|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
General |
|
1 |
General |
üniversitenin birinci ve ikinci sınıf öğretim programını uygulayan iki senelik okul |
junior college n.
|
|
2 |
General |
belirli bir işi uygulayan kimse |
practitioner n.
|
|
3 |
General |
vasiyeti uygulayan kimse |
executor n.
|
|
4 |
General |
uygulayan kimse |
practitioner n.
|
|
5 |
General |
diyet uygulayan kişi |
dieter n.
|
|
6 |
General |
manda uygulayan devlet |
mandatary n.
|
|
7 |
General |
kamçı cezasını uygulayan kişi |
whipper n.
|
|
8 |
General |
uygulayan kimse (belirli bir işi) |
practitioner n.
|
|
9 |
General |
yoga felsefesine inanan ve uygulayan kişi |
yogin n.
|
|
10 |
General |
sıyırıcı özellikleri taşıyan ya da uygulayan kimse |
skinnerian n.
|
|
11 |
General |
zihinsel zekasını kullanıp, hipnoz ve telkin uygulayan kimse |
mentalist n.
|
|
12 |
General |
kamçı cezasını uygulayan kimse |
untruss [obsolete] n.
|
|
13 |
General |
italya'da şantaj ve şiddet uygulayan gizli bir suç örgütü |
black hand n.
|
|
14 |
General |
geleneksel iş veya adetleri uygulayan kadın |
wise woman n.
|
|
15 |
General |
bitkisel tedaviler uygulayan kimse |
herbalist n.
|
|
16 |
General |
baskıcı yöntemleri uygulayan kimse |
repressionist n.
|
|
17 |
General |
ceza uygulayan kimse |
retributer n.
|
|
18 |
General |
kuralları sıkı sıkıya uygulayan kimse |
rigorist n.
|
|
|
19 |
General |
serpme sıva uygulayan kimse |
roughcaster n.
|
|
20 |
General |
uygulayan kimse |
imposer n.
|
|
21 |
General |
yaptırım uygulayan kimse |
imputer n.
|
|
22 |
General |
mürekkep uygulayan cihaz |
inker n.
|
|
23 |
General |
bir paund-kuvvet değerinde güç uygulayan kütle |
pound-mass n.
|
|
24 |
General |
(yazıda) sansasyonalizm prensiplerini uygulayan kimse |
sensationalist n.
|
|
25 |
General |
(yazıda) sansasyonalizm prensiplerini uygulayan kimse |
sensationist n.
|
|
26 |
General |
iktidarın izni üzerine parlamento kamaralarına katılan ve kuralları uygulayan iki memurdan her biri |
sergeant n.
|
|
27 |
General |
iktidarın izni üzerine temyiz mahkemesine katılıp kuralları uygulayan yetkili |
sergeant n.
|
|
28 |
General |
l. ron hubbard teknolojisini uygulayan kimse |
squirrel n.
|
|
29 |
General |
baskı uygulayan kimse |
suppresser n.
|
|
30 |
General |
baskı uygulayan |
repressive adj.
|
|
31 |
General |
manda uygulayan |
mandatory adj.
|
|
32 |
General |
karma eğitim uygulayan |
coeducational adj.
|
|
33 |
General |
suçun tespitinde kullanılan bilimsel yöntemleri uygulayan |
criminalistic adj.
|
|
34 |
General |
kendi kendine uygulayan |
self executing adj.
|
|
35 |
General |
baskı uygulayan |
jackbooted adj.
|
|
36 |
General |
evlilik sistemi olarak tek kocalılığı uygulayan |
monandric adj.
|
|
37 |
General |
mantığı uygulayan |
dialectical adj.
|
|
38 |
General |
kontrolsüz güç uygulayan |
dominating adj.
|
|
|
39 |
General |
(şifreleme) aynı anda çok sayıda ardışık harf grubu uygulayan |
polygraphic adj.
|
|
40 |
General |
doğu ortodoks kilisesi'ne ibadet edip ayinlerini uygulayan (doğu katolik kilisesi) |
byzantine adj.
|
|
41 |
General |
cinsel perhiz uygulayan |
continent adj.
|
|
42 |
General |
(dini, felsefeyi, yaşam tarzını) uygulayan |
practical adj.
|
|
43 |
General |
(dini, felsefeyi, yaşam tarzını) uygulayan |
practicing adj.
|
|
44 |
General |
(dini, felsefeyi, yaşam tarzını) uygulayan |
practising adj.
|
|
45 |
General |
kendine uygulayan |
self-applying adj.
|
|
46 |
General |
kendisi uygulayan |
self-applying adj.
|
|
47 |
General |
deneme yanılma yöntemi uygulayan |
shotgun adj.
|
|
48 |
General |
ağırlık kuvveti uygulayan |
static [obsolete] adj.
|
|
49 |
General |
ağırlık kuvveti uygulayan |
statical [obsolete] adj.
|
|
Colloquial |
|
50 |
Colloquial |
batıni felsefeleri, geleneksel ilaçları uygulayan |
herbal [australia] adj.
|
|
Idioms |
|
51 |
Idioms |
ince çizgi deseni uygulayan kimse |
pinstriper n.
|
|
52 |
Idioms |
araba yada motosikletler üzerine dekorasyon olarak boyayla ince çizgiler/ince çizgilerden oluşan desenler uygulayan kimse |
pinstriper n.
|
|
53 |
Idioms |
arabaların/motosikletlerin üzerine çizgisel desen uygulayan kimse |
pinstriper n.
|
|
54 |
Idioms |
hem yargılayan hem ceza veren hem de cezayı uygulayan kimse |
judge, jury, and executioner n.
|
|
Trade/Economic |
|
55 |
Trade/Economic |
farklı fiyatlar uygulayan tekel |
discriminating monopoly n.
|
|
56 |
Trade/Economic |
vergileri toplayan ve vergilerle ilgili yasaları uygulayan memur |
exciseman [uk] n.
|
|
57 |
Trade/Economic |
kapitalizmi uygulayan |
capitalist adj.
|
|
58 |
Trade/Economic |
kapitalizmi uygulayan |
capitalistic adj.
|
|
Law |
|
59 |
Law |
orman kanunlarını uygulayan mahkeme |
court of the forest n.
|
|
60 |
Law |
çevresel amaçlar uğruna şiddet uygulayan kimse |
ecoterrorist n.
|
|
61 |
Law |
eş vasiyet hükümlerini uygulayan kadın icra memuru |
coexecutrix n.
|
|
62 |
Law |
(uluslararası hukukta) himaye uygulayan devlet |
protector n.
|
|
63 |
Law |
vijilantizm uygulayan hakem kurulu |
star chamber n.
|
|
Politics |
|
64 |
Politics |
zulmü uygulayan kişi veya kurum |
agent of persecution n.
|
|
65 |
Politics |
yerel yönetim düzeyinde hayvan mülkiyetini düzenleyen yönetmelikleri uygulayan ve hayvanların dahil olduğu olaylarla ilgilenen bir memur |
animal control officer n.
|
|
66 |
Politics |
oxford grubu hareketinden gelişip onun doktrin ve tekniklerini uluslararası ilişkiler sorunlarına uygulayan bir hareket |
moral re-armament n.
|
|
67 |
Politics |
tek bir yumruk dahi olsa tüm saldırılar için cezai yaptırım uygulayan yasa |
one-punch law [australia] n.
|
|
68 |
Politics |
muhalefet politikasını savunan veya uygulayan kimse |
oppositionist n.
|
|
69 |
Politics |
sıkı para politikası uygulayan |
stringent adj.
|
|
70 |
Politics |
(bir hükumetin aynı yöntemi uygulayan iki veya daha fazla hükumete istinaden benimsediği) aynı yaptırımı ifade eden |
identic adj.
|
|
71 |
Politics |
(dış ilişkilerde) açık kapı politikası uygulayan |
open-door adj.
|
|
72 |
Politics |
(dış ilişkilerde) açık kapı politikası uygulayan |
open-door adj.
|
|
Institutes |
|
73 |
Institutes |
abd'de başkanın uluslararası ticaret politikalarını uygulayan yürütme ajansı |
united states trade representative n.
|
|
Industry |
|
74 |
Industry |
eşyalara siyah cila uygulayan işçi |
blacker n.
|
|
75 |
Industry |
karartma tuzu uygulayan işçi |
oxidizer n.
|
|
76 |
Industry |
oksidasyon uygulayan işçi |
oxidizer n.
|
|
77 |
Industry |
desenli gümüş yüzeye özel bir kimyasal solüsyon uygulayan işçi |
oxidizer n.
|
|
78 |
Industry |
karartma tuzu uygulayan işçi |
oxidiser n.
|
|
|
79 |
Industry |
oksidasyon uygulayan işçi |
oxidiser n.
|
|
80 |
Industry |
desenli gümüş yüzeye özel bir kimyasal solüsyon uygulayan işçi |
oxidiser n.
|
|
81 |
Industry |
(ayakkabı, kumaş) ürünlere mürekkep uygulayan kimse |
inker n.
|
|
82 |
Industry |
asitten arındırmak için deriye solüsyon uygulayan işçi |
plumper n.
|
|
83 |
Industry |
eriyik magnezyuma flux maddesi uygulayan işçi |
skimmer n.
|
|
Insurance |
|
84 |
Insurance |
asgari tarife uygulayan sigorta ofisi |
tariff office n.
|
|
Technical |
|
85 |
Technical |
mekanizmaya kuvvet uygulayan parça |
action mechanism n.
|
|
86 |
Technical |
hava-uzay uçuşuna uygulayan elektronik bilimi |
astrionics n.
|
|
87 |
Technical |
hiyerarşik yöntem uygulayan bir birim test biçimi |
heute n.
|
|
88 |
Technical |
limanlarda devletin kurallarını uygulayan resmi görevli |
harbormaster n.
|
|
89 |
Technical |
limanlarda devletin kurallarını uygulayan resmi görevli |
harbourmaster n.
|
|
90 |
Technical |
ultrasonik titreşime tabi tutulan alt yüzey kısmıyla kaynak işlemini malzemeye uygulayan alet/parça |
sonotrode n.
|
|
91 |
Technical |
yenilikleri uygulayan bilişim merkezi |
state-of-the-art shop n.
|
|
92 |
Technical |
(uçak tekstil malzemesine, borulara, otomobillere) koruyucu lak uygulayan kimse |
doper n.
|
|
93 |
Technical |
koruyucu vernik uygulayan kimse |
doper n.
|
|
94 |
Technical |
(uçak tekstil malzemesine, borulara, otomobillere) koruyucu lak uygulayan kimse |
dopeman n.
|
|
95 |
Technical |
koruyucu vernik uygulayan kimse |
dopeman n.
|
|
96 |
Technical |
(uçak tekstil malzemesine, borulara, otomobillere) koruyucu lak uygulayan kimse |
dopemen n.
|
|
97 |
Technical |
koruyucu vernik uygulayan kimse |
dopemen n.
|
|
98 |
Technical |
(yanmaya ve çürümeye karşı dayanıklı hale getirmek için) kerestelere kimyasal işlem uygulayan kimse |
sprinkler n.
|
|
99 |
Technical |
(rotogravür baskı silindirinin aside yedirilmeyecek bölümlerine) aside dayanıklı ürün uygulayan kimse |
stager n.
|
|
Computer |
|
100 |
Computer |
singleton tasarım modelini uygulayan sınıf |
singleton n.
|
|
101 |
Computer |
sürükle ve bırak komutunu uygulayan |
drag-and-drop adj.
|
|
Electric |
|
102 |
Electric |
çıktı değerini girdi değerinden çıkararak aradaki farkı sisteme uygulayan geri besleme devresi |
negative feedback circuit n.
|
|
Textile |
|
103 |
Textile |
trikotaj makinelerindeki platinlere baskı uygulayan aygıt |
slur n.
|
|
104 |
Textile |
trikotaj makinelerindeki platinlere baskı uygulayan aygıt |
slur cam n.
|
|
105 |
Textile |
trikotaj makinelerindeki platinlere baskı uygulayan aygıt |
slur cock n.
|
|
Railway |
|
106 |
Railway |
(tramvayda olduğu gibi) tekerlek yerine raylara baskı uygulayan fren |
track brake n.
|
|
107 |
Railway |
tekerlek yerine raylara baskı uygulayan fren balatası |
track shoe n.
|
|
Mining |
|
108 |
Mining |
manden şaftlarına bakım ve onarım uygulayan kimse |
shaftman n.
|
|
Medical |
|
109 |
Medical |
doğal iyileştirme tekniklerini uygulayan terapist |
naturopath n.
|
|
110 |
Medical |
hastaları iyileştirirken hastaya dokunan veya ellerini hastaya yaklaştırarak tedavi uygulayan şifacı |
therapeutic touch n.
|
|
111 |
Medical |
savaşılan hastalığın belirtilerine karşıt belirtiler yaratan ilaç tedavileri uygulayan doktor |
allopath n.
|
|
112 |
Medical |
mikrocerrahi uygulayan kimse |
microsurgeon n.
|
|
113 |
Medical |
homeopati uygulayan kimse |
homeopath n.
|
|
114 |
Medical |
homeopati uygulayan kimse |
homeopathist n.
|
|
115 |
Medical |
homeopati uygulayan kimse |
homoeopath n.
|
|
116 |
Medical |
hipnoterapi uygulayan kimse |
hypnotherapist n.
|
|
117 |
Medical |
galvanizm uygulayan kimse |
galvanist n.
|
|
118 |
Medical |
ilaç uygulayan kimse |
drugger n.
|
|
119 |
Medical |
fetoloji bilimini uygulayan kimse |
fetologist n.
|
|
120 |
Medical |
ameliyat öncesi tedavi uygulayan klinik |
preop n.
|
|
121 |
Medical |
ameliyat öncesi tedavi uygulayan klinik |
pre-op n.
|
|
122 |
Medical |
serolojik test uygulayan tıp uzmanı |
serologist n.
|
|
123 |
Medical |
homeopati uygulayan kimse |
homeopathic adj.
|
|
Psychology |
|
124 |
Psychology |
psikolojinin ilkelerini eğitim, sanayi veya pazarlama alanına uygulayan psikoloji dalı |
industrial psychology n.
|
|
125 |
Psychology |
psikolojinin ilkelerini eğitim, sanayi veya pazarlama alanına uygulayan psikoloji dalı |
applied psychology n.
|
|
126 |
Psychology |
psikoterapilerinde freud kuram ve yöntemini uygulayan uzman |
freudian n.
|
|
Veterinary |
|
127 |
Veterinary |
ihtiyotomi uygulayan kimse |
ichthyotomist n.
|
|
Physics |
|
128 |
Physics |
basınç uygulayan sıvı veya gaz |
head n.
|
|
129 |
Physics |
hidrometri uygulayan |
hydrometric adj.
|
|
Astronomy |
|
130 |
Astronomy |
en yüksek etkisini uygulayan (gezegen) |
exaltate adj.
|
|
Social Sciences |
|
131 |
Social Sciences |
ibrani adetlerini uygulayan |
hebraistic adj.
|
|
132 |
Social Sciences |
floransa sanatını uygulayan |
florentine adj.
|
|
Education |
|
133 |
Education |
sınav uygulayan kimse |
tester n.
|
|
134 |
Education |
montessori eğitim sistemini uygulayan |
montessorian adj.
|
|
135 |
Education |
üniversitenin birinci ve ikinci sınıf öğretim programını uygulayan iki senelik okul |
juco (junior college) abrev.
|
|
History |
|
136 |
History |
bir büyücü hekimin yöntemlerini uygulayan kimse |
witch doctor n.
|
|
Religious |
|
137 |
Religious |
hollandalı din adamı jacobus arminius'un öğretilerini uygulayan protestan kilisesi |
arminian church n.
|
|
138 |
Religious |
ahlaki meselelerde şüphe olması halinde daha sıkı olanı uygulayan kimse |
rigorist n.
|
|
139 |
Religious |
dini aktif olarak uygulayan |
churchgoing adj.
|
|
140 |
Religious |
doğu ortodoks kilisesi'ne ibadet edip ayinlerini uygulayan (doğu katolik kilisesi) |
byzantian adj.
|
|
Philosophy |
|
141 |
Philosophy |
bütüncülüğü uygulayan kimse |
holist n.
|
|
142 |
Philosophy |
yoga felsefesini uygulayan kimse |
yogi n.
|
|
Environment |
|
143 |
Environment |
doğal kaynakların korunması için önem arz eden bilgilerin sahada uygulayan çalışma alanı |
conservation n.
|
|
Military |
|
144 |
Military |
itici güç uygulayan patlayıcı |
impulse explosive n.
|
|
145 |
Military |
tahrik uygulayan patlayıcı |
impulse explosive n.
|
|
Sport |
|
146 |
Sport |
üniversitenin birinci ve ikinci sınıf öğretim programını uygulayan iki senelik okuldaki sporcu |
juco n.
|
|
Baseball |
|
147 |
Baseball |
beyzbol ölçüm bilimini uygulayan kimse |
sabermetrician n.
|
|
Art |
|
148 |
Art |
lekecilik tekniğini uygulayan ressam |
tachiste n.
|
|
149 |
Art |
sanatta modernizmi uygulayan kimse |
modernist n.
|
|
150 |
Art |
empresyonizm uygulayan |
impressionist adj.
|
|
151 |
Art |
intimizmi uygulayan |
intimist adj.
|
|
Archaic |
|
152 |
Archaic |
kamçı cezasını uygulayan kimse |
untrusser n.
|
|
Engineering |
|
153 |
Engineering |
bilimsel bilgiyi sanat veya bilim vasıtasıyla gündelik problemlere uygulayan bir disiplin |
applied science n.
|
|
154 |
Engineering |
bilimsel bilgiyi sanat veya bilim vasıtasıyla gündelik problemlere uygulayan bir disiplin |
engineering science n.
|
|
155 |
Engineering |
korografi yöntemi uygulayan |
chorographical adj.
|
|
156 |
Engineering |
korografi yöntemi uygulayan |
chorographic adj.
|
|
Slang |
|
157 |
Slang |
anesteziyi uygulayan kişi |
gas-passer n.
|
|
Anthropology |
|
158 |
Anthropology |
bitkisel tedaviler uygulayan kimse |
sangoma [south africa] n.
|
|
159 |
Anthropology |
(şaman) mistik sanatları uygulayan kimse |
doctor n.
|
|