work to - Turco Inglés Diccionario
Historia

work to



Significados de "work to" en diccionario turco inglés : 9 resultado(s)

Inglés Turco
Phrasals
work to v. bir planı/programı takip etmek
work to v. bir plana/programa göre çalışmak
work to v. bir plan/program dahilinde çalışmak
work to v. birini/bir şeyi kademe kademe bir seviyeye ulaştırmak
work to v. birini/bir şeyi uğraşıp bir seviyeye çıkarmak
work to v. birini/bir şeyi kesintisiz bir uğraşla bir seviyeye getirmek
work to v. kademe kademe bir seviyeye ulaşmak
work to v. uğraşıp bir seviyeye çıkmak
work to v. kesintisiz bir uğraşla bir seviyeye gelmek

Significados de "work to" con otros términos en diccionario inglés turco: 284 resultado(s)

Inglés Turco
General
pension against incapacity to work n. iş göremezlik ödeneği
incapacity to work n. iş göremezlik
will to work n. çalışma isteği
incapacity to work n. çalışma gücü kaybı
ability to work n. çalışabilme
school-to-work transition n. öğrencileri iş piyasasına girmeye hazırlamak için tasarlanmış eğitim programı
ambition to work n. çalışma azmi
eagerness to work n. çalışma azmi
determination to work n. çalışma azmi
capability/ability to do work n. iş yapabilme gücü/yeteneği
permit-to-work n. işe başlama izni
commute to work n. işe gidiş
returning to work n. işe dönüş
be unable to work v. elden ayaktan düşmek
know how to make somebody work efficiently v. adam kullanmak
work out at to v. gelmek (belirli bir miktara)
go back to work v. işbaşı yapmak
set someone to work v. birini işe koşmak
be unable to work out v. içinden çıkamamak
be unable to work (something) out v. işin içinden çıkamamak
set to work v. işe girişmek
not to work v. fayda etmemek
not to work v. aylaklık etmek
get down to work v. ciddi olarak işe koyulmak
set to work v. çalıştırmak
not to work v. çalışmamak
start to work v. işe başlamak
get to work v. çalışmaya başlamak
put to work v. çalıştırmak
begin to work v. hayata atılmak
put to work v. koşmak
work up to v. giderek varmak (bir yere)
be unable to work something out v. içinden çıkamamak
set to work v. işe koyulmak
get to work v. işe başlamak
jog to work v. işine koşarak gitmek
go to work v. işe gitmek
prefer to work v. çalışmayı tercih etmek
choose to work v. çalışmayı tercih etmek
come to work v. işe girmek
work one's fingers to the bone v. canla başla çalışmak
work one's fingers to the bone v. işten başını kaldıramamak
work one's fingers to the bone v. eşek gibi çalışmak
(for an artist) to produce a work of art v. icra-i sanat etmek
get to work (on) v. çalışmaya başlamak
get to work (on) v. üzerinde çalışmaya başlamak
get to work (on) v. işe koyulmak
to work up a connection v. ilişki kurmak
lay down to work v. işe gömülmek
start to work v. çalışmaya başlamak
want to work v. çalışmayı istemek
put someone to work v. birini çalıştırmak
go back to work v. işe geri dönmek
come back to work v. işe dönmek
come back to work v. işe geri dönmek
go to work every day v. her gün işe gitmek
walk to and from work v. işe yürüyerek gidip gelmek
begin to work v. çalışmaya başlamak
begin to work v. iş hayatına atılmak
fail to work v. (makine vb) çalışmamak
like to work v. çalışmayı sevmek
go to work by subway v. işe metroyla gitmek
commute to work v. işe gitmek
work to rule v. kurallara uyarak çalışmak
drive to work v. işe arabayla gitmek
drive to work v. arabayla işe gitmek
take the bus to work v. işe otobüsle gitmek
try to work a few things out v. birkaç şeyi halletmeye çalışmak
put to work v. iş başına koymak
put to work v. yapacak iş vermek
put to work v. göreve getirmek
Phrasals
work up to v. bir sonuca doğru gitmek
work up to v. bir sona doğru gelişmek
work oneself up to something v. cesaretli bir şekilde/cesaretini toplayarak bir şeye hazırlanmak
work down (the line) (to someone or something) v. (birinin, bir şeyin) çizgisini/seviyesini yakalamaya çalışmak
work down (the line) (to someone or something) v. (birinin, bir şeyin) seviyesinde ilerlemek
work down (the line) (to someone or something) v. (birine, bir şeye) (bir konuda) yetişmeye çalışmak
work to (something) v. çalışırken (bir şeyi) takip etmek
work to (something) v. çalışırken (bir şeye) uyum sağlamak
work to (something) v. (bir plana, yönteme) göre çalışmak
work to (something) v. (bir plan, yöntem) dahilinde çalışmak
work to (something) v. (bir plana, yönteme) uyarak çalışmak
work to (something) v. çalışırken (bir şey dinlemek
work to (something) v. (bir şey) dinleyerek çalışmak
work to (something) v. bir şeyi bir aşamaya getirmek için çaba sarf etmek
work to (something) v. bir şeyi bir duruma getirmek için çalışmak
work to (something) v. birini bir ruh haline sokmak
work to (something) v. birinde bir ruh hali yaratmak
work to (something) v. bir ruh haline kapılmak
work someone or something to someone or something v. birini/bir şeyi birine/bir şeye yönlendirmek için uğraşmak
work someone or something to someone or something v. birini/bir şeyi birine/bir şeye doğru hareket ettirmek için uğraşmak
work someone or something to someone or something v. birini/bir şeyi birine/bir şeye ulaştırmak için uğraşmak
work around to (someone or something) v. sırayla (birine/bir şeye) doğru ilerlemek
work up to (something) v. yavaş yavaş (bir şeye) ulaşmak
work up to (something) v. aşama aşama (bir şeye) doğru ilerlemek
work up to (something) v. giderek (bir şeye) doğru gelişmek
work up to (something) v. giderek (bir şeye) doğru tırmanmak
work up to (something) v. (bir şeyin) yolunu yapmak
work up to (something) v. (bir şeye) zemin hazırlamak
work up to (something) v. sözü (bir şeye) getirmeye çalışmak
work up to (something) v. çalışarak (bir şey) haline getirmek
work up to (something) v. çalışarak bir noktaya gelmek/ulaşmak
work up to (something) v. çalışarak bir sonuca varmak
Phrases
work to tight deadlines v. yoğun çalışma temposuna uyum sağlayabilmek
with respect to scope of work expr. işin kapsamı açısından
with respect to scope of work expr. işin kapsamı ile ilgili
Proverb
if you want a man to work well feed him first aç ayı oynamaz
devil finds work for idle hands to do boş durana şeytan güler
the devil makes work for idle hands to do boş durana şeytan güler
the devil makes work for idle hands to do boş durana şeytan iş bulur
the devil makes work for idle hands to do boş duran belaya bulaşır
the devil makes work for idle hands to do yapacak işi olmayanın belaya/suça bulaşması kolay olur
the devil makes work for idle hands to do boş duran elleri şeytan çalıştırır
Colloquial
some of us have to work n. bazılarımızın çalışması lazım
work to rule n. kurallara bağlı kalarak işi yavaşlatma
try to work a few things out v. birkaç şeyi çözmeye çalışmak
set to work (doing something) v. (bir şey yapmaya) girişmek
set to work (doing something) v. (bir şey yapmaya) koyulmak
set to work (doing something) v. (bir şey yapmaya) başlamak
set to work (doing something) v. (bir şey üzerinde) çalışmaya başlamak/girişmek
set to work on (someone) v. (birine) bir şey yapmaya başlamak
from home to work from work to home expr. evden işe işten eve
get to work expr. işe koyulun
work to rule expr. kurallara harfi harfine uyarak işi yavaşlatma (protesto amaçlı)
Idioms
work up to the collar v. canını dişine takarak çalışmak
work up to the collar v. sıkı çalışmak
work up to the collar v. harıl harıl çalışmak
work some weight off to v. ağır iş yaparak kilo vermek
work one's fingers to the bone v. baş kaldıramamak (bir işten)
be up to one's eyes in work v. başını kaşıyacak vakti olmamak
go to work v. bir işe dört elle sarılmak
work fingers to the bone v. çok çalışmak
work oneself to the bone v. çok çalışmak
work one's fingers to the bone v. çok çalışmak
work one's fingers to the bone v. çok sıkı çalışmak
work some weight off to v. çalışarak kilo vermek
work nine to five v. dokuz beş arası çalışmak
get down to work v. ciddileşmek
go out to work v. çalışma hayatına başlamak
work someone to death v. eşek gibi çalıştırmak
work fingers to the bone v. gecesini gündüzüne katmak
work one's fingers to the bone v. eşek gibi çalışmak
go out to work v. işe başlamak
work someone to death v. öldüresiye çalıştırmak
work someone to death v. ölümüne çalıştırmak
give oneself over to one's job/work v. kendini işine adamak
go to work v. sıkı çalışmak
get down to work v. sadede gelmek
work one's fingers to the bone v. yoğun çalışmak
work to rule v. kurallara bağlı kalarak işi yavaşlatmak
work to rule v. (protesto amaçlı) kurallara harfi harfine uyarak işi yavaşlatmak
to work a room v. kulis ve ikna turları yapmak
go to work (on someone or something) v. (biri/bir şey üzerinde) çalışmaya başlamak
go to work (on something) v. (bir şey) üzerinde çalışmaya başlamak
set to work (on something) v. (bir şey) üzerinde çalışmaya başlamak
go/set to work v. işe girişmek
go/set to work v. işe koyulmak
go/set to work v. çalıştırmak
go/set to work v. bir işe dört elle sarılmak
go/set to work v. sıkı çalışmak
go to work (on someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) uğraşmaya başlamak
go to work (on someone or something) v. (biri/bir şey üzerinde) işe koyulmak
set someone or something to work v. birini/bir şeyi işe başlatmak
set someone or something to work v. birinin/bir şeyin işe başlamasını/girişmesini sağlamak
set someone or something to work v. birini/bir şeyi çalıştırmak/çalışmaya başlatmak
set to work (on someone or something) v. (biri/bir şey üzerinde) çalışmaya başlamak
set to work (on someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) uğraşmaya başlamak
set to work (on someone or something) v. (biri/bir şey üzerinde) işe koyulmak
go/set to work (on something) v. (bir şey üzerinde) çalışmaya başlamak
go/set to work (on something) v. (bir şeyle) uğraşmaya başlamak
go/set to work (on something) v. (bir şey üzerinde) işe koyulmak
have your work cut out (to do something/doing something) v. (bir şeyi yapmak) zor olmak
have your work cut out (to do something/doing something) v. (bir şeyi yapmak konusunda) işi zor olmak
have your work cut out (to do something/doing something) v. (bir şey yapmak konusunda) işi zor olmak
have your work cut out (to do something/doing something) v. baş etmesi zor bir işi olmak
have your work cut out (to do something/doing something) v. işi başından aşkın olmak
put (one) to work v. (birini) çalıştırmak
put (one) to work v. (birine) iş/görev vermek
put (one) to work v. (birini) işe/göreve koşmak
put (something) to work v. (bir şeyi) çalıştırmak
put (something) to work v. (bir şeyi) kullanmak
set (someone or something) to work (on something) v. (birini/bir şeyi işe) başlatmak
set (someone or something) to work (on something) v. (birinin/bir şeyin bir işe) başlamasını/girişmesini sağlamak
set (someone or something) to work (on something) v. (birini/bir şeyi bir şey üzerinde çalıştırmak/çalışmaya başlatmak
work (one or oneself) to death v. (birini) eşek gibi çalıştırmak/eşek gibi çalışmak
work (one or oneself) to death v. (birini) öldüresiye çalıştırmak/ölesiye çalışmak
work (one or oneself) to death v. (birini) ölümüne çalıştırmak/ölümüne çalışmak
work your fingers to the bone v. işten başını kaldıramamak
work your fingers to the bone v. canla başla çalışmak
work your fingers to the bone v. eşek gibi çalışmak
work yourself/somebody to death v. ölümüne çalışmak/çalıştırmak
work yourself/somebody to death v. eşek gibi çalışmak/çalıştırmak
there's a whole lot more work to be done expr. daha yapılacak çok iş var
up to the eyes in work expr. çok meşgul
there's a whole heap more work to be done expr. daha yapılacak çok iş var
up to one's ears in work expr. fazla meşgul
up to the eyes in work expr. işi başından aşkın
(just) crazy enough to work [cliché] expr. işe yarayabilecek kadar saçma
(just) crazy enough to work [cliché] expr. işe yarayabilecek kadar uçuk
(just) crazy enough to work [cliché] expr. işe yarayabilecek kadar alışılmışın dışında
(just) crazy enough to work [cliché] expr. işe yarayabilecek kadar çılgınca
(just) crazy enough to work [cliché] expr. çılgınca/saçma olsa da işe yarama olasılığı olan
(just) crazy enough to work [cliché] expr. sıra dışı/alışılmamış olsa da işe yaraması muhtemel
Speaking
I am strange to the work expr. bu işin acemisiyim
you'll never have to work again expr. bir daha asla çalışmak zorunda kalmayacaksın
we came to work here expr. buraya çalışmaya geldik
my dad goes to work by subway every day expr. babam her gün işe metroyla gider
I am strange to the work expr. bu işe alışık değilim
I gotta get back to work expr. benim işe dönmem lazım
I'm going to work expr. ben işe gidiyorum
I need to work expr. çalışmam gerekiyor
let's get to work expr. çalışmaya başlayalım
I need to work expr. çalışmalıyım
I don't want to work expr. çalışmak istemiyorum
I have to work expr. çalışmam gerekiyor
I have to work expr. çalışmalıyım
he goes to work every day expr. her gün işe gider
let's go to work expr. haydi işe koyulalım
we all have to work expr. hepimiz çalışmak zorundayız
let's get to work expr. hadi işe koyulalım
I'm on my way to work expr. işe gidiyorum (yoldayım)
I'm on my way to work expr. işe gitmekteyim
I've got to go to work expr. işe gitmeliyim
it seems to work both ways expr. iki türlü de idare ediyorum
what time does he go to work? expr. işe saat kaçta gider?
get to work! expr. işe koyulun!
I went back to work expr. işime geri döndüm
I've got work to do expr. işim gücüm var benim
I've got work to do expr. işim var (gitmeliyim)
when do you go to work? expr. işe ne zaman gidersin?
I don't want to talk about work expr. iş konuşmak istemiyorum
when do you go to work? expr. işe ne zaman gidiyorsun?
I am up to the eyes in work expr. işten başımı kaşıyacak vaktim yok
I'm on my way to work expr. işe gidiyorum
how did he go to work? expr. işe nasıl gitmiş?
how did he go to work? expr. işe nasıl gitti?
you should get to work expr. işinin başına dönmelisin
when do you go to work? expr. işe ne zaman gideceksin?
did you go to work expr. işe gittin mi
don't go to work expr. işe gitme
who do you want to work with? expr. kimlerle çalışmak istiyorsun?
why do you want to work here? expr. neden burada çalışmak istiyorsunuz?
why do you want to work here? expr. niye burada çalışmak istiyorsunuz?
whenever I am late to work expr. ne zaman işe geciksem
who do you want to work with? expr. kiminle çalışmak istiyorsun?
why do you want to work the night shift? expr. neden gece vardiyasında çalışmak istiyorsunuz?
I must go to work now expr. şimdi işe gitmeliyim
we would like to work with you expr. sizlerle çalışmak isteriz
I'm on my way to work expr. şu anda işe gitmek üzere yoldayım
I have to work all day tomorrow expr. yarın bütün gün çalışmak zorundayım
there's a whole lot more work to be done expr. daha yapılacak dünya kadar iş var
Trade/Economic
right to work n. çalışma hakkı
right to work n. çalışma hakkı
right-to-work laws n. çalışma hakkı yasaları
reluctance to work n. çalışmak istememe
application to work n. işe başvuru
guide to work performance control n. iş performansı kontrolü kılavuzu
protection of workers from the risk related to exposure to noise at work n. işyerindeki gürültüye maruz kalma ile ilgili risklerden etkilenen işçilerin korunması
return-to-work examination n. işe dönüş muayenesi
guide to work measurement n. iş ölçümü kılavuzu
back to work movement n. işe geri dönme eğilimi
reluctance to work n. işe hevessizlik
fee for licence to work on vacation days n. tatil günlerinde çalışma ruhsatı harcı
right to stop work n. iş durdurma hakkı
work nine to five v. dokuzdan beşe kadar çalışmak
set to work v. işi eline almak
work down to the wire v. son dakkikaya kadar çalışmak
back to work expr. işe geri dönme (grevden sonra)
Law
back to work movement n. işe geri dönme
violation of the freedom to work and labour n. iş ve çalışma hürriyetinin ihlali
right-to-work law n. çalışma hakkı yasası
right-to-work adj. çalışma hakkına ait
right-to-work adj. çalışma hakkıyla ilgili
right-to-work adj. sendikaya üye olan veya olmayan tüm işçilerin çalışma hakkına ait veya ilgili
Politics
committee for the technical adaptation of legislation on the introduction of measures to encourage improvements in the safety and health of workers at work n. iş sağlığı ve güvenliği konusundaki iyileştirmelerin teşvik edilmesine ilişkin tedbirler getirilmesi hakkındaki mevzuatın teknik adaptasyonu komitesi
Industry
work-to-rule adj. kurallara bağlı kalarak işi yavaşlatmaya ait
work-to-rule adj. kurallara bağlı kalarak işi yavaşlatmayla ilgili
Technical
the type of work to be performed n. yapılacak işin cinsi
Marine
work to windward v. rüzgara karşı yelken açmak
Slang
to hell with work n. çalışmanın canı cehenneme
bust one’s ass to get work v. iş bulmak için kıçını yırtmak
I've got a fuckload of work to do today expr. bugün dünya kadar işim var
to hell with work expr. işin canı cehenneme
gbtw (get back to work) expr. işine dön