take time - Turco Inglés Diccionario
Historia

take time

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "take time" en diccionario turco inglés : 8 resultado(s)

Inglés Turco
General
take time v. vaktini almak
take time v. sürmek
take time v. vakit istemek
take time v. vakit almak
take time v. zaman almak
take time v. vakit ayırmak
take time v. zaman ayırmak
Trade/Economic
take time v. vakit almak

Significados de "take time" con otros términos en diccionario inglés turco: 64 resultado(s)

Inglés Turco
General
take your time n. acele etme
take one's time v. istediği kadar zaman harcamak
take one's time v. acele etmemek
take someone's time v. birinin vaktini almak
take somebody's time v. vaktini almak
take up time v. meşgul etmek
take one's time on v. bir iş için istediği kadar zaman harcamak
take time off v. izne çıkmak
take up someone's time v. birinin vaktini almak
take time off v. zaman ayırmak
take time off v. izin almak
take precautions in time v. zamanında önlem almak
take measures in time v. zamanında önlem almak
take a long time v. uzun sürmek (zaman)
take up time v. zaman almak
take up time v. vakit almak
take (time) v. zaman sürmek
take (time) v. zaman almak
take time out of one's busy schedule v. yoğun programından belirli bir süre ayırmak
take a long time v. uzun sürmek
take a short time v. kısa sürmek
seem to take a long time v. uzun süreceğe benzemek
take a long time v. uzun zaman almak
take some time off v. biraz ara vermek
take time off work v. işten izin almak
take time off from work v. işten izin almak
take a time-out v. mola vermek
take time by the forelock v. fırsatı elden kaçırmamak
take time by the forelock v. çabuk ve kararlı davranmak
Phrases
good things take time expr. iyi şeyler zaman alır
Colloquial
take much time v. çok uzun sürmek
take your time expr. acele etme
take some time for yourself expr. kendine biraz zaman ayır
Idioms
take time by the forelock v. fırsattan istifade etmek
take time by the forelock v. fırsatı değerlendirmek
take one's sweet time v. ağırdan almak
take one's own sweet time v. ağırdan almak
take it one day at a time v. anı yaşamak
take time out v. ara vermek
take it one day at a time v. günü birlik yaşamak
take it one day at a time v. plansız yaşamak
take the time (to do something) v. (bir şey yapmak için) zaman bulmak/ayırmak
take (some) time off from work v. işten biraz izin almak
take one back (to some time) v. birini geçmişe götürmek
take one back (to some time) v. birini (geçmişte bir zamana) götürmek
take one back (to some time) v. birini eskiye/maziye götürmek
take the time v. zaman ayırmak
take the time v. yeterli zamanı vermek
take things one day at a time v. bir konuyu/sorunu yavaş yavaş çözmek
take things one day at a time v. adım adım ilerlemek/üstesinden gelmek
take things one day at a time v. aşama aşama ilerlemek
Speaking
take your time expr. acele etmeyin
take your time expr. aceleye getirme
this will take some time expr. bu biraz zaman alacak
it's for the best that i take some time off expr. bir süreliğine izin alsam çok iyi olacak
that may take some time expr. bu zaman alabilir
I won't take up much of your time expr. çok vaktinizi almayacağım
take your time expr. hiç acele etme
it will take time expr. vakit alacak
we're sorry to take up your time expr. vaktinizi aldık özür dileriz
we're sorry to take up your time expr. vaktinizi aldığımız için özür dileriz
I hope I didn't take too much of your time expr. umarım çok vaktini almamışımdır
Aeronautic
calculated take off time n. hesaplanan kalkış zamanı
estimated take off time n. uçağın kalkış yapacağı tahmin edilen zaman