Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Synonymes
Phrases
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Turc - Anglais
Cacher l'historique
Détails de l'historique
Effacer l'historique
Historique :
out someone
out someone
Historique
Phrases
Sens de
"out someone"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)
Catégorie
Anglais
Turc
Phrasals
1
Phrasals
find (someone or something) out
v.
bir şey öğrenmek
As soon as we
find out
anything, we will contact you.
Bir şey öğrenir
öğrenmez sizinle irtibata geçeceğiz.
More Sentences
2
Phrasals
come out to (someone)
v.
(birine) açılmak
Once you
come out to
your parents, you will be very relieved.
Ailenize
açıldığınızda
çok rahatlayacaksınız.
More Sentences
General
3
General
throw someone out of the house
n.
evden kovmak
4
General
put someone out to pasture
v.
birini emekliye ayırmak
5
General
place something out of someone 's reach
v.
bir şeyi biri için imkansız hale getirmek
6
General
leave someone out in the cold
v.
birine hiç haber vermemek
7
General
knock someone out
v.
yere yıkmak (birini)
8
General
wheedle something out of someone
v.
dil dökerek birinden bir şey koparmak
9
General
start someone out as
v.
birini belirli bir işte çalışmaya başlatmak
10
General
leave someone out in the cold
v.
birine hiçbir şey vermemek
11
General
throw someone out of work
v.
birinin işsiz kalmasına sebep olmak
12
General
starve someone out
v.
birini aç bırakarak teslim olmaya zorlamak
13
General
show someone out
v.
birini kapıya kadar uğurlamak
14
General
tire someone out
v.
birini çok yormak
15
General
drive someone out of his mind
v.
çileden çıkarmak
16
General
get someone out of the way
v.
birini kenara çekmek
17
General
coax something out of someone
v.
birini tatlı sözlerle kandırarak bir şey elde etmek
18
General
fag someone out
v.
birini çok yormak
19
General
push someone out of
v.
birini iterek (bir yerden) çıkarmak
20
General
get someone out of the way
v.
etkisiz hale getirmek
21
General
hustle someone out of
v.
birini apar topar bir yerden çıkarmak
22
General
bail someone out
v.
birine kefalet ederek tahliyesini sağlamak
23
General
jolly someone out of
v.
tatlı sözlerle birini bir şeyden vazgeçirmek
24
General
flush someone out
v.
birini saklandığı yerden çıkarmak
25
General
kick someone out
v.
birini işten çıkarmak
26
General
smoke someone out
v.
içinde bulunduğu yeri dumanla doldurarak dışarı çıkarmak
27
General
get someone out of the way
v.
birini devredışı etmek
28
General
lock someone out
v.
kapıyı kilitleyerek birini dışarıda bırakmak
29
General
fag someone out
v.
birinin turşusunu çıkarmak
30
General
push someone out
v.
safdışı etmek (birini)
31
General
lock someone out of
v.
kapıyı kilitleyerek birinin bir yere girmesini engellemek
32
General
place something out of someone 's reach
v.
bir şeyi birinin erişemeyeceği bir yere koymak
33
General
push someone out
v.
bertaraf etmek (birini)
34
General
kick someone out
v.
birini kapı dışarı etmek
35
General
argue someone out of something
v.
tartışarak birini bir şeyden vazgeçirmek
36
General
not to let someone out of sight
v.
gözünden hiç kaçırmamak
37
General
knock out (someone)
v.
birini yere yıkmak
38
General
bring out the best in someone
v.
birinin içindeki cevheri çıkarmak
39
General
vote someone out
v.
birine oy vermeyerek görevden uzaklaştırmak
40
General
put someone out of one's misery
v.
birini öldürmek
41
General
put someone out of one's misery
v.
öldürerek acılarına son vermek
42
General
put someone out of one's misery
v.
çaresine bakmak
43
General
put someone out of one's misery
v.
birini sıkıntılı bir durumdan kurtarmak
44
General
count someone out
v.
dahil etmemek
45
General
ask someone out
v.
çıkma teklif etmek
46
General
get something/someone out of the country
v.
yurt dışına çıkarmak
47
General
take something/someone out of the country
v.
yurt dışına çıkarmak
48
General
be put out with someone
v.
dargın olmak
49
General
sound someone out
v.
zarf atmak
50
General
sound someone out
v.
ağzını yoklamak
51
General
ask someone out
v.
çıkma teklifi etmek
52
General
stick one's tongue out at someone
v.
dilini çıkarmak
53
General
stick one's tongue out at someone
v.
dil çıkarmak
54
General
stick one's tongue out at someone
v.
birine dilini çıkarmak
55
General
give someone a share out of profit
v.
kardan pay vermek
56
General
sound someone out
v.
nabız ölçmek
57
General
sound someone out
v.
nabzını ölçmek
58
General
sort someone out
v.
sorun yaratan birisiyle uğraşmak
59
General
sound someone out
v.
nabzını tutmak
60
General
make hamburger out of someone
v.
birinin pestilini çıkarmak
61
General
make mincemeat out of someone
v.
birinin pestilini çıkarmak
62
General
sell out someone
v.
birini ekmek
63
General
sell out someone
v.
birini satmak
64
General
get the best out of someone
v.
birisinden alınabilecek maksimum miktarı almak
65
General
scare someone out of their wits
v.
birini çok feci korkutmak
66
General
keep someone out of harm's way
v.
kötülüklerden uzak tutmak
67
General
take it out of someone
v.
bütün gücünü tüketmek
68
General
frighten someone out of their wits
v.
birini çok feci korkutmak
69
General
toss someone out of the door
v.
karga tulumba kapı dışarı etmek
70
General
scout someone out
v.
hakkında bilgi toplamak
71
General
throw someone out of the house
v.
evden atmak
72
General
kick someone out of the house
v.
evden atmak
73
General
kick someone out of the house
v.
evden kovmak
74
General
go out with someone
v.
birisiyle çıkmak
75
General
boot someone out
v.
birisini bir yerden kovmak
76
General
kick someone out
v.
birisini bir yerden kovmak
77
General
kick someone out
v.
birisini tekmeleyerek atmak/çıkarmak/kovmak
78
General
boot someone out
v.
birisini tekmeleyerek atmak/çıkarmak/kovmak
79
General
bark something out at someone
v.
bağırıp çağırmak
80
General
bark something out to someone
v.
bağırıp çağırmak
81
General
bark something out at someone
v.
bağırarak söylemek
82
General
bark something out to someone
v.
bağırarak söylemek
83
General
bawl someone out
v.
yüksek sesle azarlamak
84
General
bawl someone out
v.
iyice azarlamak
85
General
give someone a good bawling out
v.
iyice azarlamak
86
General
take someone out to dinner
v.
birisini yemeğe çıkarmak
87
General
throw someone out of a window
v.
birisini pencereden atmak
88
General
talk someone out of doing something
v.
birisini (kararında vb) vazgeçirmek
89
General
talk someone out of doing something
v.
birisini bir şeyi yapmaması konusunda ikna etmek
90
General
send someone out on an errand
v.
birini ayak işleri/getir götür için dışarı yollamak
91
General
start calling someone out of the clear blue
v.
birini birdenbire (telefonla) aramaya başlamak
92
General
fake someone out of something
v.
birinden bir şeyi kandırarak almak
93
General
cast someone out of the community
v.
toplumdan dışlamak
94
General
gouge something out of someone
v.
birinden bir şey çarpmak
95
General
help someone out financially
v.
birine maddi destek vermek
96
General
take someone out to dinner
v.
birini akşam yemeğine götürmek/çıkarmak
97
General
take someone out to lunch
v.
birini öğle yemeğine götürmek/çıkarmak
98
General
keep/leave/put someone out in the cold
v.
birini soğukta dışarıda bekletmek/tutmak/bırakmak
99
General
lend something out to someone
v.
birine bir şeyi ödünç vermek
100
General
want someone back out on the street
v.
birinin sokaklara geri dönmesini istemek
101
General
kick out someone
v.
işten atmak
102
General
stress someone out
v.
birini strese sokmak
103
General
send someone out of the room
v.
birini odadan yollamak/göndermek
104
General
start someone out at $1000
v.
birini 1000 dolarla işe başlatmak
105
General
argue someone out of something
v.
caydırmak
106
General
argue someone out of something
v.
vazgeçirmek
107
General
throw someone out of the class
v.
birini sınıftan atmak
108
General
put out an mpr on someone
v.
birisi için kayıp ilanı vermek
109
General
take one's anger out on someone/something
v.
acısını çıkarmak
110
General
cut out someone from a photograph
v.
birini bir fotoğraftan çıkartmak
111
General
trim out someone from a photograph
v.
birini bir fotoğraftan çıkartmak
112
General
take someone out to lunch
v.
birisini yemeğe çıkarmak
113
General
winkle information out of someone
v.
birinden kendi isteği olmadan bilgi elde etmek
114
General
help someone out
v.
birine yardımcı olmak
Phrasals
115
Phrasals
check someone or something out (of something)
n.
birinin/bir şeyin (bir yerden) çıkışını yapmak
116
Phrasals
check someone or something out (of something)
n.
birinin/bir şeyin (bir yerden) çıkış kaydını yapmak
117
Phrasals
check someone or something out (of something)
n.
birinin/bir şeyin (bir yerden) hesabını keserek ayrılmasını sağlamak
118
Phrasals
read someone out of something
v.
birini (siyasi parti vb. gibi) bir kuruluştan çıkarmak
119
Phrasals
bilk someone out of something
v.
bir şeyi birisinden usulsüz bir biçimde ve kişisel çıkarları için almak
120
Phrasals
bilk someone out of something
v.
iç etmeye çalışmak
121
Phrasals
bilk someone out of something
v.
üstüne konmaya/yatmaya çalışmak
122
Phrasals
blot someone or something out
v.
unutmak
123
Phrasals
blot someone or something out
v.
maziye/geçmişe gömmek
124
Phrasals
bluff (someone) out of (something)
v.
kafalamak
125
Phrasals
bluff (someone) out of (something)
v.
kandırmak
126
Phrasals
bluff (someone) out of (something)
v.
istediğini yaptırmak
127
Phrasals
bluff (someone) out of (something)
v.
oyuna getirmek
128
Phrasals
bluff (someone) out of (something)
v.
aklını çelmek
129
Phrasals
bluff (someone) out of (something)
v.
uyutmak (kandırmak)
130
Phrasals
bomb (someone or something) out
v.
havaya uçurmak
131
Phrasals
bomb (someone or something) out
v.
patlatmak
132
Phrasals
bomb (someone or something) out
v.
gümletmek
133
Phrasals
bomb (someone or something) out
v.
(bombayla) dışarıya çıkartmak
134
Phrasals
bomb someone out
v.
havaya uçurmak
135
Phrasals
bomb someone out
v.
patlatmak
136
Phrasals
bomb someone out
v.
gümletmek
137
Phrasals
beat (something) out of (someone or something)
v.
zorla/döve döve ağzından laf almak
138
Phrasals
beat (something) out of (someone or something)
v.
zorla/döve döve söyletmek
139
Phrasals
beat (something) out of (someone or something)
v.
zorla/döve döve elinden almak
140
Phrasals
beat (something) out of (someone or something)
v.
tozunu silkmek
141
Phrasals
beat (something) out of (someone or something)
v.
silkelemek
142
Phrasals
beat (something) out of (someone or something)
v.
tokaçlamak
143
Phrasals
beat (something) out of (someone or something)
v.
temizlemek/lekesini çıkarmak için çok/defalarca uğraşmak
144
Phrasals
beat someone or something out
v.
yenmek
145
Phrasals
beat someone or something out
v.
galip gelmek
146
Phrasals
beat someone or something out
v.
geçmek
147
Phrasals
beat someone or something out
v.
mağlup etmek
148
Phrasals
beat someone out
v.
geçmek
149
Phrasals
beat someone out
v.
yenmek
150
Phrasals
beat someone out
v.
alt etmek
151
Phrasals
beat someone out
v.
daha iyi iş çıkarmak/yapmak
152
Phrasals
beat someone/something out
v.
geçmek
153
Phrasals
beat someone/something out
v.
yenmek
154
Phrasals
beat someone/something out
v.
alt etmek
155
Phrasals
beat someone/something out
v.
daha iyi iş çıkarmak/yapmak
156
Phrasals
beguile (someone) out of (something)
v.
(birini) kandırarak elinden (bir şeyini) almak
157
Phrasals
beguile (someone) out of (something)
v.
(birini) üçkağıda getirerek elinden (bir şeyini) almak
158
Phrasals
beguile (someone) out of (something)
v.
(birini) dolandırarak elinden (bir şeyini) almak
159
Phrasals
beguile (someone) out of (something)
v.
(birinin) elinden hileyle (bir şeyini) almak
160
Phrasals
beguile (someone) out of (something)
v.
(birinin) üçkağıt ile (bir şeyini) almak
161
Phrasals
beguile (someone) out of (something)
v.
(birinden) para/eşya/takı koparmak
162
Phrasals
beguile someone out of something
v.
(birini bir şey) yapmaktan vazgeçirmek
163
Phrasals
beguile someone out of something
v.
(birini bir şey) caydırmak
164
Phrasals
beguile someone out of something
v.
(birini bir şey) yapmaması için kandırmak
165
Phrasals
beguile someone out of something
v.
(birini bir şey) yapmaması için ayartmak
166
Phrasals
beguile someone out of something
v.
(birini bir şey) yapmamaya ikna etmek
167
Phrasals
beguile someone out of something
v.
allem etmek kallem etmek
168
Phrasals
beguile someone out of something
v.
(birinin bir şey) yapmaması için her türlü çareye başvurmak
169
Phrasals
beguile someone out of something
v.
(birini) kandırarak elinden (bir şeyini) almak
170
Phrasals
beguile someone out of something
v.
(birini) üçkağıda getirerek elinden (bir şeyini) almak
171
Phrasals
beguile someone out of something
v.
(birini) dolandırarak elinden (bir şeyini) almak
172
Phrasals
beguile someone out of something
v.
(birinin) elinden hileyle (bir şeyini) almak
173
Phrasals
beguile someone out of something
v.
(birinin) üçkağıt ile (bir şeyini) almak
174
Phrasals
beguile someone out of something
v.
(birinden) para/eşya/takı koparmak
175
Phrasals
bring (someone or something) out of (somewhere or someone)
v.
(bir yerden/durumdan) çıkmasını sağlamak
176
Phrasals
bring (someone or something) out of (somewhere or someone)
v.
(bir yerden/durumdan) ortaya çıkmasını/kurtulmasını sağlamak
177
Phrasals
bring (someone or something) out of (somewhere or someone)
v.
ağzından laf almak
178
Phrasals
bring (someone or something) out of (somewhere or someone)
v.
ağzından zorla/gıdım gıdım laf almak
179
Phrasals
bring (someone or something) out of (somewhere or someone)
v.
konuşturmak
180
Phrasals
bring (someone or something) out of (somewhere or someone)
v.
söyletmek
181
Phrasals
bring someone or something out of something
v.
(bir yerden/durumdan) çıkmasını sağlamak
182
Phrasals
bring someone or something out of something
v.
(bir yerden/durumdan) ortaya çıkmasını/kurtulmasını sağlamak
183
Phrasals
bring someone or something out of something
v.
sokağa/balkonlara dökmek
184
Phrasals
bring someone or something out
v.
(bir yerden/durumdan) çıkmasını sağlamak
185
Phrasals
bring someone or something out
v.
(bir yerden/durumdan) ortaya çıkmasını/kurtulmasını sağlamak
186
Phrasals
bring someone or something out
v.
sokağa/balkonlara dökmek
187
Phrasals
bring something out of someone
v.
ağzından laf almak
188
Phrasals
bring something out of someone
v.
ağzından zorla/gıdım gıdım laf almak
189
Phrasals
bring something out of someone
v.
konuşturmak
190
Phrasals
bring something out of someone
v.
söyletmek
191
Phrasals
bring (someone) back out
v.
(alkışlarla tekrar) sahneye çağırmak
192
Phrasals
bring (someone) back out
v.
bis yapmak
193
Phrasals
bring someone back out
v.
(alkışlarla tekrar) sahneye çağırmak
194
Phrasals
bring someone back out
v.
bis yapmak
195
Phrasals
burn someone out of something
v.
yangın nedeniyle bulunduğu yeri terk etmek zorunda bıraktırmak
196
Phrasals
burn someone out
v.
yangın nedeniyle bulunduğu yeri terk etmek zorunda bıraktırmak
197
Phrasals
put (someone or an animal) out of something
v.
(birini/bir hayvanı bir yerden) dışarı çıkarmak
198
Phrasals
put (someone or an animal) out of something
v.
(birini/bir hayvanı bir yerden) çıkmaya zorlamak
199
Phrasals
con (someone) out of (something)
v.
birini yolmak
200
Phrasals
con (someone) out of (something)
v.
para söğüşlemek
201
Phrasals
con (someone) out of (something)
v.
(para, mal) çarpmak
202
Phrasals
con (someone) out of (something)
v.
(para, takı) çökmek
203
Phrasals
con someone out of something
v.
birini yolmak
204
Phrasals
con someone out of something
v.
para söğüşlemek
205
Phrasals
con someone out of something
v.
(para, mal) çarpmak
206
Phrasals
con someone out of something
v.
(para, takı) çökmek
207
Phrasals
conduct (someone or something) out of (some place)
v.
(birini ya da bir şeyi bir yerden) çıkarmak
208
Phrasals
conduct (someone or something) out of (some place)
v.
(birini ya da bir şeyi bir yerden) dışarı götürmek
209
Phrasals
conduct someone out of something
v.
birini bir yerden ya da bir şeyden dışarı çıkarmak
210
Phrasals
conduct someone out of something
v.
dışarı çıkarmak
211
Phrasals
conduct someone out of something
v.
götürmek
212
Phrasals
conduct someone out of something
v.
dışarıya kadar eşlik etmek
213
Phrasals
chart something out (for someone or something)
v.
(birine) yol haritası çıkarmak
214
Phrasals
chart something out (for someone or something)
v.
(biri için) gidilecek yolu planlamak
215
Phrasals
chart something out (for someone or something)
v.
(biri için) güzergahı belirlemek
216
Phrasals
phase someone or something out
v.
aşamalı olarak devre dışı bırakmak
217
Phrasals
phase someone or something out of something
v.
aşamalı olarak devre dışı bırakmak
218
Phrasals
jolt someone out of something
v.
ayıltmak
219
Phrasals
count someone out for something
v.
birisini bir organizasyona vb dahil etmemek
220
Phrasals
slash out at someone
v.
bıçakla saldırmak
221
Phrasals
time someone out
v.
birinin çıkış/gidiş/ayrılış saatini kaydetmek
222
Phrasals
roust someone out of something
v.
birini bir yerden zorla/ite kaka çıkarmak
223
Phrasals
pitch someone out
v.
birini bir yerden atmak
224
Phrasals
help someone out with something
v.
birine bir alanda/konuda yardımcı olmak
225
Phrasals
scope someone out
v.
birini tepeden tırnağa süzmek
226
Phrasals
muscle someone out of something
v.
birini zorla birşeyin dışında bırakmak/ekarte etmek
227
Phrasals
read someone out
v.
birine ağzına geleni söylemek
228
Phrasals
clear someone out
v.
birilerini dışarı çıkarmak
229
Phrasals
pitch someone out of something
v.
birini bir yerden atmak
230
Phrasals
cool someone out
v.
birisini sakinleştirmek
231
Phrasals
toss someone out
v.
birini bir yerden dışarıya atmak
232
Phrasals
watch out for someone
v.
birine göz kulak olmak
233
Phrasals
starve someone out
v.
birini aç bırakarak bir yerden çıkmaya zorlamak
234
Phrasals
hide out from someone
v.
birinden gizlenmek
235
Phrasals
ask someone out to something
v.
Birini dışarıya bir şey (yemek vb.) için davet etmek
236
Phrasals
muscle someone out
v.
birini zorla birşeyin dışında bırakmak/ekarte etmek
237
Phrasals
clear someone out of some place
v.
birilerini dışarı çıkarmak
238
Phrasals
rent something out to someone
v.
bir şeyi birine kiralamak
239
Phrasals
walk someone out
v.
birine dışarıya kadar eşlik etmek
240
Phrasals
sign someone out
v.
birinin çıkışını/ayrılışını kaydetmek
241
Phrasals
hurl someone out of some place
v.
birilerini bir yerden atmak/kovmak
242
Phrasals
run out at someone
v.
birine saldırmak
243
Phrasals
root someone or something out of something
v.
bir şeyi kökünden söküp çıkarmak/atmak
244
Phrasals
chase someone out of somewhere
v.
birinin bir yerden gitmesini sağlamak
245
Phrasals
roust someone out
v.
birini bir yerden karga tulumba çıkarmak
246
Phrasals
close someone out of something
v.
birinin bir yere girmesini engellemek
247
Phrasals
throw someone out of something
v.
birini bir yerden atmak
248
Phrasals
psych someone out
v.
birini çözmek/anlamak
249
Phrasals
root someone or something out of something
v.
birinden tümüyle kurtulmak
250
Phrasals
knock someone out
v.
birini yıpratmak
251
Phrasals
step out on someone
v.
birini aldatmak
252
Phrasals
close someone out of something
v.
birisine bir yerin kapılarını kapamak
253
Phrasals
psych someone out
v.
birini heyecanlandırmak/aklını kaybettirmek
254
Phrasals
chuck someone out
v.
birini yaka paça dışarı atmak
255
Phrasals
roust someone out of something
v.
birini bir yerden karga tulumba çıkarmak
256
Phrasals
drum someone out of something
v.
birisini bir gruptan/üyelikten çıkarmak
257
Phrasals
jerk someone out
v.
birini bir yerden hızla/aniden çekmek
258
Phrasals
sign someone out of some place
v.
birinin çıkışını/ayrılışını kaydetmek
259
Phrasals
hide out from someone
v.
birinden saklanmak
260
Phrasals
knock someone out
v.
birini çok yormak
261
Phrasals
figure someone out
v.
birini çözmek/anlamak
262
Phrasals
flake out on someone
v.
birini son anda ekmek
263
Phrasals
usher someone or something out
v.
birine (bir yerden çıkarken) eşlik etmek
264
Phrasals
sell someone out
v.
birini satmak/ortada bırakmak
265
Phrasals
roust someone out
v.
birini bir yerden zorla/ite kaka çıkarmak
266
Phrasals
force someone out of something
v.
birini bir yerden zorla/ite kaka çıkarmak
267
Phrasals
toss someone out of something
v.
birini bir yerden dışarıya atmak
268
Phrasals
chuck someone out of some place
v.
birini yaka paça dışarı atmak
269
Phrasals
starve someone out of some place
v.
birini aç bırakarak bir yerden çıkmaya zorlamak
270
Phrasals
order someone out
v.
birine dışarıya çıkmasını söylemek/emretmek
271
Phrasals
hoodwink someone out of something
v.
birini dolandırmak
272
Phrasals
throw someone out of some place
v.
birini bir yerden dışarıya atmak
273
Phrasals
chase someone out of somewhere
v.
birini bir yerden defetmek/kovmak
274
Phrasals
close someone out
v.
birisine bir yerin kapılarını kapamak
275
Phrasals
close someone out
v.
birinin bir yere girmesini engellemek
276
Phrasals
order someone out of some place
v.
birine dışarıya çıkmasını söylemek/emretmek
277
Phrasals
hoodwink someone out of something
v.
birini üç kağıda getirerek bir şeyini almak/çarpmak
278
Phrasals
usher someone or something out of some place
v.
birine (bir yerden çıkarken) eşlik etmek
279
Phrasals
hurl someone out
v.
birilerini bir yerden atmak/kovmak
280
Phrasals
look out for someone
v.
birine göz kulak olmak
281
Phrasals
knock someone out
v.
birini bitap düşürmek
282
Phrasals
diddle something out of someone
v.
dolandırarak almak
283
Phrasals
put (someone or an animal) out of something
v.
dışarıya çıkarmak/atmak
284
Phrasals
permit someone out (of something)
v.
çıkmasına izin vermek
285
Phrasals
pester someone out of something
v.
çileden çıkarmak
286
Phrasals
wheedle something out of someone
v.
dil dökerek edinmek
287
Phrasals
punch someone out
v.
döverek/yumruklayarak dize getirmek
288
Phrasals
hold out for someone
v.
çekinmek
289
Phrasals
put (someone or an animal) out
v.
dışarıya çıkarmak/atmak
290
Phrasals
include someone out of something
v.
dahil etmemek
291
Phrasals
hold out for someone
v.
geri durmak
292
Phrasals
defraud someone out of something
v.
hileyle/kandırarak bir şeyi iç etmek/götürmek
293
Phrasals
dry someone out
v.
içirmemek
294
Phrasals
dry someone out
v.
içki içmesine engel olmak
295
Phrasals
dry someone out
v.
içki içmemesini sağlamak
296
Phrasals
ration something out among someone
v.
karneye bağlamak
297
Phrasals
hound someone out (of something or some place)
v.
kovalayarak atmak/kovmak
298
Phrasals
chase someone out of some place
v.
kovalayarak atmak/kovmak
299
Phrasals
jolt someone out of something
v.
kendine getirmek
300
Phrasals
diddle someone out of something
v.
kandırmak
301
Phrasals
include someone out of something
v.
kapsamdan çıkarmak
302
Phrasals
flush someone out
v.
saklandıkları yuvalarından çıkartmak
303
Phrasals
flush someone out of some place
v.
saklandıkları yuvalarından çıkartmak
304
Phrasals
take someone out
v.
temizlemek (öldürmek)
305
Phrasals
pick someone out of something
v.
(bir gruptan/topluluktan/bir grup insan arasından) birini seçmek
306
Phrasals
swindle someone out of something
v.
(birinden bir şey) dolandırmak
307
Phrasals
sign someone out
v.
(kayıt defterine vb) birinin çıkışını/ayrılışını not etmek/yazmak
308
Phrasals
come out at someone
v.
üstüne saldırmak
309
Phrasals
swindle something out of someone
v.
(birinden bir şey) dolandırmak
310
Phrasals
turn someone or an animal out
v.
(bir yerden) çıkartmak
311
Phrasals
read someone out of something
v.
(birini) (bir örgütten vb) ihraç etmek
312
Phrasals
thrash something out of someone
v.
(zor kullanarak) konuşturmak
313
Phrasals
diddle someone out of something
v.
yutturmak
314
Phrasals
reach out to someone
v.
yardım elini uzatmak
315
Phrasals
blow someone out
v.
(tabancayla) öldürmek
316
Phrasals
win out over someone
v.
-e karşı galip gelmek/yenmek
317
Phrasals
come out towards someone
v.
üstüne saldırmak
318
Phrasals
reach out after someone
v.
(arkasından vb) elini uzatmak
319
Phrasals
lose out to someone or something
v.
-e kaybetmek
320
Phrasals
punch someone out
v.
(birini) yere sermek
321
Phrasals
pick someone out
v.
(bir gruptan/topluluktan/bir grup insan arasından) birini seçmek
322
Phrasals
lose out to someone or something
v.
-e mağlup olmak
323
Phrasals
wheedle something out of someone
v.
yalvararak almak
324
Phrasals
reach out to someone
v.
yardım istemek
325
Phrasals
ration something out among someone
v.
(idare edecek şekilde) paylaştırmak/bölüştürmek
326
Phrasals
maneuver someone out of something
v.
(hile/kandırarak) birini bir şeyi yapmaktan caydırmak
327
Phrasals
lose out to someone or something
v.
-e yenilmek
328
Phrasals
turn (someone or an animal) out of something
v.
(bir yerden) çıkartmak
329
Phrasals
mulct something out of someone
v.
(kandırarak/dolandırarak) elinden almak/çarpmak
330
Phrasals
start out with someone
v.
(bir çalışmaya vb) biri ile başlamak
331
Phrasals
hire someone out
v.
(bir görev için) birini tutmak
332
Phrasals
scratch someone out
v.
(birinin isimini) (listeden vb) çıkarmak
333
Phrasals
sign someone out of some place
v.
(kayıt defterine vb) birinin çıkışını/ayrılışını not etmek/yazmak
334
Phrasals
yank (someone or something) out of (something)
v.
çekip çıkarmak
335
Phrasals
yank (someone or something) out of (something)
v.
çekip almak
336
Phrasals
yank (someone or something) out of (something)
v.
zorla çıkarmak
337
Phrasals
yank someone or something out of something
v.
koparmak
338
Phrasals
yank someone or something out of something
v.
koparıp almak
339
Phrasals
yank someone or something out of something
v.
söküp çıkarmak
340
Phrasals
yank someone or something out of something
v.
sökmek
341
Phrasals
crop someone or something out
v.
(fotoğrafta) birini ya da bir şeyi silmek
342
Phrasals
crop someone or something out
v.
birini ya da bir şeyi fotoğraftan çıkarmak
343
Phrasals
deal someone out of something
v.
kart oyunlarında kart dağıtırken birini es geçmek
344
Phrasals
deal someone out of something
v.
birini bir şeyden çıkarmak
345
Phrasals
deal someone out
v.
kart oyunlarında kart dağıtırken birini es geçmek
346
Phrasals
deal someone out
v.
birini bir şeyden çıkarmak
347
Phrasals
drop (someone or something) out of
v.
(birini/bir şeyi) dışarı atmak
348
Phrasals
drop (someone or something) out of
v.
(birini/bir şeyi) bir yerden atmak
349
Phrasals
duke someone out
v.
nakavt etmek
350
Phrasals
duke someone out
v.
yere sermek/yıkmak
351
Phrasals
lease something (out) to someone
v.
birine bir şeyi kiralamak
352
Phrasals
lease something (out) to someone
v.
bir şeyi birine kiraya vermek
353
Phrasals
lease something (out) to someone
v.
birine bir şeyi kontratla kiraya vermek
354
Phrasals
lease something (out) to someone
v.
biriyle bir şey için kira sözleşmesi yapmak
355
Phrasals
exorcise something out of someone
v.
birinin içinden şeytan çıkartmak
356
Phrasals
expect something (out) of someone or something
v.
birinden/bir şeyden bir şey beklemek
357
Phrasals
expect something (out) of someone or something
v.
birinden/bir şeyden bir şey beklentisi içinde olmak
358
Phrasals
expect something (out) of someone or something
v.
birinin/bir şeyin kendinden bir şey katmasını beklemek
359
Phrasals
fence (someone or an animal) out
v.
çitle ayırmak
360
Phrasals
fence (someone or an animal) out
v.
çitle çevirerek bir şeyin girmesini engellemek
361
Phrasals
fiddle (someone) out of (something)
v.
(birinden bir şey) araklamak
362
Phrasals
fiddle (someone) out of (something)
v.
(birinden bir şey) çarpmak
363
Phrasals
fiddle (someone) out of (something)
v.
(birinden bir şey) sızdırmak
364
Phrasals
fiddle (someone) out of (something)
v.
(birinin bir şeyini) dolandırmak
365
Phrasals
fiddle (someone) out of (something)
v.
(birinin bir şeyini) hile ile almak
366
Phrasals
fiddle (someone) out of (something)
v.
(birinin bir şeyini) söğüşlemek
367
Phrasals
fiddle (someone) out of (something)
v.
(birinin bir şeyini) üçkağıtla elinden almak
368
Phrasals
find (someone or something) out
v.
bir şey duymak
369
Phrasals
find (someone or something) out
v.
bir şey haber almak
370
Phrasals
find (someone or something) out
v.
birinin çevirdiği işleri öğrenmek
371
Phrasals
find (someone or something) out
v.
birinin el altından yürüttüğü işleri öğrenmek
372
Phrasals
find (someone or something) out
v.
birinin gizliden gizliye yürüttüğü işleri öğrenmek
373
Phrasals
find (someone or something) out
v.
birinin iç yüzünü anlamak
374
Phrasals
find (someone or something) out
v.
birini çözmek
375
Phrasals
find (someone or something) out
v.
birini bulmak
376
Phrasals
find (someone or something) out
v.
birini ortaya çıkarmak
377
Phrasals
find (someone or something) out
v.
birini evde bulamamak
378
Phrasals
find (someone or something) out
v.
birinin evde olmadığını öğrenmek
379
Phrasals
find (someone or something) out
v.
birinin dışarıda olduğunu öğrenmek
380
Phrasals
find someone out
v.
birini evde bulamamak
381
Phrasals
find someone out
v.
birinin evde olmadığını öğrenmek
382
Phrasals
find someone out
v.
birinin dışarıda olduğunu öğrenmek
383
Phrasals
find someone out
v.
biri hakkında şaşırtıcı bir şey keşfetmek
384
Phrasals
find someone out
v.
biri hakkında şok edici bir şeyin farkına varmak
385
Phrasals
find someone out
v.
biri hakkında sarsıcı bir şey keşfetmek
386
Phrasals
find someone out
v.
biri hakkında korkunç bir şey keşfetmek
387
Phrasals
find someone out
v.
biri hakkında hayret verici bir şey bulmak
388
Phrasals
find someone out
v.
birinin iç yüzünü keşfetmek
389
Phrasals
stamp out (something) from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden bir şeyin) kökünü kurutmak
390
Phrasals
yell something out (at someone or something)
v.
(birine bir şeyi) bağırarak söylemek
391
Phrasals
yell something out (at someone or something)
v.
(birine bir şeyi) haykırarak söylemek
392
Phrasals
yell something out (at someone or something)
v.
bağırmak
393
Phrasals
yell something out (at someone or something)
v.
haykırmak
394
Phrasals
yell something out (at someone or something)
v.
feryat koparmak
395
Phrasals
yell something out (at someone or something)
v.
feryadı basmak
396
Phrasals
yell something out (at someone or something)
v.
yüksek sesle seslenmek
397
Phrasals
yell something out (at someone or something)
v.
duyurmak için bağırmak
398
Phrasals
go out for someone or something
v.
birini/bir şeyi geri getirmek için dışarı çıkmak
399
Phrasals
go out for someone or something
v.
birini/bir şeyi alıp getirmek için dışarı çıkmak
400
Phrasals
go out to (someone)
v.
(bir şeyi birine) yöneltmek
401
Phrasals
go out to (someone)
v.
(duygularını/hislerini birine) yöneltmek
402
Phrasals
go out to (someone)
v.
(birine) sempati duymak
403
Phrasals
go out to (someone)
v.
(duyguları) birinden yana olmak
404
Phrasals
go out to (someone)
v.
(birine bir duygu/his) göndermek
405
Phrasals
go out to (someone)
v.
(duygularıyla/hisleriyle) birinin yanında olmak
406
Phrasals
go out to someone
v.
birinin kalbi, şefkati, sevgisi biriyle olmak
407
Phrasals
hold (someone or something) out of (something)
v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) dışında tutmak
408
Phrasals
hold (someone or something) out of (something)
v.
(birini/bir şeyi bir şeyden) korumak
409
Phrasals
hold (someone or something) out of (something)
v.
(birini/bir şeyi bir şeyden) uzak tutmak
410
Phrasals
beguile someone out of something
v.
birini bir şeyden caydırmak
411
Phrasals
beguile someone out of something
v.
birini kandırıp bir şeyini almak
412
Phrasals
beguile someone out of something
v.
birini bir şeyinden etmek
413
Phrasals
bring someone out (on something)
v.
sahneye çıkarmak
414
Phrasals
bring someone out (on something)
v.
alkışlarla sahneye getirmek
415
Phrasals
come out to (someone or something)
v.
belli bir seviyeye gelmek
416
Phrasals
come out to (someone or something)
v.
belli bir miktara gelmek
417
Phrasals
come out to (someone)
v.
(birine) bir sırrını açmak
418
Phrasals
come out to (someone)
v.
(birine) heteroseksüel olmadığını açıklamak
419
Phrasals
feel someone out (about someone or something)
v.
birinin (biri veya bir şey hakkında) ağzını aramak/yoklamak
420
Phrasals
feel someone out (about someone or something)
v.
birinin (biri veya bir şey hakkında) nabzını yoklamak
421
Phrasals
feel someone out (about someone or something)
v.
birinin (biri veya bir şey hakkında) fikrini/görüşünü dolaylı yoldan öğrenmeye çalışmak
422
Phrasals
geek out about (someone or something)
v.
kendine özel ve başkaları arasında popüler olmayan bir hevesi/ilgisi hakkında heyecanlanmak
423
Phrasals
geek out about (someone or something)
v.
başkaları için önemi olmayan bir şeye sevinmek
424
Phrasals
geek out about (someone or something)
v.
başkalarının anlam veremediği bir şeye heyecanlanmak
425
Phrasals
geek out about (someone or something)
v.
kendi kendine sevinmek/heyecanlanmak
426
Phrasals
geek out over (someone or something)
v.
kendine özel ve başkaları arasında popüler olmayan bir hevesi/ilgisi hakkında heyecanlanmak
427
Phrasals
geek out over (someone or something)
v.
başkaları için önemi olmayan bir şeye sevinmek
428
Phrasals
geek out over (someone or something)
v.
başkalarının anlam veremediği bir şeye heyecanlanmak
429
Phrasals
geek out over (someone or something)
v.
kendi kendine sevinmek/heyecanlanmak
430
Phrasals
jut out over (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) kadar uzanmak
431
Phrasals
jut out over (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üzerine kadar çıkmak/uzamak
432
Phrasals
jut out over (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üzerine kadar genişlemek/yetişmek
433
Phrasals
mark someone or something out
v.
birini/bir şeyi listeden çıkarmak
434
Phrasals
mark someone or something out
v.
birinin/bir şeyin adını silmek
435
Phrasals
mark someone or something out
v.
birini/bir şeyi listeden silmek
436
Phrasals
mark someone or something out
v.
birini/bir şeyi listeden kaldırmak
437
Phrasals
mark someone or something out
v.
birini/bir şeyi işaretlemek
438
Phrasals
mark someone or something out
v.
birini/bir şeyi listede bir şeyin göstergesi olarak işaretlemek
439
Phrasals
parade (someone or an animal) out
v.
(biriyle/bir hayvanla) hava atmak
440
Phrasals
parade (someone or an animal) out
v.
(biriyle/bir hayvanla) piyasa yapmak
441
Phrasals
parade (someone or an animal) out
v.
(biriyle/bir hayvanla) havalı havalı geçmek
442
Phrasals
raise (someone or something) out of (some state)
v.
(birinin/bir şeyin içinde bulunduğu bir durumu) iyileştirmek
443
Phrasals
raise (someone or something) out of (some state)
v.
(birinin/bir şeyin içinde bulunduğu bir durumu) geliştirmek
444
Phrasals
raise (someone or something) out of (some state)
v.
(birinin/bir şeyin içinde bulunduğu bir durumu) düzeltmek
445
Phrasals
raise (someone or something) out of (some state)
v.
(birinin/bir şeyin içinde bulunduğu bir durumu) yükseltmek
446
Phrasals
row (someone or something) out to something
v.
(birini/bir şeyi) kayıkla bir yere götürmek
447
Phrasals
row (someone or something) out to something
v.
(birini/bir şeyi) kayıkla kıyıdan alıp bir yere götürmek
448
Phrasals
row (someone or something) out to something
v.
(birini/bir şeyi) kayıkla kıyıdan uzak bir yere götürmek
449
Phrasals
row (someone or something) out to something
v.
(birini/bir şeyi) kayıkla kıyıdan açıktaki bir yere götürmek
450
Phrasals
snatch (someone or something) out of (something)
v.
(birini/bir şeyi bir şeyden) çekip almak
451
Phrasals
snatch (someone or something) out of (something)
v.
(birini/bir şeyi bir şeyden) kapmak
452
Phrasals
snatch (someone or something) out of (something)
v.
(birini/bir şeyi bir şeyden) zorla almak
453
Phrasals
squeeze (something) out of (someone)
v.
(birinden bir şey) sızdırmak
454
Phrasals
squeeze (something) out of (someone)
v.
(birini bir şey) yapması/vermesi için sıkıştırmak
455
Phrasals
squeeze (something) out of (someone)
v.
(birini bir şey) yapmaya/vermeye zorlamak
456
Phrasals
stake someone or something out
v.
birini/bir şeyi gözlem altına almak
457
Phrasals
stake someone or something out
v.
birini bir şeyi/birini gözlemleyebileceği bir yere dikmek
458
Phrasals
stake someone or something out
v.
birini bir şeyi/birini gözlemleyebileceği bir yere koymak
459
Phrasals
stake someone or something out
v.
birinin/bir şeyin başına adam dikmek
460
Phrasals
stake someone or something out
v.
bir yere adam dikmek
461
Phrasals
strike out (at someone or something)
v.
(birine/bir şeye) vurmak
462
Phrasals
strike out (at someone or something)
v.
(birine/bir şeye) çakmak
463
Phrasals
take someone or something out of something
v.
birini/bir şeyi bir şeyden çıkarmak
464
Phrasals
take someone or something out of something
v.
birini/bir şeyi bir yerden dışarı çıkarmak
465
Phrasals
and take someone or something out
v.
birini/bir şeyi bir şeyden çıkarmak
466
Phrasals
and take someone or something out
v.
birini/bir şeyi bir yerden dışarı çıkarmak
467
Phrasals
take something out of someone or something
v.
bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çıkarmak
468
Phrasals
take something out of someone or something
v.
bir şeyi birinin/bir şeyin içinden almak
469
Phrasals
take something out of someone or something
v.
bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çekip çıkarmak
470
Phrasals
take something out of someone or something
v.
bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çekip almak
471
Phrasals
tease out of (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) ağzından laf almak
472
Phrasals
tease out of (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) yavaş yavaş bilgi sızdırmak
473
Phrasals
tease out of (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) yavaş yavaş deşifre etmek
474
Phrasals
tease out of (someone or something)
v.
(birini/bir hayvanı) bir yerden çıkması için cezbetmek
475
Phrasals
tease out of (someone or something)
v.
(birini/bir hayvanı) bir yerden dışarı çekmek
476
Phrasals
tease out of (someone or something)
v.
(birini/bir hayvanı) bir yerden çıkmak için baştan çıkarmak
477
Phrasals
tease out of (someone or something)
v.
(birini/bir hayvanı) bir yerden çıkması için kandırmak
478
Phrasals
tease out of (someone or something)
v.
(birinin/bir hayvanın) bir yerden çıkması için aklını çelmek
479
Phrasals
thaw someone or something out
v.
birini/bir şeyi ısıtmak
480
Phrasals
thaw someone or something out
v.
birinin/bir şeyin yavaş yavaş buzunu çözmek
481
Phrasals
thaw someone or something out
v.
birini/bir şeyi ısıtarak buzunu çözmek
482
Phrasals
try something out on someone
v.
bir şeyi birinin üstünde denemek
483
Phrasals
try something out on someone
v.
bir şeyi birinin üstünde test etmek
484
Phrasals
try something out on someone
v.
birinin bir şey hakkındaki görüşünü/geribildirimini almak
485
Phrasals
try something out on someone
v.
birinin bir şey karşısındaki tepkisini görmek/ölçmek
486
Phrasals
wash someone out
v.
gücünü tüketmek
487
Phrasals
wash someone out
v.
canlılığını almak
488
Phrasals
wash someone out
v.
kırıp geçirmek
489
Phrasals
wring (something) out of (someone)
v.
(birine) baskıyla (bir şey) yaptırmak
490
Phrasals
wring (something) out of (someone)
v.
(birini) sıkıştırıp (bir şey) yapmasını sağlamak
491
Phrasals
wring (something) out of (someone)
v.
(birini bir şey) yapmaya ikna/razı etmek
492
Phrasals
wring something out of someone
v.
birine zorla bir şey söyletmek
493
Phrasals
wring something out of someone
v.
birinin ağzından zorla laf almak
494
Phrasals
wring something out of someone
v.
birinden zorla bilgi sızdırmak
495
Phrasals
lay someone out
v.
birinin naaşını cenazeye/gömülmeye hazırlamak
496
Phrasals
inveigle someone out of something
v.
birini kandırıp bir şeyinden etmek
497
Phrasals
inveigle someone out of something
v.
birinin aklını çelip bir şeyinden etmek
498
Phrasals
inveigle someone out of something
v.
birini hileyle/üçkağıtla bir şeyinden etmek
499
Phrasals
inveigle someone out of something
v.
birinin bir şeyini dolandırmak
500
Phrasals
inveigle something out of someone
v.
birini kandırıp bir şeyini almak/ele geçirmek
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of out someone
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy