iyice bir - Turco Inglés Diccionario
Historia

iyice bir



Significados de "iyice bir" en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)

Turco Inglés
Colloquial
iyice bir good and proper expr.

Significados de "iyice bir" con otros términos en diccionario inglés turco: 123 resultado(s)

Turco Inglés
General
bir şeyi iyice düşünmek give something some thought v.
bir şeyi iyice düşünmek mull something over v.
Phrasals
(bir konunun iyice anlaşılması için) konunun tekrar üzerinden geçmek hammer home something v.
(bir konunun iyice anlaşılması için) konunun tekrar üzerinden geçmek hammer something home v.
(bir şeyi) iyice araştırmak dig into (something) v.
(bir şeyi) iyice araştırmak dig in (something) v.
(bir yere) iyice bakmak go over v.
(bir şeyi) iyice öğrenmek için çaba sarf etmek grind (something) into (something) v.
(bir şeyi) iyice öğrenmeye/ezberlemeye çalışmak grind (something) into (something) v.
bir şeyi iyice bir şeyin içine işletmek grind something into something v.
bir şeyi iyice bir şeyin içine işletmek grind something in v.
bir şeyi sürekli tekrar ederek iyice öğretmek grind into v.
bir şeye kendini iyice vermek grind away v.
(bir şeye) kendini iyice vermek grind away at (someone or something) v.
(bir şeyi birine) iyice öğretmek impress (something) on (someone) v.
(bir şeyi birine) iyice öğretmek impress (something) upon (someone) v.
bir şeyi bir sıvıyla iyice ıslatmak impregnate something with something v.
bir şeyi bir şeyle iyice ıslatmak impregnate something with something v.
bir sıvıyla iyice ıslatılmak soak in v.
bir sıvıyla iyice ıslatmak soak in v.
(bir şeye) iyice yaklaşmak zero in on (something) v.
(bir şeyi) iyice ezmek mush (something) up v.
bir şeyi iyice sulamak water something down v.
(birine/bir şeye) iyice bastırmak bear down on (someone or something) v.
(bir şeyi) iyice karıştırmak blend (something) in v.
(bir şeyi) iyice yedirmek blend (something) in v.
(bir şeyi) iyice öğrenmek bone up (on something) v.
bir şey üzerinde iyice düşünmek chew something over v.
(birinin/bir şeyin) içine iyice sokmak embed in (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) içine iyice yerleştirmek embed in (someone or something) v.
(bir şey yapmadan) önce iyice düşünmek think before (one) (does something) v.
(bir şeyi) enine boyuna/iyice düşünerek yapmak think before (one) (does something) v.
(bir şeyin) üzerindeki (bir şeyi) iyice sıkmak/sıkıştırmak tighten (something) on (something else) v.
Proverb
bir kişiyi iyice tanımadan işlerine karışma you should know a man seven years before you stir his fire
iyice hazır olmadan bir işe kalkışma don't go near the water until you learn how to swim
Colloquial
iyice rezil olmadan bir şeye son vermek cut losses v.
iyice (bir şey) good and (something) expr.
Idioms
bir konuyu iyice kavrama a grip on something n.
bir konuyu iyice öğrenme/anlama a grip on something n.
iyice bir azarlama/paylama a (good) working over n.
iyice (bir şey) dışına çıkmak/dışında olmak be well out of (something) v.
iyice (bir şey) dışına çıkmak/dışında olmak be well out of v.
iyice/bir güzel pataklamak beat (one's) brains out v.
iyice/bir güzel dövmek beat (one's) brains out v.
iyice/bir güzel benzetmek beat (one's) brains out v.
iyice/bir güzel pataklamak beat someone's brains out v.
iyice/bir güzel dövmek beat someone's brains out v.
iyice/bir güzel benzetmek beat someone's brains out v.
iyice/bir güzel pataklamak beat (someone's) brains in v.
iyice/bir güzel dövmek beat (someone's) brains in v.
iyice/bir güzel benzetmek beat (someone's) brains in v.
bir güzel/iyice benzetmek bash (someone's) brains in v.
bir güzel/iyice benzetmek beat someone’s brains out v.
iyice bir düşünmek search (one's) conscience v.
iyice bir düşünmek search (one's) heart v.
iyice bir düşünmek search your heart/soul/conscience v.
bir şeyi iyice derleyip toplamak (toparlamak) get something in apple-pie order v.
bir konuyu iyice kavramak have a solid grasp of something v.
bir şeyi iyice incelemek (özellikle satın almadan önce) kick the wheels v.
bir konuyu iyice kavramak get a good grasp of something v.
bir konuyu iyice kavramak have a good grasp of something v.
bir şeyi iyice incelemek (özellikle satın almadan önce) kick the tires v.
bir şeyi iyice derleyip toplamak (toparlamak) put something in apple-pie order v.
bir şeyi iyice incelemek (özellikle satın almadan önce) kick the tyres v.
bir konuyu iyice kavramak get a solid grasp of something v.
bir konuyu iyice kavramak have a sound grasp of something v.
bir konuyu iyice kavramak get a sound grasp of something v.
iyice rezil olmadan bir şeye son vermek cut one's losses v.
(birini/bir şeyi) iyice anlamak get a bead on (someone or something) v.
birini iyice bir azarlamak pin someone's ears back v.
birini iyice bir haşlamak/paylamak/azarlamak/fırçalamak pin someone’s ears back v.
birini/bir şeyi iyice anlamak have someone or something taped [uk] v.
birini/bir şeyi iyice anlamak get someone or something taped [uk] v.
(birinin bir durum) hakkında iyice bilgi sahibi olması için yardım etmek give (one) the feel of (something) v.
(birinin bir durum) hakkında iyice bilgi sahibi olması için yardım etmek give (one) a feel of (something) v.
(bir şeyi) aklına iyice kaydetmek pound (something) into (one's) head v.
(bir şeyi) iyice aklına sokmak pound (something) into (one's) head v.
(bir şeyi birinin) aklına iyice sokmak hammer (something) into (one's) thick skull v.
(bir şeyi birinin) kalın kafasına iyice sokmak hammer (something) into (one's) thick skull v.
(bir şeyi birine) iyice öğretmek pound (something) into (one's) thick skull v.
(bir şeyi) iyice belirginleştirmek bring (something) into sharp relief v.
iyice değersiz bir konuma düşmek sink to new depths v.
(birine/bir şeye) iyice/dikkatlice bakmak get a good look at (someone or something) v.
iyice/bir güzel pataklamak beat brains out v.
iyice/bir güzel dövmek beat brains out v.
iyice/bir güzel benzetmek beat brains out v.
biri bir şeyi iyice anlamak come home to someone v.
(birinin) bir şeyi iyice anlamasını sağlamak drive something home (to somebody) v.
(birine) bir şeyi iyice öğretmek drive something home (to somebody) v.
(birinin) bir şeyi iyice anlamasını sağlamak hammer something home (to somebody) v.
(birine) bir şeyi iyice öğretmek hammer something home (to somebody) v.
(bir konunun iyice anlaşılması için) konunun tekrar üzerinden geçmek drive/hammer something home v.
(bir şeye) iyice bakmak have an eyeful (of something) [uk] v.
(bir şeye) iyice bakmak get an eyeful (of something) [uk] v.
(bir konuyu iyice) kavramak get a good grasp of (something) v.
(bir konuyu iyice) kavramak get a solid grasp of (something) v.
(bir konuyu iyice) kavramak get a sound grasp of (something) v.
(bir konuyu iyice) kavramak get a good grasp on (something) v.
(bir konuyu iyice) kavramak get a solid grasp on (something) v.
(bir konuyu iyice) kavramak get a sound grasp on (something) v.
ilginç/sıra dışı (bir şeye) iyice bakmak have an eyeful (of something) [uk] v.
ilginç/sıra dışı (bir şeye) iyice bakmak get an eyeful (of something) [uk] v.
iyice bir parçası olmak get in deeper v.
(bir şeyi) iyice düşünmek give (something) thought v.
bir şeyi iyice kavramak have a (solid) grasp of something v.
bir şeyi iyice anlamak have a (solid) grasp of something v.
bir şeyi iyice kavramak have a (sound) grasp of something v.
bir şeyi iyice anlamak have a (sound) grasp of something v.
bir şeyi iyice kavramak have a (good) grasp of something v.
bir şeyi iyice anlamak have a (good) grasp of something v.
bir şeyi iyice kavramak get a (solid) grasp of something v.
bir şeyi iyice anlamak get a (solid) grasp of something v.
bir şeyi iyice kavramak get a (sound) grasp of something v.
bir şeyi iyice anlamak get a (sound) grasp of something v.
bir şeyi iyice kavramak get a (good) grasp of something v.
bir şeyi iyice anlamak get a (good) grasp of something v.
bir şeyi iyice anlamak have got something taped [uk] v.
birini/bir şeyi iyice anlamak have somebody/something taped [uk] v.
birini/bir şeyi iyice aklına kaydetmek have somebody/something taped [uk] v.
(birine/bir şeye) iyice yerleşmek take hold of (someone or something) v.
(birine/bir şeye) iyice yerleşmek take ahold of (someone or something) v.
bir şeyi iyice düşünmek turn something over in your mind v.
Speaking
iyice bir bak take a closer look expr.