Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | yararlı şey | commodity n. |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | sonucunda önemli, yararlı bir şey çıkmak | come to something v. |
Phrasals | (bir şey yapması) yararlı olmak | stand to (do something) v. |
Colloquial | ||
Colloquial | (bir şey, iş, amaç için) yararlı olabilecek kişi | go-to girl n. |
Colloquial | (bir şey, iş, amaç için) yararlı olabilecek | go-to adj. |
Colloquial | (biri/bir şey için) yararlı | good for (someone or something) adj. |
Idioms | ||
Idioms | sevimsiz ama yararlı şey | a necessary evil n. |
Idioms | (biri/bir şey) için faydalı/yararlı olmak | be good news (for somebody/something) v. |
Idioms | bir şey yapmaya çok yararlı olmak | go a long way towards doing something v. |
Idioms | bir şey yapmaya biraz yararlı olmak | go some way towards doing something v. |