Historia

bring (something) to someone

Significados de "bring (something) to someone" en diccionario turco inglés : 1 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
General
1	General	bring (something) to someone v.	ayağına götürmek

Significados de "bring (something) to someone" con otros términos en diccionario inglés turco: 108 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
General
1	General	bring someone something to eat v.	birine yiyecek bir şeyler getirmek
Phrasals
2	Phrasals	bring someone or something in(to) some place v.	birini bir yere getirmek/içeri almak
3	Phrasals	bring (someone or oneself) to (do something) v.	(birinin/kendinin bir şey yapmasına) neden olmak
4	Phrasals	bring (someone or oneself) to (do something) v.	(birini/kendini bir şey yapmaya) yöneltmek
5	Phrasals	bring (someone or oneself) to (do something) v.	(birini/kendini bir şey yapmaya) teşvik etmek
6	Phrasals	bring (someone or oneself) to (do something) v.	(bir şey yapmak) için cesaretini toplamak
7	Phrasals	bring (someone or oneself) to (do something) v.	(bir şey yapma) cesaretini bulmak
8	Phrasals	bring (someone or oneself) to (do something) v.	(bir şey yapma) azmini bulmak
9	Phrasals	bring (someone or oneself) to (do something) v.	(bir şey yapma) azmine/cesaretine erişmek
10	Phrasals	bring someone to do something v.	birinin bir şey yapmasına neden olmak
11	Phrasals	bring someone to do something v.	birini bir şey yapmaya yöneltmek
12	Phrasals	bring someone to do something v.	birini bir şey yapmaya teşvik etmek
13	Phrasals	bring (someone or something) back to life v.	(birini/bir şeyi) hayata döndürmek
14	Phrasals	bring (someone or something) over to (some place) v.	(birini/bir şeyi bir yere) getirmek
15	Phrasals	bring (someone or something) over to (some place) v.	(birini/bir şeyi) yanında (bir yere) getirmek
16	Phrasals	bring (someone or something) over to (some place) v.	(birini/bir şeyi) beraberinde (bir yere) getirmek
17	Phrasals	bring someone over to something v.	birini bir şeye/bir şey için getirmek
18	Phrasals	bring someone over to something v.	birini ziyarete getirmek
19	Phrasals	bring (something or someone) over to v.	(birini/bir şeyi) bir yere getirmek
20	Phrasals	bring (something or someone) over to v.	(birini/bir şeyi) birinin evine/yaşadığı yere getirmek
21	Phrasals	bring (something or someone) over to v.	(birini/bir şeyi) birine (evine/yaşadığı yere) getirmek
22	Phrasals	bring someone over to something v.	birini ziyarete getirmek
23	Phrasals	bring someone over to something v.	birini yemeğe, bir etkinliğe getirmek
24	Phrasals	bring someone over to something v.	birini birine (evine/yaşadığı yere) getirmek
25	Phrasals	bring someone or something along (to something) v.	birini/bir şeyi yanında (bir şeye) getirmek
26	Phrasals	bring someone or something along (to something) v.	birini/bir şeyi beraberinde (bir şeye) getirmek
27	Phrasals	bring something back (to someone) v.	(birine) bir şeyi hatırlatmak
28	Phrasals	bring something back (to someone) v.	(birine) bir şeyi anımsatmak
29	Phrasals	bring someone or something up to something v.	birini/bir şeyi bir şeye yükseltmek
30	Phrasals	bring someone or something up to something v.	birini/bir şeyi bir seviyeye getirmek
Idioms
31	Idioms	bring (someone or something) to the peace table v.	barış masasına oturtmak/çekmek
32	Idioms	bring (someone or something) to the peace table v.	anlaşma koşullarını görüşmek için masaya oturtmak
33	Idioms	bring (someone or something) to the peace table v.	anlaşma koşullarını görüşmek için bir araya gelmelerini sağlamak
34	Idioms	bring (someone or something) to the peace table v.	anlaşma görüşmeleri için bir araya getirmek
35	Idioms	bring (something) home (to someone) v.	elinde bir hediye veya özel bir şeyle eve gelmek
36	Idioms	bring (something) home (to someone) v.	(birine) bir hediye veya özel bir şey alarak eve gelmek
37	Idioms	bring (something) home (to someone) v.	eve gelirken (birine) bir hediye veya özel bir şey almak
38	Idioms	bring (something) home (to someone) v.	anlamasını sağlamak
39	Idioms	bring (something) home (to someone) v.	gerçekleri görmesini sağlamak
40	Idioms	bring (something) home (to someone) v.	gerçekleri fark etmesini sağlamak
41	Idioms	bring (something) home (to someone) v.	aklını başına getirmek
42	Idioms	bring (something) home (to someone) v.	gözünü açmak
43	Idioms	bring something home to someone v.	elinde bir hediye veya özel bir şeyle eve gelmek
44	Idioms	bring something home to someone v.	(birine) bir hediye veya özel bir şey alarak eve gelmek
45	Idioms	bring something home to someone v.	eve gelirken (birine) bir hediye veya özel bir şey almak
46	Idioms	bring something home to someone v.	anlamasını sağlamak
47	Idioms	bring something home to someone v.	gerçekleri görmesini sağlamak
48	Idioms	bring something home to someone v.	gerçekleri fark etmesini sağlamak
49	Idioms	bring something home to someone v.	aklını başına getirmek
50	Idioms	bring something home to someone v.	gözünü açmak
51	Idioms	bring something to the mind of someone v.	birine bir şeyi anımsatmak/hatırlatmak
52	Idioms	bring (someone or something) to (someone's or something's) knees v.	(birine/bir şeye) boyun eğdirmek
53	Idioms	bring (someone or something) to (someone's or something's) knees v.	(birini/bir şeyi) yola getirmek
54	Idioms	bring (someone or something) to (someone's or something's) knees v.	(birine/bir şeye) diz çöktürmek
55	Idioms	bring (someone or something) to (someone's or something's) knees v.	(birini/bir şeyi) dize getirmek
56	Idioms	bring (someone or something) to (someone's or something's) knees v.	(birini/bir şeyi) hezimete uğratmak
57	Idioms	bring (someone or something) to a dead end v.	(birini/bir şeyi) çıkmaza sokmak
58	Idioms	bring (someone or something) to a dead end v.	(birini/bir şeyi) içinden çıkılmaz bir duruma sokmak/hale getirmek
59	Idioms	bring (someone or something) to a halt v.	(birini/bir şeyi) durma noktasına getirmek
60	Idioms	bring (someone or something) to a halt v.	(birini/bir şeyi) sekteye uğratmak
61	Idioms	bring (someone or something) to a halt v.	(birini/bir şeyi) durdurmak/duraklatmak
62	Idioms	bring (someone or something) to a standstill v.	(birini/bir şeyi) durma noktasına getirmek
63	Idioms	bring (someone or something) to a standstill v.	(birini/bir şeyi) sekteye uğratmak
64	Idioms	bring (someone or something) to a standstill v.	(birini/bir şeyi) durdurmak/duraklatmak
65	Idioms	bring (someone or something) to bay v.	(birini/bir şeyi) kıstırmak
66	Idioms	bring (someone or something) to bay v.	(birini/bir şeyi) köşeye sıkıştırmak
67	Idioms	bring (someone or something) to bay v.	(birini/bir şeyi) kapana kıstırmak/tuzağa düşürmek
68	Idioms	bring (someone or something) to life v.	(birini/bir şeyi) hayata döndürmek
69	Idioms	bring (someone or something) to life v.	(birini/bir şeyi) ayıltmak
70	Idioms	bring (someone or something) to life v.	(birinin/bir şeyin) bilincini yerine getirmek
71	Idioms	bring (someone or something) to the bargaining table v.	(birini/bir grubu) pazarlık masasına getirmek
72	Idioms	bring (someone or something) to the bargaining table v.	(birini/bir grubu) pazarlığa oturmaya ikna etmek
73	Idioms	bring (someone or something) to trial v.	(birini/bir şeyi) mahkemeye vermek
74	Idioms	bring (someone or something) to trial v.	(birini/bir şeyi) mahkemeye götürmek
75	Idioms	bring (someone or something) to trial v.	(birini/bir şeyi) mahkemeye taşımak
76	Idioms	bring (someone or something) to trial v.	(birini/bir şeyi) mahkemeye/hakim önüne çıkarmak
77	Idioms	bring (someone or something) up to date v.	(birini/bir şeyi) güncellemek
78	Idioms	bring (someone or something) up to date v.	(birine/bir şeye) son gelişmeleri anlatmak/bildirmek/aktarmak
79	Idioms	bring someone or something up-to-date v.	birini/bir şeyi modernize etmek
80	Idioms	bring someone or something up-to-date v.	birini/bir şeyi modernleştirmek
81	Idioms	bring someone or something up-to-date v.	birini/bir şeyi çağdaşlaştırmak
82	Idioms	bring someone or something up-to-date v.	birini/bir şeyi günümüze uydurmak
83	Idioms	bring someone or something up-to-date v.	birini/bir şeyi yenilemek
84	Idioms	bring someone up-to-date (on someone or something) v.	birini (biri/bir şey hakkında/konusunda) güncellemek
85	Idioms	bring someone up-to-date (on someone or something) v.	birine (biri/bir şey hakkında/konusunda) son gelişmeleri anlatmak/bildirmek/aktarmak
86	Idioms	bring someone up-to-date (on someone or something) v.	birini (biriyle/bir şeyle ilgili) güncellemek
87	Idioms	bring someone up-to-date (on someone or something) v.	birine (biriyle/bir şeyle ilgili) son gelişmeleri anlatmak/bildirmek/aktarmak
88	Idioms	bring someone or something to someone's attention v.	birini/bir şeyi birinin dikkatine sunmak
89	Idioms	bring someone or something to someone's attention v.	birine/bir şeye birinin dikkatini çekmek
90	Idioms	bring someone or something to someone's attention v.	birine bir şeyden/birinden bahsetmek
91	Idioms	bring someone or something to someone's attention v.	birini bir şeyden/birinden haberdar etmek
92	Idioms	bring someone or something to someone's attention v.	birini/bir şeyi birinin gündemine getirmek
93	Idioms	bring someone or something to life v.	birini/bir şeyi canlandırmak
94	Idioms	bring someone or something to life v.	birini/bir şeyi diriltmek
95	Idioms	bring someone or something to life v.	birine/bir şeye hayat vermek
96	Idioms	bring someone or something to life v.	birine/bir şeye canlılık vermek
97	Idioms	bring someone or something to life v.	birine/bir şeye renk katmak/renklendirmek
98	Idioms	bring someone or something to bay v.	birini/bir şeyi kıstırmak
99	Idioms	bring someone or something to bay v.	birini/bir şeyi köşeye sıkıştırmak
100	Idioms	bring someone or something to bay v.	birini/bir şeyi kapana kıstırmak/tuzağa düşürmek
101	Idioms	bring someone or something to their knees v.	birine/bir şeye boyun eğdirmek
102	Idioms	bring someone or something to their knees v.	birini/bir şeyi yola getirmek
103	Idioms	bring someone or something to their knees v.	birine/bir şeye diz çöktürmek
104	Idioms	bring someone or something to their knees v.	birini/bir şeyi dize getirmek
105	Idioms	bring someone or something to light v.	birini/bir şeyi gün ışığına çıkartmak
106	Idioms	bring someone or something to light v.	birini/bir şeyi ortaya çıkartmak
107	Idioms	bring someone or something to light v.	birini/bir şeyi gün yüzüne çıkartmak
108	Idioms	bring someone or something to light v.	birini/bir şeyi meydana çıkartmak