good money - Turco Inglés Diccionario
Historia

good money

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "good money" en diccionario turco inglés : 2 resultado(s)

Inglés Turco
Trade/Economic
good money n. çok para
good money n. iyi para

Significados de "good money" con otros términos en diccionario inglés turco: 29 resultado(s)

Inglés Turco
General
have a good run for one's money v. bir işte uzun süre başarılı olmak
throw good money after bad v. parasını sokağa atmak
throw good money after bad v. parayı sokağa atmak
put money to good use v. parayı değerlendirmek
make good use of money v. parayı değerlendirmek
pay good money v. iyi para ödemek
Proverb
bad money drives out good kötü para iyiyi safdışı eder
money is a good servant but a bad master para iyi bir hizmetçi, kötü bir efendidir
Idioms
a (good) run for your money n. meyvesini yeme
a (good) run for your money n. semeresini alma/görme
a (good) run for your money n. güçlü bir karşılaşma, mücadele
a (good) run for your money n. tatmin edici bir rekabet, mücadele
throw good money after bad v. başarısız olmuş bir işe para harcamaya devam etmek
pour good money after bad v. başarısız olmuş bir işe para harcamaya devam etmek
make good money v. çok para kazanmak
make good money v. iyi para kazanmak
make good money v. iyi para yapmak
give someone or something a (good) run for their money v. birine/bir şeye kök söktürmek
give someone or something a (good) run for their money v. biriyle/bir şeyle dişe diş/kora kor mücadele etmek
give someone or something a (good) run for their money v. biriyle/bir şeyle kıran kırana mücadele etmek
have a (good) run for your money v. emeğinin/paranın karşılığını almak
have a (good) run for your money v. harcadıklarının karşılığını almak
Speaking
it's not good to borrow money from family members expr. aile üyelerinden borç almak iyi değil
you can do something good with this money expr. bu parayla iyi bir şey yapabilirsin
you get good value for your money there expr. orada ödediğin para karşılığında iyi mal alırsın
he gives you good value for your money expr. ödediğin para karşılığında sana iyi mal verir
who needs money when you got good looks? expr. sende bu güzellik varken parayı kim ne yapsın?
Trade/Economic
bad money drives out good money n. kötü para iyi parayı piyasadan kovar
make good use of one's money v. parasını iyi değerlendirmek