bulmak (birini) - Turco Inglés Diccionario

bulmak (birini)

Significados de "bulmak (birini)" en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)

Turco Inglés
General
bulmak (birini) get hold of v.

Significados de "bulmak (birini)" con otros términos en diccionario inglés turco: 126 resultado(s)

Turco Inglés
Idioms
(birini) suçsuz bulmak find (one) not guilty v.
The two others were found not guilty.
Diğer ikisi suçsuz bulundu.

More Sentences
General
birini çok çekici bulmak feel an affinity for v.
birini bir şeye uygun bulmak think someone fit for something v.
birini başka birine uygun görmek/bulmak think someone fit for someone v.
birini yolun kenarında bulmak find someone by the side of the road v.
birini seksi bulmak find someone sexy v.
birini çok çekici bulmak find someone very attractive v.
birini çok çekici bulmak find someone so attractive v.
birini sokakta yerde yatar halde bulmak find someone laying in the street v.
satışı yapacak başka birini bulmak find somebody else to sell v.
birini itici/çirkin bulmak find someone ugly v.
Phrasals
birini bulmak amacıyla etrafı kolaçan etmek scavenge around for someone v.
birini bulmak için bir yerin altını üstüne getirmek scrounge around for someone v.
birini/bir şeyi bulmak scrounge someone or something up v.
birini evde/işte bulmak find someone in v.
(birini veya bir şeyi) tuzağa yakalanmış bulmak catch (someone or something) in (something) v.
(birini herhangi bir suçtan veya kabahatten) suçsuz bulmak acquit (one) of (something) v.
(birini herhangi bir suçtan veya kabahatten) suçsuz bulmak acquit someone of something v.
birini bulmak find (someone or something) out v.
birini bir şeyle bulmak catch someone with something v.
(birini biriyle) yasadışı bir şey yaparken bulmak/basmak catch (one) with (someone) v.
(birini) bulmak latch on (to someone) v.
(biri) için birini uygun bulmak suggest for (someone) v.
(birini/bir şeyi) şans eseri bulmak chance on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) tesadüfen bulmak chance upon (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) tesadüfen bulmak chance on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) şans eseri bulmak chance upon (someone or something) v.
birini/bir şeyi bulmak come across someone or something v.
birini/bir şeyi bulmak run across someone or something v.
birini/bir şeyi bulmak come upon someone or something v.
birini/bir şeyi bulmak come onto someone or something v.
birini/bir şeyi bulmak come on someone or something v.
birini/bir şeyi bulmak come up with someone or something v.
birini/bir şey bulmak conjure up v.
birini/bir şey bulmak conjure someone or something up v.
birini/bir şeyi bir şey bulmak amacıyla incelemek/muayene etmek examine someone or something for something v.
(birini bir şey) bulmak amacıyla incelemek/muayene etmek examine (one) for (something) v.
(birini) suçsuz bulmak find for (someone or something) v.
(birini) evinde/iş yerinde bulmak find (one) in v.
(birini) masum bulmak/olduğuna karar vermek find for (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) biraz başıbozuk/kural dışı bulmak find (someone or something) a little off v.
(birini/bir şeyi) biraz garip/tuhaf bulmak find (someone or something) a little off v.
(birini/bir şeyi) suçlu bulmak find against (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) biraz garip/tuhaf bulmak find (someone or something) a bit off v.
(birini/bir şeyi) biraz başıbozuk/kural dışı bulmak find (someone or something) a bit off v.
(birini/bir şeyi) biraz değişik bulmak find (someone or something) a little off v.
(birini/bir şeyi) biraz değişik bulmak find (someone or something) a bit off v.
(birini) yerinde (ofisinde, evinde) bulmak find (one) in v.
(birini/bir şeyi) bulmak için etrafa bakınmak look around for (someone or something) v.
birini bir şeyi arayıp bulmak scare someone or something up v.
birini/bir şey bulmak scare someone or something up v.
(birini/bir şey) bulmak için uğraşmak scrounge around (for someone or something) v.
(birini/bir şeyi) bulmak için etrafın altını üstüne getirmek scrounge around (for someone or something) v.
(birini/bir şey) bulmak için her yanı aramak scrounge around (for someone or something) v.
Colloquial
(birini) uygun görmek/bulmak down with v.
(birini veya bir fikri) uygun görmek/bulmak be down v.
(birini veya bir fikri) uygun görmek/bulmak be down with v.
birini/bir şeyi tam birine/bir şeye uygun bulmak think someone or something fit for someone or something v.
(birini/bir şeyi) fiziksel olarak (birine/bir şeye) uygun bulmak think (someone or something) is fit for (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) tam (birine/bir şeye) uygun bulmak think (someone or something) is fit for (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) tam (birine/bir şeye) göre bulmak think (someone or something) is fit for (someone or something) v.
birini/bir şeyi tam birine/bir şeye göre bulmak think someone or something fit for someone or something v.
yeterli delil olmadan (birini) suçlu bulmak railroad (one) v.
Idioms
birine/bir şeye yardımı dokunacak birini bulmak için bir fikir line on someone or something n.
birini masum bulmak find someone not guilty v.
birini suçlu bulmak find someone guilty v.
birini suçsuz bulmak find someone not guilty v.
birini suçsuz bulmak find someone innocent v.
birini masum bulmak find someone innocent v.
birini çok çekici bulmak be gone on somebody v.
birini biraz kaçık bulmak find someone little off v.
birini biraz kaçık bulmak find someone bit off v.
birini haklı bulmak acknowledge someone to be right v.
kendi gibi birini bulmak find (one's) match v.
(birini/bir şeyi) kötü bulmak give bad marks to (someone or something) v.
(birini) hakime saygısızlıktan suçlu bulmak hold (someone) in contempt v.
(birini) mahkemeye saygısızlıktan suçlu bulmak hold (someone) in contempt v.
(birini) mahkeme prosedürlerine itaat etmemekten suçlu bulmak hold (someone) in contempt v.
(birini/bir şeyi/bir hayvanı) bulmak lay one's hands on (someone, something, or an animal) v.
(birini/bir şeyi/bir hayvanı) bulmak put one's hands on (someone, something, or an animal) v.
kendi dengi olan birini bulmak findyour match (in somebody) v.
kendi dengi olan birini bulmak meet your match (in somebody) v.
kendisi kadar/kedisinden daha iyi birini bulmak findyour match (in somebody) v.
kendiyle eşit seviyede birini bulmak findyour match (in somebody) v.
kendisi kadar/kedisinden daha iyi birini bulmak meet your match (in somebody) v.
kendiyle eşit seviyede birini bulmak meet your match (in somebody) v.
(birini/bir şey) bulmak için her yerin altını üstüne getirmek be beating the bushes (for someone or something) v.
(birini/bir şey) bulmak için uzun uzun aramak beat the bushes (for someone or something) v.
(birini/bir şey) bulmak için her yere bakmak beat the bushes (for someone or something) v.
(birini/bir şey) bulmak için çok uğraşmak beat the bushes (for someone or something) v.
(birini) zor bir durumdan çıkaracak bir yol bulmak dig (someone) out of a hole v.
(birini) masum bulmak find (one) not guilty v.
(birini) suçsuz bulmak find (one) innocent v.
(birini) suçlu bulmak find (one) guilty v.
(birini) masum bulmak find (one) innocent v.
kendiyle eşit seviyede birini bulmak find/meet your match v.
kendiyle eşit seviyede birini bulmak find/meet your match (in somebody) v.
(birini/bir şeyi) komik/eğlenceli bulmak get a buzz out of (someone or something) v.
birini/bir şeyi komik/eğlenceli bulmak get a buzz out of someone/something v.
birini/bir şeyi komik/eğlenceli bulmak get a bang out of someone/something v.
(birini) komik/eğlenceli bulmak get a bang out of (someone) v.
birini/bir şeyi komik/eğlenceli bulmak get a kick out of someone/something v.
(birini) çok hoş bulmak get the hots for (someone) v.
(birini) çok çekici bulmak get the hots for (someone) v.
birini çok hoş/seksi bulmak get/have the hots for somebody v.
birini çok çekici bulmak get/have the hots for somebody v.
(birini/bir şeyi) çok çekici bulmak have got the hots for (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) çok hoş bulmak have got the hots for (someone or something) v.
işe alacak birini bulmak head hunt v.
kendiyle eşit seviyede birini bulmak meet match v.
dişine göre birini bulmak pick on your own size v.
(bir şeyle) ilgili (birini/bir şeyi) suçlu bulmak place the blame for (something) on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) suçlu bulmak place the blame on (someone or something) v.
(bir şeyle) ilgili (birini/bir şeyi) suçlu bulmak place the blame on (someone or something) for (something) v.
(birini/bir şeyi) izini sürüp bulmak run (someone or something) to ground v.
(birini/bir şeyi) uzun aramalardan sonra bulmak run (someone or something) to ground v.
(birini/bir şeyi) izini sürüp bulmak run (someone or something) to earth v.
(birini/bir şeyi) iz sürerek bulmak run (someone or something) to earth v.
(birini/bir şeyi) uzun aramalardan sonra bulmak run (someone or something) to earth v.
birini/bir şeyi uzun aramalardan sonra bulmak run somebody/something to ground v.
(birini/bir şeyi) arayıp bulmak run (someone or something) to ground v.
(birini/bir şeyi) arayıp bulmak run (someone or something) to earth v.
(birini/bir şeyi) iz sürerek bulmak run (someone or something) to ground v.
birini/bir şeyi uzun aramalardan sonra bulmak run somebody/something to earth v.
(birini/bir şeyi) olumsuz bulmak/değerlendirmek turn thumbs down (on someone/something) v.
Slang
birine seks için birini bulmak procure v.