Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Sinónimo
Sobre nosotros
Herramientas
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Sobre nosotros
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés
Historia
(birini bir şey) yapmak
Significados de
"(birini bir şey) yapmak"
en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
Phrasals
1
Phrasals
(birini bir şey) yapmak
ordain (one) as (something)
v.
Significados de
"(birini bir şey) yapmak"
con otros términos en diccionario inglés turco: 48 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
(birini, bir grubu) bir şey yapmak için ikna etmeye çalışmak
woo
v.
Phrasals
2
Phrasals
(birini/bir şeyi) bir şey yapmak zorunda bırakmak
force on (someone or something)
v.
3
Phrasals
birini bir şey yapmak için harekete geçirmek
stir someone into something
v.
4
Phrasals
birini bir şey yapmak için harekete geçirmek
stir someone to something
v.
5
Phrasals
(birini bir şey) yapmak zorunda bırakmak
terrify (one) into (something)
v.
6
Phrasals
birini bir şey yapmak zorunda bırakmak
terrify someone into something
v.
7
Phrasals
birini bir şey yapmak zorunda bırakmak
terrorize someone into something
v.
8
Phrasals
(birini bir şey) yapmak zorunda bırakmak
terrorize (one) into (something)
v.
9
Phrasals
(birini/kendini bir şey) hakkında bilgi sahibi yapmak
verse (someone or oneself) in (something)
v.
10
Phrasals
(birini/bir şeyi/kendini biri/bir şey) yapmak
set (someone, something, or oneself) up as (someone or something)
v.
11
Phrasals
(birini/bir şeyi/kendini biri/bir şey) yapmak için gerekli ayarlamaları yapmak
set (someone, something, or oneself) up as (someone or something)
v.
12
Phrasals
(birini/bir şeyi/kendini biri/bir şey) konumuna getirmek için gereken düzenlemeleri yapmak
set (someone, something, or oneself) up as (someone or something)
v.
13
Phrasals
birini/bir şeyi bir şey yapmak
set someone or something up as something
v.
14
Phrasals
birini/bir şeyi bir şey yapmak için gerekli ayarlamaları yapmak
set someone or something up as something
v.
15
Phrasals
birini/bir şeyi bir şey yapmak için gerekli düzenlemeleri yapmak
set someone or something up as something
v.
16
Phrasals
(birini) bir şey yapmak
name (one) as
v.
17
Phrasals
birini (bir şey) yapmak zorunda/mecburiyetinde bırakmak
bounce into (something)
v.
18
Phrasals
(birini) bir şey yapmak zorunda bırakmak
bounce into (someone)
v.
19
Phrasals
(birini bir şey yapmak) zorunda bırakmak
call upon (someone)
v.
20
Phrasals
(birini bir şey yapmak) zorunda bırakmak
compel (someone) to (do something)
v.
21
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şey) yapmak
establish (someone or something) in (something)
v.
22
Phrasals
(birini bir şey yapmak) zorunda bırakmak
obligate (one) to
v.
23
Phrasals
(birini bir şey yapmak) zorunda bırakmak
oblige (one) to (do something)
v.
24
Phrasals
(birini bir şey) yapmak zorunda bırakmak
push (someone) into (something)
v.
25
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şey) yapmak
set up as
v.
26
Phrasals
(birini/kendini bir şey yapmak konusunda) tatlı dille kandırmak
talk (someone or oneself) into (doing) (something)
v.
27
Phrasals
(birini bir şey yapmak) zorunda bırakmak
torment (one) into (doing something)
v.
28
Phrasals
(birini bir şey yapmak) zorunda bırakmak
torture (one) into (doing something)
v.
Colloquial
29
Colloquial
uyuşturucu alım satımı, birini soyma, dolandırıcılık suç teşkil eden bir şey yapmak
make a score
v.
Idioms
30
Idioms
(birini) gücendirecek bir şey yapmak
tread on one's toes
v.
31
Idioms
birini (bir şey yapmak için) kandırmak
fool someone into something
v.
32
Idioms
bilerek/haince birini üzecek bir şey yapmak
spit in the eye of someone
v.
33
Idioms
bilerek/haince birini kızdıracak bir şey yapmak
spit in the eye of someone
v.
34
Idioms
bilerek/haince birini sinirlendirecek bir şey yapmak
spit in the eye of someone
v.
35
Idioms
(kendini/birini) yaralayacak bir şey yapmak
do (oneself or someone) an injury
v.
36
Idioms
(kendini/birini) incitecek bir şey yapmak
do (oneself or someone) an injury
v.
37
Idioms
(birini) sinirlendirecek bir şey yapmak
get in wrong with (someone)
v.
38
Idioms
(birini) sinirlendirecek bir şey yapmak
get on (someone's) bad side
v.
39
Idioms
(birini) sinirlendirecek bir şey yapmak
get on the bad side of (someone)
v.
40
Idioms
(birini) harekete geçmek/bir şey yapmak zorunda bırakmak
shake (one's) tree
v.
41
Idioms
(birini) onurlandıracak/gururlandıracak bir şey yapmak
do (one) an honor
v.
42
Idioms
birini onurlandıracak/gururlandıracak bir şey yapmak
do somebody an honour
v.
43
Idioms
(birini seçmek/bir şey yapmak için) adçekmek
cast/draw lots (for something/to do something)
v.
44
Idioms
(birini seçmek/bir şey yapmak için) ad çekmek
cast/draw lots (for something/to do something)
v.
45
Idioms
(birini seçmek/bir şey yapmak için) kura çekmek
cast/draw lots (for something/to do something)
v.
46
Idioms
(birini seçmek/bir şey yapmak için) kur'a çekmek
cast/draw lots (for something/to do something)
v.
47
Idioms
(birini seçmek/bir şey yapmak için) çekiliş yapmak
cast/draw lots (for something/to do something)
v.
48
Idioms
(birini seçmek/bir şey yapmak için) ad çekme
cast/draw lots (for something/to do something)
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of (birini bir şey) yapmak
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy