better today than he was yesterday.
- Tom bugün dünden çok daha iyi.
- I gave it to her yesterday.
- Dün ona verdim.
- Tom left for Boston yesterday.
- Tom dün Boston'a gitti.
- Tom was off duty yesterday.
- Tom dün izinliydi.
- What time did you leave work yesterday?
- Dün işten ne zaman ayrıldın?
- A big earthquake occurred in India yesterday.
- Dün Hindistan'da büyük bir deprem oldu.
- Yesterday I was on my way home from work when I ran smack into my old girlfriend.
- Dün eski kız arkadaşıma rastladığımda işten eve gidiyordum.
- What were you doing about this time yesterday?
- Dün yaklaşık olarak bu saatte ne yapıyordun?
- I sent it yesterday; you should receive it tomorrow.
- Dün gönderdim, yarın alırsın.
- I was to have finished the work yesterday.
- İşi dün bitirmem gerekiyordu.
- I called you yesterday.
- Sizi dün aradım.
- You should've done it yesterday.
- Bunu dün yapmalıydın.
- Tom spent all day yesterday goofing off.
- Tom dün bütün günü aylaklık ederek geçirdi.
- I need to know exactly what happened here yesterday.
- Dün burada ne olduğunu tam olarak bilmem gerekiyor.
- How long did Tom work yesterday?
- Tom dün ne kadar çalıştı?
- I caught five fish yesterday.
- Dün beş balık yakaladım.
- Yesterday we were biking in the woods.
- Dün ormanda bisiklet sürüyorduk.
- Tom had a doctor's appointment yesterday.
- Tom'un dün bir doktor randevusu vardı.
- We missed you at the meeting yesterday.
- Dünkü toplantıda sizi göremedik.
- The pan suddenly caught fire while I was frying some strips of bacon yesterday.
- Dün birkaç dilim domuz pastırması kızartırken tava aniden alev aldı.
- Tom had a problem yesterday.
- Tom'un dün bir sorunu vardı.
- I thought Tom was supposed to be here yesterday.
- Tom'un dün burada olması gerektiğini sanıyordum.
- Yesterday was Thursday and the day after tomorrow is Sunday.
- Dün perşembeydi ve yarından sonraki gün pazar.
- The prisoner was set at liberty yesterday.
- Mahkûm dün özgür bırakıldı.
- I really wanted to play tennis yesterday, but something came up.
- Dün gerçekten tenis oynamak istedim fakat bir iş çıktı.
- Tom drew that picture yesterday.
- Tom o resmi dün çizdi.
- I quarreled with Tom yesterday.
- Dün Tom'la tartıştık.
- Joe looked sad yesterday?
- Joe dün üzgün görünüyor muydu?
- My computer was down yesterday.
- Dün bilgisayarım bozuldu.
- The police called on Mary yesterday.
- Polis dün Mary'yi aradı.
- Yesterday, we studied English.
- Dün İngilizce çalıştık.
- Did you speak to my father yesterday?
- Dün babamla konuştunuz mu?
- I went to the department store to do some shopping yesterday.
- Dün biraz alışveriş yapmak için mağazaya gittim.
- Tom was supposed to go to school with Mary yesterday.
- Tom'un dün Mary ile okula gitmesi gerekiyordu.
- I didn't realize that I needed to be here yesterday.
- Dün burada olmam gerektiğini farketmedim.
- I met Tom by chance on the train yesterday.
- Dün trende tesadüfen Tom'la karşılaştım.
- Tom said he saw Mary yesterday.
- Tom dün Mary'yi gördüğünü söyledi.
- Tell me why you weren't here yesterday.
- Bana dün neden burada olmadığını söyle.
- I did that the day before yesterday.
- Bunu dünden önceki gün yaptım.
- Yesterday she sat for the entrance examination.
- O dün giriş sınavına girdi.
- He made me a box yesterday.
- Dün bana bir kutu yaptı.
- This is where I tripped and fell yesterday.
- Burası dün takılıp düştüğüm yer.
- One of my friends repaired my bike for me yesterday.
- Arkadaşlarımdan biri dün benim için bisikletimi tamir etti.
- How many Spanish words did you learn yesterday?
- Dün kaç tane İspanyolca kelime öğrendin?
- Yesterday I saw an interesting TV program.
- Dün ilginç bir televizyon programı izledim.
- Yesterday, he read the most interesting novel.
- Dün çok ilginç bir roman okudu.
- It rained hard yesterday morning.
- Dün sabah şiddetli yağmur yağdı.
- Yesterday I went to Denizli and I saw a rooster near the coop.
- Dün Denizli'ye gittim ve kümesin yanında bir horoz gördüm.
- We did it yesterday.
- Dün yapmıştık.
- Our chemistry lesson yesterday was about dilution of acids and bases.
- Dünkü kimya dersimiz asit ve bazların seyreltilmesiyle ilgiliydi.
- Tom went back to Boston yesterday.
- Tom dün Boston'a geri döndü.
- There was a terrible accident on the freeway yesterday.
- Dün otoyolda korkunç bir kaza oldu.
- It was Tom who did that yesterday.
- Bunu dün yapan Tom'du.
- We went to the play yesterday.
- Biz dün oyuna gittik.
- Did he go home yesterday?
- Dün eve mi gitti?
- Did you ring him yesterday?
- Dün onu aradın mı?
- Tom said Mary was going to go yesterday.
- Tom, Mary'nin dün gideceğini söyledi.
- I bought the pig yesterday.
- Domuzu dün aldım.
- Did she write in her diary yesterday?
- Dün günlüğüne yazdı mı?
- What did you want to say to me yesterday?
- Dün bana ne söylemek istiyordun?
- He was cleared of all charges and released yesterday.
- Dün tüm suçlamalardan aklandı ve serbest bırakıldı.
- I met Tom on my way home yesterday.
- Dün eve giderken Tom'la karşılaştım.
- It seems like yesterday that we skated together.
- Birlikte paten kaydığımız dün gibi aklımda.
- She made believe not to hear him yesterday.
- Dün onu duymamış gibi yaptı.
- Tom is far better today than he was yesterday.
- Tom bugün dünden çok daha iyi.
- My parrot died yesterday.
- Papağanım dün öldü.
- She didn't go there yesterday.
- Dün oraya gitmedi.
- Tom is the one who broke the window yesterday.
- Dün pencereyi kıran Tom'dur.
- We had a heavy rain yesterday.
- Dün şiddetli bir yağmur vardı.
- Where did she go yesterday?
- Dün nereye gitti?
- He spoke about you yesterday.
- O dün senin hakkında konuştu.
- The restaurant where we ate yesterday was bad, but this restaurant is even worse.
- Dün yemek yediğimiz restoran kötüydü ama bu restoran daha da kötüdür.
- I met some of Tom's friends yesterday.
- Dün Tom'un arkadaşlarından bazılarıyla tanıştım.
- It was yesterday morning that I saw Tom on the bus.
- Tom'u dün sabah otobüste gördüm.
- You told me that you were here yesterday.
- Bana dün burada olduğunu söyledin.
- The second term came to an end yesterday.
- İkinci dönem dün sona erdi.
- Who do you think came to see me yesterday?
- Dün beni görmeye kim geldi sanıyorsun?
- She met Jacob yesterday.
- Dün Jacob'la tanıştı.
- This is the watch I bought yesterday.
- Dün satın aldığım saat budur.
- Yesterday, Tom told me he couldn't speak French.
- Dün Tom bana Fransızca konuşamadığını söyledi.
- Yesterday it was Sunday so I slept all day.
- Dün pazar günüydü, ben de bütün gün uyudum.
- I didn't see Tom at all yesterday.
- Tom'u dün hiç görmedim.
- We went hiking yesterday.
- Dün yürüyüşe çıktık.
- Tom saw Mary doing that yesterday.
- Tom, Mary'nin bunu dün yaptığını gördü.
- You don't know why she didn't come yesterday, do you?
- Onun dün neden gelmediğini bilmiyorsun değil mi?
- Tom didn't do that yesterday.
- Tom bunu dün yapmadı.
- I talked to Tom yesterday.
- Dün Tom'la konuştum.
- It happened that I was out when you called yesterday.
- Dün aradığınızda ben dışarıdaydım.
- Yesterday I stayed home, since I had absolutely no desire to go out.
- Dün evde kaldım, çünkü dışarı çıkmak için kesinlikle hiç isteğim yoktu.
- I saw Tom yesterday and he looked sad.
- Dün Tom'u gördüm ve üzgün görünüyordu.
- I ate curry yesterday.
- Dün köri yedim.
- I helped him yesterday.
- Dün ona yardım ettim.
- Tom called me yesterday at nine in the morning.
- Tom dün sabah saat dokuzda beni aradı.
- A big earthquake occurred in India yesterday.
- Hindistan'da dün büyük bir deprem meydana geldi.
- He made a box yesterday.
- O dün bir kutu yaptı.
- I don't remember what I did yesterday.
- Dün ne yaptığımı hatırlamıyorum.
- This is where I saw a snake yesterday.
- Dün yılanı gördüğüm yer burası.
- Tom flew to Boston yesterday.
- Tom dün Boston'a uçtu.
- Tom showed me some photos yesterday.
- Tom dün bana bazı fotoğraflar gösterdi.
- Yesterday my father caught three fish.
- Dün babam üç tane balık yakaladı.
- We had a little trouble with the equipment yesterday.
- Dün ekipmanlarla ilgili küçük bir sorun yaşadık.
- He is the doctor about whom I talked yesterday.
- Dün hakkında konuştuğum doktor o.
- The dollar dropped to 125 today from 126 yen yesterday.
- Dolar dün 126 yen iken bugün 125 yene düştü.
- How did she feel yesterday?
- Dün kendini nasıl hissediyordu?
- Why did you stay home yesterday?
- Dün neden evde kaldın?
- I’ve done it just yesterday.
- Bunu daha dün yaptım.
- It was not very cold yesterday.
- Dün hava çok soğuk değildi.
- I want the name of everyone who was here yesterday.
- Dün burada olan herkesin adını istiyorum.
- Tom went yesterday.
- Tom dün gitti.
- All the members were not present at the meeting yesterday.
- Dün toplantıda tüm üyeler yoktu.
- He asked about your health yesterday.
- Dün senin sağlığını sordu.
- The only thing that matters is what you do today, yesterday is gone.
- Önemli olan tek şey bugün ne yaptığınız, dün gitti.
- I told you about it yesterday.
- Dün sana anlattım.
- I feel really bad about what happened yesterday.
- Dün ne olduğu hakkında gerçekten kötü hissediyorum.
- Tom wrote a letter to Mary yesterday.
- Tom dün Mary'ye bir mektup yazdı.
- How did it go yesterday?
- Dün nasıl geçti?
- I didn't go to school yesterday.
- Dün okula gitmedim.
- The book which I bought yesterday was expensive.
- Dün aldığım kitap pahalıydı.
- Tom said Mary should've done that yesterday.
- Tom Mary'nin bunu dün yapması gerektiğini söyledi.
- It was a bag that I lost in the room yesterday.
- Dün odada kaybettiğim bir çantaydı.
- They got here yesterday.
- Dün geldiler.
- Yesterday, Tom's sister went to Boston.
- Dün, Tom'un kız kardeşi Boston'a gitti.
- The house was struck by lightning yesterday.
- Dün eve yıldırım düştü.
- We both did that yesterday.
- Bunu dün ikimiz de yaptık.
- She made believe not to hear him yesterday.
- Dün onu duymuyor numarası yapmıştı.
- Were you able to talk to Tom yesterday?
- Dün Tom'la konuşabildin mi?
- I met your son yesterday and he greeted me politely.
- Dün oğlunuzla tanıştım ve beni kibarca selamladı.
- I was at home most of the day yesterday.
- Dün günün büyük bir kısmında evdeydim.
- They had a spat yesterday.
- Dün tartışmışlar.
- He spoke about you yesterday.
- Dün senin hakkında konuştu.
- You should have done it yesterday.
- Dün yapmış olmalıydın.
- He dropped in on me yesterday.
- O, dün beni aradı.
- Yesterday was Friday; the day after tomorrow is Monday.
- Dün cumaydı; yarından sonra pazartesidir.
- I should have written this letter yesterday.
- Dün bu mektubu yazmalıydım.
- To tell the truth, I don't remember anything I said yesterday.
- Gerçeği söylemek gerekirse, dün söylediğim hiçbir şeyi hatırlamıyorum.
- It rained hard yesterday.
- Dün çok yağmur yağdı.
- I had intended to do that yesterday.
- Bunu dün yapmak niyetindeydim.
- They weren't at home yesterday.
- Onlar dün evde değildi.
- What were you and Tom doing yesterday?
- Sen ve Tom dün ne yapıyordunuz?
- Who did that yesterday?
- Bunu dün kim yaptı?
- He read this book yesterday.
- Dün bu kitabı okudu.
- He didn't eat anything yesterday.
- Dün hiçbir şey yemedi.
- Tom wasn't in class yesterday.
- Tom dün sınıfta değildi.
- Tom ran over a dog yesterday.
- Tom dün bir köpeği ezdi.
- He asked about your health yesterday.
- Dün sağlığını sordu.
- Tom swam yesterday.
- Tom dün yüzdü.
- He came yesterday to see you.
- O dün seni görmeye geldi.
- Did you talk to your classmates yesterday?
- Dün sınıf arkadaşlarınızla konuştunuz mu?
- Did you see Tom yesterday?
- Dün Tom'u gördün mü?
- I had intended to do that yesterday.
- Bunu dün yapmaya niyetliydim.
- Quite a few people came to the meeting yesterday.
- Dün toplantıya epeyce insan geldi.
- He looked much better this morning than yesterday.
- Bu sabah dünkünden daha iyi görünüyordu.
- I read the book up to page 80 yesterday.
- Dün kitabı sayfa seksene kadar okudum.
- It seems that he was late for the meeting yesterday.
- Görünüşe göre, dünkü toplantıya geç kalmış.
- Did you enjoy yourself yesterday?
- Dün eğlendin mi?
- At 10 o'clock yesterday, there were hundreds of people outside.
- Dün saat 10'da dışarıda yüzlerce insan vardı.
- Tom was supposed to be there yesterday.
- Tom'un dün orada olması gerekiyordu.
- He looked much better this morning than yesterday.
- Bu sabah düne göre çok daha iyi görünüyordu.
- Did you go to Nikko yesterday?
- Dün Nikko'ya gittin mi?
- This is one of the dictionaries I told you about yesterday.
- Bu sana dün bahsettiğim sözlüklerden biri.
- Weren't you here yesterday?
- Dün burada değil miydin?
- I didn't do that yesterday.
- Dün bunu yapmadım.
- This is the camera I bought yesterday.
- Dün aldığım fotoğraf makinesi bu.
- This is the dictionary I spoke of yesterday.
- Bu, dün bahsettiğim sözlük.
- I don't care what you did yesterday.
- Dün ne yaptığın umurumda değil.
- You should get Tom to tell you the joke he told me yesterday.
- Dün bana anlattığı fıkrayı Tom'a anlattırmalısın.
- I suppose you want to ask me what I was doing yesterday.
- Sanırım bana dün ne yaptığımı sormak istiyorsun.
- Tom and I were both pretty busy yesterday.
- Tom ve ben dün oldukça meşguldük.
- Tom didn't come to work yesterday.
- Tom dün işe gelmedi.
- I played football yesterday.
- Dün futbol oynadım.
- Tom worked hard yesterday.
- Tom dün çok çalıştı.
- Tom was here yesterday.
- Tom dün buradaydı.
- The guy we met yesterday in the park was Tom.
- Dün parkta karşılaştığımız adam Tom'du.
- It's a lot warmer today than it was yesterday.
- Bugün hava düne göre çok daha sıcak.
- Yesterday, I was at Tom's place.
- Dün Tom'un evindeydim.
- When were you busy yesterday?
- Dün ne zaman meşguldün?
- I ate fish yesterday.
- Dün balık yedim.
- Tom did that yesterday.
- Tom onu dün yaptı.
- Tom is going to want to talk to you about what happened yesterday.
- Tom dün ne olduğu hakkında seninle konuşmak isteyecek.
- I visited Tony yesterday.
- Dün Tony'yi ziyaret ettim.
- We met there yesterday.
- Biz dün orada tanıştık.
- I was on the air for two hours yesterday.
- Dün iki saat boyunca yayındaydım.
- Yesterday I was sick.
- Dün ben hastaydım.
- I became acquainted with your dad yesterday.
- Dün babanla tanıştım.
- A ship sank near here yesterday.
- Dün buraya yakın bir yerde bir gemi battı.
- I dreamed about the girl I met yesterday whose name I do not know.
- Dün tanıştığım ve adını bilmediğim kızı rüyamda gördüm.
- It was cold yesterday, but it's even colder today.
- Dün soğuktu, ama bugün daha da soğuktu.
- Yesterday, you were talking about how important this job was for you.
- Dün, bu işin senin için ne kadar önemli olduğundan bahsediyordun.
- I saw a man yesterday eating from a garbage can.
- Dün çöp kutusundan yemek yiyen bir adam gördüm.
- Tom says he feels much better today than yesterday.
- Tom bugün dünden daha iyi hissettiğini söylüyor.
- Tom could've done that yesterday.
- Tom bunu dün yapabilirdi.
- Could you send me the pictures you took of us yesterday?
- Dün bizimle ilgili çektiğin resimleri bana gönderebilir misin?
- What they said to you is exactly the opposite of what they told me yesterday.
- Sana söyledikleri, dün bana söylediklerinin tam tersi.
- I bought this printer yesterday.
- Dün bu yazıcıyı aldım.
- What time did you leave work yesterday?
- Dün işten kaçta çıktın?
- Yesterday I heard a beautiful song.
- Dün çok güzel bir şarkı duydum.
- There weren't any children in the park yesterday.
- Dün parkta hiç çocuk yoktu.
- I got married yesterday.
- Dün evlendim.
- Today the weather is much better than yesterday.
- Bugün hava dünden çok daha iyidir.
- Was it hot yesterday?
- Dün hava sıcak mıydı?
- I have no idea why Tom wasn't here yesterday.
- Tom'un dün neden burada olmadığı hakkında hiçbir fikrim yok.
- I didn't plan to do that yesterday, but I did.
- Bunu dün yapmayı planlamadım ama yaptım.
- How long was Tom here yesterday?
- Tom dün ne kadar süre buradaydı?
- I was absent from school yesterday.
- Dün okula gitmedim.
- Tom didn't have to do that yesterday.
- Tom dün bunu yapmak zorunda değildi.
- Tom tried to kill himself yesterday.
- Tom dün kendini öldürmeye çalıştı.
- Yesterday she saw a big man.
- Dün büyük bir adam gördü.
- I remember mailing your letter yesterday.
- Dün mektubunu postaladığımı hatırlıyorum.
- That's the man I saw yesterday.
- Bu dün gördüğüm adam.
- Yesterday I got tired out and I need to rest.
- Dün yoruldum ve dinlenmeye ihtiyacım var.
- Why weren't you here yesterday?
- Dün niye burada değildin?
- I feel worse today than I did yesterday.
- Bugün dün hissettiğimden daha kötü hissediyorum.
- What did you find so fascinating about the speech that I gave yesterday?
- Dün yaptığım konuşmanın nesini bu kadar etkileyici buldun?
- I turned in my report yesterday.
- Dün raporumu teslim ettim.
- I worked all day yesterday.
- Dün bütün gün çalıştım.
- We played a baseball game yesterday.
- Dün beyzbol oynadık.
- Yesterday, I was at Tom's house.
- Dün Tom'un evindeydim.
- Yesterday was hard.
- Dün zordu.
- I took a day off yesterday and went on a picnic.
- Dün bir günlük izin aldım ve pikniğe gittim.
- I finished the job yesterday.
- Dün işi bitirdim.
- I went to the city yesterday, but I'm not going today nor will I tomorrow.
- Dün şehre gittim ama bugün gitmiyorum, yarın da gitmeyeceğim.
- I was on the air for two hours yesterday.
- Ben dün iki saat yayındaydım.
- I enjoyed watching TV yesterday.
- Dün tv izlemekten zevk aldım.
- Yesterday was Sunday.
- Dün Pazar günüydü.
- It is less muggy today than it was yesterday.
- Bugün hava düne göre daha az bunaltıcı.
- Yesterday Mary gave me a book the cover of which was blue.
- Dün Mary bana kapağı mavi olan bir kitap verdi.
- I heard Tom playing drums with his band yesterday.
- Tom'un dün grubuyla davul çaldığını duydum.
- Tom wrote to me yesterday.
- Tom dün bana yazdı.
- I didn't come to school yesterday because I had to go to a funeral.
- Dün okula gelmedim çünkü cenazeye gitmek zorunda kaldım.
- I have no idea why Tom wasn't here yesterday.
- Dün Tom'un neden burada olmadığı hakkında hiçbir fikrim yok.
- I'd have loved to see you at the party I organised yesterday.
- Dün düzenlediğim partide seni görmeyi çok isterdim.
- As a rule I get up at six o'clock, but yesterday morning I got up at eight.
- Prensip olarak saat altıda kalkıyorum ama dün sabah sekizde kalktım.
- I arrived here yesterday.
- Buraya dün geldim.
- You were supposed to do that yesterday.
- Bunu dün yapman gerekiyordu.
- You don't know why she didn't come yesterday, do you?
- Dün neden gelmediğini bilmiyorsun, değil mi?
- It was yesterday that he broke the window.
- Dün camı kırdı.
- My mother went shopping downtown yesterday.
- Annem dün şehir merkezine alışverişe gitti.
- I'm sorry for not being here yesterday.
- Dün burada olamadığım için özür dilerim.
- I'm much better today than I was yesterday.
- Bugün dünden çok daha iyiyim.
- I didn't work yesterday.
- Dün çalışmadım.
- This is the dictionary I told you about yesterday.
- Dün sana bahsettiğim sözlük bu.
- I'd have loved to see you at the party I organised yesterday.
- Dün düzenlediğim partide seni görmek isterdim.
- Yesterday a car fell over the cliff.
- Dün bir araba uçurumdan düştü.
- I know that he arrived yesterday.
- Onun dün geldiğini biliyorum.
- I bought a car in Derry yesterday.
- Dün Derry'den bir araba aldım.
- She told me that she went to the airport yesterday.
- O bana dün havaalanına gittiğini söyledi.
- I wanted to kiss Tom yesterday, but I didn't.
- Dün Tom'u öpmek istedim, ama öpmedim.
- Tom was the one who went yesterday.
- Dün giden Tom'du.
- They were here yesterday.
- Dün buradaydılar.
- We were here yesterday.
- Dün buradaydık.
- The boy was absent from school yesterday because of illness.
- Oğlan dün hastalık nedeniyle okula gelmedi.
- Yesterday was the first time Tom had ever played in front of an audience.
- Dün Tom ilk kez bir seyircinin önünde çalıyordu.
- Tom looked very tired when I saw him yesterday.
- Dün onu gördüğümde Tom çok yorgun görünüyordu.
- She got a new CD player yesterday.
- Dün yeni bir CD çalar aldı.
- Tom wanted Mary to do that yesterday.
- Tom dün Mary'den bunu yapmasını istedi.
- I met somebody yesterday who knows you.
- Dün seni tanıyan biriyle tanıştım.
- I had lunch with Tom yesterday.
- Dün Tom ile öğle yemeği yedim.
- The restaurant where we ate yesterday was bad, but this restaurant is even worse.
- Dün yemek yediğimiz restoran kötüydü ama bu restoran daha da kötü.
- Tom showed up late to practice yesterday.
- Tom dün antrenmana geç geldi.
- Remember what Tom was talking about yesterday?
- Tom'un dün ne hakkında konuştuğunu hatırla.
- Today is the tomorrow we worried about yesterday.
- Bugün, dün endişelendiğimiz yarın.
- I saw her yesterday morning.
- Dün sabah onu gördüm.
- Tom spoke to me for a while yesterday.
- Tom dün benimle bir süre konuştu.
- Tom came home yesterday.
- Tom dün eve geldi.
- The water was cut off yesterday.
- Dün su kesildi.
- My uncle, who lives in Osaka, visited us yesterday.
- Osaka'da yaşayan amcam dün bizi ziyaret etti.
- He watched TV yesterday.
- Dün televizyon izledi.
- Did you go to the market yesterday?
- Dün pazara gittin mi?
- Harry was late for class yesterday because of his accident.
- Harry, dün geçirdiği kaza yüzünden derse geç kaldı.
- Yesterday she stayed at home instead of going out.
- Dün dışarı çıkmak yerine evde kaldı.
- We went to see a movie with my friend yesterday.
- Dün arkadaşımla bir film izlemeye gittik.
- He returned from abroad yesterday.
- Dün yurt dışından döndü.
- I want to know why you weren't here to help us yesterday.
- Dün bize yardım etmek için neden burada olmadığınızı bilmek istiyorum.
- The deadline was yesterday.
- Son teslim tarihi dündü.
- I lost my watch yesterday.
- Dün saatimi kaybettim.
- Do you think I was born yesterday?
- Dün doğmuş gibi bir halim mi var?
- I had hoped to finish it yesterday.
- Dün bitirmeyi umuyordum.
- I think I know why Tom wasn't at school yesterday.
- Dün Tom'un neden okulda olmadığını bildiğimi sanıyorum.
- I remember it as if it were yesterday, but in reality it was fifteen years ago.
- Dün gibi hatırlıyorum ama gerçekte on beş yıl önceydi.
- My aunt dropped in on me yesterday.
- Dün teyzem beni ziyaret etti.
- We had a very heavy rain yesterday morning.
- Dün sabah çok yoğun yağmur yağdı.
- Tom went the day before yesterday.
- Tom dünden önceki gün gitti.
- You had to come yesterday.
- Sen dün gelmek zorundaydın.
- Why didn't he come yesterday?
- O dün neden gelmedi?
- Tom could've done that yesterday.
- Tom bunu dün de yapabilirdi.
- Yesterday, I bought a red car.
- Dün kırmızı bir araba aldım.
- I bought it yesterday.
- Onu dün aldım.
- What they said to you is exactly the opposite of what they told me yesterday.
- Onların sana söyledikleri şey dün bana söylediklerinin tam tersi.
- It seems like just yesterday that you were here.
- Sen daha dün buradaymışsın gibi geliyor.
- Didn't you do that yesterday?
- Bunu dün yapmadın mı?
- I wish I'd kissed Tom yesterday.
- Keşke Tom'u dün öpseydim.
- He wrote to me yesterday.
- O dün bana yazdı.
- According to today's paper, there was a big earthquake in Chile yesterday.
- Bugünkü gazeteye göre dün Şili'de büyük bir deprem olmuş.
- It sounds like you two had a problem yesterday.
- Görünüşe göre dün bir sorun yaşamışsınız.
- Who was it that bought those pictures yesterday?
- Dün bu resimleri alan kimdi?
- It wasn't cold yesterday.
- Dün hava soğuk değildi.
- I didn't go jogging yesterday.
- Dün koşuya çıkmadım.
- Yesterday was Thursday and the day after tomorrow is Sunday.
- Dün perşembeydi ve yarından sonra pazardır.
- He arrived from Novgorod yesterday.
- Novgorod'dan dün geldi.
- I wanted to apologize for yesterday.
- Ben dün için özür dilemek istedim.
- It rained and even snowed yesterday.
- Dün yağmur yağdı ve hatta kar yağdı.
- Tom also did that yesterday.
- Tom da bunu dün yaptı.
- Yesterday, my wheelbarrow was stolen.
- Dün el arabam çalındı.
- Did you see the lunar eclipse yesterday?
- Dün ay tutulmasını gördün mü?
- How long did Tom work yesterday?
- Tom dün ne kadar süre çalıştı?
- I wasn't at home yesterday.
- Dün evde değildim.
- Tom is one of the three men that came here yesterday.
- Tom dün buraya gelen üç adamdan biridir.
- I didn't come to school yesterday because I had to go to a funeral.
- Dün cenazeye gitmek zorunda kaldığım için okula gelmedim.
- I got paid yesterday.
- Dün ödeme aldım.
- He came to my office yesterday.
- O, dün benim ofisime geldi.
- I was supposed to go to school yesterday, but I thought it was a holiday, so I didn't.
- Dün okula gitmem gerekiyordu fakat tatil olduğunu sandım bu yüzden gitmedim.
- I had some engine trouble yesterday.
- Dün bazı motor sorunlarım vardı.
- So you did not randomly see her yesterday?
- Yani dün onu rastgele görmediniz mi?
- I took my cat to the veterinary hospital yesterday.
- Dün kedimi veteriner hastanesine götürdüm.
- It was yesterday that he died.
- O dün ölmüştü.
- I saw you yesterday.
- Seni dün gördüm.
- This racket of Jane's is a little heavier than the one which I bought yesterday.
- Jane'in bu raketi, benim dün aldığımdan biraz daha ağır.
- I was surprised Tom didn't come yesterday.
- Tom'un dün gelmemesine şaşırdım.
- The conference ended yesterday.
- Konferans dün sona erdi.
- I was at home almost all day yesterday.
- Dün neredeyse bütün gün evdeydim.
- I fell asleep in class yesterday.
- Dün derste uyuyakaldım.
- Tom said Mary didn't think John went yesterday.
- Tom, Mary'nin John'un dün gittiğini düşünmediğini söyledi.
- Let's talk about what happened yesterday.
- Dün ne olduğu hakkında konuşalım.
- It was raining yesterday.
- Dün yağmur yağıyordu.
- Did you ring me yesterday morning?
- Dün sabah beni aradın mı?
- You should've told me about that yesterday.
- Bunu bana dün söylemeliydin.
- Tom arrived earlier than usual yesterday.
- Tom dün her zamankinden daha erken geldi.
- This is the car that Linda was talking about yesterday.
- Bu dün Linda'nın hakkında konuştuğu araba.
- The program was broadcast over the radio yesterday.
- Program dün radyo üzerinden yayınlandı.
- I met Ken yesterday.
- Dün Ken'le karşılaştım.
- This is the camera which I bought yesterday.
- Bu dün aldığım fotoğraf makinesi.
- Was it cloudy in Tokyo yesterday?
- Dün Tokyo'da hava bulutlu muydu?
- Tom drank a lot yesterday.
- Tom dün çok içti.
- I met Christine yesterday.
- Dün Christine'le tanıştım.
- I don't usually do that, but I did yesterday.
- Genelde bunu yapmam ama dün yaptım.
- Tom almost didn't do that yesterday.
- Tom dün bunu neredeyse yapmadı.
- I saw you yesterday morning.
- Dün sabah seni gördüm.
- In contrast to yesterday, it isn't hot at all today.
- Dünün aksine, bugün hava hiç sıcak değil.
- She dropped in at my house yesterday.
- Dün evime uğradı.
- Tom wasn't very busy yesterday.
- Tom dün çok meşgul değildi.
- The Prime Minister resigned yesterday.
- Başbakan dün görevi bıraktı.
- I did that yesterday.
- Onu dün yaptım.
- I know you didn't go home with Tom yesterday.
- Dün Tom'la eve gitmediğini biliyorum.
- Tom wasn't there yesterday.
- Tom dün orada değildi.
- Did you see what happened yesterday?
- Dün neler olduğunu gördün mü?
- Tom had a doctor's appointment yesterday.
- Tom'un dün doktor randevusu vardı.
- Yesterday Tom caught three fish.
- Dün Tom üç tane balık yakaladı.
- Tom called me yesterday at nine in the morning.
- Tom beni dün sabah dokuzda aradı.
- You told me that yesterday.
- Bunu bana dün söylemiştin.
- My dad took us to the zoo yesterday.
- Dün babam bizi hayvanat bahçesine götürdü.
- My sister went to Kobe yesterday.
- Kız kardeşim dün Kobe'ye gitti.
- There are many more students in the classroom today than yesterday.
- Bugün sınıfta düne göre çok daha fazla öğrenci var.
- It is less humid today than it was yesterday.
- Hava bugün dünkünden daha az nemli.
- They saw us yesterday.
- Dün bizi gördüler.
- Many people came to the meeting yesterday.
- Dün toplantıya birçok kişi geldi.
- Tom played tennis yesterday.
- Tom dün tenis oynadı.
- I assume that you've heard about what happened here yesterday.
- Dün burada olanları duyduğunuzu varsayıyorum.
- The hospital took him in yesterday.
- Dün hastane onu içeri aldı.
- She gave birth to a daughter yesterday.
- Dün bir kız çocuğu doğurdu.
- Didn't you tell me yesterday that you wouldn't be late today?
- Dün sen bana bugün geç kalmayacağını söylemedin mi?
- I left my book here yesterday.
- Dün kitabımı burada bıraktım.
- He got a new CD player yesterday.
- Dün yeni bir CD çalar aldı.
- Tom worked all day yesterday.
- Tom dün bütün gün çalıştı.
- I saw you in the show yesterday.
- Dün seni programda gördüm.
- Did you study French yesterday?
- Dün Fransızca çalıştın mı?
- I spent all yesterday afternoon cleaning my room.
- Dün bütün öğleden sonrayı odamı temizleyerek geçirdim.
- She saw a very tall man yesterday.
- Dün çok uzun boylu bir adam gördü.
- It was cloudy yesterday.
- Dün bulutluydu.
- If I had seen Tom yesterday, I would've talked to him.
- Tom'u dün görmüş olsaydım, onunla konuşurdum.
- A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday.
- Dün depremden dolayı, Japonya'da çok sayıda bina çöktü.
- Tom talked to Mary yesterday.
- Tom dün Mary'yle konuştu.
- Yesterday Mary was sentenced to two years eight months in jail for investment fraud.
- Dün Mary, yatırım dolandırıcılığı nedeniyle iki yıl sekiz ay hapis cezasına çarptırıldı.
- I had an ache in my arm yesterday.
- Dün kolumda bir ağrı vardı.
- I actually kissed Tom yesterday.
- Dün gerçekten Tom'u öptüm.
- I got an email yesterday that was written in French.
- Dün Fransızca yazılmış bir e-posta aldım.
- Tom didn't need to do that yesterday.
- Tom'un dün bunu yapmasına gerek yoktu.
- Tom was in perfect health yesterday.
- Tom dün gayet sağlıklıydı.
- Tom played soccer yesterday.
- Tom dün futbol oynadı.
- He returned from abroad yesterday.
- Dün yurtdışından döndü.
- She said she was sick yesterday, which was not true.
- O dün hasta olduğunu söyledi, bu doğru değildi.
- Tom is much better today than yesterday.
- Tom bugün dünkünden çok daha iyi.
- I spent all yesterday afternoon cleaning my room.
- Dün tüm öğleden sonrayı odamı temizleyerek geçirdim.
- It rained heavily yesterday.
- Dün çok yağmur yağdı.
- We had an examination in biology yesterday.
- Dün biyolojiden sınava olduk.
- It was very windy yesterday.
- Dün çok rüzgarlıydı.
- What he said yesterday is not consistent with what he had said last week.
- Dün söyledikleri geçen hafta söyledikleriyle tutarlı değil.
- She started for Kyoto yesterday.
- O, dün Kyoto için yola çıktı.
- Yesterday he came back late.
- Dün geç döndü.
- The woman who came here yesterday is Miss Yamada.
- Dün buraya gelen kadın Bayan Yamada.
- Yesterday Tom went to the river to catch some fish.
- Tom dün biraz balık yakalamak için nehre gitti.
- It was very cold yesterday, so I stayed at home.
- Dün hava çok soğuktu, o yüzden evde kaldım.
- How many Spanish words did you learn yesterday?
- Dün kaç tane İspanyolca kelime öğrendiniz?
- We all want to know why you weren't here yesterday.
- Hepimiz neden dün burada olmadığınızı bilmek istiyoruz.
- I gave it to you yesterday.
- Dün sana verdim.
- I haven't yet read any of the messages Tom sent me yesterday.
- Tom'un dün bana gönderdiği mesajların hiçbirini henüz okumadım.
- I didn't get home until after dark yesterday.
- Dün karanlık sonrasına kadar eve gelmedim.
- He dropped in on me yesterday.
- Dün bana uğradı.
- It would have been better if you had waited yesterday.
- Dün bekleseydin daha iyi olurdu.
- How was your interview yesterday?
- Dün mülakatın nasıldı?
- They were not in class yesterday.
- Onlar dün sınıfta değildi.
- Not every student went there yesterday.
- Her öğrenci dün oraya gitmedi.
- It was rainy yesterday.
- Dün hava yağmurluydu.
- The man that you saw there yesterday was Mr Brown.
- Dün orada gördüğünüz adam Bay Brown'dı.
- Did Tom get hurt in the accident yesterday?
- Tom dünkü kazada yaralandı mı?
- I put my suitcase in the baggage room yesterday, but now it seems to be missing.
- Dün bavulumu bagaj odasına koydum ama şimdi kayıp gibi görünüyor.
- What did you eat for lunch yesterday?
- Dün öğle yemeğinde ne yedin?
- The fish he caught yesterday is still alive.
- Onun dün yakaladığı balık hâlâ canlı.
- Did you see the lunar eclipse yesterday?
- Dün ay tutulmasını gördünüz mü?
- He arrived in Tokyo yesterday.
- Dün Tokyo'ya geldi.
- Yesterday I finished studying Esperanto on Duolingo.
- Dün Duolingo'da Esperanto çalışmayı bitirdim.
- Mary weeded for an hour and a half yesterday and barely made a dent.
- Mary dün bir buçuk saat boyunca otları ayıkladı ve ancak bir çentik açabildi.
- Yesterday I put on a hat as it was very cold.
- Dün hava çok soğuk olduğu için şapka taktım.
- Yesterday, I was invited to dinner by him.
- Dün onun tarafından akşam yemeğine davet edildim.
- Yesterday I listened to a very beautiful song.
- Dün ben çok güzel bir şarkı dinledim.
- Were you playing tennis yesterday morning?
- Dün sabah tenis mi oynuyordunuz?
- There were some people at our house yesterday.
- Dün evimizde bazı kişiler vardı.
- Tom took care of the kids yesterday.
- Tom dün çocuklarla ilgilendi.
- What did you write yesterday?
- Dün ne yazdın?
- We went shopping in Shibuya yesterday.
- Dün Shibuya'da alışverişe gittim.
- Why weren't you at church yesterday?
- Dün neden kilisede değildin?
- Yesterday I met Mary on the street.
- Dün caddede Mary'ye rastladım.
- Tom says Mary doesn't think John went yesterday.
- Tom John'un dün gittiğini Mary'nin düşünmediğini söylüyor.
- The weather is better today than yesterday.
- Hava bugün dünden daha iyi.
- Which program did you watch yesterday?
- Dün hangi programı seyrettin?
- It was so cold yesterday that I stayed home.
- Dün hava o kadar soğuktu ki evde kaldım.
- Did you see the lunar eclipse yesterday?
- Dünkü ay tutulmasını gördünüz mü?
- It was a full moon yesterday.
- Dün dolunay vardı.
- Could you tell me why you weren't here yesterday?
- Bana dün neden burada olmadığını söyleyebilir misin?
- I didn't study yesterday.
- Dün ders çalışmadım.
- I ran into him yesterday at the airport.
- Dün havaalanında ona rastladım.
- He came to see you yesterday.
- Dün seni görmeye geldi.
- Tom did that yesterday for the first time.
- Tom dün onu ilk kez yaptı.
- Tom and Mary were here yesterday.
- Tom ve Mary dün buradaydı.
- I was studying English when you called yesterday.
- Dün aradığında İngilizce çalışıyordum.
- Where have you been yesterday?
- Dün neredeydin?
- A lost dog strayed into our neighborhood yesterday.
- Dün mahallemize kayıp bir köpek geldi.
- I ran across an old friend when I went to the movies yesterday.
- Dün sinemaya gittiğimde eski bir arkadaşa rastladım.
- I went to the coffee shop yesterday.
- Dün kahveciye gittim.
- Can you tell me why you weren't here yesterday?
- Dün neden burada olmadığını söyleyebilir misin?
- Yesterday was hot.
- Dün sıcaktı.
- It was yesterday that Mary bought this skirt.
- Mary bu eteği dün aldı.
- I read your letter yesterday.
- Dün mektubunuzu okudum.
- Yesterday I saw an interesting TV program.
- Dün ilginç bir TV programı izledim.
- It was yesterday that I saw him.
- Ben onu dün gördüm.
- Tom also did that yesterday.
- Tom bunu dün de yaptı.
- I saw her yesterday.
- Onu dün gördüm.
- I called at his house yesterday.
- Dün onun evine uğradım.
- Joe looked sad yesterday?
- Joe dün üzgün mü görünüyordu?
- It was this racket that Mike bought yesterday.
- Mike'ın dün aldığı raket buydu.
- The boy was absent from school yesterday because he was sick.
- Çocuk dün hasta olduğu için okula gelmedi.
- I shouldn't have stayed up late yesterday.
- Dün geç saate kadar ayakta kalmamalıydım.
- I think Tom was supposed to do that yesterday.
- Sanırım Tom'un bunu dün yapması gerekiyordu.
- It sounded like you had a problem here yesterday.
- Dün burada bir sorununuz varmış gibi görünüyordu.
- This is one of the dictionaries I told you about yesterday.
- Bu da sana dün bahsettiğim sözlüklerden biri.
- What were they doing yesterday?
- Dün ne yapıyorlardı?
- Tom said they accomplished a lot yesterday.
- Tom dün çok şey yaptıklarını söyledi.
- I was watching TV at this time yesterday.
- Dün bu saatlerde televizyon izliyordum.
- Tom watched TV yesterday.
- Tom, dün TV izledi.
- I arrived here yesterday.
- Dün buraya ulaştım.
- I had my bicycle repaired yesterday.
- Dün bisikletimi tamir ettirdim.
- Tom failed to come yesterday.
- Tom dün gelmeyi başaramadı.
- I just met him yesterday.
- Onunla daha dün tanıştım.
- Yesterday, I had no time.
- Dün hiç vaktim yoktu.
- Tom claimed that he owned that expensive-looking red car we saw yesterday.
- Tom, dün gördüğümüz pahalı görünümlü kırmızı arabanın kendisine ait olduğunu iddia etti.
- Yesterday was the first time I had spoken to Tom in French.
- Dün Tom ile ilk kez Fransızca konuştum.
- Yesterday Tom stayed home all day.
- Dün Tom bütün gün evdeydi.
- There are more clouds today than yesterday.
- Bugün dünden daha fazla bulut var.
- Yesterday our village became famous all over the country.
- Dün köyümüz tüm ülkede meşhur oldu.
- Tom must've gone bowling yesterday.
- Tom dün bowling oynamaya gitmiş olmalı.
- It was colder yesterday than today.
- Dün hava bugünkünden daha soğuktu.
- Where were you yesterday?
- Dün neredeydin?
- We sent out the invitations yesterday.
- Dün davetiyeleri yolladık.
- I could barely get out of bed yesterday.
- Dün yataktan zar zor çıkabildim.
- She went to the hospital yesterday.
- Dün hastaneye gitti.
- You should have told me that yesterday!
- Bunu bana dün söylemeliydin!
- Tom didn't eat pizza with the rest of us yesterday.
- Tom dün bizimle pizza yemedi.
- She told me that she went to the airport yesterday.
- Bana dün havaalanına gittiğini söyledi.
- She stayed at home yesterday as it was so cold.
- Çok soğuk olduğu için dün evde kaldı.
- I didn't have time to watch TV yesterday.
- Dün TV izlemek için zamanım yoktu.
- We played baseball yesterday.
- Dün biz beyzbol oynadık.
- We met them yesterday.
- Onlarla dün tanıştık.
- Tom came here yesterday morning to help us.
- Tom bize yardım etmek için dün sabah buraya geldi.
- My friends and I went to a party yesterday.
- Arkadaşlarım ve ben dün bir partiye gittik.
- It was yesterday that Tom did that.
- Tom bunu dün yapmıştı.
- It is warmer today than yesterday.
- Bugün hava düne göre daha sıcak.
- Tom ate a Japanese-style breakfast for the first time yesterday.
- Tom dün ilk kez Japon usulü bir kahvaltı etti.
- I had some engine trouble yesterday.
- Dün motorda biraz sorun yaşadım.
- I received a letter from my mother yesterday.
- Dün annemden bir mektup aldım.
- Yesterday, I ran into my teacher at the amusement park.
- Dün lunaparkta öğretmenimle karşılaştım.
- Tom paid me a visit yesterday.
- Tom dün beni ziyaret etti.
- I'm sorry I didn't get a chance to talk with you yesterday.
- Dün seninle konuşma fırsatı bulamadığım için üzgünüm.
- I met my friends yesterday.
- Dün arkadaşlarımla buluştum.
- Was it cold in Boston yesterday?
- Dün Boston'da hava soğuk muydu?
- Tom and I studied French together yesterday.
- Tom ve ben dün birlikte Fransızca çalıştık.
- You told me that yesterday.
- Onu bana dün söyledin.
- He made me a box yesterday.
- O bana dün bir kutu yaptı.
- It was hot yesterday.
- Dün hava çok sıcaktı.
- I was surfing on the internet at this time yesterday.
- Dün bu saatlerde internette geziniyordum.
- I was ill yesterday but I am feeling fine today!
- Dün hastaydım ama bugün iyi hissediyorum!
- I thought Tom kissed Mary yesterday.
- Tom'un dün Mary'yi öptüğünü sanıyordum.
- I met him yesterday.
- Onunla dün tanıştım.
- I didn't do much yesterday.
- Dün pek bir şey yapmadım.
- Tom, Mary and a few other people went yesterday.
- Tom, Mary ve birkaç kişi daha dün gitti.
- I met your dad yesterday.
- Ben dün sizin babanızla tanıştım.
- Tom didn't want to come here yesterday.
- Tom dün buraya gelmek istemedi.
- That's the book I bought yesterday.
- Bu dün aldığım kitap.
- Tom was at the gym for three hours yesterday.
- Tom dün üç saat boyunca spor salonundaydı.
- Neither Tom nor Mary went to school yesterday.
- Ne Tom ne Mary dün okula gitti.
- What he said yesterday is not true.
- Dün söyledikleri doğru değil.
- I got out of jail yesterday.
- Dün hapisten çıktım.
- I met her by chance on the train the day before yesterday.
- Dünden önceki gün onunla trende tesadüfen karşılaştım.
- I just didn't want to go to work yesterday.
- Dün işe gitmek istemedim.
- Yesterday I ran into Yamada, whom I hadn't seen in years.
- Dün Yamada'ya rastladım, ki onu yıllardır görmemiştim.
- We met there yesterday.
- Dün orada buluştuk.
- We had a good time at the beach yesterday.
- Dün sahilde eğlendik.
- I met some of Tom's friends yesterday.
- Dün Tom'un bazı arkadaşlarıyla tanıştım.
- Did you go to the restaurant yesterday?
- Dün restorana gittin mi?
- It happened yesterday.
- O dün oldu.
- Tom was busy yesterday.
- Tom dün meşguldü.
- Mary is wearing the dress she bought yesterday.
- Mary dün satın aldığı elbiseyi giyiyor.
- She celebrated her fifteenth birthday yesterday.
- Dün on beşinci yaş gününü kutladı.
- Yesterday I helped the father.
- Dün babasına yardım ettim.
- I hear that you did that yesterday.
- Senin bunu dün yaptığını duydum.
- It rained all day long yesterday, so I stayed home.
- Dün bütün gün yağmur yağdı, bu yüzden evde kaldım.
- Did you speak to them yesterday?
- Dün onlarla konuştun mu?
- Tom wore a tie yesterday.
- Tom dün kravat takmıştı.
- It was very windy yesterday.
- Dün hava çok rüzgarlıydı.
- I remember the event as clearly as if it had happened just yesterday.
- Olayı sanki dün olmuş gibi net hatırlıyorum.
- I didn't know that Tom swam yesterday.
- Tom'un dün yüzdüğünü bilmiyordum.
- I ate a pizza yesterday.
- Dün pizza yedim.
- We missed you very much at the party yesterday.
- Dün partide gözümüz seni aradı.
- She left for London yesterday.
- O, dün Londra'ya hareket etti.
- I saw Tom yesterday morning.
- Dün sabah Tom'u gördüm.
- The thunderstorm yesterday delayed the delivery of the mail.
- Dünkü fırtına postanın teslimini geciktirdi.
- He did not eat anything yesterday.
- Dün bir şey yemedi.
- I need to know why you weren't here yesterday.
- Dün neden burada olmadığını bilmem gerek.
- Did you like the movie we watched yesterday?
- Dün izlediğimiz filmi beğendin mi?
- Mark left yesterday, you will leave tomorrow, and I am leaving today.
- Mark dün gitti, sen yarın gideceksin, ben de bugün gidiyorum.
- Tom had to go there yesterday.
- Tom dün oraya gitmek zorunda kaldı.
- We tried that yesterday.
- Biz onu dün denedik.
- We both kissed Tom yesterday.
- Dün ikimiz de Tom'u öptük.
- It was this book that Tom bought yesterday.
- Tom'un dün aldığı bu kitaptı.
- Our team won their match yesterday.
- Takımımız dünkü maçı kazandı.
- The people who left yesterday are from Scotland.
- Dün giden kişiler İskoçyalı.
- I feel worse today than I did yesterday.
- Bugün dünden daha kötü hissediyorum.
- She is, if anything, a little better today than yesterday.
- Bugün dünden biraz daha iyi.
- It happened that I was out when you called yesterday.
- Dün aradığında dışarıdaydım.
- He didn't eat pizza yesterday.
- Dün pizza yemedi.
- I was surprised Tom didn't come yesterday.
- Tom'un dün gelmemesi beni şaşırttı.
- He was absent from school yesterday.
- O dün okulda yoktu.
- The sheets were changed yesterday.
- Çarşaflar dün değiştirildi.
- I saw a man holding a rabbit in his arms yesterday.
- Dün kucağında tavşan tutan bir adam gördüm.
- He looked very tired when I saw him yesterday.
- Dün onu gördüğümde çok yorgun duruyordu.
- I bought a huge bag of dried figs yesterday.
- Dün büyük bir torba kuru incir satın aldım.
- I had a headache all day yesterday.
- Dün bütün gün başım ağrıdı.
- It was a full moon yesterday.
- Dün bir dolunay vardı.
- I saw Tom in the library yesterday.
- Dün kütüphanede Tom'u gördüm.
- Tom wanted to go skiing yesterday.
- Tom dün kayak yapmak istedi.
- Unexpectedly the weather forecast came true yesterday.
- Dün beklenmedik bir şekilde hava tahmini doğru çıktı.
- We had a heavy rain yesterday.
- Dün şiddetli yağmur vardı.
- It rained yesterday, but it cleared up this morning.
- Dün yağmur yağdı ama bu sabah hava açtı.
- He went to the hospital yesterday.
- Dün hastaneye gitti.
- I returned home from Boston yesterday.
- Dün Boston'dan eve döndüm.
- Tom was almost killed yesterday.
- Dün Tom neredeyse öldürülüyordu.
- The woman who came here yesterday is Miss Yamada.
- Dün buraya gelen kadın Bayan Yamada'dır.
- If things get out of hand, you should call me at the number I gave you yesterday.
- İşler kontrolden çıkarsa, dün size verdiğim numaradan beni aramalısınız.
- Yesterday was Wednesday, and tomorrow will be Friday.
- Dün çarşambaydı ve yarın cuma olacak.
- Tom was walking his dog yesterday morning when I saw him.
- Dün sabah onu gördüğümde Tom köpeğini gezdiriyordu.
- I was not born yesterday.
- Ben dün doğmadım.
- Tom caught a couple of big fish yesterday.
- Tom dün bir çift büyük balık yakaladı.
- What was Tom doing yesterday morning?
- Dün sabah Tom ne yapıyordu?
- What were you doing about this time yesterday?
- Dün bu saatlerde ne yapıyordunuz?
- I only met Tom the day before yesterday.
- Tom'la sadece dünden önceki gün tanıştım.
- We had an examination in biology yesterday.
- Dün biyoloji sınavımız vardı.
- Tom says that he walked three miles yesterday.
- Tom dün üç mil yürüdüğünü söylüyor.
- I feel much worse today than I did yesterday.
- Bugün dünden çok daha kötü hissediyorum.
- I just skived off yesterday.
- Daha dün sıvıştım.
- A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday.
- Dün Japonya'da bir sürü bina deprem dolayısıyla yıkıldı.
- Did you mail the letter yesterday or today?
- Mektubu dün mü postaladın yoksa bugün mü?
- I saw you yesterday morning.
- Seni dün sabah gördüm.
- Tom visited us yesterday.
- Tom dün bizi ziyaret etti.
- I lost no time in visiting my aunt in the hospital yesterday.
- Ben, dün hiç zaman kaybetmeden teyzemi hastanede ziyaret ettim.
- Tom saw Mary doing that yesterday.
- Tom dün Mary'yi bunu yaparken görmüş.
- Did it take much time for you to wait for us yesterday?
- Dün bizi beklemen çok zamanını aldı mı?
- What time did you get up yesterday?
- Dün ne zaman kalktın?
- I skipped school yesterday.
- Dün okuldan kaçtım.
- Tom didn't have to be here yesterday.
- Tom dün burada olmak zorunda değildi.
- He may have met her yesterday.
- Dün onunla buluşmuş olabilir.
- I went to a book sale yesterday, but none of the books were interesting.
- Dün bir kitap satışına gittim ama kitapların hiçbiri ilgi çekici değildi.
- Tom has finished reading the book that Mary gave him yesterday.
- Tom, Mary'nin ona dün verdiği kitabı okumayı bitirdi.
- We had nice weather yesterday.
- Dün hava hoştu.
- It snowed all day yesterday.
- Dün bütün gün kar yağdı.
- I forgot to tell Tom that yesterday was a holiday.
- Dünün bir tatil olduğunu Tom'a söylemeyi unuttum.
- Someone crashed into me on my way home yesterday.
- Dün eve giderken biri bana çarptı.
- Tom was here for several hours yesterday.
- Tom dün birkaç saat buradaydı.
- It was definitely Tom that I saw yesterday in the park.
- Dün parkta gördüğüm kesinlikle Tom'du.
- She went to the hospital yesterday.
- O, dün hastaneye gitti.
- Yesterday I read an article about acid rain.
- Dün asit yağmurları hakkında bir makale okudum.
- What time yesterday was the concert?
- Konser dün saat kaçtaydı?
- I saw Bill in the library yesterday.
- Dün Bill'i kütüphanede gördüm.
- Were they in the library yesterday?
- Onlar dün kütüphanede miydiler?
- Tom was supposed to arrive here yesterday.
- Tom'un buraya dün gelmesi gerekiyordu.
- Yesterday I became a god, but found that a bit boring, so today I became a devil.
- Dün bir tanrı oldum, fakat bunu biraz sıkıcı buldum ki bugün bir şeytan oldum.
- I slept all day yesterday, since it was Sunday.
- Pazar olduğu için dün bütün gün uyudum.
- Yesterday I helped the father.
- Dün babama yardım ettim.
- Yesterday was the first time that Tom had ever played in front of an audience.
- Dün Tom ilk kez bir seyircinin önünde çaldı.
- I was going to do it yesterday.
- Dün onu yapacaktım.
- I saw Shinichi in Kakogawa yesterday.
- Dün Kakogawa'da Shinichi'yi gördüm.
- I went there yesterday.
- Dün oraya gittim.
- Tom didn't go there yesterday.
- Tom dün oraya gitmedi.
- Something strange happened to me yesterday.
- Dün başıma garip bir şey geldi.
- This is the camera I bought yesterday.
- Bu dün aldığım fotoğraf makinesi.
- My friend was not at home yesterday.
- Arkadaşım dün evde değildi.
- He came as lately as yesterday.
- Dün gibi geç bir saatte geldi.
- I want the name of everyone who was here yesterday.
- Dün burada olan herkesin ismini istiyorum.
- She met Jacob yesterday.
- O dün Jacob'la görüştü.
- I told them about it yesterday.
- Dün onlara ondan bahsettim.
- I guess we shouldn't have done that yesterday.
- Sanırım bunu dün yapmamalıydık.
- What did Tom tell you yesterday?
- Tom dün sana ne söyledi?
- I had a good time at the beach yesterday.
- Dün sahilde iyi vakit geçirdim.
- Yesterday I met one of the most popular actors in the world.
- Dün dünyanın en popüler aktörlerinden biriyle tanıştım.
- I met Tom at the hotel yesterday.
- Dün otelde Tom'a rastladım.
- Did you kiss Tom yesterday?
- Dün Tom'u öptün mü?
- Did you enjoy the party yesterday?
- Dünkü partide eğlendiniz mi?
- She bought some vegetables yesterday.
- Dün biraz sebze aldı.
- I almost went fishing yesterday.
- Dün neredeyse balığa gidiyordum.
- Tom played basketball yesterday.
- Tom dün basketbol oynadı.
- We went to the play yesterday.
- Dün tiyatroya gittik.
- I was here yesterday for three hours.
- Dün üç saat boyunca buradaydım.
- It was not till yesterday that I knew the fact.
- Düne kadar gerçeği bilmiyordum.
- I took a paid day off yesterday.
- Dün ücretli izin aldım.
- I didn't read any books yesterday.
- Dün hiç kitap okumadım.
- I saw him yesterday morning.
- Onu dün sabah gördüm.
- I heard that Tom didn't do that yesterday.
- Tom'un dün bunu yapmadığını duydum.
- The weather was very bad yesterday.
- Dün hava çok kötüydü.
- Is that the picture you took of Tom yesterday?
- Bu dün Tom'un çektiğin fotoğraf mı?
- Two hundred houses were burnt down in the fire which broke out yesterday.
- Dün çıkan yangında iki yüz ev yandı.
- We just met yesterday.
- Biz sadece dün buluştuk.
- The boy who came yesterday was my younger brother.
- Dün gelen çocuk benim küçük kardeşimdi.
- Yesterday, Tom told me he didn't know how to swim.
- Dün Tom bana yüzmeyi bilmediğini söyledi.
- Did you take part in the excursion yesterday?
- Dün geziye katıldın mı?
- She bought vegetables yesterday.
- O, dün sebze aldı.
- We just got here yesterday.
- Buraya daha dün geldik.
- I spent over $3,000 yesterday.
- Dün üç bin dolardan fazla para harcadım.
- Tom showed me his garden yesterday.
- Tom dün bana bahçesini gösterdi.
- Yesterday, the weather was very nice.
- Dün hava çok güzeldi.
- A ship sank near here yesterday.
- Dün buralarda bir gemi battı.
- Did you speak to her yesterday?
- Dün onunla konuştun mu?
- I didn't know that I was supposed to do that the day before yesterday.
- Dünden önceki gün bunu yapmam gerektiğini bilmiyordum.
- We played baseball yesterday.
- Dün beyzbol oynuyorduk.
- Tom had a tooth pulled out yesterday.
- Tom'un dün bir dişi çekildi.
- I wrote a letter yesterday.
- Dün bir mektup yazdım.
- Was Tom working yesterday?
- Tom dün çalışıyor muydu?
- I just moved in yesterday.
- Daha dün taşındım.
- I told Tom about it yesterday.
- Dün Tom'a ondan bahsettim.
- Did you work yesterday?
- Dün çalıştın mı?
- She committed suicide yesterday.
- Dün intihar etti.
- My neighbors left yesterday.
- Komşularım dün gitti.
- Yesterday Mary stayed home all day.
- Dün Mary bütün gün evdeydi.
- Yesterday, a thief entered the house.
- Dün eve bir hırsız girdi.
- The weather was perfect yesterday.
- Dün hava mükemmeldi.
- It was a fun day yesterday.
- Dün eğlenceli bir gündü.
- What time did you go to sleep yesterday?
- Dün saat kaçta yattın?
- I caught three fish yesterday.
- Dün üç balık yakaladım.
- I hung out with Tom yesterday.
- Ben dün Tom ile takıldım.
- I got married yesterday.
- Ben dün evlendim.
- I thought I gave you the key yesterday.
- Dün anahtarı sana verdiğimi düşündüm.
- How much chocolate did Tom eat yesterday?
- Tom dün ne kadar çikolata yedi?
- Tom is the one who broke the window yesterday.
- Tom dün camı kıran kişidir.
- I became acquainted with your father yesterday.
- Dün babanla tanıştım.
- She didn't go yesterday.
- O dün gitmedi.
- You played hooky yesterday?
- Dün okulu mu astın?
- Tom was swimming with us yesterday.
- Tom dün bizimle yüzüyordu.
- I cannot tell you everything that happened to me yesterday.
- Dün başıma gelen her şeyi sana söyleyemem.
- Did you swim yesterday?
- Dün yüzdün mü?
- Tom wore one of my shirts yesterday.
- Tom dün gömleklerimden birini giydi.
- Yesterday, Mary gave me a book with a blue cover.
- Dün Mary bana mavi kaplı bir kitap verdi.
- Where did you go yesterday?
- Dün nereye gittin?
- They weren't at home yesterday.
- Dün evde değillerdi.
- I didn't come to school yesterday because I had to go to a funeral.
- Dün okula gelmedim çünkü cenazeye gitmem gerekiyordu.
- I received your letter the day before yesterday.
- Mektubunuzu dünden önceki gün aldım.
- My mother went shopping downtown yesterday.
- Annem dün çarşıya alışverişe gitti.
- Dan came for a visit yesterday.
- Dan dün bir ziyaret için geldi.
- Yesterday, she committed suicide.
- Dün, o intihar etti.
- I'm sorry about yesterday.
- Dün için özür dilerim.
- Everyone laughed at me yesterday.
- Dün herkes bana güldü.
- We had fun yesterday.
- Dün eğlendik.
- He was sick in bed all day yesterday.
- Dün bütün gün yatakta hastaydı.
- Did you speak to him yesterday?
- Dün onunla konuştun mu?
- Did you go to office yesterday?
- Dün ofise gittin mi?
Show More (1995)
|
