(bir şeye) takmak - Turco Inglés Diccionario
Historia

(bir şeye) takmak



Significados de "(bir şeye) takmak" en diccionario inglés turco : 4 resultado(s)

Turco Inglés
Phrasals
(bir şeye) takmak stick into (something) v.
(bir şeye) takmak toss into (something) v.
(bir şeye) takmak fit on (something) v.
Colloquial
(bir şeye) takmak be anal about it v.

Significados de "(bir şeye) takmak" con otros términos en diccionario inglés turco: 74 resultado(s)

Turco Inglés
General
bir şeyi başka bir şeye fermuarla takmak zipper one thing into another v.
(bir şeye) ağızlık takmak bemuzzle v.
Phrasals
(bir şeyi bir şeye) takmak affix (something) to (something) v.
(bir şeyi birine veya bir şeye) takmak affix something to someone or something v.
(birine veya bir şeye) takmak pick away at (something) v.
(bir şeyi birine/bir şeye) kancayla takmak hook (something) onto (someone or something) v.
bir şeyi bir şeye takmak pin something on something v.
bir şeyi bir şeye takmak pin something onto something v.
(bir şeye) şıp diye oturtmak/takmak snap into (something) v.
bir şeyi bir şeye takmak screw something into something v.
(bir şeyi başka bir şeye) takmak/asmak mount (something) on (something else) v.
bir şeyi bir şeye takmak/asmak mount something on something v.
bir şeye takmak/asmak mount up v.
(bir şeyi bir şeye) raptiyeyle/çiviyle takmak tack (something) onto (something else) v.
bir şeyi bir şeye çakarak takmak hammer something onto something v.
bir şeyi bir şeye vurarak takmak hammer something onto something v.
bir şeyi bir şeye çakarak takmak hammer something on v.
bir şeyi bir şeye vurarak takmak hammer something on v.
bir şeyi birine/bir şeye takmak strap something on to someone or something v.
bir şeyi birine/bir şeye takmak strap something on v.
(bir şeyi bir şeye) sıkıca tutturmak/takmak rivet (something) onto (something) v.
(bir şeyi bir şeye) sıkıca takmak tighten (something) onto (something else) v.
bir şeyi bir şeye takmak append something onto something v.
bir şeyi bir şeye takmak append something to something v.
bir şeye takmak/takılmak attach to something v.
bir şeye kafasını takmak bother about something v.
bir şeyi bir şeye takmak catch something on something v.
birine/bir şeye bir şey takmak hang something on someone or something v.
birine/bir şeye kafayı takmak fix upon someone or something v.
birine/bir şeye kafayı takmak fix (on someone or something v.
bir şeyi bir şeye takmak fix something on something v.
bir şeyi bir şeye takmak fix something onto something v.
(birine/bir şeye) kafayı takmak fix on (someone or something) v.
bir şeyi (birine/bir şeye) takmak/iliştirmek hook something on (to someone or something) v.
bir şeyi (birine/bir şeye) kancayla takmak/kancalamak hook something on (to someone or something) v.
(birine/bir şeye bir şey) nakletmek/takmak implant (something) in (someone or something) v.
(birine/bir şeye bir şey) nakletmek/takmak implant (something) into (someone or something) v.
(birine/bir şeye/kendine bir şey) etiketi yapıştırmak/takmak label (someone, something, or oneself) with (something) v.
(bir şeyi başka bir şeye) çiviyle takmak/sabitlemek/asmak nail (something) onto (something else) v.
(bir şeyi başka bir şeye) çiviyle takmak/sabitlemek/asmak nail (something) to (something else) v.
(bir şeyi bir şeye) takmak/çakmak tail (something) in(to) (something) [dated] v.
(bir şeyi bir şeye) sıkıca bağlamak/takmak tighten (something) on (something else) v.
Colloquial
(birine/bir şeye) kulp takmak find fault (with someone or something) v.
(birine/bir şeye) kulp takmak find fault (with somebody/something) v.
Idioms
(bir şeye) takılmak/kafayı takmak be down with (something) v.
bir şeye takmak be all about something v.
bir şeye kafasını takmak get a hang-up about something v.
bir şeye aklını takmak have something on the brain v.
bir şeye kafasını takmak bother one's pretty little head about something v.
(önemsiz bir şeye) kafasını takmak get one's knickers in a knot v.
(önemsiz bir şeye) kafasını takmak get one's knickers in a twist v.
önemsiz bir şeye kafayı takmak get (one's) panties in a knot v.
önemsiz bir şeye kafayı takmak get (one's) panties in a twist v.
önemsiz bir şeye kafayı takmak get (one's) shorts in a knot v.
önemsiz bir şeye kafayı takmak have (one's) knickers in a twist v.
bir şeye kafayı takmak be like a dog with a bone v.
birine/bir şeye kafasını takmak bother one's (pretty little) head about someone or something v.
birine/bir şeye kancayı takmak get (one's) hooks into (someone or something) v.
önemsiz bir şeye kafayı takmak get (one's) panties in a bunch [us/south africa] v.
aklını (birine/bir şeye) takmak have (someone or something) on one's mind v.
(birine/bir şeye) kafayı takmak have (someone or something) on one's mind v.
aklını (birine/bir şeye) takmak have (someone or something) on the brain v.
(birine/bir şeye) kafayı takmak have (someone or something) on the brain v.
aklını (birine/bir şeye) takmak have (someone or something) on the brain v.
(birine/bir şeye) kafayı takmak have (someone or something) on the brain v.
(birine/bir şeye) kafayı takmak ve onunla uğraşmak have a hard-on for (someone or something) v.
birine/bir şeye kafayı takmak have someone or something on one's mind v.
birine/bir şeye kafayı takmak have someone or something on the brain v.
birine/bir şeye aklını takmak have somebody/something on the brain v.
birine/bir şeye kafayı takmak be heavy into someone or something v.
(birine/bir şeye) kancayı takmak make a dead set at (someone or something) [obsolete] v.
Technical
(bir şeye) konveyör takmak conveyorize v.
(bir şeye) konveyör takmak conveyorise v.
Slang
önemsiz bir şeye kafayı takmak get (one's) panties in a wad v.