terrestrial - Turco Inglés Diccionario

terrestrial

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "terrestrial" en diccionario turco inglés : 28 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
terrestrial adj. karasal
Secondly, we need to consider terrestrial and maritime transport.
İkinci olarak karasal ve deniz taşımacılığını dikkate almamız gerekmektedir.

More Sentences
terrestrial adj. yeryüzüne ait
Technical
terrestrial adj. karasal
The Radio and Television Supreme Board (RTUK) was set up in 1994 in order to control terrestrial broadcasting.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), karasal yayıncılığı kontrol etmek amacıyla 1994 yılında kurulmuştur.

More Sentences
Telecom
terrestrial adj. karasal
Furthermore, pollution of marine or terrestrial origin is increasingly contaminating soil and drinking water resources.
Ayrıca deniz veya karasal kaynaklı kirlilik, toprak ve içme suyu kaynaklarını giderek daha fazla kirletmektedir.

More Sentences
General
terrestrial n. dünyada var olan şey
terrestrial n. dünyada yaşayan canlı
terrestrial adj. kara
terrestrial adj. karada yaşayan
terrestrial adj. yeryuvarlağına ait
terrestrial adj. yersel
terrestrial adj. saçma
terrestrial adj. dünyaya ait
terrestrial adj. dünya veya karayla ilgili
terrestrial adj. dünyevi
terrestrial adj. karaya ait
terrestrial adj. toprakta yetişen
terrestrial adj. karada yetişen
terrestrial adj. dünyalı
terrestrial adj. dünyada yaşayan
terrestrial adj. dünyalılara ait veya ilgili
Technical
terrestrial adj. dünyevi
terrestrial adj. topraktan oluşan
terrestrial adj. yerüstü
Television
terrestrial adj. uydu yerine dünya yüzeyi üzerinden gönderilen (televizyon sinyali)
Astronomy
terrestrial adj. dünya benzeri
terrestrial adj. boyut veya yapı gereği dünya'ya benzeyen
Archaic
terrestrial adj. cennetten ziyade yeryüzüyle ilgili
terrestrial adj. cennetten ziyade yeryüzüne ait

Significados de "terrestrial" con otros términos en diccionario inglés turco: 70 resultado(s)

Inglés Turco
Astronomy
terrestrial planet n. karasal gezegen
Venus is one of the four terrestrial planets in the Solar System, meaning that it is a rocky body like Earth.
Venüs, Güneş Sistemindeki dört karasal gezegenden biridir, yani Dünya gibi kayalık bir cisimdir.

More Sentences
General
terrestrial coordinates n. coğrafi koordinatlar
terrestrial radiation n. tabii radyasyon
terrestrial globe n. dünya
extra terrestrial n. dünya dışı canlı
extra-terrestrial n. uzaylı
terrestrial globe n. yerküre
terrestrial-based adj. karasal
terrestrial [obsolete] adj. topraksı
terrestrial [obsolete] adj. toprağa benzeyen
Technical
terrestrial magnetism n. yer mıknastlığı
terrestrial heat n. yersel ısı
terrestrial interference n. yerüstü karışması
terrestrial communication n. yerüstü iletişim
terrestrial magnetism n. yer mıknatıslığı
crystalline silicon terrestrial photovoltaic module n. kristalin silikon karasal fotovoltaik modül
terrestrial radio-relay and satellite earth station systems using digital modulation n. sayısal modülasyon kullanan yeryüzü radyo-röle ve uydu yer istasyonu sistemleri
terrestrial radio-relay systems n. yeryüzü radyo-röle sistemleri
terrestrial telescope n. yer teleskobu
measurements on terrestrial radio-relay systems n. yeryüzünde kullanılan radyo-röle sistemlerinde ölçmeler
Informatics
terrestrial communication n. yerüstü iletişim
terrestrial link n. karasal link
terrestrial communication n. karasal iletişim
terrestrial link n. yerüstü linki
Telecom
digital terrestrial television n. sayısal karasal tv
terrestrial communication n. karasal iletişim
digital video broadcast -handheld/terrestrial n. sayısal video yayıncılığı-mobil/karasal
terrestrial radiocommunication n. karasal radyo haberleşmesi
terrestrial fixed systems n. karasal sabit sistemler
terrestrial station n. karasal istasyon
terrestrial trunked radio n. karasal telsiz omurgası
universal terrestrial radio access n. evrensel karasal radyo erişimi
analogue and digital terrestrial tv broadcasting service transmitters n. analog ve sayısal karasal tv yayın servis vericileri
analogue terrestrial sound broadcasting n. analog karasal ses yayını
terrestrial flight telecommunications system n. karasal uçuş haberleşme sistemi
terrestrial radio- relay systems n. yeryüzünde kullanılan radyo röle sistemleri
terrestrial sound broadcasting service transmitters n. karasal ses yayın hizmet vericileri
Television
terrestrial broadcast and satellite receiving systems n. karasal yayın ve uydu alıcı sistemleri
digital terrestrial television n. sayısal yeryüzü televizyonu
digital terrestrial television receiver n. sayısal karasal televizyon alıcısı
analogue and digital terrestrial tv broadcasting service transmitters n. analog ve sayısal yayın yapan karasal tv vericileri
dtt (digital terrestrial television) abrev. sayısal karasal tv
Radio
terrestrial radio-relay system n. karasal radyo-röle sistemi
terrestrial trunked radio n. karasal trank radyolar
Astronomy
terrestrial telescope n. yer ırakgörürü
terrestrial planets n. yerbenzeri gezegenler
terrestrial telescope n. yer teleskopu
terrestrial globe n. dünya
terrestrial planets n. içerisinde kara parçası bulunan gezegenler
tdt (terrestrial dynamical time) n. karasal dinamik zaman
terrestrial planet n. yörüngeleri güneşe en yakın olan dört gezegenden (merkür, venüs, dünya ve mars) herhangi biri
terrestrial body n. eski astronomide yedi gezegene karşılık gelen yedi metalden biri
asteroid terrestrial-impact last alert system (atlas) n. asteroit karasal etki son uyarı sistemi
terrestrial planet n. kayalık gezegen
terrestrial planets n. kayalık gezegenler
terrestrial planets n. karasal gezegenler
Environment
terrestrial heath flow n. kıtasal ısı akısı
terrestrial animal health code n. kara hayvanları sağlık kodu
terrestrial ecosystem n. karasal ekosistem
terrestrial environment n. karasal ortam
terrestrial deposits n. karasal çökeller
Geography
terrestrial coordinates n. coğrafi koordinatlar
terrestrial refraction n. dünyadaki ışığın atmosfer katmanından geçerken kırılması
Meteorology
terrestrial radiation n. yer radyasyonu
terrestrial atmosphere n. kara atmosferi
Geology
terrestrial ecology n. kara ekolojisi
Military
terrestrial reference guidance n. yüzeydeki noktalarla güdüm
terrestrial fire n. yatay ateş
terrestrial observation n. kara gözetlemesi
terrestrial environment n. kara çevresi