Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | birbirinden uzak | asunder adj. |
Archaic | ||
Archaic | birbirinden uzak | in sunder adj. |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | birbirinden uzak şehirlerde yaşayan sevgililerin sürdüğü ilişki | vacationship n. |
General | düzensiz ve birbirinden uzak şekilde | scatteringly adv. |
Idioms | ||
Idioms | (birilerini/bir şeyleri) birbirinden ayrı/uzak tutmak | keep (someone or something) apart v. |
Technical | ||
Technical | (sır pişiriminde) birbirinden uzak tutmak | dottle v. |
Mental Health | ||
Mental Health | (yazıda veya konuşmada) birbirinden uzak konulardan meydana gelen söylem biçimi | derailment n. |
Printing | ||
Printing | birbirinden çok uzak kelimeler veya satırlar arasında kalan beyaz boşluk | pigeonhole n. |
Printing | birbirinden çok uzak kelimeler veya satırlar arasında kalan beyaz boşluk | white hole n. |