suçlayan.

Significados de "suçlayan." en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	suçlayan.	reprehensive adj.

Significados de "suçlayan." con otros términos en diccionario inglés turco: 45 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	suçlayan	accusing adj.
What has been said over the last few days in the Russian Duma, which has accused Romania of interference, is worrying. Romanya'yı müdahaleyle suçlayan Rus Duma'sında son birkaç gündür söylenenler endişe vericidir. More Sentences
2	General	suçlayan kişi	accuser n.
3	General	suçlayan kimse	accuser n.
4	General	suçlayan	accuser n.
5	General	suçlayan kimse	censurer n.
6	General	suçlayan kimse	charger n.
7	General	suçlayan kimse	appeacher [obsolete] n.
8	General	bir kimseyi anarşist olmakla suçlayan kimse	red-baiter n.
9	General	suçlayan kimse	upbraider n.
10	General	suçlayan kimse	blamer n.
11	General	suçlayan kimse	reprehender n.
12	General	suçlayan kimse	reproacher n.
13	General	suçlayan kimse	reprover n.
14	General	açıkça suçlayan	denouncer n.
15	General	suçlayan kimse	denunciator n.
16	General	suçlayan kimse	imputer n.
17	General	suçlayan kimse	dispraiser n.
18	General	suçlayan kimse	discommender n.
19	General	suçlayan kimse	flayer n.
20	General	suçlayan	accusatory adj.
21	General	kendi kendini suçlayan	self-accusatory adj.
22	General	suçlayan	accusive adj.
23	General	birbirini suçlayan	recriminative adj.
24	General	karşılıklı suçlayan	recriminative adj.
25	General	birbirini suçlayan	recriminatory adj.
26	General	karşılıklı suçlayan	recriminatory adj.
27	General	suçlayan	denunciative adj.
28	General	suçlayan	condemning adj.
29	General	kendini suçlayan	self-accused adj.
30	General	kendini suçlayan	self-reproached adj.
31	General	kendini suçlayan	self-reproaching adj.
32	General	kendini suçlayan	self-reproved adj.
33	General	kendini suçlayan	self-reproving adj.
Proverb
34	Proverb	suçluluk duygusu içindeki bir zihnin kendisini suçlayan birisine ihtiyacı yoktur	a guilty conscience needs no accuser
Idioms
35	Idioms	(birini) suçlayan (bir şey) sunmak/sağlamak	give (something) against (one) v.
Law
36	Law	suçlayan	accusant n.
37	Law	birini topluluk huzurunda gayriahlaki bir fiille suçlayan hakaret	convicium n.
38	Law	bir kimseyi topluluk huzurunda ahlak dışı bir davranışla suçlayan hakaret	convicium n.
39	Law	suçlayan	delator n.
40	Law	suçlayan	accuser n.
41	Law	suçlayan	indicter n.
42	Law	suçlayan kimse	impeacher n.
43	Law	suçlayan	criminative adj.
44	Law	suçlayan	criminatory adj.
Politics
45	Politics	birini komünist veya komünizm sempatizanı olmakla suçlayan kimse	redbaiter n.