gözünde - Turco Inglés Diccionario
Historia

gözünde



Significados de "gözünde" en diccionario inglés turco : 4 resultado(s)

Turco Inglés
General
gözünde in the eyes of prep.
Idioms
gözünde in the eyes of expr.
gözünde in one's mind's eye expr.
gözünde in mind's eye expr.

Significados de "gözünde" con otros términos en diccionario inglés turco: 155 resultado(s)

Turco Inglés
General
kanunun gözünde the eyes of the law n.
(böcek gözünde) faset facette n.
gözünde tütmek long for v.
gözünde büyütmek over estimate v.
gözünde tütmek yearn v.
gözünde büyütmek exaggerate v.
gözünde büyütmek overrate v.
gözünde büyütmek overestimate v.
gözünde canlandırmak visualize v.
gözünde tütmek regret v.
gözünde tütmek sigh for v.
gözünde tütmek pine for v.
gözünde tütmek yearn for v.
gözünde büyütmek make an idol of v.
gözünde büyütmek hold somebody in awe v.
halkın gözünde olmak be in the public eye v.
ağlamaktan gözünde yaş kalmamak cry one's eyes v.
ağlamaktan gözünde yaş kalmamak cry one's heart out v.
ağlamaktan gözünde yaş kalmamak cry one's eyes out v.
gözünde büyümek loom large v.
gözünde büyütmek make heavy weather of v.
-in gözünde büyük bir iş olmamak think little of v.
gözünde büyütmek over-estimate v.
-in gözünde büyük bir iş olmamak think nothing of v.
gözünde büyük bir iş olmamak think nothing of v.
gözünde canlandırmak visualise v.
gözünde canlanmak envisage v.
gözünde canlanmak have a mental picture of v.
gözünde canlanmak visualize v.
gözünde büyütmek think much v.
gözünde tütmek besigh v.
gözünde tütmek hanker [dialect] v.
gözünde büyütmek overplay v.
gözünde büyütmek overreckon v.
gözünde büyütmek overspeak [obsolete] v.
gözünde canlandırmak see v.
gözünde büyütmek idealize v.
tek veya iki gözünde şaşılık olan gleed [scotland] adj.
halkın gözünde in the public eye adv.
insanların gözünde in the eyes of people adv.
kanunun gözünde in the eye of law adv.
gözünde büyüterek importantly adv.
Phrasals
gözünde/kafasında (bir şey) olarak canlandırmak envisage (someone or something) as (something) v.
gözünde/kafasında (bir şey) olarak canlandırmak envisage someone or something as someone or something v.
gözünde/kafasında canlandırmak feature someone as something v.
gözünde/kafasında (bir şey) olarak canlandırmak visualize someone or something as someone or something v.
gözünde canlandırmak conceive of (someone or something) as (someone or something) v.
gözünde canlandırmak conceive of someone or something as someone or something v.
birini bir şeyin içinde/bir şey giymiş olarak gözünde canlandırmak picture someone in something v.
birini/bir şeyi gözünde olduğundan farklı canlandırmak envisage (someone or something) as (something) v.
birini/bir şeyi gözünde başka biri veya bir şey olarak canlandırmak envisage someone or something as someone or something v.
birini gözünde bir şey olarak canlandırmak feature someone as something v.
(birinin) gözünde değeri artmak grow upon (someone or something) v.
(birinin) gözünde değeri artmak grow on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) gözünde bir şeyi temsil etmek represent to (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) gözünde itibar kazanmak score with (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) gözünde saygınlık kazanmak score with (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) gözünde bir şey olarak canlandırmak conceive of (someone or something) v.
olarak gözünde canlandırmak conceive of as v.
olarak gözünde canlanmak envisage as v.
(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak gözünde canlandırmak envision (someone or something) as (someone or something else) v.
gözünde/kafasında canlandırmak feature as v.
(birinin) gözünde değeri artmak grow upon (one) v.
(birinin) gözünde değeri artmak grow on (one) v.
tekrar gözünde canlandırmak live over v.
(birini) gözünde/zihninde (bir şey) olarak/(bir şekilde) canlandırmak picture (one) as (something) v.
gözünde/zihninde (bir şey) olarak/(bir şekilde) canlandırmak picture as v.
-in gözünde saygınlık kazanmak score with v.
-in gözünde itibar kazanmak score with v.
olarak gözünde canlandırmak see as v.
gözünde (bir şey) olarak canlandırmak see as (something) v.
(biri/bir şey) gözünde tütmek sigh for (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) gözünde/kafasında (bir şey) olarak canlandırmak visualize (someone or something) as (something) v.
gözünde/kafasında (bir şey) olarak canlandırmak visualize as v.
Phrases
(birinin) gözünde in (one's) eye expr.
(birinin) gözünde in (one's) eyes expr.
(bir şeyin) gözünde in the eye of (something) expr.
(birinin) gözünde in the eyes of (someone) expr.
birinin/bir şeyin gözünde in the eyes of somebody/something expr.
Proverb
kendi kendini övmek kişiyi başkalarının gözünde küçültür self-praise is no recommendation (at all)
Colloquial
(birini bir şey yaparken) gözünde canlandırmak picture (one) (doing something) v.
birinin gözünde bir değeri olmamak be nothing to somebody v.
birinin gözünde bir değeri olmamak mean nothing to somebody v.
birisinin gözünde in somebody's eyes expr.
çoğunun gözünde in the eyes of most of them expr.
halkın gözünde in the eyes of public expr.
kanunun önünde/gözünde tüm insanlar eşittir all people are equal in the eyes of the law expr.
Idioms
yapılan şeyin başkasının gözünde beşparalık değerinin olmaması that and 50 cent will buy you a cup off coffe n.
gözünde dolar işareti olması dollar signs in (one's) eyes n.
gözünde dolar işaretleri belirmesi dollar signs in (one's) eyes n.
gözünde değer kazanma good graces n.
birini gözünde çok büyütmek make too much of someone v.
birinin gözünde iyi olmak keep in good with someone v.
gözünde büyütmek think someone hung the moon and stars v.
gözünde şimşekler çakmak see stars v.
gözünde dolar işareti olmak dollar signs in somebody's eyes v.
gözünde büyütmek make heavy weather of v.
birinin gözünde değer kazanmak be in somebody’s good books v.
birinin gözünde değer kazanmak get into somebody’s good books v.
(birinin) gözünde şimşekler çaktırmak make (one) see stars v.
birinin gözünde/nazarında nerede durduğunu bilmek know where (one) stands v.
(birinin) gözünde değer kazanmak be in (one's) favor v.
(birinin) gözünde değer kazanmak be in (one's) good books v.
(birinin) gözünde değer kazanmak be in (one's) good graces v.
birinin gözünde değer kazanmak be in someone's good graces v.
birinin gözünde değer kaybetmek be in someone's bad graces v.
birinin gözünde değer kazanmak be in somebody's good graces v.
birinin gözünde değer kaybetmek be in somebody's bad books v.
birinin gözünde değer kazanmak be in somebody's good books v.
birinin gözünde değer kaybetmek get into somebody's bad books v.
birinin gözünde değer kazanmak get into somebody's good books v.
(birinin) gözünde değerini kaybetmek be out of favor (with one) v.
birinin gözünde bir değeri olmamak mean nothing to somebody v.
birinin gözünde bir değeri olmamak be nothing to somebody v.
ağlamaktan gözünde yaş kalmamak cry eyes out v.
ağlamaktan gözünde yaş kalmamak cry heart out v.
ağlamaktan gözünde yaş kalmamak cry your eyes out v.
ağlamaktan gözünde yaş kalmamak cry your heart out v.
ağlamaktan gözünde yaş kalmamak sob your heart out v.
başkası/başka bir şey olarak gözünde canlandırmak envision as else v.
anıları birinin gözünde canlandırmak take someone down memory lane v.
anıları birinin gözünde canlandırmak take a trip down memory lane v.
(birinin) gözünde değer kazanmak get in (one's) good graces v.
(birinin) gözünde değer kazanmak get into (one's) good graces v.
'-in gözünde iyi olmak keep in good with v.
(birinin) gözünde iyi olmak keep in good with (one) v.
(birini/bir şeyi) gözünde çok büyütmek make much of (someone or something) v.
(birinin) gözünde puan toplayacak bir şey yapmak make points (with someone) v.
(birinin) gözünde bir değeri olmamak mean nothing to (one) v.
gözünde (bir şeyden) başka bir şey olmamak only have eyes for (something) v.
gözünde değeri artmak score big v.
gözünde puan kazanmak score big v.
gözünde saygınlık kazanmak score big v.
gözünde itibar kazanmak score big v.
(birini) gözünde büyütmek think (one) hung the moon v.
gözünde büyütmek think hung the moon v.
(birinin/bir şeyin) gözünde büyük bir iş olmamak think little of (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) gözünde büyük bir iş olmamak think nothing of (someone or something) v.
o kadar/gözünde büyüttüğün kadar zor değil it is not rocket science expr.
kanunların gözünde in the eyes of the law expr.
o kadar/gözünde büyüttüğün kadar zor değil it is not a brain surgery expr.
yasaların gözünde in the eyes of the law expr.
o kadar/gözünde büyüttüğün kadar zor değil it's not rocket science expr.
o kadar/gözünde büyüttüğün kadar zor değil not rocket science expr.
(birinin) gözünde değerini kaybetmiş out of favor (with one) expr.
Speaking
gözünde büyütmeye değmez no biggie expr.
gözünde pek önemli bir şey değil bu this won't weight very heavily with her expr.
gözünde büyütmeye değmez no big deal expr.
gözünde büyütmeye değmez no big deal and no biggie expr.
Optics
tek gözünde kırmızı-yeşil renk körlüğü olan kimse uniocular dichromat n.
Logic
rakibin gözünde her biri eşit düzeyde şüphe uyandıracak seçenekleri olan argüman dilemma n.
Literature
ana karakterin tercihlerini okuyucunun gözünde daha anlaşılır kılmak için oluşturulan yan karakter foil character n.
Theatre
(ana karakterin tercihlerini okuyucunun gözünde daha anlaşılır kılmak için oluşturulan) ana karakterin tercihlerinin tam tersini yansıtan ya da onun tercihlerini engelleyen karakter foil character n.
Entomology
(böcek gözünde) faset facet n.
Slang
halkın gözünde olumlu bir görüntü çizmeye çalışan politikacı palm presser n.