Historia

olabildiğince

Significados de "olabildiğince" en diccionario inglés turco : 11 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	olabildiğince	as far as adv.
2	General	olabildiğince	all out adv.
3	General	olabildiğince	ferforth adv.
4	General	olabildiğince	ferforthly adv.
5	General	olabildiğince	as far forth as conj.
6	General	olabildiğince	as ferforth as conj.
Phrases
7	Phrases	olabildiğince	as far as possible expr.
Colloquial
8	Colloquial	olabildiğince	as all get-out expr.
9	Colloquial	olabildiğince	as … as all get out [us] expr.
10	Colloquial	olabildiğince	as all getout expr.
Slang
11	Slang	olabildiğince	to the max expr.

Significados de "olabildiğince" con otros términos en diccionario inglés turco: 70 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	temsilin orijinaline olabildiğince yakın olması	naturalness n.
2	General	kolların bir hizada olabildiğince esnetilmesi	fathom [obsolete] n.
3	General	olabildiğince arttırmak	maximize v.
4	General	olabildiğince arttırmak	maximise v.
5	General	olabildiğince kötü durumda	dystopian adj.
6	General	olabildiğince çabuk	as soon as possible adv.
7	General	olabildiğince hızlı	as fast as possible adv.
8	General	mümkün olabildiğince	as far as possible adv.
9	General	olabildiğince fazla	as much as possible adv.
10	General	olabildiğince çok	as much as possible adv.
11	General	olabildiğince çabuk	as swythe adv.
Phrases
12	Phrases	olabildiğince iyi	as good as it gets expr.
13	Phrases	olabildiğince hızlı	full steam ahead expr.
14	Phrases	olabildiğince hızlı	full speed ahead expr.
Colloquial
15	Colloquial	kripto para piyasalarında alınan coin'in/token'in zararına satmamak için olabildiğince uzun süre elde tutulması	hodl n.
16	Colloquial	olabildiğince (bir şey) olmak	be as (something) as they come v.
17	Colloquial	olabildiğince istifade etmek	make the most of it v.
18	Colloquial	mümkün olabildiğince	so far as possible expr.
19	Colloquial	olabildiğince çabuk	asap (as soon as possible) expr.
20	Colloquial	olabildiğince çabuk	as quickly as possible expr.
21	Colloquial	olabildiğince çabuk	soon as possible expr.
Idioms
22	Idioms	kendini olabildiğince iyi avutmak	pipe in an ivy leaf v.
23	Idioms	olabildiğince geciktirmek	put off the evil day v.
24	Idioms	olabildiğince ertelemek	put off the evil day v.
25	Idioms	zor/istenmeyen bir şeyi yapmaktan olabildiğince kaçınmak	put off the evil day v.
26	Idioms	verimliliği/performansı olabildiğince artırmak	improve the shining hour [old-fashioned] v.
27	Idioms	olabildiğince sessiz olmak	keep it down (to a dull roar) v.
28	Idioms	(buz hokeyinde) diski olabildiğince uzun süre kaptırmamak	rag the puck v.
29	Idioms	olabildiğince verimli ve rahat çalışmak	hit on all six v.
30	Idioms	olabildiğince verimli ve iyi çalışmak/işlemek	hit on all cylinders v.
31	Idioms	olabildiğince derli toplu görünmek	look one's best v.
32	Idioms	olabildiğince derli toplu görünmek	look its best v.
33	Idioms	olabildiğince hızlı koşmak	run as fast as (one's) legs can carry (one) v.
34	Idioms	birinden/bir şeyden olabildiğince hızlı kaçmak	show someone or something a clean pair of heels v.
35	Idioms	olabildiğince hızlı olarak	against the clock adv.
36	Idioms	olabildiğince hızlı olarak	against time adv.
37	Idioms	olabildiğince/mümkün olduğu kadar yakın	as the white on rice adv.
38	Idioms	olabildiğince/mümkün olduğu kadar yakın	like (the) white on rice adv.
39	Idioms	olabildiğince/mümkün olduğunca çok/fazla	to beat all adv.
40	Idioms	olabildiğince hızlı	as fast as (one's) legs can carry (one) adv.
41	Idioms	olabildiğince hızlı	as fast as (one's) legs can carry (one) adv.
42	Idioms	olabildiğince hızlı	as fast as your legs can carry you adv.
43	Idioms	olabildiğince yapmaya/yapmamaya çalışma	as much as (one) could do (not) (to do something) expr.
44	Idioms	olabildiğince/son derece sıcak	as hot as all get out expr.
45	Idioms	olabildiğince çabuk (erken) ve bir o kadar çok kişiyle (güçlü şekilde)	firstest with the mostest expr.
46	Idioms	olabildiğince çabuk	hell for leather expr.
47	Idioms	olabildiğince eksiksiz	to a fare-thee-well expr.
48	Idioms	olabildiğince hızlı	as fast as (one's) legs can carry (one) expr.
49	Idioms	olabildiğince dolu	up to the gills expr.
50	Idioms	olabildiğince/mümkün olduğu kadar yakın	white on rice expr.
Speaking
51	Speaking	sonuçları olabildiğince çabuk almam lazım	I need the results as soon as possible expr.
Politics
52	Politics	hükümetin ekonomiye olabildiğince az müdahale etmesi prensibine dayanan doktrin	laissez-faireism n.
Computer
53	Computer	sosyal medyada olabildiğince çok kişiyi sinirlendirerek tıklanma kazanmayı hedefleme	rage bait n.
Marine
54	Marine	(rüzgara) olabildiğince yakın yelken açmak	touch v.
Logic
55	Logic	çelişki yaratmamak şartıyla olabildiğince geniş olan (düzgün formüller kümesi)	maximal adj.
Military
56	Military	ayrıntılı fotoğraflar çekebilmek için olabildiğince alçaktan uçmak	dice v.
Art
57	Art	nesnelerin olabildiğince gerçeğe yakın resmedilmesi	naturalism n.
Music
58	Music	olabildiğince hızlı tempoda icra edilmesi gereken pasaj	prestissimo n.
59	Music	olabildiğince bağlı	legatissimo adj.
60	Music	olabildiğince hızlı tempolu	prestissimo adj.
61	Music	olabildiğince bağlı bir şekilde	legato adv.
62	Music	olabildiğince hızlı tempoyla	prestissimo adv.
Abbreviation
63	Abbreviation	olabildiğince çabuk	asap (as soon as possible) expr.
64	Abbreviation	olabildiğince çabuk	asap expr.
Latin
65	Latin	gününü yaşa, yarına olabildiğince az güven	carpe diem, quam minimum credula postero n.
Slang
66	Slang	olabildiğince/var gücüyle çalışmak	bust (one's) hump v.
Modern Slang
67	Modern Slang	olabildiğince çabuk	afafp (as fast as fucking possible) expr.
68	Modern Slang	olabildiğince çabuk	afap (as fast as possible) expr.
69	Modern Slang	olabildiğince hızlı	afafp (as fast as fucking possible) expr.
70	Modern Slang	olabildiğince hızlı	afap (as fast as possible) expr.