|
- My older boy wants nothing to do with his younger brothers.
- Benim büyük oğlum küçük kardeşi ile hiçbir şey yapmak istemiyor.
- My older boy wants nothing to do with his younger brothers.
- Büyük oğlum küçük kardeşleriyle hiçbir şey yapmak istemiyor.
- He's my younger brother.
- O benim küçük kardeşim.
- You must be Tom's younger brother.
- Sen Tom'un küçük kardeşi olmalısın.
- Tom had one younger brother.
- Tom'un bir küçük kardeşi vardı.
- Do you have a younger brother?
- Senin küçük kardeşin var mı?
- Tom looks older than his younger brother.
- Tom küçük kardeşinden daha yaşlı görünüyor.
- I've always wanted to meet your younger brother.
- Her zaman küçük kardeşinle tanışmak istemişimdir.
- The boy who came yesterday was my younger brother.
- Dün gelen çocuk benim küçük kardeşimdi.
- My younger brother watches TV.
- Küçük kardeşim televizyon izliyor.
- My younger brother can run about as fast as I can.
- Küçük kardeşim de benim kadar hızlı koşabiliyor.
- Tom had to share a bedroom with his younger brother.
- Tom küçük kardeşiyle yatak odasını paylaşmak zorunda kaldı.
- My younger brother said that he'd had a nightmare that night.
- Küçük kardeşim o gece bir kabus gördüğünü söyledi.
- It drives me insane how intolerable my younger brother is.
- Küçük kardeşimin bu kadar tahammül edilemez olması beni deli ediyor.
- John is my younger brother.
- John benim küçük kardeşim.
- You should be setting a good example for your younger brother.
- Küçük kardeşine iyi bir örnek olmalısın.
- Where is your other younger brother?
- Diğer küçük kardeşin nerede?
- My younger brother is watching TV.
- Küçük kardeşim televizyon izliyor.
- Tom is John's younger brother.
- Tom, John'un küçük kardeşi.
- Mary lives in an apartment with her mother and two younger brothers.
- Mary, annesi ve iki küçük kardeşiyle birlikte bir apartman dairesinde yaşıyor.
- My younger brother swims every day in the summer.
- Küçük kardeşim yazın her gün yüzer.
- My younger brother really likes to take photos of mountains.
- Küçük kardeşim dağların fotoğrafını çekmeyi çok sever.
- Tom mistook me for my younger brother.
- Tom beni küçük kardeşimle karıştırdı.
- She helped her younger brother with his homework.
- Küçük kardeşine ev ödevinde yardım etti.
- Tom is Mary's younger brother.
- Tom, Mary'nin küçük kardeşi.
- This bike belongs to my younger brother.
- Bu bisiklet küçük kardeşime ait.
- Tom has to take care of his younger brother.
- Tom küçük kardeşine bakmak zorunda.
- My youngest brother is still asleep.
- En küçük kardeşim hala uyuyor.
- Tom used to torment his younger brother.
- Tom küçük kardeşine eziyet ederdi.
- I get along with my younger brother.
- Küçük kardeşimle iyi geçiniyorum.
- You can't mistake him for his younger brother.
- Onu küçük kardeşiyle karıştıramazsın.
- His younger brother went to Shanghai the day before yesterday.
- Küçük kardeşi önceki gün Şangay'a gitti.
- Then the younger brother set off, and the elder remained behind.
- Sonra küçük kardeş yola çıktı ve büyük kardeş geride kaldı.
- Tom is a friend of my wife's younger brother.
- Tom karımın küçük kardeşinin arkadaşı.
- Whenever I see you, I always think of my younger brother.
- Ne zaman seni görsem, aklıma hep küçük kardeşim geliyor.
- She helped her younger brother finish his picture.
- Küçük kardeşinin resmini bitirmesine yardım etti.
- My younger brother used to often stay up all night reading novels.
- Küçük kardeşim sık sık bütün gece roman okurdu.
- I wish Tom were my younger brother.
- Keşke Tom benim küçük kardeşim olsaydı.
- It's my younger brother's.
- Bu benim küçük kardeşimin.
- Do you have younger brothers?
- Küçük kardeşlerin var mı?
- The boy playing the guitar is my younger brother.
- Gitar çalan çocuk benim küçük kardeşim.
- Tom looks older than his younger brother.
- Tom küçük kardeşinden daha büyük görünüyor.
- This is my younger brother.
- Bu benim küçük kardeşim.
- You must be Tom's younger brother.
- Tom'un küçük kardeşi olmalısın.
- I thought he was my younger brother.
- Küçük kardeşim sandım.
- Tom shared his bedroom with his younger brother.
- Tom yatak odasını küçük kardeşiyle paylaşırdı.
- Tom is my youngest brother.
- Tom benim en küçük kardeşim.
- I usually swim with my younger brother.
- Genelde küçük kardeşimle yüzerim.
- I wish he were my younger brother.
- Keşke benim küçük kardeşim olsaydı.
- Tom has three younger brothers.
- Tom'un üç küçük kardeşi var.
- I'm Tom's younger brother.
- Ben Tom'un küçük kardeşiyim.
- Tom mistook me for my younger brother.
- Tom beni küçük kardeşim sandı.
- He mistook me for my younger brother.
- Beni küçük kardeşimle karıştırdı.
- Does Tom have a younger brother?
- Tom'un küçük kardeşi var mı?
- Then the younger brother set off, and the elder remained behind.
- Sonra küçük kardeş yola çıktı ve büyük geride kaldı.
- My younger brother is still sleeping.
- Küçük kardeşim hala uyuyor.
- My younger brother is taller than me.
- Küçük kardeşim benden daha uzun.
- Tom was my younger brother's roommate in college.
- Tom üniversitede küçük kardeşimin oda arkadaşıydı.
- My younger brother went to school.
- Küçük kardeşim okula gitti.
- My younger brother is taller than I am.
- Küçük kardeşim benden daha uzun.
- Tom is my younger brother.
- Tom benim küçük kardeşim.
- She fell in love with her boyfriend's younger brother.
- Erkek arkadaşının küçük kardeşine aşık oldu.
- My younger brother is learning to read English.
- Küçük kardeşim İngilizce okumayı öğreniyor.
- My younger brother named his cat Hanako.
- Küçük kardeşim kedisine Hanako adını verdi.
- How tall is your youngest brother?
- En küçük kardeşinin boyu kaç?
- I've been staying at my younger brother's house on Park Street.
- Küçük kardeşimin Park Caddesi'ndeki evinde kalıyordum.
- When our parents aren't there, my younger brother takes on a completely different manner.
- Ebeveynlerimiz yanımızda olmadığında, küçük kardeşim tamamen farklı bir tavır takınıyor.
- I can't tell Tom and his younger brother apart.
- Tom ve küçük kardeşini birbirinden ayıramıyorum.
- My younger brother is yelling loudly.
- Küçük kardeşim yüksek sesle bağırıyor.
- He was mistaken for his younger brother.
- Küçük kardeşi ile karıştırıldı.
- Tom's younger brother is dating Mary's older sister.
- Tom'un küçük kardeşi Mary'nin ablasıyla çıkıyor.
Show More (68)
|