Historia

(birini bir şeyden) etmek

Significados de "(birini bir şeyden) etmek" en diccionario inglés turco : 2 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Phrasals
1	Phrasals	(birini bir şeyden) etmek	deprive (one) of (something) v.
Colloquial
2	Colloquial	(birini bir şeyden) etmek	do (someone) out of (something) v.

Significados de "(birini bir şeyden) etmek" con otros términos en diccionario inglés turco: 70 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	birini bir şeyden mahrum etmek	strip someone of v.
2	General	bir şeyden dolayı birini takdir etmek	give someone credit for v.
3	General	birini bir şeyden haberdar etmek	inform somebody of something v.
Phrasals
4	Phrasals	(birini/bir şeyi sıralamada başka birinden/bir şeyden) arkasında/gerisinde bitireceğini tahmin etmek	place someone or something behind someone or something v.
5	Phrasals	(birini bir şeyden) mahrum/yoksun etmek/bırakmak	rob someone of something v.
6	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyden) ekarte etmek	eliminate (someone or something) from (something) v.
7	Phrasals	birini/bir şeyi bir şeyden ekarte etmek	eliminate someone or something from something v.
8	Phrasals	(birini bir şeyden) önceden haberdar etmek	forewarn (someone) of (something) v.
9	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) men etmek	seal (someone or something) off from (someone or something) v.
10	Phrasals	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) tamamen tecrit etmek	seal (someone or something) off from (someone or something) v.
11	Phrasals	(birini bir şeyi birinden/bir şeyden) tamamen izole etmek	seal (someone or something) off from (someone or something) v.
12	Phrasals	birini bir şeyden mahrum etmek	cheat somebody out of something v.
13	Phrasals	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırt etmek	differentiate (someone or something) from (someone or something) v.
14	Phrasals	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırt etmek	discern (someone or something) from (someone or something) v.
15	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyden) taburcu etmek	discharge (someone or something) from (something) v.
16	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyden) azat etmek	discharge (someone or something) from (something) v.
17	Phrasals	birini/bir şeyi bir şeyden diskalifiye etmek/men etmek	disqualify someone or something for something v.
18	Phrasals	birini/bir şeyi bir şeyden diskalifiye etmek/men etmek	disqualify someone or something from something v.
19	Phrasals	birini bir şeyden dolayı/bir şey için onore etmek	honor someone for something v.
20	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyden) mahrum etmek	rob (someone or something) of (something) v.
21	Phrasals	(birini bir şeyden) haberdar etmek	turn (one) on to (something) v.
22	Phrasals	(birini bir şeyden) haberdar etmek	run (something) by (one) v.
23	Phrasals	(birini/bir hayvanı) bir şeyden/yerden tahliye etmek	lead (someone or an animal) out of something v.
24	Phrasals	(birini bir şeyden/yerden) kapı dışarı etmek	put (one) out of (something or some place) v.
25	Phrasals	(birini/bir hayvanı) bir şeyden/yerden kapı dışarı etmek	put (someone or an animal) out of something v.
26	Phrasals	(birini/bir hayvanı) bir şeyden/yerden kapı dışarı etmek	put (someone or an animal) out v.
27	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri kabul etmek	allow (someone or something) in (something or some place) v.
28	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri kabul etmek	allow (someone or something) into (something or some place) v.
29	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri kabul etmek	allow (someone or something) in (something or some place) v.
30	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri kabul etmek	allow (someone or something) into (something or some place) v.
31	Phrasals	birini bir şeyden haberdar etmek	apprise someone of something v.
32	Phrasals	birini/bir grubu bir şeyden haberdar etmek	bring something before someone or something v.
33	Phrasals	birini bir şeyden feragat etmeye ikna etmek	cajole someone out of something v.
34	Phrasals	birini bir şeyden feragat etmeye ikna etmek	cajole (one) out of (something) v.
35	Phrasals	(birini/bir hayvanı) bir şeyden çıkmaya ikna etmek	coax (someone or an animal) out of something v.
36	Phrasals	(birini/bir hayvanı bir şeyden) çıkmaya ikna etmek	coax (someone or something) out of (something) v.
37	Phrasals	(birini bir şeyden) dolayı suçlamak/ihbar etmek	denounce (one) for (something) v.
38	Phrasals	birini birinden/bir şeyden mahrum etmek	deny someone or something to someone v.
39	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyden) mahrum etmek	deny (something) to (someone or something) v.
40	Phrasals	birini bir şeyden mahrum etmek	deprive someone of something v.
41	Phrasals	birini bir şeyden etmek	deprive someone of something v.
42	Phrasals	(birini bir şeyden) mahrum etmek	deprive (one) of (something) v.
43	Phrasals	(birini/bir şeyi başka birinden/bir şeyden) ayırt etmek	differentiate (someone or something) from (someone or something else) v.
44	Phrasals	birini/bir şeyi (başka) bir şeyden ayırt etmek	discern someone or something from something (else) v.
45	Phrasals	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırt etmek	discern between (someone or something) and (someone or something) v.
46	Phrasals	birini bir şeyden etmek	dispossess someone of something v.
47	Phrasals	(birini bir şeyden bir şeye) tahliye etmek	evacuate someone (from something) (to something) v.
48	Phrasals	(birini bir şeyden) haberdar etmek	inform (one) about (something) v.
49	Phrasals	(birini bir şeyden) haberdar etmek	inform (one) of (something) v.
50	Phrasals	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) izole etmek/yalıtmak	insulate (someone or something) from (someone or something) v.
51	Phrasals	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) tecrit etmek	isolate (someone or something) from (someone or something) v.
52	Phrasals	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) izole etmek	isolate (someone or something) from (someone or something) v.
53	Phrasals	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırt etmek	know (someone or something) from (someone or something else) v.
54	Phrasals	(birini) hileyle (bir şeyden) etmek	maneuver (one) out of (something) v.
55	Phrasals	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) bakarak kontrol etmek	match (someone or something) (up) with (someone or something else) v.
56	Phrasals	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) bakarak kontrol etmek	match (someone or something) against (someone or something else) v.
57	Phrasals	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) bakarak kontrol etmek	match up (someone or something) with (someone or something else) v.
58	Phrasals	hileyle (birini bir şeyden) etmek	mulct (one) out of (something) v.
59	Phrasals	hileyle (birini bir şeyden) etmek	mulct out of v.
60	Phrasals	(birini) zorla (bir şeyden/yerden) ekarte etmek	muscle (one) out (of something or some place) v.
61	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) tamamen silmek/yok etmek	obliterate (someone or something) from (something or some place) v.
62	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) yok etmek	root (someone or something) out of (something or some place) v.
63	Phrasals	(birini bir şeyden/bir yerden) def etmek	roust (one) out of (something) v.
64	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) tahliye etmek	turn (someone or something) out of (something or some place) v.
Idioms
65	Idioms	(birini bir şeyden) ekarte etmek	knock (someone) out of (something) v.
66	Idioms	(birini bir şeyden) bertaraf etmek	knock (someone) out of (something) v.
67	Idioms	birini (bir şeyden) haberdar etmek	bring (something) to (one's) attention v.
68	Idioms	birini bir şeyden/birinden haberdar etmek	bring someone or something to someone's attention v.
69	Idioms	birini bir şeyden haberdar etmek	bring something to someone's attention v.
70	Idioms	birini (bir şeyden/bir şey hakkında) haberdar etmek	keep somebody posted (on/of/about something) v.