daha yakın

Significados de "daha yakın" en diccionario inglés turco : 7 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	daha yakın	closer adj.
The daily online chat made them feel closer. Her gün yaptıkları çevrimiçi sohbetler onları daha yakın hissettirdi. More Sentences
2	General	daha yakın	near [obsolete] adv.
If your hotel is near the market square, the north end is nearer. Oteliniz pazar meydanına yakınsa, kuzey ucu daha yakındır. More Sentences
3	General	daha yakın	narre [obsolete] adj.
4	General	daha yakın	nerre [obsolete] adj.
5	General	daha yakın	nearer adj.
Archaic
6	Archaic	daha yakın	nigher adj.
7	Archaic	daha yakın	hither adj.

Significados de "daha yakın" con otros términos en diccionario inglés turco: 54 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	rüzgara daha yakın seyretmek	outpoint v.
2	General	bir adım daha yakın	one step closer adj.
3	General	birbirine yakın üç veya daha fazla kimyasal maddeye ait veya ilgili	gamma adj.
4	General	sol yerine sağ ele daha yakın olan	right-hand adj.
5	General	uçağın boylamsal eksenine daha yakın	inboard adv.
6	General	(başka bir şeyden) daha yakın	within prep.
Phrasals
7	Phrasals	bir şeyi daha yakın bir zamana/tarihe çekmek	push forward v.
8	Phrasals	bir şeyi daha yakın bir zamana/tarihe almak	push forward v.
9	Phrasals	bir şeyi daha yakın bir zamana/tarihe almak	push forward v.
10	Phrasals	bir şeyi daha yakın bir zamana/tarihe çekmek	push forward v.
11	Phrasals	birine/bir şeye daha yakın hissetmek	incline toward someone or something v.
12	Phrasals	daha yakın olmak	run to v.
13	Phrasals	'-e daha yakın hissetmek	incline toward v.
Phrases
14	Phrases	dostlarını yakın düşmanlarını daha yakın tut	keep friends close and enemies closer expr.
15	Phrases	dostlarını yakın düşmanlarını daha yakın tut	keep your friends close and enemies closer expr.
16	Phrases	yakından daha yakın	closer than close expr.
Colloquial
17	Colloquial	bir riski/tehlikeyi önlemek için golf topunu atabileceğinden daha yakın bir mesafeye atmak	lay up v.
18	Colloquial	daha cana yakın olmak	nicen up v.
19	Colloquial	daha cana yakın hale getirmek	nicen up v.
20	Colloquial	düşündüğümden daha yakın	closer than I thought adj.
Idioms
21	Idioms	bir adım daha yakın olmak	have a head start on v.
22	Idioms	doğaya yakın/daha sade bir yaşam biçimini seçmek	go bush v.
23	Idioms	doğaya yakın/daha sade bir hayat tarzını seçmek	go bush v.
24	Idioms	doğaya daha yakın bir hayat yaşamak	go back to nature v.
25	Idioms	doğaya daha yakın bir hayat yaşamak	get back to nature v.
Speaking
26	Speaking	sandığından daha yakın/erken	sooner than you think expr.
Law
27	Law	varis kabul edildiği halde daha yakın bir varisin doğumu ile miras hakkı düşebilecek olan kimse	presumptive heir n.
Technical
28	Technical	60 cm veya daha yakın olan nesneler için görüş mesafesi	near vision n.
29	Technical	tepesine yakın bir yerinden yatay bir çubukla kesilmiş daha uzun dikey bir çubuk	latin cross n.
30	Technical	pikselin belirli bir diğer pikselden daha yakın olanıyla değiştirildiği bir tür grafik tasarım süreci	overdraw v.
Automotive
31	Automotive	tabana daha yakın olan (araç tekerleği)	dished adj.
Traffic
32	Traffic	öndeki taşıt ... metreden daha yakın takip edilemez	minimum following distance expr.
Aeronautic
33	Aeronautic	kanat ucuna doğru ya da kanat ucuna daha yakın olarak yerleştirilmiş	outboard n.
34	Aeronautic	birbirine çok yakın ikişer veya daha fazla kanat kümesine sahip uçak	tandem n.
35	Aeronautic	uçak gövdesine daha yakın	inboard adj.
Physiology
36	Physiology	gözlerin daha yakın bir nesneye sabitlenmek amacıyla içe dönmesi	convergence n.
Optics
37	Optics	iki farklı ancak ilişkili uyarıcının uzay ve/veya zamanda birbirine yakın bir şekilde gösterildiğinde gerçekte olduklarından daha farklı algılanmaları	contrast n.
Physics
38	Physics	atom veya molekülün görünge çizgisinin birbirine yakın iki veya daha fazla bileşene ayrılması	hyperfine structure n.
Chemistry
39	Chemistry	molekülünde (yakın bağlantılı olduğu bileşikten) daha az oksijen içeren anlamına gelen ön ek	desoxy- pref.
40	Chemistry	molekülünde (yakın bağlantılı olduğu bileşikten) daha az oksijen içeren anlamına gelen ön ek	deoxy- pref.
Biology
41	Biology	bir veya daha fazla tür üyesinin ayrı koloniler yönetmelerine karşın birbirlerine müdahale etmeden yakın yaşaması	parabiosis n.
Astrology
42	Astrology	iki veya daha fazla gök cisminin birbirine yakın hale gelmesi	conjunction n.
Botanic
43	Botanic	yapracığının en alt katmanı bitki sapına en alt süperior katmandan daha yakın olan (bitki)	catadromous adj.
Breeding
44	Breeding	aynı veya yakın soyun daha sonraki nesillerinde olan	in-and-in adj.
45	Breeding	aynı veya yakın soyun daha sonraki nesillerinde olan	in-and-in adj.
46	Breeding	aynı veya yakın soyun daha sonraki nesillerinde	in-and-in adv.
47	Breeding	aynı veya yakın soyun daha sonraki nesillerinde	in-and-in adv.
Geology
48	Geology	metamorfik kayaçta çevresindeki kayadan daha yakın zamanda oluşmuş kristalimsi yapı	neoblast n.
Sport
49	Sport	(körling oyununda) merkeze rakibin taşından daha yakın duran taş	counter n.
50	Sport	ön ayağın topa arka ayaktan daha yakın olduğu	open adj.
51	Sport	vuruş yüzeyinin üst kenarının hedefe alt kenarından daha yakın tutulduğu	closed adj.
52	Sport	ön ayağın topun vuruş noktasına arka ayaktan daha yakın olduğu	closed adj.
Modern Slang
53	Modern Slang	bir tanrının varlığının veya yokluğunun kanıtlanamayacağı görüşüne sahip fakat bir tanrının olmadığı görüşüne daha yakın kimse	agnostic atheist n.
54	Modern Slang	nesneleri gerçekte olduğundan daha büyük ya da küçük veya daha uzak ya da yakın algılama veya görsel dışındaki diğer duyuların bozulmasıyla gelişen bir algı bozukluğu	alice in wonderland syndrome n.