gölgeli - Turco Inglés Diccionario
Historia

gölgeli



Significados de "gölgeli" en diccionario inglés turco : 28 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
gölgeli shady adj.
General
gölgeli darksome adj.
gölgeli shadier adj.
gölgeli cloudy adj.
gölgeli umbriferous adj.
gölgeli clouded adj.
gölgeli shady adj.
gölgeli shadowy adj.
gölgeli shadowed adj.
gölgeli dusky adj.
gölgeli louche adj.
gölgeli adnubilated adj.
gölgeli nubilose adj.
gölgeli nubilous adj.
gölgeli umbratic [obsolete] adj.
gölgeli umbratile adj.
gölgeli umbrose [obsolete] adj.
gölgeli umbrous adj.
gölgeli bosky adj.
gölgeli bowery adj.
gölgeli shadeful adj.
gölgeli shadow adj.
gölgeli shadowish adj.
Poetic/Literary
gölgeli adumbral adj.
Technical
gölgeli shaded adj.
gölgeli umbrageous adj.
Computer
gölgeli with shadow adj.
Art
gölgeli umbratilous [obsolete] adj.

Significados de "gölgeli" con otros términos en diccionario inglés turco: 62 resultado(s)

Turco Inglés
General
gölgeli resim sciagraphy n.
gölgeli yer shade n.
gölgeli filigran shaded watermark n.
ağaçlık veya kameriye gibi gölgeli bir yere koyma embowering n.
gölgeli yol shaded road n.
gölgeli yerlerde vakit geçiren kimse umbratile [obsolete] n.
gölgeli geçiş blending n.
gölgeli yer gloom n.
gölgeli tasarım ombre n.
gölgeli tonlu bir renk ombre n.
güneş lekesinin koyu olan orta kısmını çevreleyen gölgeli bölge penumbra n.
gölgeli yazı fontu shadow n.
daha gölgeli shadier adj.
en gölgeli shadiest adj.
ağaçlık veya kameriye gibi gölgeli bir yere konulmuş embowered adj.
daha gölgeli shadowier adj.
en gölgeli shadowiest adj.
gölgeli bir şekilde çizilmiş umbrated adj.
güneş lekesinin koyu olan orta kısmını çevreleyen gölgeli bölgeyle ilgili penumbral adj.
güneş lekesinin koyu olan orta kısmını çevreleyen gölgeli bölge olan penumbral adj.
gölgeli, belirsiz veya marjinal bir alanla ilgili penumbral adj.
gölgeli, belirsiz veya marjinal bir alan olan penumbral adj.
(iğne oyası) gölgeli shadow adj.
gölgeli dış hatları bulunan (üç boyutlu şekil) silhouetted adj.
gölgeli bir biçimde duskily adv.
gölgeli bir şekilde shadowily adv.
gölgeli bir şekilde shadowlike adv.
gölgeli bir şekilde shadowy adv.
Technical
elektromanyetik gölgeli bölge shadow region n.
gölgeli olma shadowiness n.
gölgeli renk verme hypsometric tinting n.
gölgeli bölge shadow region n.
gölgeli kabartma shaded relief n.
gölgeli bölge blind area n.
gölgeli diyagram hypsometric diagram n.
karşıt gölgeli countershaded adj.
karşıt gölgeli countershading adj.
(dokuma veya dimi örgüsü) gölgeli shadow adj.
gölgeli olarak shadily adv.
Computer
gölgeli bölge blind area n.
gölgeli dolgu shaded fill n.
gölgeli oval shadowed oval n.
gölgeli yazı tipi font shadow n.
gölgeli eğim shadowed slant n.
Informatics
gölgeli yüzey gösterimi shaded surface display n.
gölgeli bölge shadow region n.
gölgeli baskı shadow printing n.
gölgeli yüzey shaded surface n.
Textile
gölgeli (kumaş) ombre adj.
Architecture
gölgeli kaldırım frescade n.
Furniture
hafifçe ovarak mobilya üzerinde gölgeli etki yaratan kimse duller n.
Automotive
kademeli gölgeli cam graduated tinted windscreen n.
Printing
hafif gölgeli resim simülasyonu half tone n.
Astronomy
gölgeli ay tutulması penumbral lunar eclipse n.
gölgeli alan umbra n.
Botanic
avrupa'da özellikle gölgeli yerlerde yetişen genellikle süs veya çit bitkisi olarak yetiştirilen bir çalı alpine currant (ribes alpinum) n.
avrupa'da özellikle gölgeli yerlerde yetişen genellikle süs veya çit bitkisi olarak yetiştirilen bir çalı mountain currant n.
gölgeli ve nemli koşullarda yetişen çiçekli bir bitki türü rodgersia n.
Photography
(fotoğrafta) gölgeli yerler shadow n.
Printery
gölgeli yazı fontu shaded adj.
Entomology
erkek olanlarının mor gölgeli kanatları olan büyük bir avrupa kelebeği purple emperor (apatura iris) n.
Star Wars
gölgeli vadi mülkleri shady glen estates n.