uzun bir süre - Turco Inglés Diccionario
Historia

uzun bir süre



Significados de "uzun bir süre" en diccionario inglés turco : 7 resultado(s)

Turco Inglés
General
uzun bir süre a good while n.
uzun bir süre quite a while adv.
Colloquial
uzun bir süre at some length expr.
uzun bir süre dog's years expr.
Idioms
uzun bir süre a month of sundays n.
uzun bir süre from here till next tuesday expr.
uzun bir süre donkey's years expr.

Significados de "uzun bir süre" con otros términos en diccionario inglés turco: 53 resultado(s)

Turco Inglés
General
çok uzun bir süre blue moon n.
(bir şeyi) çok uzun süre boyama işlemine maruz bırakan kimse overdyer n.
bir gruba, ilgi alanına, mesleğe uzun süre odaklanamayan kimse butterfly n.
bir işte uzun süre başarılı olmak have a good run for one's money v.
uzun bir süre boyunca ilgi veya etkiyi sürdürmek hold up v.
(bir şeyi) fırında gereğinden uzun süre pişirmek overbake v.
(bir şeyin) süresinden daha uzun süre oturmak outsit v.
uzun bir süre için bırakmak park v.
uzun bir süre önce a long time ago adv.
daha uzun bir süre for a longer time adv.
Phrasals
bir yerde uzun süre yaşamamak move around v.
saçma sapan bir şeyi uzun süre tartışmak rumble on v.
(bir hastayı) uzun süre/saatlerce ameliyat etmek toil over (someone) v.
Phrases
bir dalgadan daha büyük hiçbir duygu yoktur ki kendi formunu uzun süre sürdürebilsin no emotion, any more than a wave, can long retain its own individual form expr.
uzun bir süre zarfında down through something expr.
uzun bir süre boyunca down through something expr.
çok uzun bir süre for eons expr.
Colloquial
uzun bir süre için for long expr.
Idioms
bir yerde uzun süre kalmayan kimse a rolling stone n.
uzun süre kapalı bir yerde kalmak sonucu oluşan anksiyete/depresyon cabin fever n.
uzun süre kapalı bir yerde kalmaktan daralma/afakanlar basma cabin fever n.
bir yerde uzun süre duramama itchy feet [uk/australia] n.
uzun bir süre kullanılmamak catch dust v.
çok uzun bir süre uyumak sleep around the clock v.
uzun süre kullanılmadan bir köşede durmak gather dust v.
bir şeyi uzun süre ertelemek/geciktirmek put something on the long finger v.
uzun bir süre etkileri sürmek cast a long shadow v.
uzun bir süre sonuçları yaşanmaya/görülmeye devam etmek cast a long shadow v.
kendini uzun süre bir şeye adamak be in something for the long haul v.
uzun süre bir şeyi sürdürmeye istekli olmak be in something for the long haul v.
uzun süre aradıktan sonra (birinin/bir şeyin) yerini bulmak/tespit etmek run (someone or something) to earth v.
uzun süre aradıktan sonra birinin/bir şeyin yerini tespit etmek run somebody/something to earth v.
uzun süre aradıktan sonra birinin/bir şeyin yerini tespit etmek run somebody/something to ground v.
bir daha toplanması zor olacak/uzun süre alacak şekilde dağılmış scattered from here to breakfast adj.
çok uzun bir süre till the cows come home expr.
çok uzun bir süre until the cows come home expr.
çok uzun bir süre until kingdom come expr.
çok uzun bir süre till kingdom come expr.
sonucunu uzun süre sonra alacağım yatırımlar yapmam/bir şeye başlamam I don't buy green bananas expr.
kendini uzun süre (bir şeye) adamış in (something) for the long haul expr.
uzun süre (bir şeyi) sürdürmeye istekli in (something) for the long haul expr.
çok uzun bir süre 'til the cows come home expr.
Trade/Economic
küçük birimlere bölünebilen ve uzun bir süre içinde satılabilen büyük bir sipariş split order n.
sermaye işlemlerinde genellikle bir yıldan daha uzun bir süre long term n.
üretim faaliyetinde kendisinden uzun bir süre yararlanılan varlıklar fixed asset n.
Tourism
bir günden daha uzun süre geçerli olan (paso, bilet) multiday adj.
Medical
kalbin elektriksel aktivitesini uzun bir süre ölçerek aralıklı aritmileri ve diğer elektriksel bozuklukları saptayan taşınabilir bir cihaz holter monitor n.
Psychology
bir mekanda uzun süre kalmaktan ötürü duyulan sıkıntı cabin fever n.
uzun süre boyunca nükseden hafif bir bipolar bozukluk cyclic disorder n.
Pharmaceutics
uzun bir süre boyunca düzenli aralıklarla düşük dozlarda kullanılan (ilaç, reçete) metronomic adj.
uzun bir süre boyunca düzenli aralıklarla düşük dozlarda kullanılan (ilaç, reçete) metronomical adj.
Biochemistry
kolajen veya jelatinin uzun süre suda kaynatılmasıyla oluşup alkolde çözünmeyen pepton benzeri bir madde hemicollin n.
Latin
bronzdan daha uzun süre dayanacak bir anıt diktim exegi monumentum aere perennius n.