Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | riverside n. | nehir kıyısı | ||
He took a vitalizing walk along the riverside. O nehir kıyısı boyunca canlandırıcı bir yürüyüş yaptı. More Sentences |
||||
General | riverside n. | nehir kenarı | ||
There were 47 in the Algarve alone, including one riverside beach. Sadece Algarve'de biri nehir kenarı plajı olmak üzere 47 plaj vardı. More Sentences |
||||
General | riverside n. | ırmak kenarı | ||
General | riverside adj. | nehir kıyısındaki | ||
Geography | ||||
Geography | riverside | ırmak kenarı |
Inglés | Turco | |
---|---|---|
Botanic | ||
Botanic | riverside wormwood n. | misk otu |
Botanic | riverside wormwood n. | avrupa'da yetişen tüylü kırmızı veya mor sapları, koyu yeşil yaprakları ve kırmızı-kahverengi çiçekleri olan kokulu çok yıllık bir bitki |
Botanic | riverside grape n. | abd'nin doğusundaki nehir ve dere kenarlarında yetişen bir yabani üzüm |
Botanic | riverside grape n. | abd'ye özgü küçük siyah meyveleri olan bir üzüm |
Botanic | riverside grape n. | kuzey amerika'ya özgü bir üzüm |
Environment | ||
Environment | riverside land n. | nehir kenarı alan |
Geography | ||
Geography | north riverside n. | illinois eyaletinde yerleşim yeri |
Star Wars | ||
Star Wars | riverside graze n. | nehirtarafı otlağı |