Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | baz olarak | basally adv. |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | baz olarak almak | use as a base v. |
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | gümüş olarak basılan ancak yüksek oranda baz metal içeren madeni paralar | black money [obsolete] n. |
Law | ||
Law | verdiği ifadeyi baz olarak tanığı itham etme | impeachment of witness n. |
Chemistry | ||
Chemistry | asit baz indikatörü olarak kullanılan bir boya | tetrabromo-phenolsulfonephthalein n. |
Chemistry | belli başlı maddelerin ilişkili oldukları reaksiyonlara bağlı olarak asit ya da baz olarak hareket etmesi. | amphoterism n. |
Chemistry | bazıları ateş düşürücü olarak kullanılan azotlu baz serileri | quinizine n. |
Chemistry | hardal yağından elde edilen ve yapay olarak da üretilebilen azotlu bir baz | sinapoline n. |
Chemistry | hardal yağından elde edilen ve yapay olarak da üretilebilen azotlu bir baz | diallyl urea n. |
Chemistry | sülfür tuzlarının oluşumunda baz olarak hareket edebilen bir alkali sülfür | sulphur base n. |
Chemistry | 2:3 oranlı bileşende baz olarak faaliyet gösteren | sesquibasic adj. |