çok iş - Turco Inglés Diccionario
Historia

çok iş



Significados de "çok iş" en diccionario inglés turco : 4 resultado(s)

Turco Inglés
General
çok iş overwork n.
Idioms
çok iş a lot on (one's) plate n.
çok iş full plate n.
Speaking
çok iş too much work n.

Significados de "çok iş" con otros términos en diccionario inglés turco: 147 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
çok az iş/çalışma/emek lack of work n.
General
çok iyi bir iş a plum post n.
çok kolay iş snap n.
başarı ihtimali az olup gerçekleşince kazancı çok olan bir iş a long shot n.
çok emek isteyen iş a demanding job n.
çok iyi bir iş a plum job n.
çok kolay iş child's play n.
insana çok sıkıntı çektiren iş ordeal n.
az yoran ve çok kazandıran iş rocking chair job n.
az zamana çok iş sığdırma zorunluluğu time pressure n.
çok iş bekleyen patron a demanding boss n.
çok kazanç getiren iş money-spinner n.
çok önemli iş adamı baron n.
çok etkili iş adamı baron n.
çok karlı iş bonanza n.
çok kazandıran iş thrift [scottish] n.
iş veya toplantı için en çok istenen veya sevilen kişilerin listesi a list n.
altından kalkamayacak kadar çok iş üstlenmek overreach oneself v.
çok iş görmek go far v.
pek çok gönüllü iş yapmak do a lot of volunteer work v.
iş yerinde çok fazla zaman harcamak spend a lot of time at work v.
savunmayı aynı anda çok fazla iş yapmaya zorlamak open up v.
çok ayrıntılı ve çok iş isteyen elaborate adj.
ufak ayrıntıları insanı çok uğraştıran (iş) niggling adj.
Phrasals
(bir iş üzerinde) çok sıkı çalışmak bang (away) at v.
Phrases
(az el aş kotarır,) çok el iş kotarır cheaper by the dozen expr.
Proverb
çok işe başlayan az iş bitirir he who begins many things, finishes but few
çok kişiyle yapılan iş eğri büğrü/eciş bücüş olur a camel is a horse designed by a committee
ağzı çok laf yapanın elinden pek iş gelmez great talkers are little doers
Colloquial
çok zor iş the devil n.
çok kolay (iş) blow-off n.
çok kolay iş child's play n.
çok az iş/çalışma/emek a bit of work n.
iş hayatında çok çabuk yükselen kimse go-getter n.
iş hayatında çok çabuk yükselen kimse ball of fire n.
iş hayatında çok çabuk yükselen kimse whizz-kid n.
iş hayatında çok çabuk yükselen kimse whiz-kid n.
çok iş bekleyen kimse ball-breaker n.
çok iş bekleyen kimse ball-buster n.
çok kolay iş blow off n.
çok iyi bir iş yapmak do a hell of a job v.
kısa zamanda çok iş almak job-hop v.
az laf çok iş less talk more work expr.
çok iyi iş! nice work! [uk] exclam.
Idioms
çok karlı bir fırsat/girişim/iş gold mine n.
çok zor iş/görev labor of hercules n.
çok zor iş/görev a labour of hercules n.
çok güç iş/görev labor of hercules n.
çok güç iş/görev a labour of hercules n.
bir iş kolunda çok başarılı olan/önde gelen ve nüfuzlu kişi/şirket ya da kuruluş big-time operator n.
bir iş kolunda çok başarılı olan/önde gelen ve nüfuzlu kişi/şirket ya da kuruluş bto (big time operator) n.
iş yerlerinin olmadığı daha çok evlerin bulunduğu bölge bedroom community n.
çok iş değiştirme checkered career n.
çok iş değiştirme a chequered career n.
çok para getiren karlı iş cash cow n.
çok para getiren karlı iş money-spinner n.
çok para kazandıran iş a nice little earner (brit) n.
çok para getiren karlı iş moneymaker n.
çok para getiren karlı iş money-maker n.
çok karlı iş money spinner n.
kısa sürede çok kazandıran karlı iş land-office business n.
birine çok miktarda/ciddi eleştiri getirecek iş/dava hospital pass n.
çok tehlikeli iş, plan ya da işlem high-wire act n.
aynı anda yapılması mümkün olmayacak kadar çok iş/proje lots of irons in the fire n.
aynı anda yapılması mümkün olmayacak kadar çok iş/proje too many irons in the fire n.
çok zor bir iş a devil of a job n.
çok vakit ve çaba gerektiren iş a full-time job n.
çok vakit alan iş a full-time job n.
çok karlı iş/faaliyet a gold mine n.
çok kazançlı iş/faaliyet a gold mine n.
az emek harcayıp çok para kazanılan iş/makam/durum a gravy train n.
uzun vadede kolay yoldan çok para getiren iş/makam/durum a gravy train n.
çok zor iş/görev labor of hercules n.
çok güç iş/görev labor of hercules n.
yapacak çok şey/iş a lot on (one's) plate n.
yapılması gereken çok şey/iş a lot on (one's) plate n.
çok fazla iş a lot on (one's) plate n.
az konuşup çok iş yapan/çalışan kimse a man/woman/person of action n.
az konuşup çok iş yapan/çalışan adam man of action n.
çok kolay iş a walk in the park n.
çok kolay iş can of corn n.
az emek harcanan ama çok para kazanılan iş/makam/duruma gelmek board the gravy train v.
az emek harcanan ama çok para kazanılan iş/makam/duruma gelmek climb on the gravy train v.
az emek harcanan ama çok para kazanılan iş/makam/duruma gelmek get on the gravy train v.
(her gerektiğinde) çok çalışarak iyi iş çıkarmak answer the bell v.
çok kötü bir iş çıkarmak make a poor fist of (something) v.
çok iş yapmak do a land-office business v.
çok iyi bir iş çıkarmak make a good fist of doing something v.
çok karlı bir iş yapmak do a roaring business v.
çok karlı bir iş yapmak do a roaring trade v.
(mağaza/iş yeri) çok rağbet gören ve kalabalık bir yerde olmak be in the thick of something v.
çok para getiren bir iş olmak be a licence to print money v.
çok iş yapmak be doing a land-office business v.
çok iş yapmak be doing a land-office business [us] v.
çok iş yapmak be doing land-office business [us] v.
(bir şeyde) çok karlı bir iş yapmak do a roaring trade (in something) v.
çok iş görmek stand in good stead v.
çok laf az iş all mouth and no action expr.
(az el aş kotarır,) çok el iş kotarır cheaper by the dozen expr.
çok ciddi iş no laughing matter expr.
daha yapılacak çok iş var there's a whole heap more work to be done expr.
daha yapılacak çok iş var there's a whole lot more work to be done expr.
çok iyi bir iş/parti/hikaye a whale of a (job/party/story) expr.
laf çok iş yok talk the talk ... walk the walk expr.
başımıza çok büyük iş açılır there will be the deuce to pay expr.
(birinin) elinde/yapması gereken çok iş var (one's) hands are full expr.
Speaking
çok iyi iş çıkartıyorsun you're doing a great job expr.
ona hakkını vermelisin çok iyi bir iş çıkardı you've really got to hand it to him he has done a fine job expr.
o çok iş ister that will take a lot of work expr.
Trade/Economic
bir çok iş dalında faaliyet gösteren şirket composite company n.
çok emek/çalışma/yetenek gerektiren iş/görev demanding assignment n.
çok karlı iş roaring trade n.
çok karlı iş roaring business n.
kısa sürede çok iş değiştiren kimse job jumper n.
kısa sürede çok iş değiştiren kimse job hopper n.
çok zengin iş adamı business leader n.
çok zengin iş adamı big businessman n.
büyük kar beklentisi taşıyarak çok az bilgi ve iş tecrübesi ile yapılan yatırım flyer n.
Industry
iş etkinliğinin en çok olduğu dönem upcycle n.
Computer
çok iş düzeni multitasking n.
en çok iş parçacığı maximum threads n.
Informatics
çok iş parçacıklı multithreaded adj.
Construction
arazi üzerinde paletli ya da yığın halde her türlü yükün taşınması ve yüklenmesi gibi çeşitli işlerde kullanılan çok işlevli iş makinesi telehandler n.
arazi üzerinde paletli ya da yığın halde her türlü yükün taşınması ve yüklenmesi gibi çeşitli işlerde kullanılan çok işlevli iş makinesi telescopic handler n.
Slang
çok kolay iş picnic n.
çok kolay iş cinch n.
çok/son derece zor (bir iş) ball-buster n.
çok kolay iş walkover n.
çok/son derece zor (bir iş) ball-breaker n.
çok kolay iş pushover n.
çok para kazandıran iş a money-spinner n.
çok kolay iş breeze n.
çok kolay iş duck soup n.
çok kolay iş piece of cake n.
çok kolay iş snap n.
kalitesiz iş yapıp çok büyük paralar isteyen sahtekar tamirci cowboy builder n.
çok zor iş bitch n.
çok iş yüklemek break (someone's) balls v.
çok iş yüklemek break (someone's) stones v.
çok iş yüklemek bust (someone's) balls v.
çok iş yüklemek bust (someone's) stones v.
çok iş yüklemek break someone’s balls v.
kısa sürede çok iş çıkaran ball-busting adj.
British Slang
çok zor bir iş a cow of a job n.
Modern Slang
çok iyi iş anlaşması a catch n.
(iş/çalışmak için) sabah çok erken kalkma all morninger n.
toplumsal olaylarla ilgili sosyal medyadan paylaşım yapıp çok iş yapmış/yardımcı olmuşçasına yorulma allyship fatigue n.