vinegar - Turco Inglés Diccionario
Historia

vinegar

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "vinegar" en diccionario turco inglés : 14 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
vinegar n. sirke
General
vinegar n. somurtkanlık
vinegar n. enerji
vinegar n. suratsızlık
vinegar n. canlılık
vinegar n. enerjiklik
vinegar n. uygunsuz konuşma
vinegar n. uygunsuz tavır
vinegar n. uygunsuz tutum
vinegar adj. ekşi
Technical
vinegar n. sirke
Pharmaceutics
vinegar n. genellikle maserasyon ile asetik asitten hazırlanan sulandırılmış bir farmasötik çözelti
Food Engineering
vinegar n. sirke
Gastronomy
vinegar n. sirke

Significados de "vinegar" con otros términos en diccionario inglés turco: 87 resultado(s)

Inglés Turco
General
vinegar cup n. sirke fincanı
chili vinegar n. çili sirkesi
vinegar eel n. sirke kurdu
wine vinegar n. şarap sirkesi
vinegar worm n. sirke kurdu
vinegar fly n. sirkesineği
vinegar fly n. sirke sineği
aromatic vinegar n. aromatik sirke
zhenjiang vinegar n. zhenjiang sirkesi
table vinegar n. sofra sirkesi
quick vinegar n. canlı sirke
turn to vinegar v. sirkeye dönüşmek
turn into vinegar v. sirkeleşmek
mixed or flavoured with vinegar adj. sirkeli
Proverb
free vinegar is sweeter than honey bedava sirke baldan tatlıdır
you can catch more flies with honey than with vinegar tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır
you can catch more flies with honey than with vinegar çanakta balın olsun arı yemenden gelir
free vinegar is sweeter than honey bedava sirke baldan tatlıdır
you attract more flies with honey than vinegar acı/kötü söz insanı/adamı dininden, tatlı söz yılanı ininden çıkarır
you attract more flies with honey than vinegar tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır
you attract more flies with honey than vinegar keskin sirke küpüne/kabına zarar
honey catches more flies than vinegar tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır
honey catches more flies than vinegar çanakta balın olsun arı yemenden gelir
you can catch more flies with honey than you can with vinegar tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır
you can catch more flies with honey than you can with vinegar çanakta balın olsun arı yemenden gelir
you will catch more flies with honey than (with) vinegar tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır
you will catch more flies with honey than (with) vinegar çanakta balın olsun arı yemenden gelir
Colloquial
vinegar lamp n. alkolü asetik asitle oksitlemek için kullanılan bir alet
Idioms
piss and vinegar n. enerji dolu olma
piss and vinegar n. fıkır fıkır kaynama
piss and vinegar n. kıpır kıpır olma
piss and vinegar n. yerinde duramama
piss and vinegar n. heves
piss and vinegar n. gayret
be full of piss and vinegar v. fıkır fıkır kaynamak
be full of piss and vinegar v. enerji dolu olmak
be full of piss and vinegar v. kıpır kıpır olmak
be full of piss and vinegar v. yerinde duramamak
as sour as vinegar adj. sirke gibi ekşi
(as) sour as vinegar adj. tatsız
(as) sour as vinegar adj. kötü
(as) sour as vinegar adj. ters
(as) sour as vinegar adj. huysuzluğu üstünde
(as) sour as vinegar adj. aksiliği üstünde
(as) sour as vinegar adj. hırçın
sour as vinegar adj. sirke gibi ekşi
sour as vinegar adj. tatsız
sour as vinegar adj. kötü
sour as vinegar adj. ters
sour as vinegar adj. huysuzluğu üstünde
sour as vinegar adj. aksiliği üstünde
sour as vinegar adj. hırçın
Technical
aromatic vinegar n. aromatik sirke
wood vinegar n. odun sirkesi
mother of vinegar n. sirke tortusu
Medical
thieves' vinegar n. revirde kullanılan bir tür aromatik sirke
Gastronomy
balsamic vinegar n. balzamik sirke
cider vinegar n. elma sirkesi
apple cider vinegar n. elma sirkesi
mustard vinegar n. hardal sirkesi
malt vinegar n. malt sirkesi
rice vinegar n. pirinç sirkesi
meat and shallots stew seasoned garlic vinegar and cumin n. papaz yahnisi
vinegar of grapes n. üzüm sirkesi
chili vinegar n. acı kırmızı biberli sirke
Chemistry
radical vinegar n. asetik asit
acid of vinegar n. sirke asidi
spirit of vinegar n. sirke ruhu
Botanic
vinegar tree n. amerikan sumağı
vinegar plant n. asetik fermantasyona neden olan mikroskopik mantar
vinegar tree (lophostemon confertus) n. avustralya'ya özgü yaprak dökmeyen bir ağaç
vinegar tree n. kızaran sumak ağacı
vinegar tree n. kuzey amerika'ya özgü kırmızı asidik meyveleri olan yaprak döken bir ağaç
vinegar tree n. amerikan sumağı
Apiculture
honey vinegar n. bal sirkesi
Slang
be full of piss and vinegar v. genç ve enerjik olmak
be full of piss and vinegar v. hevesli olmak
be full of piss and vinegar v. gayretli olmak
be full of piss and vinegar v. gürültücü olmak
be full of piss and vinegar v. şamatacı olmak
full of piss and vinegar adj. yerinde duramayan
full of piss and vinegar adj. fıkır fıkır kaynayan
full of piss and vinegar adj. kıpır kıpır
full of piss and vinegar adj. enerji dolu
full of piss and vinegar adj. genç ve enerjik
British Slang
vinegar strokes n. boşalmadan önceki son hareket
Chemical
wood vinegar n. karamel ile renklendirilmiş seyreltik asetik asit içeren yapay bir sirke