Inglés | Turco | |
---|---|---|
Gastronomy | ||
Gastronomy | olives n. | zeytin |
Geography | ||
Geography | olives n. | kudüs'ün doğusundaki batı şeria'da bulunan bir dizi tepe |
Inglés | Turco | |
---|---|---|
General | ||
General | a jar of olives n. | bir kavanoz zeytin |
Colloquial | ||
Colloquial | a dish of olives n. | bir tabak zeytin |
Speaking | ||
Speaking | I hate olives expr. | zeytinden nefret ederim |
Gastronomy | ||
Gastronomy | stuffed olives n. | doldurulmuş zeytin |
Gastronomy | stuffed olives n. | içi biberli veya bademli zeytin |
Gastronomy | black olives n. | siyah zeytin |
Gastronomy | green olives n. | yeşil zeytin |
Botanic | ||
Botanic | java olives n. | eski dünya'nın tropik bölgelerinde görülen turuncu-kırmızı çiçekli büyük bir ağaç |
Botanic | java olives (sterculia foetida) n. | taşbademi ağacı |
Botanic | java olives (sterculia foetida) n. | eski dünya'nın tropik bölgelerinde görülen turuncu-kırmızı çiçekli büyük bir ağaç |
Geography | ||
Geography | olives mount of n. | kudüs'ün doğusundaki batı şeria'da bulunan bir dizi tepe |