göç - Turco Inglés Diccionario
Historia

göç



Significados de "göç" en diccionario inglés turco : 29 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
göç immigration n.
göç migration n.
General
göç exodus n.
göç emigration n.
göç hegira n.
göç move n.
göç demigration n.
göç transmigration n.
göç expatriation n.
göç drift n.
göç flight n.
göç migration n.
göç immigration n.
göç eeodus n.
göç trek [south african] n.
göç hijra n.
göç hijrah n.
göç hegira n.
göç overspill [uk] n.
göç migratory adj.
Trade/Economic
göç migration n.
göç immigration n.
Law
göç immigration n.
Politics
göç emigrate n.
göç migration n.
göç diaspora n.
Technical
göç migration n.
Food Engineering
göç migration n.
Statistics
göç immigration n.

Significados de "göç" con otros términos en diccionario inglés turco: 299 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
göç etmek immigrate v.
göç etmek migrate v.
General
uluslararası göç international migration n.
ölümden sonra ruhun bir bedenden başka bir bedene göç etmesi transmigration of the soul n.
göç alanı migration area n.
köyden kente göç migration from the country to town n.
toplu göç exodus n.
göç ve göçmenlik emigration and immigration n.
göç etme immigration n.
geriye göç remigration n.
ekonomik açıdan göç ve göçmenlik economic aspects emigration and immigration n.
yukarı doğru göç ascent n.
dış göç emigration n.
göç teorisi migration theory n.
göç etme expatriating n.
iç göç internal migration n.
göç oranı migration rate n.
köyden kente göç rural depopulation n.
göç türleri types of migration n.
göç halindeki aşiret horde n.
karşılıklı göç intermigration n.
artan göç increased migration n.
artmakta olan göç increasing migration n.
artan göç increasing migration n.
yasadışı göç illegal migration n.
göç patlaması emigration boom n.
göç patlaması migration boom n.
tersine göç remigration n.
dış göç external migration n.
köyden kente göç rural-urban migration n.
göç uzunluğu migration length n.
görev göç ettirme task migration n.
toplu göç mass migration n.
kitlesel göç mass migration n.
göç hareketi movement of migration n.
göç dalgası migration wave n.
göç mevsimi migration season n.
göç mevsimi season of migration n.
göç araştırmacısı migrationist n.
iç göç domestic migration n.
(göçmen kuşların) göç yolu flyway n.
(göçmen kuşların) göç yolu migration route n.
göç eden hayvanlar migrating animals n.
göç yolu migratory route n.
göç yolu migration route n.
göç yolu migratory path n.
geçit (göç) kuşu vagrant n.
göç başvurusu reddedilen yahudi refusenik n.
toplu halde yapılan büyük göç exodus n.
iç savaş sonrası güneye göç eden kuzeyli fırsatçılığı carpetbaggism n.
göç yolculuğu immigration journey n.
göç etmeyen insan nonmigrant n.
göç etmeyen hayvan nonmigrant n.
(çin'de) kırsal alanlardan kitleler halinde şehre göç etmiş genç nesil ant tribe n.
hayvanların (kuşlar veya memeliler) alışılmadık bir zamanda göç etmesi visitation n.
güney afrika'da burun bölgesine göç eden öncü afrikaner yerleşimcilerinden biri voortrekker n.
belirli bir dönemde göç eden kimseler migration n.
göç koridoru migration corridor n.
vahşi hayvanların göç ettiği korunan bir doğal yaşam alanı şeridi migration corridor n.
göç eden kimse migrator n.
göç eden hayvan migrator n.
göç eden kimse migratory n.
toplu göç hijra n.
toplu göç hijrah n.
yurt dışına göç ettikten sonra ülkesine dönen kimse repat n.
avustralya'ya ilk göç edenlerden her biri old hand [australia] n.
birlikte göç etmek commigration n.
iç göç yapan hayvan inmigrant n.
iç göç in-migration n.
başka bölgeden gerçekleştirilen göç in-migration n.
başka yerde yaşamak için kendi yerinden göç etme outmigration n.
başka yerde yaşamak için kendi yerinden göç etme out-migration n.
göç etmek trek v.
kendi ülkesinden göç etmek expatriate v.
göç etmek (ruh ölümden sonra bir bedenden başka bir bedene) transmigrate v.
göç etmek expatriate oneself v.
göç etmek expatriate v.
göç etmek transmigrate v.
öküz arabası ile göç etmek trek v.
göç etmek emigrate v.
göç vermek immigrate v.
göç almak allow immigrants v.
göç almak let in immigrants v.
göç vermek emigrate v.
yurt dışına göç etmek emigrate v.
(başka bir ülkeye) göç etmek emigrate v.
göç eylemek emigrate v.
göç eylemek immigrate v.
göç eylemek migrate v.
bir yerden başka bir yere göç etmek immigrate into some place from some place v.
bir yerden başka bir yere göç etmek immigrate to some place from some place v.
bir yerden başka bir yere göç etmek emigrate from some place to some place v.
göç etmek istemek want to immigrate v.
göç etmek istemek want to migrate v.
hayvanlarda göç yolunu bulmak navigate v.
tekrar göç etmek remigrate v.
tersine göç etmek remigrate v.
göç etmek transcorporate [obsolete] v.
göç etmek transplant [obsolete] v.
göç ettirmek migrate v.
birlikte göç etmek commigrate v.
yavaşça göç etmek drift v.
çalışma amaçlı göç etmek in-migrate v.
başka yere göç etmek resettle v.
göç etmiş expatriated adj.
göç etmeyen nonmigratory adj.
göç alan migration-receiving adj.
göç eden migrating adj.
göç etmeyen nonmigrant adj.
bir yerden bir yere göç eden mobile adj.
iç göç yapan inmigrant adj.
iç göç yapan in-migrant adj.
Phrasals
bir yerden başka bir yere göç edip durmak migrate between v.
(bir yerden başka bir yere) göç etmek migrate (from some place) (to some place) v.
(bir yerden) göç etmek emigrate from (some place) v.
(bir yere) göç etmek emigrate to (some place) v.
(bir yerden bir yere) göç etmek emigrate to (some place) from (some place) v.
(bir yere) göç etmek immigrate to (some place) v.
(bir yerden/bir şeyden bir yere/bir şeye) göç edip durmak migrate between (some place or something) and (some place or something else) v.
(iki yer/iki şey) arasında sürekli göç etmek migrate between (some place or something) and (some place or something else) v.
Proverb
üç göç bir yangın yerini tutar moving three times is as bad as a fire
üç göç bir yangın yerini tutar three moves are as bad as a fire
üç göç bir yangın yerini tutar moving three times is as bad as a fire
Colloquial
hint alt kıtası'ndan birleşik krallık'a yeni göç etmiş kimse freshie n.
Idioms
bu hayattan göç etmek depart this life v.
(rahat bir yerden) kalıcı olarak göç etmek/ayrılmak pull up roots v.
köyden şehre göç etmek fall off the cabbage truck v.
kendi kültürünü, yaşam tarzını, geleneklerini bırakıp yaşadığı/göç ettiği yeni yerin yaşam tarzını, kültürünü, geleneklerini benimsemek go native v.
göç ettiği/taşındığı yerin yerlisi gibi yaşamaya ve davranmaya çalışmak go native v.
üç göç bir yangın yerini tutar three moves are as bad as a fire expr.
Trade/Economic
göç faktörleri determination of migration n.
göç (ülkeden dışa doğru) emigration n.
mevsimlik göç seasonal migration n.
mevsimsel göç seasonal migration n.
nitelikli göç qualified migration n.
uluslararası göç international migration n.
ülkeye gelen göç immigration n.
yurt dışına göç edenlerin ana yurda gönderdikleri paralar immigrant remittances n.
göç etmek migrate v.
(başka bir ülkeye) göç etmek emigrate v.
Law
bireysel göç individual migration n.
göç sınırlaması yasası immigration restriction act n.
göç yasası immigration law n.
göç kanunu immigration law n.
göç kanunu exclusion law n.
ortak avrupa iltica ve göç politikaları common european asylum and immigration policies n.
uluslararası göç hukuku international migration law n.
uluslararası göç international migration n.
yasadışı göç illegal migration n.
yasadışı göç irregular migration n.
yasadışı göç illegal migration n.
zorunlu göç forced migration n.
göç etmek immigrate v.
(göç yetkilileri tarafından tanınan süreyi aşarak) yeni zelanda'da kalmak overstay [new zealand] v.
Politics
çiftçilik yapmak üzere israil'e göç eden yahudi chalutz n.
çiftçilik yapmak üzere israil'e göç eden yahudi halutz n.
birleşik krallık vize ve göç dairesi uk visas and immigration (ukvi) n.
yahudilerin israil'e göçünü andıran herhangi bir göç aliyah n.
avrupa göç gündemi european agenda on migration n.
avrupa birliği göç, dış sınırlar ve iltica stratejik komitesi european union strategic committee on immigration, frontiers and asylum n.
avrupa hükümetlerarası göç komitesi intergovernmental committee for european migration n.
daimi göç permanent migration n.
dayanışma ve göç akımları yönetimi komitesi solidarity and management of migration flows n.
düzensiz göç irregular migration n.
geçici göç temporary migration n.
göç etme emigration n.
göç kontrolü immigration control n.
göç ve vatandaşlığa kabul immigration and naturalization n.
göç ve göçmenlik hukuku emigration and immigration law n.
göç sorunu immigration problem n.
göç ve hareketliliğe ilişkin küresel yaklaşım global approach to migration and mobility n.
göç krizi refugee crisis n.
göç krizi immigration crisis n.
göç alan ülke receiving country n.
göç karşıtı anti-immigrant n.
göç kanunu immigration act n.
göç kanunları/yasaları immigration acts n.
göç karşıtı grup anti-migration group n.
göç edenler those who migrated n.
göç ve mülteci koruma immigration and refugee protection n.
göç ve iş gücü immigration and labor n.
göç veren ülke sending country n.
göç yasası immigration act n.
göç programı immigration programme n.
göç sorunları için hükümetlerarası komite intergovernmental committee for migrations n.
göç programı immigration program n.
göç ve vatandaşlık immigration and citizenship n.
göç ve iltica immigration and asylum n.
göç oranı immigration rate n.
göç akışı flow of migration n.
göç sorunu immigration issue n.
göç ve göçmenlik emigration and immigration n.
göç yolu migration path n.
göç politikası migration policy n.
göç programı migration program n.
hükümetlerarası göç komitesi intergovernmental committee for migration n.
iltica ve göç mahkemesi asylum and immigration tribunal n.
işe/çalışmaya dayalı göç work-based immigration n.
ikincil göç secondary migration n.
içerden dışarıya göç emigration n.
mekik göç shuttle migration n.
romanya ve bulgaristan'dan göç edip yoğunlukla batı anadolu'da yerleşmiş türk kökenli halk manavs n.
uluslararası göç örgütü international organization for migration n.
uluslararası göç politikaları merkezi international centre for migration policy development n.
ülke içinde göç etmek zorunda kalmış kimseler internally displaced persons n.
uluslararası göç politikaları geliştirme merkezi international centre for migration policy development (icmpd) n.
yasa dışı göç illegal migration n.
yasadışı göç illegal migration n.
yasadışı göç illegal immigration n.
zorunlu göç forced migration n.
zorla göç ettirme forced migration n.
zoraki göç forced emigration n.
göç memuru immigration officer n.
yaşam kalitesini yükseltmek amacıyla başka bir ülkeye göç eden kimse economic migrant n.
çiftçilik yapmak üzere israil'e göç eden yahudi halutz n.
göç uzmanı immigration expert n.
göç etmek emigrate v.
göç alan immigrant-receiving adj.
Institutes
göç ve sınır ihlalleri konusunda bilgi değişim ve paylaşım merkezi centre for information, discussion and exchange on the crossing of frontiers and immigration n.
göç idaresi immigration authority n.
göç idaresi genel müdürlüğü directorate general of migration management n.
göç, iltica ve vize genel müdür yardımcılığı deputy directorate general of immigration, asylum and visa n.
iltica ve göç bürosu bureau of asylum and immigration n.
uluslararası göç örgütü international organization for migration n.
göç idaresi başkanlığı directorate of migration management n.
il göç idaresi müdürlüğü provincial directorate of migration management n.
Tourism
abd'nin batısına doğru uzanan çeşitli göç yollarına verilen ad overland trail n.
Technical
atomik göç atomic migration n.
göç önleme etmeni deneyi migration inhibition factor test n.
görev göç ettirme task migration n.
Marine
henüz tatlı sudan denize göç etmiş olan genç salmon balığı smolt n.
Mining
petrolün göç ve birikim süreci oil migration and accumulation process n.
Medical
midenin torasik mediastene göç etmesi migration of the stomach into the thoracic mediastinum n.
Statistics
doğum ölüm ve göç süreci birth death and immigration process n.
Physics
göç alanı migration area n.
Chemistry
göç etmek migrate v.
Biology
lektriksel ortamda jel üzerinde göç ettirilen ve fraksiyonlarına ayrılan protein veya nükleik asitlerin bir destek tabakaya aktarıldıktan sonra özgül olarak belirlenmesi blotting n.
zorunlu göç deracination n.
Marine Biology
dışarı göç out migration n.
dikey göç vertical migration n.
günlük dikey göç diel vertical migration n.
zorunlu göç forced migration n.
göç etmemiş genç erkek somon jack n.
(balık) göç etme run n.
henüz tatlı sudan denize göç etmiş olan genç somon balığı smelt [uk] n.
(balık) göç etmek run v.
(yumurtlamak için) nehre göç etmek run v.
yaşam döngüsünün bir aşamasında tatlıdan tuzlu suya veya tuzludan tatlı suya göç eden amphidromous adj.
(balık) göç etmiş run adj.
tatlı ve tuzlu su arasında göç eden (balık) diadromous adj.
akıntıya karşı yüzen (göç eden balık) contranatant adj.
yumurtlamak için denizden nehrin yukarı kısmına yeni göç etmiş (balık) fresh-run adj.
Zoology
abd'nin güneyinde yaşayan ve kış aylarında daha güneye göç eden serbest kuyruklu bir yarasa tadarida brasiliensis n.
abd'nin güneyinde yaşayan ve kış aylarında daha güneye göç eden serbest kuyruklu bir yarasa guano bat n.
abd'nin güneyinde yaşayan ve kış aylarında daha güneye göç eden serbest kuyruklu bir yarasa mexican freetail bat n.
abd'nin güneyinde yaşayan ve kış aylarında daha güneye göç eden serbest kuyruklu bir yarasa mexican free-tailed bat n.
abd'nin güneyinde yaşayan ve kış aylarında daha güneye göç eden serbest kuyruklu bir yarasa brazilian free-tailed bat n.
göç rotaları migratory routes n.
göç yolları migratory routes n.
Social Sciences
cengiz han döneminde volga'ya göç eden bir moğol halkı torgut n.
cengiz han döneminde volga'ya göç eden bir moğol halkı torgod n.
cengiz han döneminde volga'ya göç eden bir moğol halkı torgot n.
beyaz göç white flight n.
etnisite ve göç çalışmaları ethnic and migration studies n.
toplu göç mass migration n.
amerika'ya göç edecek kişi için düzenlenen ve bütün gece süren veda partisi american wake [irish] n.
göç yanlısı olan kimse emigrationist n.
göç eden kimse emigrator [rare] n.
yurt dışına göç ettikten sonra ülkesine dönen kimse repatriator n.
atalarının orta çağ'ın başlarında batıdan göç ettiğine inanılan bir kafkas halkı osete n.
atalarının orta çağ'ın başlarında batıdan göç ettiğine inanılan bir kafkas halkı osseta n.
atalarının orta çağ'ın başlarında batıdan göç ettiğine inanılan bir kafkas halkı ossetine n.
göç ile ilgili emigrant adj.
başka ülkeye göç ettirilen emigrant adj.
History
amerikan sivil savaşından sonra bireysel çıkar elde etmek için kuzeyden güneye göç eden yerli carpetbagger n.
abd'de 1790-1840 arasında batıya göç için kullanılan ana rota wilderness road n.
büyük göç great trek n.
Religious
eski ahit'in toplu göç sonrası israillilerde nüfus sayımını anlatan dördüncü kitabı numbers n.
muhammed'in 622'de mekke'den medine'ye göç etmesi hijera n.
muhammed'in 622'de mekke'den medine'ye göç etmesi hijra n.
muhammed'in 622'de mekke'den medine'ye göç etmesi hijrah n.
moravya'dan göç edenlerce 1722'de saksonya'da kurulan bir protestan mezhebinin üyesi moravian n.
1734 yılında almanya'dan pensilvanya'ya göç eden protestan grubun üyesi schwenkfelder n.
Environment
zincirleme göç chain migration n.
(hayvan, bitki) yeni bir coğrafi bölgeye göç etmek immigrate v.
Geography
geçici göç temporary migration n.
iç göç internal migration n.
deniz canlılarının göç etmesini engelleyen antiklinal kıvrım parma n.
göç öncesi premigration adj.
göç öncesi gerçekleşen premigration adj.
Geology
birincil göç primary migration n.
Latin
toplu göç en masse exodus n.
Ornithology
kuzey amerika'da yaygın olarak görülen, bataklık yerlerde üreyen ve göç için büyük sürüler halinde toplanan bir kuş redwing (francolinus levaillanti) n.
kuzey kutbu kökenli olup antarktika'ya kadar göç eden siyah başlı bir sumru arctic tern (sterna paradisea) n.
kuzey amerika'nın orta kesimlerine özgü, kışları teksas'a ve mississippi nehri vadisi'nin güneyine göç eden bir örümcek kuşu migrant shrike (lanius ludovicianus migrans) n.
amerika'nın arktik bölgesinde üreyip tüm kıta boyunca göç eden, göğsü çizgili küçük bir kum kuşu meadow snipe n.
kuşların göç yolu fly way n.
kuşların göç yolunu kapsayan coğrafi alan fly way n.
amerika'nın arktik kesiminde üreyip güney amerika'ya göç eden ve ayakları kısmen perdeli olan bir yağmurkuşu semipalmated plover n.