out someone - Turc Anglais Dictionnaire

out someone

Sens de "out someone" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
Phrasals
find (someone or something) out v. bir şey öğrenmek
As soon as we find out anything, we will contact you.
Bir şey öğrenir öğrenmez sizinle irtibata geçeceğiz.

More Sentences
come out to (someone) v. (birine) açılmak
Once you come out to your parents, you will be very relieved.
Ailenize açıldığınızda çok rahatlayacaksınız.

More Sentences
General
throw someone out of the house n. evden kovmak
put someone out to pasture v. birini emekliye ayırmak
place something out of someone 's reach v. bir şeyi biri için imkansız hale getirmek
leave someone out in the cold v. birine hiç haber vermemek
knock someone out v. yere yıkmak (birini)
wheedle something out of someone v. dil dökerek birinden bir şey koparmak
start someone out as v. birini belirli bir işte çalışmaya başlatmak
leave someone out in the cold v. birine hiçbir şey vermemek
throw someone out of work v. birinin işsiz kalmasına sebep olmak
starve someone out v. birini aç bırakarak teslim olmaya zorlamak
show someone out v. birini kapıya kadar uğurlamak
tire someone out v. birini çok yormak
drive someone out of his mind v. çileden çıkarmak
get someone out of the way v. birini kenara çekmek
coax something out of someone v. birini tatlı sözlerle kandırarak bir şey elde etmek
fag someone out v. birini çok yormak
push someone out of v. birini iterek (bir yerden) çıkarmak
get someone out of the way v. etkisiz hale getirmek
hustle someone out of v. birini apar topar bir yerden çıkarmak
bail someone out v. birine kefalet ederek tahliyesini sağlamak
jolly someone out of v. tatlı sözlerle birini bir şeyden vazgeçirmek
flush someone out v. birini saklandığı yerden çıkarmak
kick someone out v. birini işten çıkarmak
smoke someone out v. içinde bulunduğu yeri dumanla doldurarak dışarı çıkarmak
get someone out of the way v. birini devredışı etmek
lock someone out v. kapıyı kilitleyerek birini dışarıda bırakmak
fag someone out v. birinin turşusunu çıkarmak
push someone out v. safdışı etmek (birini)
lock someone out of v. kapıyı kilitleyerek birinin bir yere girmesini engellemek
place something out of someone 's reach v. bir şeyi birinin erişemeyeceği bir yere koymak
push someone out v. bertaraf etmek (birini)
kick someone out v. birini kapı dışarı etmek
argue someone out of something v. tartışarak birini bir şeyden vazgeçirmek
not to let someone out of sight v. gözünden hiç kaçırmamak
knock out (someone) v. birini yere yıkmak
bring out the best in someone v. birinin içindeki cevheri çıkarmak
vote someone out v. birine oy vermeyerek görevden uzaklaştırmak
put someone out of one's misery v. birini öldürmek
put someone out of one's misery v. öldürerek acılarına son vermek
put someone out of one's misery v. çaresine bakmak
put someone out of one's misery v. birini sıkıntılı bir durumdan kurtarmak
count someone out v. dahil etmemek
ask someone out v. çıkma teklif etmek
get something/someone out of the country v. yurt dışına çıkarmak
take something/someone out of the country v. yurt dışına çıkarmak
be put out with someone v. dargın olmak
sound someone out v. zarf atmak
sound someone out v. ağzını yoklamak
ask someone out v. çıkma teklifi etmek
stick one's tongue out at someone v. dilini çıkarmak
stick one's tongue out at someone v. dil çıkarmak
stick one's tongue out at someone v. birine dilini çıkarmak
give someone a share out of profit v. kardan pay vermek
sound someone out v. nabız ölçmek
sound someone out v. nabzını ölçmek
sort someone out v. sorun yaratan birisiyle uğraşmak
sound someone out v. nabzını tutmak
make hamburger out of someone v. birinin pestilini çıkarmak
make mincemeat out of someone v. birinin pestilini çıkarmak
sell out someone v. birini ekmek
sell out someone v. birini satmak
get the best out of someone v. birisinden alınabilecek maksimum miktarı almak
scare someone out of their wits v. birini çok feci korkutmak
keep someone out of harm's way v. kötülüklerden uzak tutmak
take it out of someone v. bütün gücünü tüketmek
frighten someone out of their wits v. birini çok feci korkutmak
toss someone out of the door v. karga tulumba kapı dışarı etmek
scout someone out v. hakkında bilgi toplamak
throw someone out of the house v. evden atmak
kick someone out of the house v. evden atmak
kick someone out of the house v. evden kovmak
go out with someone v. birisiyle çıkmak
boot someone out v. birisini bir yerden kovmak
kick someone out v. birisini bir yerden kovmak
kick someone out v. birisini tekmeleyerek atmak/çıkarmak/kovmak
boot someone out v. birisini tekmeleyerek atmak/çıkarmak/kovmak
bark something out at someone v. bağırıp çağırmak
bark something out to someone v. bağırıp çağırmak
bark something out at someone v. bağırarak söylemek
bark something out to someone v. bağırarak söylemek
bawl someone out v. yüksek sesle azarlamak
bawl someone out v. iyice azarlamak
give someone a good bawling out v. iyice azarlamak
take someone out to dinner v. birisini yemeğe çıkarmak
throw someone out of a window v. birisini pencereden atmak
talk someone out of doing something v. birisini (kararında vb) vazgeçirmek
talk someone out of doing something v. birisini bir şeyi yapmaması konusunda ikna etmek
send someone out on an errand v. birini ayak işleri/getir götür için dışarı yollamak
start calling someone out of the clear blue v. birini birdenbire (telefonla) aramaya başlamak
fake someone out of something v. birinden bir şeyi kandırarak almak
cast someone out of the community v. toplumdan dışlamak
gouge something out of someone v. birinden bir şey çarpmak
help someone out financially v. birine maddi destek vermek
take someone out to dinner v. birini akşam yemeğine götürmek/çıkarmak
take someone out to lunch v. birini öğle yemeğine götürmek/çıkarmak
keep/leave/put someone out in the cold v. birini soğukta dışarıda bekletmek/tutmak/bırakmak
lend something out to someone v. birine bir şeyi ödünç vermek
want someone back out on the street v. birinin sokaklara geri dönmesini istemek
kick out someone v. işten atmak
stress someone out v. birini strese sokmak
send someone out of the room v. birini odadan yollamak/göndermek
start someone out at $1000 v. birini 1000 dolarla işe başlatmak
argue someone out of something v. caydırmak
argue someone out of something v. vazgeçirmek
throw someone out of the class v. birini sınıftan atmak
put out an mpr on someone v. birisi için kayıp ilanı vermek
take one's anger out on someone/something v. acısını çıkarmak
cut out someone from a photograph v. birini bir fotoğraftan çıkartmak
trim out someone from a photograph v. birini bir fotoğraftan çıkartmak
take someone out to lunch v. birisini yemeğe çıkarmak
winkle information out of someone v. birinden kendi isteği olmadan bilgi elde etmek
help someone out v. birine yardımcı olmak
Phrasals
check someone or something out (of something) n. birinin/bir şeyin (bir yerden) çıkışını yapmak
check someone or something out (of something) n. birinin/bir şeyin (bir yerden) çıkış kaydını yapmak
check someone or something out (of something) n. birinin/bir şeyin (bir yerden) hesabını keserek ayrılmasını sağlamak
read someone out of something v. birini (siyasi parti vb. gibi) bir kuruluştan çıkarmak
bilk someone out of something v. bir şeyi birisinden usulsüz bir biçimde ve kişisel çıkarları için almak
bilk someone out of something v. iç etmeye çalışmak
bilk someone out of something v. üstüne konmaya/yatmaya çalışmak
blot someone or something out v. unutmak
blot someone or something out v. maziye/geçmişe gömmek
bluff (someone) out of (something) v. kafalamak
bluff (someone) out of (something) v. kandırmak
bluff (someone) out of (something) v. istediğini yaptırmak
bluff (someone) out of (something) v. oyuna getirmek
bluff (someone) out of (something) v. aklını çelmek
bluff (someone) out of (something) v. uyutmak (kandırmak)
bomb (someone or something) out v. havaya uçurmak
bomb (someone or something) out v. patlatmak
bomb (someone or something) out v. gümletmek
bomb (someone or something) out v. (bombayla) dışarıya çıkartmak
bomb someone out v. havaya uçurmak
bomb someone out v. patlatmak
bomb someone out v. gümletmek
beat (something) out of (someone or something) v. zorla/döve döve ağzından laf almak
beat (something) out of (someone or something) v. zorla/döve döve söyletmek
beat (something) out of (someone or something) v. zorla/döve döve elinden almak
beat (something) out of (someone or something) v. tozunu silkmek
beat (something) out of (someone or something) v. silkelemek
beat (something) out of (someone or something) v. tokaçlamak
beat (something) out of (someone or something) v. temizlemek/lekesini çıkarmak için çok/defalarca uğraşmak
beat someone or something out v. yenmek
beat someone or something out v. galip gelmek
beat someone or something out v. geçmek
beat someone or something out v. mağlup etmek
beat someone out v. geçmek
beat someone out v. yenmek
beat someone out v. alt etmek
beat someone out v. daha iyi iş çıkarmak/yapmak
beat someone/something out v. geçmek
beat someone/something out v. yenmek
beat someone/something out v. alt etmek
beat someone/something out v. daha iyi iş çıkarmak/yapmak
beguile (someone) out of (something) v. (birini) kandırarak elinden (bir şeyini) almak
beguile (someone) out of (something) v. (birini) üçkağıda getirerek elinden (bir şeyini) almak
beguile (someone) out of (something) v. (birini) dolandırarak elinden (bir şeyini) almak
beguile (someone) out of (something) v. (birinin) elinden hileyle (bir şeyini) almak
beguile (someone) out of (something) v. (birinin) üçkağıt ile (bir şeyini) almak
beguile (someone) out of (something) v. (birinden) para/eşya/takı koparmak
beguile someone out of something v. (birini bir şey) yapmaktan vazgeçirmek
beguile someone out of something v. (birini bir şey) caydırmak
beguile someone out of something v. (birini bir şey) yapmaması için kandırmak
beguile someone out of something v. (birini bir şey) yapmaması için ayartmak
beguile someone out of something v. (birini bir şey) yapmamaya ikna etmek
beguile someone out of something v. allem etmek kallem etmek
beguile someone out of something v. (birinin bir şey) yapmaması için her türlü çareye başvurmak
beguile someone out of something v. (birini) kandırarak elinden (bir şeyini) almak
beguile someone out of something v. (birini) üçkağıda getirerek elinden (bir şeyini) almak
beguile someone out of something v. (birini) dolandırarak elinden (bir şeyini) almak
beguile someone out of something v. (birinin) elinden hileyle (bir şeyini) almak
beguile someone out of something v. (birinin) üçkağıt ile (bir şeyini) almak
beguile someone out of something v. (birinden) para/eşya/takı koparmak
bring (someone or something) out of (somewhere or someone) v. (bir yerden/durumdan) çıkmasını sağlamak
bring (someone or something) out of (somewhere or someone) v. (bir yerden/durumdan) ortaya çıkmasını/kurtulmasını sağlamak
bring (someone or something) out of (somewhere or someone) v. ağzından laf almak
bring (someone or something) out of (somewhere or someone) v. ağzından zorla/gıdım gıdım laf almak
bring (someone or something) out of (somewhere or someone) v. konuşturmak
bring (someone or something) out of (somewhere or someone) v. söyletmek
bring someone or something out of something v. (bir yerden/durumdan) çıkmasını sağlamak
bring someone or something out of something v. (bir yerden/durumdan) ortaya çıkmasını/kurtulmasını sağlamak
bring someone or something out of something v. sokağa/balkonlara dökmek
bring someone or something out v. (bir yerden/durumdan) çıkmasını sağlamak
bring someone or something out v. (bir yerden/durumdan) ortaya çıkmasını/kurtulmasını sağlamak
bring someone or something out v. sokağa/balkonlara dökmek
bring something out of someone v. ağzından laf almak
bring something out of someone v. ağzından zorla/gıdım gıdım laf almak
bring something out of someone v. konuşturmak
bring something out of someone v. söyletmek
bring (someone) back out v. (alkışlarla tekrar) sahneye çağırmak
bring (someone) back out v. bis yapmak
bring someone back out v. (alkışlarla tekrar) sahneye çağırmak
bring someone back out v. bis yapmak
burn someone out of something v. yangın nedeniyle bulunduğu yeri terk etmek zorunda bıraktırmak
burn someone out v. yangın nedeniyle bulunduğu yeri terk etmek zorunda bıraktırmak
put (someone or an animal) out of something v. (birini/bir hayvanı bir yerden) dışarı çıkarmak
put (someone or an animal) out of something v. (birini/bir hayvanı bir yerden) çıkmaya zorlamak
con (someone) out of (something) v. birini yolmak
con (someone) out of (something) v. para söğüşlemek
con (someone) out of (something) v. (para, mal) çarpmak
con (someone) out of (something) v. (para, takı) çökmek
con someone out of something v. birini yolmak
con someone out of something v. para söğüşlemek
con someone out of something v. (para, mal) çarpmak
con someone out of something v. (para, takı) çökmek
conduct (someone or something) out of (some place) v. (birini ya da bir şeyi bir yerden) çıkarmak
conduct (someone or something) out of (some place) v. (birini ya da bir şeyi bir yerden) dışarı götürmek
conduct someone out of something v. birini bir yerden ya da bir şeyden dışarı çıkarmak
conduct someone out of something v. dışarı çıkarmak
conduct someone out of something v. götürmek
conduct someone out of something v. dışarıya kadar eşlik etmek
chart something out (for someone or something) v. (birine) yol haritası çıkarmak
chart something out (for someone or something) v. (biri için) gidilecek yolu planlamak
chart something out (for someone or something) v. (biri için) güzergahı belirlemek
phase someone or something out v. aşamalı olarak devre dışı bırakmak
phase someone or something out of something v. aşamalı olarak devre dışı bırakmak
jolt someone out of something v. ayıltmak
count someone out for something v. birisini bir organizasyona vb dahil etmemek
slash out at someone v. bıçakla saldırmak
time someone out v. birinin çıkış/gidiş/ayrılış saatini kaydetmek
roust someone out of something v. birini bir yerden zorla/ite kaka çıkarmak
pitch someone out v. birini bir yerden atmak
help someone out with something v. birine bir alanda/konuda yardımcı olmak
scope someone out v. birini tepeden tırnağa süzmek
muscle someone out of something v. birini zorla birşeyin dışında bırakmak/ekarte etmek
read someone out v. birine ağzına geleni söylemek
clear someone out v. birilerini dışarı çıkarmak
pitch someone out of something v. birini bir yerden atmak
cool someone out v. birisini sakinleştirmek
toss someone out v. birini bir yerden dışarıya atmak
watch out for someone v. birine göz kulak olmak
starve someone out v. birini aç bırakarak bir yerden çıkmaya zorlamak
hide out from someone v. birinden gizlenmek
ask someone out to something v. Birini dışarıya bir şey (yemek vb.) için davet etmek
muscle someone out v. birini zorla birşeyin dışında bırakmak/ekarte etmek
clear someone out of some place v. birilerini dışarı çıkarmak
rent something out to someone v. bir şeyi birine kiralamak
walk someone out v. birine dışarıya kadar eşlik etmek
sign someone out v. birinin çıkışını/ayrılışını kaydetmek
hurl someone out of some place v. birilerini bir yerden atmak/kovmak
run out at someone v. birine saldırmak
root someone or something out of something v. bir şeyi kökünden söküp çıkarmak/atmak
chase someone out of somewhere v. birinin bir yerden gitmesini sağlamak
roust someone out v. birini bir yerden karga tulumba çıkarmak
close someone out of something v. birinin bir yere girmesini engellemek
throw someone out of something v. birini bir yerden atmak
psych someone out v. birini çözmek/anlamak
root someone or something out of something v. birinden tümüyle kurtulmak
knock someone out v. birini yıpratmak
step out on someone v. birini aldatmak
close someone out of something v. birisine bir yerin kapılarını kapamak
psych someone out v. birini heyecanlandırmak/aklını kaybettirmek
chuck someone out v. birini yaka paça dışarı atmak
roust someone out of something v. birini bir yerden karga tulumba çıkarmak
drum someone out of something v. birisini bir gruptan/üyelikten çıkarmak
jerk someone out v. birini bir yerden hızla/aniden çekmek
sign someone out of some place v. birinin çıkışını/ayrılışını kaydetmek
hide out from someone v. birinden saklanmak
knock someone out v. birini çok yormak
figure someone out v. birini çözmek/anlamak
flake out on someone v. birini son anda ekmek
usher someone or something out v. birine (bir yerden çıkarken) eşlik etmek
sell someone out v. birini satmak/ortada bırakmak
roust someone out v. birini bir yerden zorla/ite kaka çıkarmak
force someone out of something v. birini bir yerden zorla/ite kaka çıkarmak
toss someone out of something v. birini bir yerden dışarıya atmak
chuck someone out of some place v. birini yaka paça dışarı atmak
starve someone out of some place v. birini aç bırakarak bir yerden çıkmaya zorlamak
order someone out v. birine dışarıya çıkmasını söylemek/emretmek
hoodwink someone out of something v. birini dolandırmak
throw someone out of some place v. birini bir yerden dışarıya atmak
chase someone out of somewhere v. birini bir yerden defetmek/kovmak
close someone out v. birisine bir yerin kapılarını kapamak
close someone out v. birinin bir yere girmesini engellemek
order someone out of some place v. birine dışarıya çıkmasını söylemek/emretmek
hoodwink someone out of something v. birini üç kağıda getirerek bir şeyini almak/çarpmak
usher someone or something out of some place v. birine (bir yerden çıkarken) eşlik etmek
hurl someone out v. birilerini bir yerden atmak/kovmak
look out for someone v. birine göz kulak olmak
knock someone out v. birini bitap düşürmek
diddle something out of someone v. dolandırarak almak
put (someone or an animal) out of something v. dışarıya çıkarmak/atmak
permit someone out (of something) v. çıkmasına izin vermek
pester someone out of something v. çileden çıkarmak
wheedle something out of someone v. dil dökerek edinmek
punch someone out v. döverek/yumruklayarak dize getirmek
hold out for someone v. çekinmek
put (someone or an animal) out v. dışarıya çıkarmak/atmak
include someone out of something v. dahil etmemek
hold out for someone v. geri durmak
defraud someone out of something v. hileyle/kandırarak bir şeyi iç etmek/götürmek
dry someone out v. içirmemek
dry someone out v. içki içmesine engel olmak
dry someone out v. içki içmemesini sağlamak
ration something out among someone v. karneye bağlamak
hound someone out (of something or some place) v. kovalayarak atmak/kovmak
chase someone out of some place v. kovalayarak atmak/kovmak
jolt someone out of something v. kendine getirmek
diddle someone out of something v. kandırmak
include someone out of something v. kapsamdan çıkarmak
flush someone out v. saklandıkları yuvalarından çıkartmak
flush someone out of some place v. saklandıkları yuvalarından çıkartmak
take someone out v. temizlemek (öldürmek)
pick someone out of something v. (bir gruptan/topluluktan/bir grup insan arasından) birini seçmek
swindle someone out of something v. (birinden bir şey) dolandırmak
sign someone out v. (kayıt defterine vb) birinin çıkışını/ayrılışını not etmek/yazmak
come out at someone v. üstüne saldırmak
swindle something out of someone v. (birinden bir şey) dolandırmak
turn someone or an animal out v. (bir yerden) çıkartmak
read someone out of something v. (birini) (bir örgütten vb) ihraç etmek
thrash something out of someone v. (zor kullanarak) konuşturmak
diddle someone out of something v. yutturmak
reach out to someone v. yardım elini uzatmak
blow someone out v. (tabancayla) öldürmek
win out over someone v. -e karşı galip gelmek/yenmek
come out towards someone v. üstüne saldırmak
reach out after someone v. (arkasından vb) elini uzatmak
lose out to someone or something v. -e kaybetmek
punch someone out v. (birini) yere sermek
pick someone out v. (bir gruptan/topluluktan/bir grup insan arasından) birini seçmek
lose out to someone or something v. -e mağlup olmak
wheedle something out of someone v. yalvararak almak
reach out to someone v. yardım istemek
ration something out among someone v. (idare edecek şekilde) paylaştırmak/bölüştürmek
maneuver someone out of something v. (hile/kandırarak) birini bir şeyi yapmaktan caydırmak
lose out to someone or something v. -e yenilmek
turn (someone or an animal) out of something v. (bir yerden) çıkartmak
mulct something out of someone v. (kandırarak/dolandırarak) elinden almak/çarpmak
start out with someone v. (bir çalışmaya vb) biri ile başlamak
hire someone out v. (bir görev için) birini tutmak
scratch someone out v. (birinin isimini) (listeden vb) çıkarmak
sign someone out of some place v. (kayıt defterine vb) birinin çıkışını/ayrılışını not etmek/yazmak
yank (someone or something) out of (something) v. çekip çıkarmak
yank (someone or something) out of (something) v. çekip almak
yank (someone or something) out of (something) v. zorla çıkarmak
yank someone or something out of something v. koparmak
yank someone or something out of something v. koparıp almak
yank someone or something out of something v. söküp çıkarmak
yank someone or something out of something v. sökmek
crop someone or something out v. (fotoğrafta) birini ya da bir şeyi silmek
crop someone or something out v. birini ya da bir şeyi fotoğraftan çıkarmak
deal someone out of something v. kart oyunlarında kart dağıtırken birini es geçmek
deal someone out of something v. birini bir şeyden çıkarmak
deal someone out v. kart oyunlarında kart dağıtırken birini es geçmek
deal someone out v. birini bir şeyden çıkarmak
drop (someone or something) out of v. (birini/bir şeyi) dışarı atmak
drop (someone or something) out of v. (birini/bir şeyi) bir yerden atmak
duke someone out v. nakavt etmek
duke someone out v. yere sermek/yıkmak
lease something (out) to someone v. birine bir şeyi kiralamak
lease something (out) to someone v. bir şeyi birine kiraya vermek
lease something (out) to someone v. birine bir şeyi kontratla kiraya vermek
lease something (out) to someone v. biriyle bir şey için kira sözleşmesi yapmak
exorcise something out of someone v. birinin içinden şeytan çıkartmak
expect something (out) of someone or something v. birinden/bir şeyden bir şey beklemek
expect something (out) of someone or something v. birinden/bir şeyden bir şey beklentisi içinde olmak
expect something (out) of someone or something v. birinin/bir şeyin kendinden bir şey katmasını beklemek
fence (someone or an animal) out v. çitle ayırmak
fence (someone or an animal) out v. çitle çevirerek bir şeyin girmesini engellemek
fiddle (someone) out of (something) v. (birinden bir şey) araklamak
fiddle (someone) out of (something) v. (birinden bir şey) çarpmak
fiddle (someone) out of (something) v. (birinden bir şey) sızdırmak
fiddle (someone) out of (something) v. (birinin bir şeyini) dolandırmak
fiddle (someone) out of (something) v. (birinin bir şeyini) hile ile almak
fiddle (someone) out of (something) v. (birinin bir şeyini) söğüşlemek
fiddle (someone) out of (something) v. (birinin bir şeyini) üçkağıtla elinden almak
find (someone or something) out v. bir şey duymak
find (someone or something) out v. bir şey haber almak
find (someone or something) out v. birinin çevirdiği işleri öğrenmek
find (someone or something) out v. birinin el altından yürüttüğü işleri öğrenmek
find (someone or something) out v. birinin gizliden gizliye yürüttüğü işleri öğrenmek
find (someone or something) out v. birinin iç yüzünü anlamak
find (someone or something) out v. birini çözmek
find (someone or something) out v. birini bulmak
find (someone or something) out v. birini ortaya çıkarmak
find (someone or something) out v. birini evde bulamamak
find (someone or something) out v. birinin evde olmadığını öğrenmek
find (someone or something) out v. birinin dışarıda olduğunu öğrenmek
find someone out v. birini evde bulamamak
find someone out v. birinin evde olmadığını öğrenmek
find someone out v. birinin dışarıda olduğunu öğrenmek
find someone out v. biri hakkında şaşırtıcı bir şey keşfetmek
find someone out v. biri hakkında şok edici bir şeyin farkına varmak
find someone out v. biri hakkında sarsıcı bir şey keşfetmek
find someone out v. biri hakkında korkunç bir şey keşfetmek
find someone out v. biri hakkında hayret verici bir şey bulmak
find someone out v. birinin iç yüzünü keşfetmek
stamp out (something) from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden bir şeyin) kökünü kurutmak
yell something out (at someone or something) v. (birine bir şeyi) bağırarak söylemek
yell something out (at someone or something) v. (birine bir şeyi) haykırarak söylemek
yell something out (at someone or something) v. bağırmak
yell something out (at someone or something) v. haykırmak
yell something out (at someone or something) v. feryat koparmak
yell something out (at someone or something) v. feryadı basmak
yell something out (at someone or something) v. yüksek sesle seslenmek
yell something out (at someone or something) v. duyurmak için bağırmak
go out for someone or something v. birini/bir şeyi geri getirmek için dışarı çıkmak
go out for someone or something v. birini/bir şeyi alıp getirmek için dışarı çıkmak
go out to (someone) v. (bir şeyi birine) yöneltmek
go out to (someone) v. (duygularını/hislerini birine) yöneltmek
go out to (someone) v. (birine) sempati duymak
go out to (someone) v. (duyguları) birinden yana olmak
go out to (someone) v. (birine bir duygu/his) göndermek
go out to (someone) v. (duygularıyla/hisleriyle) birinin yanında olmak
go out to someone v. birinin kalbi, şefkati, sevgisi biriyle olmak
hold (someone or something) out of (something) v. (birini/bir şeyi bir şeyin) dışında tutmak
hold (someone or something) out of (something) v. (birini/bir şeyi bir şeyden) korumak
hold (someone or something) out of (something) v. (birini/bir şeyi bir şeyden) uzak tutmak
beguile someone out of something v. birini bir şeyden caydırmak
beguile someone out of something v. birini kandırıp bir şeyini almak
beguile someone out of something v. birini bir şeyinden etmek
bring someone out (on something) v. sahneye çıkarmak
bring someone out (on something) v. alkışlarla sahneye getirmek
come out to (someone or something) v. belli bir seviyeye gelmek
come out to (someone or something) v. belli bir miktara gelmek
come out to (someone) v. (birine) bir sırrını açmak
come out to (someone) v. (birine) heteroseksüel olmadığını açıklamak
feel someone out (about someone or something) v. birinin (biri veya bir şey hakkında) ağzını aramak/yoklamak
feel someone out (about someone or something) v. birinin (biri veya bir şey hakkında) nabzını yoklamak
feel someone out (about someone or something) v. birinin (biri veya bir şey hakkında) fikrini/görüşünü dolaylı yoldan öğrenmeye çalışmak
geek out about (someone or something) v. kendine özel ve başkaları arasında popüler olmayan bir hevesi/ilgisi hakkında heyecanlanmak
geek out about (someone or something) v. başkaları için önemi olmayan bir şeye sevinmek
geek out about (someone or something) v. başkalarının anlam veremediği bir şeye heyecanlanmak
geek out about (someone or something) v. kendi kendine sevinmek/heyecanlanmak
geek out over (someone or something) v. kendine özel ve başkaları arasında popüler olmayan bir hevesi/ilgisi hakkında heyecanlanmak
geek out over (someone or something) v. başkaları için önemi olmayan bir şeye sevinmek
geek out over (someone or something) v. başkalarının anlam veremediği bir şeye heyecanlanmak
geek out over (someone or something) v. kendi kendine sevinmek/heyecanlanmak
jut out over (someone or something) v. (birine/bir şeye) kadar uzanmak
jut out over (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerine kadar çıkmak/uzamak
jut out over (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerine kadar genişlemek/yetişmek
mark someone or something out v. birini/bir şeyi listeden çıkarmak
mark someone or something out v. birinin/bir şeyin adını silmek
mark someone or something out v. birini/bir şeyi listeden silmek
mark someone or something out v. birini/bir şeyi listeden kaldırmak
mark someone or something out v. birini/bir şeyi işaretlemek
mark someone or something out v. birini/bir şeyi listede bir şeyin göstergesi olarak işaretlemek
parade (someone or an animal) out v. (biriyle/bir hayvanla) hava atmak
parade (someone or an animal) out v. (biriyle/bir hayvanla) piyasa yapmak
parade (someone or an animal) out v. (biriyle/bir hayvanla) havalı havalı geçmek
raise (someone or something) out of (some state) v. (birinin/bir şeyin içinde bulunduğu bir durumu) iyileştirmek
raise (someone or something) out of (some state) v. (birinin/bir şeyin içinde bulunduğu bir durumu) geliştirmek
raise (someone or something) out of (some state) v. (birinin/bir şeyin içinde bulunduğu bir durumu) düzeltmek
raise (someone or something) out of (some state) v. (birinin/bir şeyin içinde bulunduğu bir durumu) yükseltmek
row (someone or something) out to something v. (birini/bir şeyi) kayıkla bir yere götürmek
row (someone or something) out to something v. (birini/bir şeyi) kayıkla kıyıdan alıp bir yere götürmek
row (someone or something) out to something v. (birini/bir şeyi) kayıkla kıyıdan uzak bir yere götürmek
row (someone or something) out to something v. (birini/bir şeyi) kayıkla kıyıdan açıktaki bir yere götürmek
snatch (someone or something) out of (something) v. (birini/bir şeyi bir şeyden) çekip almak
snatch (someone or something) out of (something) v. (birini/bir şeyi bir şeyden) kapmak
snatch (someone or something) out of (something) v. (birini/bir şeyi bir şeyden) zorla almak
squeeze (something) out of (someone) v. (birinden bir şey) sızdırmak
squeeze (something) out of (someone) v. (birini bir şey) yapması/vermesi için sıkıştırmak
squeeze (something) out of (someone) v. (birini bir şey) yapmaya/vermeye zorlamak
stake someone or something out v. birini/bir şeyi gözlem altına almak
stake someone or something out v. birini bir şeyi/birini gözlemleyebileceği bir yere dikmek
stake someone or something out v. birini bir şeyi/birini gözlemleyebileceği bir yere koymak
stake someone or something out v. birinin/bir şeyin başına adam dikmek
stake someone or something out v. bir yere adam dikmek
strike out (at someone or something) v. (birine/bir şeye) vurmak
strike out (at someone or something) v. (birine/bir şeye) çakmak
take someone or something out of something v. birini/bir şeyi bir şeyden çıkarmak
take someone or something out of something v. birini/bir şeyi bir yerden dışarı çıkarmak
and take someone or something out v. birini/bir şeyi bir şeyden çıkarmak
and take someone or something out v. birini/bir şeyi bir yerden dışarı çıkarmak
take something out of someone or something v. bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çıkarmak
take something out of someone or something v. bir şeyi birinin/bir şeyin içinden almak
take something out of someone or something v. bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çekip çıkarmak
take something out of someone or something v. bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çekip almak
tease out of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) ağzından laf almak
tease out of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) yavaş yavaş bilgi sızdırmak
tease out of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) yavaş yavaş deşifre etmek
tease out of (someone or something) v. (birini/bir hayvanı) bir yerden çıkması için cezbetmek
tease out of (someone or something) v. (birini/bir hayvanı) bir yerden dışarı çekmek
tease out of (someone or something) v. (birini/bir hayvanı) bir yerden çıkmak için baştan çıkarmak
tease out of (someone or something) v. (birini/bir hayvanı) bir yerden çıkması için kandırmak
tease out of (someone or something) v. (birinin/bir hayvanın) bir yerden çıkması için aklını çelmek
thaw someone or something out v. birini/bir şeyi ısıtmak
thaw someone or something out v. birinin/bir şeyin yavaş yavaş buzunu çözmek
thaw someone or something out v. birini/bir şeyi ısıtarak buzunu çözmek
try something out on someone v. bir şeyi birinin üstünde denemek
try something out on someone v. bir şeyi birinin üstünde test etmek
try something out on someone v. birinin bir şey hakkındaki görüşünü/geribildirimini almak
try something out on someone v. birinin bir şey karşısındaki tepkisini görmek/ölçmek
wash someone out v. gücünü tüketmek
wash someone out v. canlılığını almak
wash someone out v. kırıp geçirmek
wring (something) out of (someone) v. (birine) baskıyla (bir şey) yaptırmak
wring (something) out of (someone) v. (birini) sıkıştırıp (bir şey) yapmasını sağlamak
wring (something) out of (someone) v. (birini bir şey) yapmaya ikna/razı etmek
wring something out of someone v. birine zorla bir şey söyletmek
wring something out of someone v. birinin ağzından zorla laf almak
wring something out of someone v. birinden zorla bilgi sızdırmak
lay someone out v. birinin naaşını cenazeye/gömülmeye hazırlamak
inveigle someone out of something v. birini kandırıp bir şeyinden etmek
inveigle someone out of something v. birinin aklını çelip bir şeyinden etmek
inveigle someone out of something v. birini hileyle/üçkağıtla bir şeyinden etmek
inveigle someone out of something v. birinin bir şeyini dolandırmak
inveigle something out of someone v. birini kandırıp bir şeyini almak/ele geçirmek