Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Sinónimo
Sobre nosotros
Herramientas
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Sobre nosotros
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés
Español - Inglés
Alemán - Inglés
Historia
kendi içinde
Significados de
"kendi içinde"
en diccionario inglés turco : 5 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
kendi içinde
in itself
adv.
2
General
kendi içinde
simpliciter
adv.
3
General
kendi içinde
in
prep.
Colloquial
4
Colloquial
kendi içinde
in its own right
expr.
Idioms
5
Idioms
kendi içinde
on its merits
expr.
Significados de
"kendi içinde"
con otros términos en diccionario inglés turco: 58 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
kitaplarda kendi içinde bütünlük oluşturan bölüm
dam
n.
2
General
kendi bütünlüğü içinde düşünülmüş
conceived in its entirety
n.
3
General
kendi içinde ayrı temel nitelikler taşıyan şey
isolate
n.
4
General
protestan tarikatlarının kendi içinde ve roma katolik kilisesi ile birleşmesini savunan lüterci bir parti hareketi
syncretism
n.
5
General
kendi içinde tutarlı olmak
hang together
v.
6
General
kendi içinde yaratmak
increate
v.
7
General
(aynı ırktan kimseleri) kendi içinde çiftleştirmek
self
v.
8
General
kendi içinde evlenme
endogamic
adj.
9
General
kendi içinde var olanla ilgili
transphenomenal
adj.
10
General
kendi içinde var olana ait
transphenomenal
adj.
11
General
kendi içinde karmaşık parçalar içeren
decomplex
adj.
12
General
kendi içinde karmaşık parçalardan oluşan
decomplex
adj.
13
General
bir şeyin kendi içinde ortaya çıkan
internal
adj.
14
General
kendi içinde iyi
intrinsic
adj.
15
General
kendi içinde filizlenen
self-born
adj.
16
General
kendi içinde baş gösteren
self-born
adj.
17
General
kendi içinde ortaya çıkan
self-born
adj.
18
General
kendi içinde değerlendiren
self-considering
adj.
19
General
kendi içinde müzakere eden
self-considering
adj.
Phrasals
20
Phrasals
kendi içinde oluşturmak
get up
v.
Colloquial
21
Colloquial
kendi içinde bir amaç
an end in itself
n.
22
Colloquial
kendi içinde bir amaç
end in itself
n.
Idioms
23
Idioms
kendi içinde anlaşmazlığa düşen müttefikler
circular firing squad
n.
24
Idioms
bir olayı/durumu kendi içinde değerlendirmek
judge something on its own merit
v.
25
Idioms
birisini kendi içinde değerlendirmek
judge one on one's own merits
v.
26
Idioms
bir olayı/durumu kendi içinde değerlendirmek
judge something on its own merits
v.
27
Idioms
kendi içinde tutmak
keep something inside of oneself
v.
28
Idioms
kendi içinde tutmak
hold something inside of oneself
v.
29
Idioms
(kendince/kendi içinde) iyi yanları olmak
have (someone's or something's) plus points
v.
30
Idioms
(kendince/kendi içinde) artı/olumlu yanlara sahip olmak
have (someone's or something's) plus points
v.
31
Idioms
(kendince/kendi içinde) iyi özellikleri olmak
have (someone's or something's) plus points
v.
32
Idioms
(kendince/kendi içinde) artı/olumlu özelliklere sahip olmak
have (someone's or something's) plus points
v.
33
Idioms
(kendince/kendi içinde) iyi özellikleri olmak
have (someone's or something's) plus points
v.
34
Idioms
(kendince/kendi içinde) artı/olumlu noktaları olmak
have (someone's or something's) plus points
v.
35
Idioms
(kendi içinde) düşünmek
think to (oneself)
v.
36
Idioms
kendi içinde değerlendirmek
judge on its own merits
v.
37
Idioms
birini kendi içinde değerlendirmek
judge one on own merits
v.
38
Idioms
(birinin) kendi ilgi, yetenek, bilgi alanının içinde, (birinin) kendi alanında
in (someone's) wheelhouse
expr.
39
Idioms
(birinin) kendi ilgi/yetenek alanının içinde
in (one's) wheelhouse
expr.
40
Idioms
kendi içerisinde anlaşmazlık içinde
at odds with (oneself)
expr.
41
Idioms
kendi ilgi, yetenek, bilgi alanının içinde
in wheelhouse
expr.
42
Idioms
kendi ilgi/yetenek alanının içinde
in wheelhouse
expr.
Politics
43
Politics
kendi içinde yeni üye seçme hakkına sahip olan meclis
self-perpetuating board
n.
44
Politics
abd anayasası'nın kendi tarihsel bağlamı içinde değerlendirilerek yazarlarının amaçlarına göre yorumlanması gerektiği kuramı
originalism
n.
Informatics
45
Informatics
sunucuların kendi içinde ölçeklenebilirliği
scale in
n.
Construction
46
Construction
ışının kendi içinde koşut duruma getirilmesi
collimate
n.
Pathology
47
Pathology
memenin kendi içinde oluşan kanser türü
ductal carcinoma in situ
n.
Physics
48
Physics
kuantum mekaniğinin her bir olayın kendi dünyası içinde var olmasının mümkün olduğu fikrine dayanan bir yorumu
many-worlds interpretation
n.
49
Physics
vücudun kendi içinde bulunan enerji
intrinsic energy of a body
n.
Biology
50
Biology
kendi türü içinde farklılık gösteren canlı
sport
n.
Zoology
51
Zoology
kendi yaptığı tüp benzeri yapılar içinde yaşayan omurgasız hayvan
tubicole
n.
52
Zoology
kendi yaptığı tüp benzeri yapılar içinde yaşayan
tubicolar
adj.
53
Zoology
kendi yaptığı tüp benzeri yapılar içinde yaşayan
tubicole
adj.
Botanic
54
Botanic
perdeli dalları kendi içinde tekrar perdelenen
bipalmate
adj.
Breeding
55
Breeding
kendi cinsi içinde düşük sınıfta yer alan pazar hayvanı
cutback
n.
Religious
56
Religious
kendi içinde çeşitli kollara ayrılan, doğa tabanlı, dogmatik olmayan çağdaş bir pagan dini
wicca
n.
57
Religious
roma katolik kilisesi'nin papalık rekabeti sebebiyle kendi içinde bölünmesi
great schism
n.
Modern Slang
58
Modern Slang
kişinin kendi içinde yaşadığı tuhaf bir his/an
acid moment
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of kendi içinde
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy