as soon as - Turco Inglés Diccionario
Historia

as soon as

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "as soon as" en diccionario turco inglés : 8 resultado(s)

Inglés Turco
General
as soon as conj. derhal
as soon as conj. ile birlikte
as soon as conj. en kısa zamanda
as soon as conj. ile beraber
as soon as conj. mümkün olduğu kadar çabuk
as soon as conj. ister istemez
as soon as conj. yapar yapmaz
as soon as conj. -er -mez

Significados de "as soon as" con otros términos en diccionario inglés turco: 119 resultado(s)

Inglés Turco
General
as soon as possible adv. bir an önce
as soon as possible adv. olabildiğince çabuk
as soon as possible adv. ilk fırsatta
as soon as possible adv. mümkün olduğunca en kısa zamanda
as soon as not adv. daha çok istekle
as soon as possible adv. en kısa zamanda
as soon as possible adv. mümkün olduğunca çabuk
as soon as possible adv. hemen
as soon as possible adv. vakit geçirmeden
as soon as possible adv. en kısa sürede
as soon as possible adv. mümkün olduğu kadar çabuk
as soon as possible adv. mümkün olan en kısa zamanda
as soon as possible adv. mümkün olan en kısa sürede
a.s.a.p. (as soon as possible) adv. en kısa zamanda
asap (as soon as possible) adv. en kısa zamanda
just as soon as conj. en kısa zamanda
Phrases
as soon as one comes expr. ayağının tozuyla
inform me as soon possible expr. beni derhal bilgilendirin
as soon as practicable expr. mümkün olan en makul sürede
Colloquial
had (just) as soon (do something) v. (bir şey yapmayı) tercih etmek
had (just) as soon (do something) v. (bir şey yapmayı) yeğlemek
had (just) as soon (do something) v. (bir şeyi yapsa) daha iyi olmak
had (just) as soon (do something) v. (bir şeyi yapması) daha iyi olmak
had (just) as soon (do something) v. en iyisi (bir şeyi yapması) olmak
had (just) as soon (do something) v. (bir şey) yerine (başka bir şey yapmayı) tercih etmek
had (just) as soon (do something) v. (bir şey yapmaktansa başka bir şey yapmayı) tercih etmek
would (just) as soon do something v. (bir şey yapmayı) tercih etmek
would (just) as soon do something v. (bir şey yapmayı) yeğlemek
would (just) as soon do something v. (bir şeyi yapsa) daha iyi olmak
would (just) as soon do something v. (bir şeyi yapması) daha iyi olmak
would (just) as soon do something v. en iyisi (bir şeyi yapması) olmak
would (just) as soon do something v. (bir şey) yerine (başka bir şey yapmayı) tercih etmek
would (just) as soon do something v. (bir şey yapmaktansa başka bir şey yapmayı) tercih etmek
would (just) as soon (do something) as look at (one) v. niye baktın diye kavga çıkarmak
would (just) as soon (do something) as look at (one) v. bakışından kıllanıp adam dövmek
would (just) as soon (do something) as look at (one) v. niye baktın diye adam öldürmek
had as soon do v. (bir şeyi) yapması daha iyi olmak
had as soon do v. (bir şeyi) yapsa daha iyi olmak
had as soon do v. en iyisi (bir şeyi) yapması olmak
had as soon do v. (bir şey) yapmayı yeğlemek
had as soon do v. (bir şey) yapmayı tercih etmek
asap (as soon as possible) expr. olabildiğince çabuk
I'd (just) as soon (as) do something expr. (bir şey yapmayı) tercih ederim
I'd (just) as soon (as) do something expr. (bir şey yapmayı) yeğlerim
I'd (just) as soon (as) do something expr. (bir şeyi yapsam) daha iyi olmak
I'd (just) as soon (as) do something expr. (bir şeyi yapmam) daha iyi olmak
I'd (just) as soon (as) do something expr. en iyisi (bir şeyi yapmam) olmak
I'd (just) as soon (as) do something expr. (bir şey) yerine (başka bir şey yapmayı) tercih ederim
I'd (just) as soon (as) do something expr. (bir şey yapmaktansa başka bir şey yapmayı) tercih ederim
(one) would (just) as soon (do something) expr. (biri bir şey yapmayı) tercih eder
(one) would (just) as soon (do something) expr. (biri bir şey yapmayı) ister
(one) would (just) as soon (do something) expr. (biri bir şey yapmayı) yeğler
(one) would (just) as soon (do something) expr. (biri bir şey yapsa) daha iyi olur
as soon expr. tercihen
he/she would just as soon do a expr. biri için fark etmez
he/she would just as soon do a expr. biri bir şey de yapabilir
he/she would just as soon do a expr. biri bir şey yapmayı da aynı derecede ister
he/she would just as soon do a expr. bir şey de olur diğeri de
he/she would just as soon do a (as b) expr. biri için fark etmez
he/she would just as soon do a (as b) expr. biri bir şey de yapabilir başka bir şey de
he/she would just as soon do a (as b) expr. biri bir şey yapmayı da diğeriyle derecede ister
he/she would just as soon do a (as b) expr. bir şey de olur diğeri de
I'd as soon do expr. (...) yapmam daha iyi olur
soon as possible expr. bir an önce
soon as possible expr. olabildiğince çabuk
soon as possible expr. ilk fırsatta
soon as possible expr. mümkün olduğunca en kısa zamanda
soon as possible expr. en kısa zamanda
soon as possible expr. mümkün olduğunca çabuk
soon as possible expr. hemen
soon as possible expr. vakit geçirmeden
soon as possible expr. en kısa sürede
soon as possible expr. mümkün olduğu kadar çabuk
soon as possible expr. mümkün olan en kısa sürede
soon as possible expr. mümkün olan en kısa zamanda
Idioms
as soon as practicable expr. yürürlüğe girer girmez
just as soon expr. isteme
just as soon expr. tercih etme
just as soon expr. yeğleme
Speaking
would just as soon v. ...e tercih etmek
would just as soon do something v. ...e tercih etmek
as soon as it opens expr. açar açmaz
as soon as it opens expr. açılır açılmaz
soon as you opened your mouth expr. ağzını açar açmaz
as soon as I finish expr. bitirir bitirmez
as soon as it finishes expr. biter bitmez
I'd just as soon stay here expr. burada kalmayı tercih ederim
as soon as it ends expr. biter bitmez
as soon as he/she comes expr. gelir gelmez
as soon as you went expr. gider gitmez
as soon he/she arrives expr. gider gitmez
as soon as I get a chance expr. fırsat bulur bulmaz
I lied down as soon as I got home expr. eve gelir gelmez uzandım
I lied down as soon as I got home expr. eve geldiğim gibi uzandım
as soon as he/she went expr. gider gitmez
as soon as you arrive expr. gider gitmez
as soon as you go expr. gider gitmez
as soon he/she goes expr. gider gitmez
as soon as i send the e-mail expr. e-maili gönderir göndermez
as soon as I finish expr. halleder halletmez
I would as soon go as not expr. gitsem de olur gitmesem de
I'll get back to you as soon as possible expr. en kısa zamanda size dönüş yapacağım
I'll get back to you as soon as possible expr. en kısa zamanda size geri dönüş yapacağım
we will inform you of the outcome of the internal review as soon as possible expr. iç denetleme sonuçlarını mümkün olan en kısa zamanda sizlere bildireceğiz
as soon as I get a chance expr. imkan bulur bulmaz
I will let you know as soon as I find out expr. öğrenir öğrenmez seni bilgilendireceğim
I will let you know as soon as I find it out expr. öğrenir öğrenmez sizi bilgilendireceğim
I will let you know as soon as I figure out expr. öğrenir öğrenmez seni bilgilendireceğim
I will let you know as soon as I find out expr. öğrenir öğrenmez sizi bilgilendireceğim
I will let you know as soon as I find it out expr. öğrenir öğrenmez seni bilgilendireceğim
I will let you know as soon as I figure out expr. öğrenir öğrenmez sizi bilgilendireceğim
I need the results as soon as possible expr. sonuçları olabildiğince çabuk almam lazım
as soon as you arrive expr. varır varmaz
as soon as it stops raining expr. yağmur diner dinmez
as soon as he/she arrives expr. varır varmaz
as soon as you arrive expr. ulaşır ulaşmaz
Trade/Economic
as soon as possible adv. en kısa zamanda
Insurance
as soon as possible adv. en kısa zamanda
Abbreviation
asap (as soon as possible) expr. olabildiğince çabuk