stones - Turco Inglés Diccionario
Historia

stones

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "stones" en diccionario turco inglés : 8 resultado(s)

Inglés Turco
Slang
stones n. testisler
stones n. taşaklar
stones n. hayalar
stones n. özgüven
stones n. cesaret
stones n. taşak
stones n. taşak (sahibi)
stones n. taşaklı

Significados de "stones" con otros términos en diccionario inglés turco: 136 resultado(s)

Inglés Turco
General
building stones n. yapı taşları
precious stones n. değerli taşlar
fight with stones and sticks n. taşlı sopalı kavga
fight with stones and rods n. taşlı sopalı kavga
natural stones n. doğal taşlar
porous volcanic stones n. gözenekli volkanik taşlar
five stones n. beş taş oyunu
turn into a fight with stones and sticks v. taşlı sopalı kavgaya dönüşmek
skim stones v. (suda) taş sektirmek
skim stones v. (suda) taş kaydırmak
remove stones from rice v. pirinç ayıklamak
Proverb
sticks and stones can break my bones but words can never hurt me istediğin kadar konuş söyle beni yaralayamazsın
sticks and stones may break my bones but hard words cannot hurt me istediğin kadar konuş söyle beni yaralayamazsın
sticks and stones will break my bones but words will never hurt me istediğin kadar konuş söyle beni yaralayamazsın
people who live in glass houses shouldn't throw stones kişi kendinde herhangi bir kusur varken başkalarını aynı kusurla suçlamamalıdır
people who live in glass houses shouldn't throw stones sırça köşkte oturan komşusuna taş atmamalı
people who live in glass houses shouldn't throw stones dinime küfreden müslüman olsa
people who live in glass houses shouldn't throw stones dinime söven müslüman olsa
rolling stones gather no moss yuvarlanan taş yosun tutmaz
those who live in glass houses not throw stones sırça köşkte oturanlar başkalarına taş atmazlar
those who live in glass houses shouldn't throw stones sırça köşkte oturan komşusuna taş atmamalı
those who live in glass houses shouldn't throw stones kişi kendinde herhangi bir kusur varken başkalarını aynı kusurla suçlamamalıdır
those who live in glass houses shouldn't throw stones dinime küfreden müslüman olsa
those who live in glass houses shouldn't throw stones dinime söven müslüman olsa
Colloquial
break someone's stones v. birisinin canına okumak
break someone's stones v. birisiyle dalga geçmek
bust someone's stones v. birisiyle dalga geçmek
bust someone's stones v. birisinin canına okumak
break someone's stones v. birisine şaka yapmak
bust someone's stones v. birisine şaka yapmak
break someone's stones v. birisiyle kafa bulmak
bust someone's stones v. birisiyle kafa bulmak
bust stones v. dalga geçmek
bust stones v. canına okumak
break stones v. canına okumak
break stones v. dalga geçmek
break stones v. kafa bulmak
bust stones v. kafa bulmak
break stones v. şaka yapmak
bust stones v. şaka yapmak
rolling stones gather no moss expr. çok gezen az bağlanır
Idioms
cast stones against the wind v. artık çok geç olmak
cast stones against the wind v. artık işe yaramamak
cast stones against the wind v. boşuna çabalamak
cast stones against the wind v. rüzgara karşı işemek
cast stones against the wind v. havanda su dövmek
cast stones against the wind v. akıntıya karşı kürek çekmek
cast stones against the wind v. havayı dövmek
throw stones v. taşlamak
throw stones v. eleştiri yağmuruna tutmak
throw stones v. topa tutmak
throw stones v. eleştiriler yağdırmak/savurmak
throw stones v. hakaretler yağdırmak/savurmak
sticks and stones! expr. tahriklere kapılma!
sticks and stones may break my bones, but words will never hurt me [childish] expr. istediğin kadar konuş/söyle beni yaralayamazsın
Technical
agglomerated stones n. aglomera taşlar
stepped stones n. basamak taşları
pebble stones n. çakıl taşları
compressive strength of natural stones n. doğal taşların basınç dayanımları
classification of natural stones n. doğal taşların sınıflandırılması
natural building stones n. tabii yapı taşları
Construction
toothing stones n. bağlantı taşları
facing stones for exterior use n. dış ortamda kullanılan döşeme kaplama taşları
facing stones for exterior use n. dış ortamda kullanılacak döşeme kaplama taşları
natural building stones n. doğal yapı taşları
facing stones n. kaplama taşları
broken stones (for road making) n. kırma taş
broken stones n. kırma taş
druid stones n. britanya'da bulunan ve genellikle çember şeklindeki eski yapılarda kullanılmış bir sarsen taşı
Traffic
protection against stones and debris n. taş ve mıcıra karşı koruma
Marine
barge for stones n. taş mavnası
Medical
tonsil stones n. bademcik taşı
kidney stones n. böbrek taşları
intrahepatic bile stones n. intrahepatik safra taşları
cystine stones n. sistin taşları
tonsil stones n. tonsil taşı
urinary stones n. üriner sistem taşları
expel kidney stones v. böbrek taşı düşürmek
pass kidney stones v. böbrek taşı düşürmek
Pathology
gout stones n. gut taşı
Astronomy
meteoric stones n. atmosferden düşen taşlar
Agriculture
date stones n. hurma çekirdeği
History
augrim stones n. geçmişte sayı saymada kullanılan çakıl taşları
Religious
lively stones n. azizler
Slang
break (someone's) stones v. canına okumak
break (someone's) stones v. ağzına sıçmak
break (someone's) stones v. çırasını yakmak
break (someone's) stones v. gebertmek
break (someone's) stones v. zıbartmak
break (someone's) stones v. defterini dürmek
break (someone's) stones v. duman etmek
break (someone's) stones v. oymak
break (someone's) stones v. çok iş yüklemek
break (someone's) stones v. canından bezdirecek kadar/eşek gibi çalıştırmak
break (someone's) stones v. silindir gibi ezmek
break (someone's) stones v. haşat etmek
break (someone's) stones v. haşatını çıkarmak
bust (someone's) stones v. canına okumak
bust (someone's) stones v. ağzına sıçmak
bust (someone's) stones v. çırasını yakmak
bust (someone's) stones v. gebertmek
bust (someone's) stones v. zıbartmak
bust (someone's) stones v. defterini dürmek
bust (someone's) stones v. duman etmek
bust (someone's) stones v. oymak
bust (someone's) stones v. çok iş yüklemek
bust (someone's) stones v. canından bezdirecek kadar/eşek gibi çalıştırmak
bust (someone's) stones v. silindir gibi ezmek
bust (someone's) stones v. haşat etmek
bust (someone's) stones v. haşatını çıkarmak
break (one's) stones v. (birinin) başının etini yemek
break (one's) stones v. (birinin) ensesinde boza pişirmek
break (one's) stones v. (birini) taciz etmek
break (one's) stones v. (birine) rahat vermemek
break (one's) stones v. (birini) sıkıştırmak
break (one's) stones v. göbeği çatlamak
break (one's) stones v. büyük çaba sarf etmek
break (one's) stones v. kendini paralamak
break (one's) stones v. canını dişine takmak
break (one's) stones v. eşek gibi/canla başla çalışmak
break (one's) stones v. kıçını yırtmak
bust (one's) stones v. (birini) taciz etmek
bust (one's) stones v. (birinin) kafasını ütülemek
bust (one's) stones v. (birinin) başının etini yemek
bust (one's) stones v. (birini) haşlamak
bust (one's) stones v. (birini) sıkıştırmak
bust (one's) stones v. kıçını yırtmak
bust (one's) stones v. kendini paralamak
bust (one's) stones v. göbeği çatlamak
bust (one's) stones v. çok uğraşmak
bust (one's) stones v. çok çabalamak
bust (one's) stones v. eşek gibi çalışmak
bust (one's) stones v. (birine) takılmak
bust (one's) stones v. (birine) sataşmak
bust (one's) stones v. (birine) şaka yapmak
Star Wars
the stones n. taşlar