gleam - Turco Inglés Diccionario

gleam

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "gleam" en diccionario turco inglés : 35 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
gleam n. parıltı
The gleam of anger in his eyes frightened the children.
Gözlerindeki öfke parıltısı çocukları korkuttu.

More Sentences
gleam v. parıldamak
The sea was gleaming under the moonlight.
Deniz ay ışığının altında parıldıyordu.

More Sentences
General
gleam n. parlaklık
The wax increases the gleam of the headlights.
Balmumu farların parlaklığını arttırır.

More Sentences
gleam n. ışık
Still gleams an element of hope.
Hâlâ bir umut ışığı var.

More Sentences
gleam v. parlamak
Her eyes were gleaming with joy.
Gözleri sevinçle parlıyordu.

More Sentences
gleam n. şua
gleam n. pırıltı
gleam n. ışıltı
gleam n. ışın
gleam n. yalkı
gleam n. bir anlığına belirme
gleam n. kısa süreliğine ortaya çıkma
gleam n. belirsiz iz
gleam n. muğlak gösterge
gleam v. ışıldamak
gleam v. pırıldamak
gleam v. ışın yaymak
gleam v. parıldamak
gleam v. parlaklaşmak
gleam v. ışımak
gleam v. kısa süreliğine ortaya çıkmak
gleam v. sönük şekilde belirmek
gleam v. geçici olarak görünmek
gleam v. parıldamasına sebep olmak
gleam v. ışıldayarak yaymak
gleam v. parıldayarak yansıtmak
gleam v. kısa süreliğine parlamak
gleam v. korlaşmak
gleam v. ışık tutmak
gleam v. görünüp hızla kaybolmak
Optics
gleam n. yansıyan zayıf ışığın geçici parlaması
gleam n. yansıyan zayıf ışığın zamanla artması
gleam n. bulunduğu ortama nispeten parlak olan zayıf ışık
gleam n. geçici parlaklık
gleam n. yansıyan zayıf ışığın hareketli olması

Significados de "gleam" con otros términos en diccionario inglés turco: 28 resultado(s)

Inglés Turco
General
a gleam of hope n. bir ümit ışığı
gleam in the eye n. gözlerindeki parıltı
Phrasals
gleam with something v. bir şeyle pırıldamak
gleam with something v. bir şeyle parıldamak
gleam with something v. bir şeyle ışıldamak
gleam with v. ile ışıldamak
gleam with v. ile parıldamak
Colloquial
a gleam in your eye n. gözlerindeki parıltı
a gleam in your eyes n. gözlerindeki parıltı
a gleam in someone's eye n. doğmamış çocuk
a gleam in someone's eye n. portakalda vitamin
a gleam in someone's eye n. pek şekillenmemiş fikir
Idioms
gleam in (one's) eye n. gözlerindeki parıltı/ışıltı
gleam in (one's) eye n. aklının ucundan geçmeyen plan/beklenti
a gleam in someone's eye n. ihtimal/olasılık olarak görülen şey
a gleam in someone's eye n. potansiyel görülen şey
a gleam in someone's eye n. muhtemel/olası görülen şey
a gleam in someone's eye n. ihtimali göz önünde bulundurulan şey
a gleam in someone's eye n. olanağı olduğu düşünülen şey
gleam in (one's) eye n. henüz planlanmamış şey
gleam in (one's) eye n. henüz ortada olmayan şey
gleam in (one's) eye n. henüz kimsenin aklında bile olmayan şey
gleam in (one's) eye n. henüz beklenmeyen şey
gleam in (one's) eye n. (birinin) gözündeki mutluluk ışığı/parıltısı
gleam in (one's) eye n. (birinin) gözündeki umut ışığı/parıltısı
gleam in (one's) eye n. henüz var olmayan şey
gleam in (one's) eye n. (birinin) gözündeki sırrı veya bir bilgiyi bildiğine dair parıltı/ışık
gleam in (one's) eye n. (birinin) gözündeki keyif ışığı/parıltısı