Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Sinónimo
Sobre nosotros
Herramientas
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Sobre nosotros
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Alemán - Inglés
Historia
kış
Significados de
"kış"
en diccionario inglés turco : 7 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
Common Usage
1
Common Usage
kış
winter
n.
General
2
General
kış
wintertime
n.
3
General
kış
winter
n.
4
General
kış
hiems
n.
5
General
kış
hiemal
adj.
6
General
kış
shoo!
interj.
Gastronomy
7
Gastronomy
kış
winter
n.
Significados de
"kış"
con otros términos en diccionario inglés turco: 324 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
Common Usage
1
Common Usage
kış uykusu
hibernation
n.
2
Common Usage
kış uykusu
winter sleep
n.
General
3
General
kış kıyamet
severe winter cold
n.
4
General
kış mevsimi
wintertide
n.
5
General
kış mevsimi süresi
wintertime
n.
6
General
bir bitkinin kış nedeniyle ölmesi
winterkill
n.
7
General
kış zamanı
wintertime
n.
8
General
kış merası
winter pasture
n.
9
General
kış başlangıcı
martinmas
n.
10
General
kış habercisi
winter herald
n.
11
General
kış ortası
depth of winter
n.
12
General
kış ortası
midwinter
n.
13
General
kış bahçesi
greenhouse
n.
14
General
bir bitkinin kış nedeniyle ölümü
winterkilling
n.
15
General
kış uykusu
sleep
n.
16
General
kara kış
the dead of winter
n.
17
General
kış kavunu
winter melon
n.
18
General
kış koşulları
winter conditions
n.
19
General
kış günü
winter day
n.
20
General
kış sporları
winter sports
n.
21
General
kış olimpiyatları
winter olympics
n.
22
General
kış şartları
winter conditions
n.
23
General
kış kavunu
casaba
n.
24
General
kış saati
winter time
n.
25
General
kış dönemi
dormant season
n.
26
General
kış bahçesi
winter garden
n.
27
General
kış meyvesi
winter fruit
n.
28
General
kış soğuğu
winter cold
n.
29
General
kış soğuğu
winter's cold
n.
30
General
kış sporu
winter sport
n.
31
General
kış saati uygulaması
winter time
n.
32
General
kış uykusu
brumal sleep
n.
33
General
çıplak kış olimpiyatları
nude winter olympics
n.
34
General
erken bastıran kış
an early winter
n.
35
General
kış mevsimi
winter
n.
36
General
kış mevsimi
season of winter
n.
37
General
geçen kış
last winter
n.
38
General
kış depresyonu
winter depression
n.
39
General
kış depresyonu
winter blues
n.
40
General
kış yarı/tepesi
winter fell
n.
41
General
kış rüzgarı
winter wind
n.
42
General
kış uykusu
winter rest
n.
43
General
kış partisi
winter party
n.
44
General
kış tatili
winter vacation
n.
45
General
kış tatili
winter holiday
n.
46
General
kış tatili
winter break
n.
47
General
kış askeri
winter soldier
n.
48
General
kış paketi
winter pack
n.
49
General
kış güneşi
winter sun
n.
50
General
soğuk kış aylarında açan güneşin sıcaklığı
apricity
n.
51
General
kış evi
winter house
n.
52
General
kış koleksiyonu
winter collection
n.
53
General
kış uykusu ini
hibernacle
n.
54
General
kış uykusuna yatma
hibernation
n.
55
General
kış uykusu sığınağı
hybernacle
n.
56
General
kış uykusu
hybernacle
n.
57
General
kış uykusu
hyemation
n.
58
General
kış süslemelerinde kullanılan herdem yeşil dallar
green
n.
59
General
kış süslemelerinde kullanılan herdem yeşil dallar
greens
n.
60
General
kış uykusuna yatma
hibernating
n.
61
General
(özellikle kızılderili dilinde) kış mevsimi
snow
n.
62
General
akçaağaç şekeri ikram edilen kış partisi
sugar eat
n.
63
General
akçaağaç şekeri ikram edilen kış partisi
sugaring off
n.
64
General
kış uykusuna yatmak
hibernate
v.
65
General
hayvanları kış süresince beslemek
winterfeed
v.
66
General
kış uykusundan uyanmak
emerge from hibernation
v.
67
General
kış uykusuna yatmak
go into hibernation
v.
68
General
kış uykusundan kalkmak
emerge from hibernation
v.
69
General
kış uykusuna yatmak
lie dormant
v.
70
General
kış etkisi yaratmak
winter
v.
71
General
kış gibi etkilemek
winter
v.
72
General
kış aylarında beslemek
winter (on)
v.
73
General
kış aylarında konaklamak
winter
v.
74
General
kış aylarında bakmak
winter
v.
75
General
kış aylarında bakımı üstlenmek
winter
v.
76
General
kış aylarında ilgilenmek
winter
v.
77
General
kış uykusunda olmak
hybernacle
v.
78
General
(kış uykusu için) inine çekilmek
den
v.
79
General
kış boyu muhafaza etmek
overwinter
v.
80
General
kış boyu dayanmak
overwinter
v.
81
General
kış uykusuna yatmak
slumber
v.
82
General
kış nedeniyle ölmüş bitki
winterkilled
adj.
83
General
kış uykusuna yatmayan
nonhibernating
adj.
84
General
kış uykusuna geçmiş
latibulized
adj.
85
General
kış gibi
brumal
adj.
86
General
kış gibi
wintery
adj.
87
General
kış soğuğunu aratmayan
wintery
adj.
88
General
kış soğuğunu aratmayan
wintry
adj.
89
General
kış gibi
wintry
adj.
90
General
kış ile ilgili
hiemal
adj.
91
General
düşük kış sıcaklıklarına dayanamayan
nonhardy
adj.
92
General
kış ile ilgili
winterly
adj.
93
General
kış gibi olan
winterly
adj.
94
General
kış mevsiminde yetişen (bitki)
winter
adj.
95
General
kış aylarında büyüyen (bitki)
winter
adj.
96
General
kış mevsimiyle ilgili
winter
adj.
97
General
kış mevsiminde meydana gelen
winter
adj.
98
General
kış ortasına ait
midwinter
adj.
99
General
kış ortasıyla ilgili
midwinter
adj.
100
General
kış ortasında meydana gelen
midwinter
adj.
101
General
kış mevsiminde gerçekleşen
overwinter
adj.
102
General
yaz kış
in summer and winter
adv.
103
General
soğuk bir kış gecesinde
in a cold winter night
adv.
104
General
kış kış
hoosh
interj.
Phrasals
105
Phrasals
kış aylarını (bir şeyle) geçirmek
winter on (something)
v.
106
Phrasals
(kış aylarında (bir şeyle) beslenmek
winter on (something)
v.
107
Phrasals
kış boyu (bir şeyle) beslenmek
winter on (something)
v.
108
Phrasals
kış boyu bir hayvana (bir şey) yedirmek
winter on (something)
v.
Phrases
109
Phrases
kış yaklaşıyor
winter draws on
expr.
110
Phrases
kış kapıda
winter draws on
expr.
111
Phrases
kış gelmek üzere
winter is almost upon us
expr.
112
Phrases
yaz kış
in season and out of season
expr.
Proverb
113
Proverb
kış olmadan bahar olmaz
there is no spring without a winter
114
Proverb
benzeye benzeye yaz benzeye benzeye kış olur
a bad apple spoils the (whole) barrel
115
Proverb
benzeye benzeye yaz benzeye benzeye kış olur
one bad apple spoils the (whole) barrel
116
Proverb
benzeye benzeye yaz benzeye benzeye kış olur
one bad apple spoils the (whole) bunch
117
Proverb
benzeye benzeye yaz benzeye benzeye kış olur
one bad apple spoils the (whole) bushel
Colloquial
118
Colloquial
sert ve soğuk kış rüzgarı
the hawk [us]
n.
119
Colloquial
keskin kış rüzgarı
the hawk [us]
n.
120
Colloquial
sert ve soğuk kış rüzgarı
hawk
n.
121
Colloquial
keskin kış rüzgarı
hawk
n.
122
Colloquial
kış yüzücüsü
iceberg [australia]
n.
123
Colloquial
kış sörfçüsü
iceberg [australia]
n.
124
Colloquial
bir bulutla kış olmaz
one swallow doesn't make a summer
expr.
125
Colloquial
kış kapıda
winter is at the doorstep
expr.
126
Colloquial
kış kapıda
winter is around the corner
expr.
127
Colloquial
kış geliyor
winter is coming
expr.
Idioms
128
Idioms
soğuk kış rüzgarı
mr. hawkins
n.
129
Idioms
kış rüzgarı
mr. hawkins
n.
130
Idioms
kara kış
dead of winter
n.
131
Idioms
kış şartlarında acımadan sürülen hurda/eski araba
winter rat [us]
n.
132
Idioms
kış saati uygulaması sebebiyle saatleri geri almak
move the clock back
v.
133
Idioms
kış saati uygulaması sebebiyle saatleri geri almak
move the clocks back
v.
134
Idioms
kış saati uygulaması sebebiyle saatleri geri almak
move one's clock back
v.
135
Idioms
kış saati uygulaması sebebiyle saatleri geri almak
move one's clocks back
v.
136
Idioms
kara kış
colder than the shady side of a banker's heart
adj.
137
Idioms
yaz kış demeden
come rain or shine
expr.
138
Idioms
yaz kış demeden
come rain, come shine
expr.
Speaking
139
Speaking
en sevdiğim mevsim kış
my favorite season is winter
expr.
140
Speaking
kış kapıda
winter is knocking on the door
expr.
141
Speaking
türkiye'de kış şu an
this is winter in turkey
expr.
Trade/Economic
142
Trade/Economic
kış riski
winter risk
n.
143
Trade/Economic
kış primi
winter premium
n.
Politics
144
Politics
nükleer kış
nuclear winter
n.
Tourism
145
Tourism
dağ ve kış turizmi
mountain and winter tourism
n.
146
Tourism
kış sporları ve kayak merkezi
winter sports and skiing center
n.
Technical
147
Technical
kış klimatizasyonu
winter air conditioning
n.
148
Technical
kış hizmet makineleri
winter service machines
n.
149
Technical
kış sınıfı motor yağı
winter grade motor oil
n.
150
Technical
kış kliması
winter air conditioning
n.
151
Technical
kış lastiği
winter wheel
n.
152
Technical
kış iklimlemesi
winter air conditioning
n.
153
Technical
kış benzini
winter gasoline
n.
154
Technical
kış sporları donanımı
winter-sports equipment
n.
155
Technical
kış lastiği
winter tire
n.
156
Technical
kış sporları donanımı
winter sports equipment
n.
157
Technical
kış sulaması
winter irrigation
n.
Construction
158
Construction
kış yapımı sorunları
winter building problems
n.
159
Construction
kış bahçesi
sun room
n.
160
Construction
kış bahçesi
sunroom
n.
161
Construction
kış bahçesi
florida room
n.
162
Construction
kış bahçesi
garden conservatory
n.
163
Construction
kış bahçesi
garden room
n.
164
Construction
kış bahçesi
patio room
n.
165
Construction
kış bahçesi
sun parlor
n.
166
Construction
kış bahçesi
sun porch
n.
167
Construction
kış koşulları betonu tesisi
winterized concrete
n.
Automotive
168
Automotive
kış lastiği
winter tire
n.
Traffic
169
Traffic
kış programı
winter program
n.
170
Traffic
kış programı haritası
winter program map
n.
Marine
171
Marine
kış betonlaması
winter concreting
n.
Medical
172
Medical
kış kaşıntısı
prairie itch
n.
173
Medical
kış kaşıntısı
swamp itch
n.
Psychology
174
Psychology
kış depresyonu
winter depression
n.
175
Psychology
kış uykusu tepkisi
hibernation reaction
n.
Pathology
176
Pathology
her kış tekrarlayan öksürük ile karakterize bir tür kronik bronşit
winter cough
n.
177
Pathology
kış kusma hastalığı
intestinal flu
n.
Gastronomy
178
Gastronomy
kış için güneşte kurutulmuş elma
normandy pippins
n.
179
Gastronomy
kış türlüsü
winter vegetable stew
n.
180
Gastronomy
kış dil balığının çok değerli beyaz eti
lemon sole
n.
181
Gastronomy
kış kabağı ile hazırlanan bir turta
squash pie
n.
Biology
182
Biology
biyolojik gelişimin durduğu kış uykusu benzeri bir durum
diapause
n.
183
Biology
kış uykusu
latitancy
n.
184
Biology
kış uykusuna yatan varsayımsal bir mantar formu
mycoplasm
n.
185
Biology
kış mantarı
flammulina velutipes
n.
186
Biology
kış boyu ölmemek
overwinter
v.
187
Biology
kış uykusu benzeri hale girmek
diapause
v.
188
Biology
bir mevsimde bir nesil veren ve kış uykusuna yatma eğilimli olan
univoltine
adj.
189
Biology
kış uykusunda olan
latitant
adj.
Marine Biology
190
Marine Biology
kış dil balığı
blackback flounder
n.
191
Marine Biology
kış dil balığı
pseudopleuronectes americanus
n.
192
Marine Biology
kış dil balığı
winter flounder
n.
193
Marine Biology
kış dil balığı
lemon sole
n.
194
Marine Biology
bir tatlı su yosun hayvanının üzerindeki kış uykusuna yatıp baharda yeni bireye dönüşen tomurcuk
winter bud
n.
Astronomy
195
Astronomy
kış gündönümü
winter solstice
n.
196
Astronomy
kış denizi
mare hiemis
n.
197
Astronomy
kış gün dönümü
midwinter
n.
Zoology
198
Zoology
abd'nin güneyinde yaşayan ve kış aylarında daha güneye göç eden serbest kuyruklu bir yarasa
tadarida brasiliensis
n.
199
Zoology
abd'nin güneyinde yaşayan ve kış aylarında daha güneye göç eden serbest kuyruklu bir yarasa
guano bat
n.
200
Zoology
abd'nin güneyinde yaşayan ve kış aylarında daha güneye göç eden serbest kuyruklu bir yarasa
mexican freetail bat
n.
201
Zoology
abd'nin güneyinde yaşayan ve kış aylarında daha güneye göç eden serbest kuyruklu bir yarasa
mexican free-tailed bat
n.
202
Zoology
abd'nin güneyinde yaşayan ve kış aylarında daha güneye göç eden serbest kuyruklu bir yarasa
brazilian free-tailed bat
n.
203
Zoology
ayı ve benzeri hayvanların bağırsaklarında kış uykusu esnasında meydana gelen tıkanıklık veya dışkı kitlesi
tappen
n.
204
Zoology
kış uykusuna yatma
torpor
n.
205
Zoology
kış uykusuna yatan
hibernator
n.
206
Zoology
kış uykusu
winter sleep
n.
207
Zoology
kış uykusuna yatan hayvanlar
hibernating animals
n.
208
Zoology
kış uykucusu
hibernator
n.
209
Zoology
salyangozların kış uykusundan önce kabuk açıklığını örtmek amacıyla salgıladığı kalsiyum fosfat ve zamk disk
epiphragm
n.
210
Zoology
birçok omurgasız hayvan tarafından sonbaharda yumurtlanıp kış koşullarında hayatta kalan bir yumurta
winter egg
n.
211
Zoology
hayvanların kış uykusuna yattığı in
hibernaculum
n.
212
Zoology
salyangozların kış uykusundan önce kabuk açıklığını örtmek için salgıladığı kalsiyum fosfat ve zamk disk
hibernaculum
n.
213
Zoology
delikte kış uykusuna yatmak
hole up
v.
214
Zoology
kış uykusunda
torpid
adj.
215
Zoology
kış uykusuna yatan
hibernating
adj.
Botanic
216
Botanic
geniş yapraklı, yaz kış endemik bir yeni zelanda ağacı
tawheowheo (quintinia serrata)
n.
217
Botanic
kış kavunu
cassaba (cucumis melo inodorus)
n.
218
Botanic
sarımsı-yeşil çilli yüzeyi olan, olgunlaştıkça altın rengine dönen küçük ve tatlı bir kış armudu
nelis
n.
219
Botanic
sarımsı-yeşil çilli yüzeyi olan, olgunlaştıkça altın rengine dönen küçük ve tatlı bir kış armudu
winter nelis
n.
220
Botanic
kış tatlısı
allspice (chimonanthus praecox)
n.
221
Botanic
kış tatlısı
japan allspice
n.
222
Botanic
kış tatlısı
japanese allspice
n.
223
Botanic
kış kavunu
honeydew melon
n.
224
Botanic
kış tomurcuğu
dormant bud
n.
225
Botanic
kış kavunu
winter melon
n.
226
Botanic
kış kavunu
cucumis melo inodorus
n.
227
Botanic
kış kavunu
persian melon
n.
228
Botanic
kış kirazı
ashwagandha
n.
229
Botanic
kış kirazı
winter cherry
n.
230
Botanic
kış kavunu
winter melon vine
n.
231
Botanic
siyah kış trüfü
black winter truffle
n.
232
Botanic
siyah kış trüfü
tuber melanosporum
n.
233
Botanic
zayıf uçlu bir kış bitkisi
caley pea
n.
234
Botanic
zayıf uçlu bir kış bitkisi
lathyrus hirsutus
n.
235
Botanic
zayıf uçlu bir kış bitkisi
rough pea
n.
236
Botanic
zayıf uçlu bir kış bitkisi
singletary pea
n.
237
Botanic
zayıf uçlu bir kış bitkisi
wild winterpea
n.
238
Botanic
kış mantarı
enoki (flammulina velutipes)
n.
239
Botanic
kış mantarı
enokitake
n.
240
Botanic
kış yasemini
winter jasmine (jasminum nudiflorum)
n.
241
Botanic
kış teresi
barbarea verna
n.
242
Botanic
kış mantarı
velvet shank (flammulina velutipes)
n.
243
Botanic
kış kirazının çanak yaprakları
winter cherry
n.
244
Botanic
kış salatalarında kullanılmak üzere yetiştirilen tere
winter cress
n.
245
Botanic
bitkinin kış ayları boyunca uyku halinde kalmasını sağlayan tomurcuk veya koruyucu kılıf
winter lodge
n.
246
Botanic
kış mantarı
winter mushroom
n.
247
Botanic
kış armudu
winter pear
n.
248
Botanic
kış kabağı
winter squash
n.
249
Botanic
kış tatlısı
winter sweet
n.
250
Botanic
kış tatlısı
chimonanthus praecox
n.
251
Botanic
kış tatlısı
japan allspice
n.
252
Botanic
kış nedeniyle öldürme
winterkill
n.
253
Botanic
bir kış elması türü
ribston
n.
254
Botanic
kış tatlısı
genus chimonanthus
n.
255
Botanic
kahverengimsi kabuğu olan bir kış elması
russeting
n.
256
Botanic
bitkilerin kış mevsimi veya kurak mevsimlerde hayatta kalması
perennation
n.
257
Botanic
yaz kış yeşil
evergreen
adj.
Agriculture
258
Agriculture
sonbaharda veya kış başında olgunlaşan, amerika'ya özgü, kırmızı şeritli elma çeşidi
northern spy
n.
259
Agriculture
kış elması
northern spy
n.
260
Agriculture
kış merası
winter pasture
n.
261
Agriculture
kış otlatması
winter grazing
n.
262
Agriculture
(pakistan, hindistan'da) kış sonunda hasat edilen ürün
rabi
n.
263
Agriculture
kış koşullarına dayanıklı ekin
winter crop
n.
264
Agriculture
kış boyunca arazilerde biçilmeden bırakılan uzun ve kaba otlar
fog
n.
265
Agriculture
kış aylarında otlaklara ek olarak hayvanları yemle beslemek
winter-feed
v.
266
Agriculture
kış aylarında otlakların yenilenmesi için hayvanları yemle beslemek
winter-feed
v.
267
Agriculture
kış aylarında tahılları ekmek
winter-feed
v.
268
Agriculture
kış aylarında hayvanları beslemek
winter-feed
v.
269
Agriculture
(sığırı) kış boyunca arazilerde biçilmeden bırakılan uzun ve kaba otlarla beslemek
fog [uk]
v.
270
Agriculture
kış boyunca biçilmeyen uzun ve kaba otlarla kaplanmak
fog [dialect]
v.
271
Agriculture
kış aylarında tüketilebilecek (meyve ve sebzeler)
winter
adj.
Breeding
272
Breeding
kış otlağı
yard
n.
273
Breeding
kış aylarında hayvanları beslemek
winter-feed
v.
274
Breeding
kış aylarında bakıp beslemek (çiftlik hayvanları)
winter
v.
275
Breeding
kış aylarında bakılıp beslenmek (çiftlik hayvanları)
winter
v.
276
Breeding
iki kış geçirmiş (at, öküz)
twinter [dialect]
adj.
Apiculture
277
Apiculture
kış kaybı
winter loss
n.
278
Apiculture
kış kümesi
winter cluster
n.
279
Apiculture
kış salkımı
winter cluster
n.
History
280
History
kış savaşı
winter war
n.
281
History
kış gün dönümü festivali
saturnalia
n.
282
History
kış gün dönümü festivaline ait veya ilgili
saturnalian
adj.
Religious
283
Religious
(slav mitolojisinde) kış ve ölüm tanrıçası
mara
n.
Environment
284
Environment
kış şartlarına hazırlama kiti
winterization kit
n.
285
Environment
nükleer kış
nuclear winter
n.
286
Environment
soğuğa dayanıklı veya kış uykusundaki bitkiler için düşük sıcaklıkta tutulan sera
coolhouse
n.
Geography
287
Geography
avusturya'da kış sporlarının yapıldığı bir dağ geçidi olan bölge
arlberg
n.
288
Geography
new york'un kuzeydoğusunda adirondack dağları'nda yer alan, popüler kayak alanı ve kış beldesi olan kasaba
lake placid
n.
289
Geography
iskoçya'da bir kış turizmi beldesi
aviemore
n.
290
Geography
kış mevsimi
wood-sere
n.
291
Geography
kış buzullarının yıllık olarak erimesi
ice-out
n.
Meteorology
292
Meteorology
kış fırtınası
winter storm
n.
293
Meteorology
kış gündönümü devresi
halcyon days
n.
294
Meteorology
ortalama kış sıcaklıkları aynı olan yerleri harita üzerinde birleştiren çizgi
isochime
n.
295
Meteorology
ortalama kış sıcaklıkları aynı olan yerleri harita üzerinde birleştiren çizgilere ait veya ilgili
isocheimenal
adj.
296
Meteorology
ortalama kış sıcaklıkları aynı olan yerleri harita üzerinde birleştiren (çizgi)
isocheimenal
adj.
Military
297
Military
kış şartlarına uydurma
winterization
n.
298
Military
kış seferi
winter campaigning
n.
299
Military
kış harp kursu
winter warfare course
n.
300
Military
kış şartlarına uydurma
winterisation
n.
301
Military
kış için kamuflaj
winter camouflage net
n.
Sport
302
Sport
kros kayağı ve kayakla atlamadan oluşan kış sporu
nordic skiing
n.
303
Sport
kış sporları
winter sports
n.
304
Sport
kızağa benzer bir araçla özel bir parkurda kayılarak yapılan kış sporu
bobsled
n.
305
Sport
kayaklı koşu ile tüfekli atışın bir araya getirildiği kış sporu
biathlon
n.
306
Sport
kızağa benzer bir araçla özel bir parkurda kayılarak yapılan kış sporu
bobsleigh
n.
307
Sport
kızağa benzer bir araçla özel bir parkurda kayılarak yapılan kış sporu
bobsledding
n.
308
Sport
kızağa benzer bir araçla özel bir parkurda kayılarak yapılan kış sporu
bobsleighing
n.
309
Sport
uluslararası kış sporları federasyonları birliği
association of international winter sports federations (aiwf)
n.
310
Sport
kış olimpiyat oyunları
winter olympic games
n.
311
Sport
kış yarışı
winter race
n.
Cinema
312
Cinema
(ilk olarak game of thrones'da söylenmiş) kış mevsiminin zorluklarını bilmeyen kimse
sweet summer child
n.
Archaic
313
Archaic
antik bir pagan kış festivali
yule
n.
314
Archaic
ine veya deliğe çekilip kış uykusuna yatmak
latibulize
v.
315
Archaic
ine veya deliğe çekilip kış uykusuna yatmak
latibulise
v.
Ornithology
316
Ornithology
kış akşam kırlangıcı
poorwill
n.
317
Ornithology
kış akşam kırlangıcı
phalaenoptilus nuttallii
n.
318
Ornithology
kış akşam kırlangıcı
poor-will
n.
Entomology
319
Entomology
su pirelerinin sırtındaki kış yumurtalarını içeren eyer şeklinde boşluk
ephippium
n.
320
Entomology
kış kelebeği
winter moth (operophtera brumata)
n.
321
Entomology
kış sonu veya baharın başında karların eridiği topraklarda görülen çeşitli yay kuyruk böceklerine verilen ad
snow flea
n.
Slang
322
Slang
kış eğlencesi
wintertainment
n.
Star Wars
323
Star Wars
tagta'nın kış sarayı
tagta's winter palace
n.
324
Star Wars
kış sarayı
winter palace
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of kış
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy