Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | barışçıl bir şekilde | peaceably adv. | ||
The whole point of this resolution is to give Iraq a chance to disarm peaceably. Bu kararın bütün amacı Irak'a barışçıl bir şekilde silahsızlanması için bir şans vermektir. More Sentences |
||||
General | barışçıl bir şekilde | peacefully adv. | ||
We have invited four liberal friends from Cuba who are working entirely peacefully on issues of democratisation. Küba'dan demokratikleşme konularında tamamen barışçıl bir şekilde çalışan dört liberal dostumuzu davet ettik. More Sentences |
||||
General | barışçıl bir şekilde | pacifically adv. | ||
Politics | ||||
Politics | barışçıl bir şekilde | pacifistically adv. |