|
- Let me just make a couple of observations.
- Birkaç gözlem yapmama izin verin.
- We hope it will bear fruit in a couple of weeks' time.
- Birkaç hafta içinde meyvelerini vereceğini umuyoruz.
- I strongly support the committee amendments and would only advocate a couple of fairly technical changes.
- Komite değişikliklerini güçlü bir şekilde destekliyorum ve sadece oldukça teknik birkaç değişikliği savunuyorum.
- I have a couple of supplementary questions.
- Birkaç ek sorum var.
- I will go through a couple of them.
- Bir kaç tanesinin üzerinden geçeceğim.
- It might be stimulating to hear a couple of remarks concerning this discrepancy.
- Bu tutarsızlığa ilişkin birkaç açıklama duymak ufuk açıcı olabilir.
- There are a couple of areas I would like to touch upon.
- Değinmek istediğim birkaç alan var.
- We hope it will bear fruit in a couple of weeks' time.
- Bunun birkaç hafta içinde meyvelerini vereceğini umuyoruz.
- To conclude, I should like to return to a couple of specific points in the report.
- Sonuç olarak rapordaki birkaç spesifik noktaya geri dönmek istiyorum.
- It is good that we now have a couple of directives aimed at labelling genetically modified organisms.
- Genetiği değiştirilmiş organizmaların etiketlenmesini amaçlayan birkaç yönergeye sahip olmamız iyi bir şey.
- I would, however, particularly like to focus attention on a couple of amendments which we are in favour of.
- Bununla birlikte, özellikle bizim de desteklediğimiz birkaç değişikliğe dikkat çekmek istiyorum.
- Can I also move on and say a couple of words about some of the amendments which have been proposed.
- Ayrıca önerilen bazı değişiklikler hakkında da birkaç söz söyleyebilir miyim.
- In that connection, I should like to emphasise a couple of crucial elements.
- Bu bağlamda birkaç önemli unsuru vurgulamak isterim.
- The Gyllenhammar report has now been around for a couple of years.
- Gyllenhammar raporu birkaç yıldır gündemde.
- I shall just highlight a couple of points here.
- Burada sadece birkaç noktanın altını çizeceğim.
- I would like to raise a couple of issues with you.
- Size birkaç hususu dile getirmek istiyorum.
- I would like to bring up a couple of other items that we would like to see reinforced.
- Güçlendirildiğini görmek istediğimiz birkaç konuyu daha gündeme getirmek istiyorum.
- Let us focus on a couple of points.
- Birkaç noktaya odaklanalım.
- I just wish to clarify a couple of points.
- Sadece birkaç noktayı açıklığa kavuşturmak istiyorum.
- I have a couple of remaining questions for the Commission.
- Komisyona birkaç sorum daha var.
- That has happened on a couple of occasions.
- Bu durum birkaç kez yaşandı.
- Rioting associated with the introduction of Sharia has already claimed a couple of thousand victims.
- Şeriatın getirilmesiyle bağlantılı ayaklanmalar şimdiden birkaç bin kişinin ölümüne neden oldu.
- There are a couple of areas I would like to touch upon.
- Değinmek istediğim birkaç konu var.
- The Laeken Summit is now only a couple of days away.
- Laeken Zirvesine artık sadece birkaç gün kaldı.
- I do have a couple of comments, however.
- Bununla birlikte birkaç yorumum olacak.
- Finally, a couple of words about the music and entertainment sectors.
- Son olarak, müzik ve eğlence sektörleri hakkında birkaç söz söylemek istiyorum.
- I would like to make a couple of points on each report.
- Her bir raporla ilgili birkaç noktaya değinmek istiyorum.
- There are a couple of things, however, that have disappointed me about the Danish Presidency.
- Bununla birlikte, Danimarka Başkanlığı ile ilgili beni hayal kırıklığına uğratan birkaç şey var.
- As a very last point, a couple of remarks about the legal base itself.
- Son olarak, yasal zeminin kendisi hakkında birkaç söz söylemek istiyorum.
- I want to say some words about Martin O'Hagan, the journalist murdered in Northern Ireland a couple of days ago.
- Birkaç gün önce Kuzey İrlanda'da öldürülen gazeteci Martin O'Hagan hakkında birkaç söz söylemek istiyorum.
- I would go on to specify a couple of specific areas.
- Birkaç spesifik alanı belirtmeye devam edeceğim.
- These were a couple of issues.
- Bunlar birkaç sorundu.
- I would like to raise a couple of issues with you.
- Size birkaç konuyu iletmek istiyorum.
- I want to pick up a couple of points on our amendments.
- Değişikliklerimizle ilgili birkaç noktaya değinmek istiyorum.
- I would still like to raise a couple of points.
- Yine de birkaç noktaya değinmek istiyorum.
- I should like to make a couple of brief remarks.
- Birkaç kısa açıklama yapmak istiyorum.
- Now let me turn to a couple of positive points.
- Şimdi birkaç olumlu noktaya değinmek istiyorum.
- These two were approved a couple of weeks ago.
- Bu ikisi birkaç hafta önce onaylandı.
- The proposal would simply close a couple of these more blatant loopholes.
- Teklif, bu daha bariz boşluklardan sadece birkaçını kapatacaktır.
- I should like to ask a couple of follow-up questions.
- Devam niteliğinde birkaç soru sormak istiyorum.
- I shall give you a couple of examples.
- Size birkaç örnek vereceğim.
- With the exception of a couple of amendments, my delegation will be unable to support this report.
- Birkaç değişiklik dışında, delegasyonum bu raporu destekleyemeyecektir.
- I should also like to answer a couple of the central questions put to me.
- Bana yöneltilen birkaç temel soruya da cevap vermek istiyorum.
- Presidential elections are being held in Nigeria in a couple of weeks.
- Nijerya'da birkaç hafta içinde başkanlık seçimleri yapılacak.
- There are just a couple of points I would like to make.
- İfade etmek istediğim sadece birkaç nokta var.
- I just want to finish with a couple of comments.
- Sözlerimi birkaç yorumla bitirmek istiyorum.
- I shall give a couple of quotes.
- Birkaç alıntı yapacağım.
- At present, just a couple of billion dollars are being invested.
- Şu anda sadece birkaç milyar dolar yatırım yapılıyor.
- Allow me to address a couple of issues.
- İzninizle birkaç konuya değinmek istiyorum.
- The election campaign is due to start in Germany in a couple of weeks' time.
- Almanya'da seçim kampanyası birkaç hafta içinde başlayacak.
- However, there are a couple of points I should like to make.
- Bununla birlikte, belirtmek istediğim birkaç husus var.
- I should nonetheless like to add a number of observations to a couple of the speeches that have been made.
- Yine de yapılan birkaç konuşmaya bazı gözlemlerimi eklemek isterim.
- A couple of months ago, I chaired a conference for the Commission for involvement of ethnic minority entrepreneurs.
- Birkaç ay önce Komisyon için etnik azınlık girişimcilerinin katılımına yönelik bir konferansa başkanlık ettim.
- I should nonetheless like to add a number of observations to a couple of the speeches that have been made.
- Bununla birlikte, yapılan konuşmalardan birkaçına bazı gözlemlerimi eklemek isterim.
- However, I would still like to comment on a couple of points.
- Ancak yine de birkaç nokta hakkında yorum yapmak istiyorum.
- Just a couple of points in view of the lateness of the hour.
- Saatin geç olması nedeniyle sadece birkaç noktaya değinmek istiyorum.
- We are already a couple of months behind, but will be able to make up for them.
- Halihazırda birkaç ay gerideyiz, ancak bunları telafi edebileceğiz.
- A couple of years ago, the previous Commission tried once and for all to tackle rigid and obsolescent structures.
- Birkaç yıl önce, bir önceki Komisyon katı ve eskimiş yapılarla kesin olarak mücadele etmeye çalıştı.
- I should like to express my thanks for a long and exciting debate, and I should like to make a couple of comments.
- Uzun ve heyecanlı bir tartışma için teşekkürlerimi ifade etmek ve birkaç yorum yapmak istiyorum.
- There are a couple of points I want to make about it.
- Bu konuda değinmek istediğim birkaç nokta var.
- I have allowed myself a couple of exceptions, however.
- Bununla birlikte kendime birkaç istisna tanıdım.
- A couple of words, then, about the social labelling scheme.
- Sosyal etiketleme programı hakkında birkaç söz söylemek istiyorum.
- I should like to make a couple of general points and a couple of specific points about this report.
- Bu raporla ilgili birkaç genel ve birkaç özel noktaya değinmek istiyorum.
- I would like to bring up a couple of other items that we would like to see reinforced.
- Güçlendirilmesini istediğimiz birkaç hususu daha gündeme getirmek istiyorum.
- I should also like to answer a couple of the central questions put to me.
- Ayrıca bana yöneltilen birkaç temel soruya da cevap vermek istiyorum.
- I too would like to congratulate the rapporteur, but I also wish to make a couple of observations.
- Ben de raportörü tebrik etmek istiyorum ancak birkaç gözlemde de bulunmak istiyorum.
- It represents a delicate and hard-fought compromise, which would not have been achievable only a couple of years ago.
- Bu, sadece birkaç yıl önce başarılması mümkün olmayan hassas ve zorlu bir uzlaşmayı temsil etmektedir.
- The proposal would simply close a couple of these more blatant loopholes.
- Teklif basitçe bu daha bariz boşluklardan birkaçını kapatacaktır.
- I do have a couple of comments, however.
- Bununla birlikte birkaç yorumda bulunmak istiyorum.
- But let me say a couple of words about our strategic relationship.
- Ancak stratejik ilişkimiz hakkında birkaç söz söylememe izin verin.
- A couple of years ago we had a very hard winter.
- Birkaç yıl önceydi, çok çetin bir kış yaşamıştık.
- There's hope of a peace conference in a couple of months.
- Birkaç ay içinde bir barış konferansı yapılması umudu var.
- Actually the truth serum wore off a couple of hours ago.
- Aslında doğruluk serumunun etkisi birkaç saat önce etkisini yitirmişti.
- A couple of years ago we had a very hard winter.
- Birkaç yıl önce çok zorlu bir kış geçirmiştik.
- A couple of years ago we had a very hard winter.
- Birkaç yıl önce çok çetin bir kış geçirdik.
- Actually the truth serum wore off a couple of hours ago.
- Aslında gerçeklik serumunun etkisi bir kaç saat önce geçti.
- There's hope of a peace conference in a couple of months.
- Birkaç ay içinde bir barış konferansı için umut var.
- Actually the truth serum wore off a couple of hours ago.
- Aslında doğruluk serumunun etkisi birkaç saat önce geçti.
- She had been missing for a couple of weeks.
- Birkaç haftadır kayıptı.
- Tom skipped a couple of classes today.
- Tom bugün birkaç dersi ekti.
- I slept for a couple of hours on the airplane.
- Uçakta birkaç saat uyudum.
- Tom heard a couple of people talking in the next room.
- Tom yan odada birkaç kişinin konuştuğunu duydu.
- This rash should go away by itself in a couple of weeks.
- Bu isilik birkaç hafta içinde kendiliğinden kaybolmalıdır.
- You can't learn a foreign language in just a couple of weeks.
- Birkaç hafta içinde yabancı bir dil öğrenemezsiniz.
- Tom has been there a couple of times.
- Tom birkaç kez oraya gitti.
- Why don't you stay here for a couple of days with us?
- Neden birkaç günlüğüne burada bizimle kalmıyorsun?
- I hope Tom can stay with us for a couple of weeks next summer.
- Umarım Tom gelecek yaz birkaç hafta bizimle kalabilir.
- May I ask a couple of questions?
- Birkaç soru sorabilir miyim?
- It could take a couple of days.
- Birkaç gün sürebilir.
- We made a couple of mistakes.
- Birkaç hata yaptık.
- Why don't you stay here for a couple of days with us?
- Neden birkaç gün için burada bizimle kalmıyorsun?
- I'm going to stay there for a couple of days.
- Orada birkaç gün kalacağım.
- I'm going to stay at your countryhouse for a couple of days, and I think you don't mind.
- Birkaç gün senin köy evinde kalacağım, sanırım senin için bir sakıncası yok.
- That'll take a couple of hours.
- O birkaç saat sürecek.
- Could you lend me your bicycle for a couple of days?
- Bisikletini birkaç günlüğüne bana ödünç verebilir misin?
- I gave Tom a couple of tickets for my concert.
- Tom'a konserim için birkaç bilet verdim.
- Layla received a couple of text messages from Sami after midnight.
- Leyla, gece yarısından sonra Sami'den birkaç kısa mesaj aldı.
- Tom and Mary relaxed in front of the TV for a couple of hours watching an old movie.
- Tom ve Mary televizyonun karşısında birkaç saat eski bir film izlediler.
- Tom heard a couple of people talking in the next room.
- Tom, yan odada birkaç kişinin konuştuğunu duydu.
- I wish to be alone for a couple of hours.
- Ben birkaç saat yalnız olmayı diliyorum.
- I've got a couple of announcements to make.
- Yapmam gereken birkaç duyuru var.
- I'll be thirty in a couple of weeks.
- Birkaç hafta içinde otuz olacağım.
- I still have a couple of fingers left.
- Hâlâ birkaç parmağım var.
- We may not be back for a couple of weeks.
- Birkaç hafta geri dönmeyebiliriz.
- It should only take a couple of minutes.
- Sadece birkaç dakika sürer.
- Tom is a couple of inches taller than Mary.
- Tom Mary'den birkaç inç uzun.
- Tom did that in a couple of days.
- Tom bunu birkaç gün içinde yaptı.
- I'd like to take a couple of days off next week.
- Gelecek hafta birkaç gün izin almak istiyorum.
- It'll take Tom a couple of hours to get here.
- Tom'un buraya gelmesi birkaç saat sürecek.
- Just give us a couple of minutes.
- Bize yalnızca birkaç dakika verin.
- We got here a couple of hours ago.
- Buraya birkaç saat önce geldik.
- We hope he sticks around for a couple of weeks.
- Umarız birkaç hafta burada kalır.
- I'd like to ask you a couple of questions.
- Ben de sana birkaç soru sormak istiyorum.
- He adds over a couple of hundreds sentences.
- Birkaç yüz cümle ekliyor.
- I was rich a couple of years ago.
- Birkaç yıl önce zengindim.
- I'm willing to wait for a couple of weeks.
- Birkaç hafta beklemek istiyorum.
- It'll only take a couple of minutes.
- O sadece birkaç dakika sürer.
- Tom stayed in Boston for a couple of days.
- Tom birkaç gün Boston'da kaldı.
- She's thinking of taking a couple of courses at a cooking school.
- Bir aşçılık okulunda birkaç ders almayı düşünüyor.
- Because it had been raining for a couple of days, the pitch was muddy and difficult to play on.
- Birkaç gündür yağmur yağdığı için saha çamurluydu ve üzerinde oynanması zordu.
- I'd like to ask you a couple of questions.
- Sana birkaç soru sormak istiyorum.
- I used to stay with my grandmother for a couple of weeks every summer.
- Ben her yaz birkaç hafta büyükannemle kalırdım.
- You might change your mind in a couple of weeks.
- Birkaç hafta içinde fikrini değiştirebilirsin.
- I was told that you might be willing to play a couple of songs for us.
- Bana senin bizim için birkaç şarkı çalmakta istekli olabileceğin söylendi.
- Tom should be here in a couple of hours.
- Tom birkaç saat içinde burada olur.
- Tom has a couple of tattoos, doesn't he?
- Tom'un birkaç dövmesi var, değil mi?
- Tom called Mary a couple of times.
- Tom birkaç kez Mary'yi aradı.
- I've been working here for a couple of years.
- Birkaç yıldır burada çalışıyorum.
- I'm going to go buy a couple of loaves of bread.
- Gidip birkaç somun ekmek alacağım.
- We still have a couple of huge decisions to make.
- Hala vermemiz gereken birkaç büyük karar var.
- She's only a couple of years younger than me.
- O benden sadece birkaç yaş genç.
- We've been here for a couple of minutes.
- Birkaç dakikadır buradayız.
- I've written a couple of Christmas songs.
- Birkaç Noel şarkısı yazdım.
- Sami played videogames for a couple of hours.
- Sami birkaç saat boyunca video oyunu oynadı.
- I saw Tom a couple of weeks ago in Boston.
- Birkaç hafta önce Tom'u Boston'da gördüm.
- It's only going to take a couple of minutes.
- Bu sadece birkaç dakika sürecek.
- I'm willing to wait for a couple of weeks.
- Birkaç hafta beklemeye hazırım.
- Tom gave me a couple of free tickets to his concert.
- Tom bana konseri için birkaç bedava bilet verdi.
- After a couple of drinks, the guy was feeling no pain.
- Birkaç içkiden sonra, adam hiç acı hissetmedi.
- Sami did that a couple of times.
- Sami onu birkaç kez yaptı.
- Sami has been there a couple of times.
- Sami birkaç kere orada bulundu.
- Go to the wine cellar and get a couple of bottles of wine.
- Şarap mahzenine gidin ve birkaç şişe şarap alın.
- Tom wanted to eat a couple of slices of salami.
- Tom birkaç dilim salam yemek istedi.
- Tom is only a couple of years younger than Mary.
- Tom, Mary'den sadece birkaç yaş küçük.
- We should have the results in a couple of hours.
- Sonuçları birkaç saat içinde almalıyız.
- I wrote a couple of songs last week.
- Geçen hafta birkaç şarkı yazdım.
- My shift's over in a couple of hours.
- Vardiyam birkaç saat içinde bitiyor.
- Tom made a couple of good suggestions.
- Tom birkaç iyi öneride bulundu.
- Tom drank a couple of shots of tequila.
- Tom birkaç shot tekila içti.
- Tom retired a couple of years before Mary did.
- Tom, Mary'den birkaç yıl önce emekli oldu.
- I was in Boston a couple of weeks ago.
- Birkaç hafta önce Boston’daydım.
- I'll sing a couple of songs if you want me to.
- İstersen birkaç şarkı söylerim.
- We got here a couple of hours ago.
- Birkaç saat önce buraya geldik.
- It'll only take a couple of minutes.
- Sadece birkaç dakika sürer.
- We've got a couple of hours to kill before we meet Tom.
- Tom'la buluşmadan önce geçirecek birkaç saatimiz var.
- It's OK to make a couple of mistakes.
- Birkaç hata yapmak iyidir.
- Tom is going to need a couple of bodyguards.
- Tom'un birkaç korumaya ihtiyacı olacak.
- I have a couple of questions I need to ask you.
- Sana sormam gereken birkaç sorum var.
- I heard you'd be staying for a couple of days.
- Birkaç gün kalacağını duydum.
- I gave Tom a couple of apples.
- Tom'a birkaç elma verdim.
- We have a couple of hours before our flight.
- Uçuşumuzdan önce birkaç saatimiz var.
- I'd be willing to help you for a couple of hours.
- Sana birkaç saat yardım etmek isterim.
- He will be back in a couple of days.
- Birkaç gün içinde dönecek.
- We found one large footprint and a couple of different size smaller footprints.
- Bir büyük ayak izi ve birkaç farklı boyutta küçük ayak izi bulduk.
- I read this book a couple of years ago.
- Bu kitabı birkaç yıl önce okumuştum.
- Layla called Sami a couple of times.
- Leyla, Sami'yi birkaç kez aradı.
- I've been there a couple of times.
- Birkaç kez orada bulundum.
- Tom skipped a couple of classes today.
- Tom bugün birkaç dersi astı.
- He stayed at a hotel for a couple of days.
- Birkaç gün otelde kaldı.
- I've been asked to sing a couple of songs.
- Benden birkaç şarkı söylemem istendi.
- Tom sings at this bar a couple of times a week.
- Tom haftada birkaç kez bu barda şarkı söyler.
- Could you choose a couple of books for me to read?
- Okumam için birkaç kitap seçer misin?
- It took me a couple of hours to solve this problem.
- Bu sorunu çözmek birkaç saatimi aldı.
- Tom can't decide whether to buy a new computer now or wait for a couple of more months.
- Tom yeni bir bilgisayarı şimdi mi alacağına ya da birkaç ay daha mı bekleyeceğine karar veremiyor.
- Tom is going to need a couple of bodyguards.
- Tom birkaç korumaya ihtiyaç duyacak.
- You won't remember any of this in a couple of years.
- Birkaç yıl sonra bunların hiçbirini hatırlamayacaksın.
- Tom and Mary had a couple of beers.
- Tom ve Mary birkaç bira içtiler.
- He said he wanted to stick around for a couple of more days.
- Birkaç gün daha kalmak istediğini söyledi.
- I only had a couple of beers.
- Sadece birkaç bira içtim.
- Sami shared the post with a couple of friends.
- Sami gönderiyi birkaç arkadaşıyla paylaştı.
- I have a couple of pieces of evidence to support my opinion.
- Fikrimi destekleyecek birkaç kanıtım var.
- I read this book a couple of years ago.
- Bu kitabı birkaç yıl önce okudum.
- If only I'd been a couple of years older, they would've let me into the bar.
- Keşke birkaç yaş daha büyük olsaydım, bara girmeme izin verirlerdi.
- He stayed at a hotel for a couple of days.
- O, birkaç gün bir otelde kaldı.
- Tom has been mowing our lawn for a couple of years.
- Tom birkaç yıldır çimlerimizi biçiyor.
- I have a couple of questions I need to ask.
- Sormam gereken birkaç soru var.
- We'll need to wait a couple of hours.
- Birkaç saat beklememiz gerekecek.
- Tom has a couple of friends in Boston.
- Tom'un Boston'da birkaç arkadaşı var.
- Tom put up with the pain for a couple of weeks before finally going to the hospital.
- Tom sonunda hastaneye gitmeden önce birkaç hafta boyunca ağrıya katlandı.
- I can stay with Tom for a couple of weeks.
- Birkaç hafta Tom'la kalabilirim.
- After a couple of drinks, the guy was feeling no pain.
- Birkaç içkiden sonra adam acı hissetmiyordu.
- Not eating or drinking anything for a couple of days may result in death.
- Birkaç gün bir şey yiyip içmemek ölümle sonuçlanabilir.
- I read a couple of more chapters before I went to sleep.
- Uyumadan önce birkaç bölüm daha okudum.
- Tom might have to stay here for a couple of days.
- Tom birkaç gün daha burada kalmak zorunda olabilir.
- Tom wanted me to tell you to buy a couple of loaves of bread on your way home.
- Tom eve giderken birkaç ekmek almanı söylememi istedi.
- Mary spent a couple of hours chinwagging with her neighbour over the fence.
- Mary birkaç saatini çitin üzerinden komşusuyla çene çalarak geçirdi.
- I'll be there in a couple of hours.
- Birkaç saat içinde orada olacağım.
- I'll be thirty in a couple of weeks.
- Birkaç hafta içinde otuz yaşında olacağım.
- We're going to need a couple of more hours to finish this.
- Bunu bitirmek için birkaç saate daha ihtiyacım olacak.
- Tom did that for a couple of months.
- Tom bunu birkaç ay yaptı.
- She's signed up for a couple of night classes at the local college.
- Yerel üniversitede birkaç gece dersine kaydoldu.
- Sami has been there a couple of times.
- Sami birkaç kez oraya gitti.
- I made a couple of suggestions.
- Birkaç öneride bulundum.
- We're going to need a couple of more hours to finish this.
- Bunu bitirmek için birkaç saate daha ihtiyacımız olacak.
- I met up with a couple of good old friends.
- Birkaç eski dostumla buluştum.
- I'm starting college in a couple of months.
- Birkaç ay içinde üniversiteye başlayacağım.
- I've have already ordered a pizza and a couple of drinks for us.
- Bizim için bir pizza ve birkaç içki sipariş ettim bile.
- Tom is going to be here for a couple of hours.
- Tom birkaç saatliğine burada olacak.
- Let me fix us a couple of drinks first.
- Önce kendimize birkaç içki hazırlayayım.
- Give it a couple of weeks.
- Ona birkaç hafta verin.
- Can we ask you a couple of questions?
- Size birkaç soru sorabilir miyiz?
- I caught a couple of big fish.
- Birkaç tane büyük balık yakaladım.
- I wrote a couple of songs last week.
- Ben geçen hafta birkaç şarkı yazdım.
- I asked Tom a couple of questions.
- Tom'a birkaç soru sordum.
- We'd like to ask you a couple of questions.
- Sana birkaç soru sormak istiyoruz.
- I still have a couple of fingers left.
- Hala birkaç parmağım kaldı.
- We hope he sticks around for a couple of weeks.
- Umarız birkaç hafta kalır.
- Tom has been there a couple of times.
- Tom oraya birkaç kez gitmişti.
- Sami has been there a couple of times.
- Sami oraya birkaç kez gitmiş.
- Tom is taking a couple of days off next week.
- Tom önümüzdeki hafta birkaç gün izin alacak.
- I can go a couple of days without eating if I have to.
- Gerekirse birkaç gün yemek yemeden durabilirim.
- I thought Tom might sing a couple of songs for us.
- Tom'un bizim için birkaç şarkı söyleyebileceğini düşündüm.
- Tom bought a couple of books and gave them to Mary.
- Tom birkaç kitap aldı ve Mary'ye verdi.
- I've had a couple of drinks.
- Birkaç içki içtim.
- I think I'll take a couple of days off next week.
- Sanırım gelecek hafta birkaç gün izin alacağım.
- I have a couple of questions I'd like to ask.
- Sormak istediğim birkaç sorum var.
- Tom bought a camera just a couple of days ago, but he's already lost it.
- Tom sadece birkaç gün önce bir fotoğraf makinesi aldı, ama çoktan kaybetti.
- Why don't you give us a couple of days to think it over?
- Neden bize düşünmemiz için birkaç gün vermiyorsun?
- Teach me a couple of Berber words.
- Bana birkaç tane Berberice sözcük öğret.
- I have a couple of tattoos.
- Benim de birkaç dövmem var.
- Let's sing a couple of Belorussian songs!
- Hadi birkaç Belorusça şarkı söyleyelim!
- We've been here for a couple of minutes.
- Biz birkaç dakikadır buradayız.
- I thought you weren't going back for a couple of days.
- Birkaç gün dönmeyeceğini sanıyordum.
- A couple of flights were delayed on account of the earthquake.
- Deprem nedeniyle birkaç uçuş rötar yaptı.
- That'll take a couple of hours.
- Bu birkaç saat sürer.
- Tom caught a couple of big fish yesterday.
- Tom dün birkaç büyük balık yakaladı.
- All Tom wanted was for Mary to play a couple of tunes on her ukulele.
- Tom'un tek istediği Mary'nin ukulelesiyle birkaç parça çalmasıydı.
- Can you spare me a couple of minutes?
- Bana birkaç dakikanı ayırabilir misin?
- I've made a couple of friends here.
- Burada birkaç arkadaş edindim.
- Tom bought a camera just a couple of days ago, but he's already lost it.
- Tom sadece birkaç gün önce bir kamera aldı fakat çoktan kaybetti bile.
- I had a couple of questions, but I didn't ask them.
- Birkaç sorum vardı ama sormadım.
- Tom bought a couple of loaves of bread on his way home from work.
- Tom işten eve dönerken birkaç somun ekmek aldı.
- Layla received a couple of text messages from Sami after midnight.
- Layla gece yarısından sonra Sami'den birkaç mesaj aldı.
- Fadil fired a couple of rounds.
- Fadıl birkaç el ateş etti.
- Mary spent a couple of hours chinwagging with her neighbour over the fence.
- Mary çit konusunda komşusu ile çene çalarak birkaç saat geçirdi.
- I gave him a couple of books.
- Ona birkaç kitap verdim.
- The rope was a couple of meters too short.
- Halat birkaç metre kısaydı.
- I may be away for a couple of days.
- Birkaç gün uzakta olabilirim.
- Tom has a couple of friends who speak French well.
- Tom'un Fransızcayı iyi konuşan birkaç arkadaşı var.
- We have a couple of hours before our flight.
- Uçuştan önce birkaç saatimiz var.
- Tom could stay at our house for a couple of weeks if he needs to.
- Tom eğer isterse birkaç hafta bizim evde kalabilir.
- I just sang a couple of songs with Tom.
- Tom'la birkaç şarkı söyledim.
- We still have a couple of big decisions to make.
- Hâlâ vermemiz gereken birkaç büyük karar var.
- I only had a couple of beers.
- Ben sadece birkaç bira içtim.
- Tom said he wanted to stick around for a couple of more days.
- Tom, birkaç gün daha dolaşmak istediğini söyledi.
- Tom could stay at our house for a couple of weeks if he needs to.
- Tom gerekirse birkaç hafta bizim evde kalabilir.
- I only heard about it myself a couple of minutes ago.
- Ben de sadece birkaç dakika önce duydum.
- Tom is only a couple of years older than Mary.
- Tom, Mary'den sadece birkaç yaş büyük.
- Tom called Mary a couple of times last week.
- Tom geçen hafta Mary'yi birkaç kez aradı.
- I've been there a couple of times.
- Oraya birkaç kez gittim.
- I tried that a couple of times.
- Bunu birkaç kez denedim.
- It took me a couple of hours to solve this problem.
- Bu problemi çözmek birkaç saatimi aldı.
- There are only a couple of pieces left.
- Sadece birkaç parça kaldı.
- I've already wasted a couple of afternoons trying to get this car running.
- Bu arabayı çalıştırmak için zaten birkaç öğleden sonramı harcadım.
- It'll take Tom a couple of hours to get here.
- Tom'un buraya gelmesi birkaç saatini alacak.
- Can I make a couple of suggestions?
- Birkaç öneri yapabilir miyim?
- A couple of years ago, this book was exposed as a fraud.
- Birkaç yıl önce, bu kitabın bir sahtekarlık olduğu ortaya çıktı.
- I found a good place to buy fruit a couple of days ago.
- Birkaç gün önce meyve almak için iyi bir yer buldum.
- Tom formed a band with a couple of friends.
- Tom birkaç arkadaşı ile bir grup kurdu.
- He put up with the pain for a couple of weeks before finally going to the hospital.
- Nihayet hastaneye gidene kadar birkaç hafta ağrıya katlandı.
- Tom bought a couple of books and gave them to Mary.
- Tom birkaç kitap satın aldı ve onları Mary'ye verdi.
- I spent a couple of months in Boston.
- Boston'da birkaç ay geçirdim.
- We bought a couple of new chairs.
- Birkaç yeni sandalye aldık.
- I wanted to stay in Boston a couple of extra days.
- Boston'da birkaç gün daha kalmak istedim.
- Tom retired a couple of years before Mary did.
- Tom Mary'den bir kaç yıl önce emekliye ayrıldı.
- Tom is a couple of years older than me, I think.
- Tom benden birkaç yaş büyük sanırım.
- I've asked Tom to sing a couple of songs.
- Tom'dan birkaç şarkı söylemesini istedim.
- Tom has a couple of weird neighbors.
- Tom'un birkaç tuhaf komşusu var.
- Give us a couple of hours.
- Bize birkaç saat ver.
- A couple of flights were delayed on account of the earthquake.
- Deprem nedeniyle birkaç uçuş ertelendi.
- You can't learn a foreign language in just a couple of weeks.
- Birkaç haftada yabancı dil öğrenemezsin.
- I gave Tom a couple of tickets for my concert.
- Konserim için Tom'a birkaç bilet verdim.
- I've talked to Tom a couple of times.
- Tom'la birkaç kez konuştum.
- The rope was a couple of meters too short.
- İp birkaç metre kısaydı.
- I've done that a couple of times.
- Bunu birkaç defa yaptım.
- I'm starting college in a couple of months.
- Ben birkaç ay içinde üniversiteye başlıyorum.
- The cement will set in a couple of hours.
- Çimento birkaç saat içinde sertleşecek.
- I'll only be gone a couple of days.
- Sadece birkaç günlüğüne gideceğim.
- Tom has gone to Boston a couple of times.
- Tom birkaç kez Boston'a gitti.
- I made a couple of suggestions.
- Birkaç öneri yaptım.
- A couple of swallows are flying overhead.
- Birkaç kırlangıç tepemizde uçuyor.
- Tom lent me a couple of interesting books.
- Tom bana birkaç ilginç kitap ödünç verdi.
- I wonder if you would mind lending me your car for a couple of days.
- Acaba arabanızı birkaç günlüğüne bana ödünç verebilir misiniz?
- I slept for a couple of hours on the airplane.
- Ben uçakta birkaç saat uyudum.
- A couple of flights were delayed on account of a minor accident.
- Küçük bir kaza yüzünden birkaç uçuş ertelendi.
- I lived with a foster family for a couple of months when I was younger.
- Gençken birkaç ay koruyucu bir ailenin yanında yaşadım.
- A couple of new guests entered the room.
- Odaya birkaç yeni konuk girdi.
- I've been working here for a couple of minutes.
- Birkaç dakikadır burada çalışıyorum.
- Tom took a couple of eggs out of the refrigerator.
- Tom buzdolabından birkaç yumurta aldı.
- I caught a couple of big fish.
- Birkaç büyük balık yakaladım.
- I wish I had a couple of bottles of good wine.
- Keşke birkaç şişe iyi şarabım olsaydı.
- I don't know if you remember me, but we met a couple of years ago in Boston.
- Beni hatırlıyor musun bilmiyorum ama birkaç yıl önce Boston'da tanışmıştık.
- Tom had a couple of new suits made.
- Tom birkaç yeni takım elbise yaptırdı.
- We made a couple of mistakes.
- Biz birkaç hata yaptık.
- Give me a couple of minutes alone with Tom.
- Tom'la birkaç dakika yalnız kalmama izin ver.
- He's got a couple of screws loose.
- Birkaç vidası gevşemiş.
- I gave her a couple of books.
- Ona birkaç kitap verdim.
- We'd like to ask you a couple of questions.
- Size birkaç soru sormak istiyoruz.
- Tom tore out a couple of pages from his notebook.
- Tom defterinden birkaç sayfa kopardı.
- Tom put a couple of slices of bread into the toaster.
- Tom tost makinesine birkaç dilim ekmek koydu.
- Tom might arrive a couple of hours before Mary does.
- Tom, Mary'den birkaç saat önce gelebilir.
- I sent out the payment a couple of days ago.
- Ödemeyi birkaç gün önce gönderdim.
- I've been working on this for just for a couple of days.
- Sadece birkaç gündür bunun üzerinde çalışıyorum.
- Could you choose a couple of books for me to read?
- Okumam için birkaç kitap seçebilir misin?
- I was home for a couple of days.
- Birkaç gündür evdeydim.
- Tom wants me to stay for a couple of weeks.
- Tom birkaç hafta kalmamı istiyor.
- Tom bought a couple of cans of tomatoes.
- Tom birkaç kutu domates aldı.
- I wonder if you would mind lending me your car for a couple of days.
- Birkaç günlüğüne arabanı bana ödünç vermenin bir sakıncası olup olmadığını merak ediyorum.
- Tom did that a couple of times.
- Tom bunu birkaç kez yaptı.
- Tom went duck hunting a couple of weekends ago.
- Tom birkaç hafta sonu önce ördek avına çıktı.
- Tom is a couple of inches taller than Mary.
- Tom, Mary'den birkaç santim daha uzun.
- We never stay more than a couple of weeks.
- Asla birkaç haftadan fazla kalmayız.
- He will be back in a couple of days.
- Birkaç gün içinde geri dönecek.
- We'll be back in school in a couple of weeks.
- Birkaç hafta içinde okula döneceğiz.
- See you in a couple of minutes.
- Birkaç dakika sonra görüşürüz.
- We've still got a couple of days.
- Hala birkaç günümüz var.
- Tom is only a couple of years older than me.
- Tom benden sadece birkaç yaş büyük.
- I may be away for a couple of days.
- Birkaç gün için uzakta olabilirim.
- I used to stay with my grandmother for a couple of weeks every summer.
- Her yaz birkaç hafta büyükannemde kalırdım.
- There are a couple of options.
- Birkaç seçenek var.
- Tom stayed in Boston for a couple of days.
- Tom, birkaç gün Boston'da kaldı.
- I usually eat a couple of sandwiches for lunch.
- Ben genellikle öğle yemeği için birkaç sandviç yerim.
- Let me think it over for a couple of days.
- Bunu birkaç gün düşünmeme izin verin.
- I'll get us a couple of drinks.
- Bize birkaç içki getireceğim.
- Layla called Sami a couple of times.
- Layla birkaç kez Sami'yi aradı.
- I know a couple of Berber words myself.
- Ben de birkaç Berberi kelimesi biliyorum.
- I thought that policy was abolished a couple of years ago.
- Bu politikanın birkaç yıl önce kaldırıldığını sandım.
- Are you sure you don't want to stay for a couple of days?
- Birkaç gün daha kalmak istemediğine emin misin?
- I've have already ordered a pizza and a couple of drinks for us.
- Zaten bizim için bir pizza ve birkaç içki ısmarladım.
- Maybe today you can give us a couple of tips about how to use the dictionaries.
- Belki bugün bize sözlükleri nasıl kullanacağımız hakkında birkaç ipucu verebilirsin.
- Tom has been to Boston a couple of times.
- Tom birkaç kez Boston'a gitti.
- The work is easy enough for me to finish in a couple of hours.
- Bu iş birkaç saat içinde bitirebileceğim kadar kolay.
- I need a place to stay for a couple of days.
- Birkaç günlüğüne kalacak bir yere ihtiyacım var.
- I used to play with a couple of boys.
- Birkaç çocukla oynardım.
- He's only a couple of years younger than me.
- Benden sadece birkaç yaş küçük.
- All you had to do was buy a couple of tickets.
- Tüm yapmak zorunda olduğun şey birkaç bilet almaktı.
- Tom said he wanted to buy a couple of sleeping bags.
- Tom birkaç uyku tulumu almak istediğini söyledi.
- Tom asked me a couple of questions.
- Tom bana birkaç soru sordu.
- The cement will set in a couple of hours.
- Çimento birkaç saat içinde oturacak.
- I met Tom a couple of times.
- Tom'la birkaç kez görüştüm.
- Sami fired a couple of rounds.
- Sami birkaç el ateş etti.
- I'll see you all in a couple of hours.
- Hepinizle birkaç saat içinde görüşeceğim.
- Teach me a couple of Berber words.
- Bana birkaç Berberi kelimesi öğret.
- This rash should go away by itself in a couple of weeks.
- Bu kızarıklık birkaç hafta içinde kendiliğinden geçer.
- I fried myself a couple of eggs for breakfast.
- Kahvaltı için kendime birkaç yumurta kızarttım.
- I'm going to be here for a couple of hours.
- Birkaç saat burada olacağım.
- Go to the wine cellar and get a couple of bottles of wine.
- Şarap mahzenine git ve birkaç şişe şarap getir.
- I thought perhaps you wouldn't mind taking care of Tom for a couple of hours.
- Belki birkaç saatliğine Tom'a göz kulak olursun diye düşündüm.
- I might be able to get you a couple of tickets.
- Sana birkaç bilet bulabilirim.
- I got Tom to sing us a couple of songs.
- Tom'a bize birkaç şarkı söylettim.
- We'll have to wait a couple of hours.
- Birkaç saat beklememiz gerekecek.
- Sami played videogames for a couple of hours.
- Sami birkaç saat video oyunu oynadı.
- I bought a new notebook and a couple of pencils.
- Yeni bir defter ve birkaç kurşun kalem aldım.
- Tom took a couple of steps back.
- Tom birkaç adım geri çekildi.
- Tom will need a couple of bodyguards.
- Tom'un birkaç korumaya ihtiyacı olacak.
- I have a couple of Canadian friends.
- Benim de birkaç Kanadalı arkadaşım var.
- Give it a couple of weeks.
- Birkaç hafta ver.
- He put up with the pain for a couple of weeks before finally going to the hospital.
- Sonunda hastaneye gidinceye dek birkaç hafta ağrıya katlandı.
- A couple of new guests entered the room.
- Odaya birkaç yeni misafir girdi.
- This isn't the first time that Tom has spent a couple of weeks in a hospital.
- Bu Tom'un birkaç haftayı hastanede geçirdiği ilk sefer değil.
- I met up with a couple of good old friends.
- Birkaç iyi eski arkadaşa rastladım.
- I'm going to stay here for a couple of months.
- Birkaç ay burada kalacağım.
- Tom skipped a couple of classes today.
- Tom bugün birkaç dersten kaçtı.
- We never stay in Boston for more than a couple of weeks.
- Boston'da asla birkaç haftadan fazla kalmayız.
- Give them a couple of minutes.
- Onlara birkaç dakika ver.
- Tom stayed there a couple of days.
- Tom orada birkaç gün kaldı.
- It could take a couple of days.
- Bu birkaç gün sürebilir.
- Tom might be here for a couple of days.
- Tom birkaç gün burada kalabilir.
- We want Tom to stay for a couple of more days.
- Tom'un birkaç gün daha kalmasını istiyoruz.
- Tom met Mary a couple of years ago.
- Tom, Mary ile birkaç yıl önce tanıştı.
- Apart from a couple of early setbacks, the project is progressing well.
- Birkaç erken aksaklık dışında, proje iyi ilerliyor.
- Give us a couple of hours.
- Bize birkaç saat verin.
- Sami has been there a couple of times.
- Sami birkaç kez orada bulundu.
- I was at the hospital a couple of days ago.
- Birkaç gün önce hastanedeydim.
- Tom had a headache so he took a couple of aspirin.
- Tom'un başı ağrıyordu, o yüzden birkaç aspirin aldı.
- Because it had been raining for a couple of days, the pitch was muddy and difficult to play on.
- Birkaç gündür yağmur yağdığı için saha çamurluydu ve üstünde oynaması zordu.
- Sami heard a couple of students talking.
- Sami, birkaç öğrencinin konuşmasını duydu.
- Tom followed the stream for a couple of kilometers.
- Tom dereyi birkaç kilometre boyunca takip etti.
- This job shouldn't take more than a couple of hours.
- Bu iş birkaç saatten daha fazla almamalı.
- She's only a couple of years older than me.
- O benden sadece birkaç yaş büyük.
- I need you to do a couple of things for me.
- Benim için birkaç şey yapmanı istiyorum.
- I slept on the plane for a couple of hours.
- Uçakta birkaç saat uyudum.
- I'll probably be back in Boston a couple of times next year.
- Muhtemelen gelecek yıl birkaç kez Boston'a döneceğim.
- My shift's over in a couple of hours.
- Birkaç saat içinde vardiyam bitti.
- Tom died a couple of years ago.
- Tom birkaç yıl önce öldü.
- I was home for a couple of days.
- Birkaç günlüğüne evdeydim.
- Tom opened his briefcase and pulled out a couple of documents.
- Tom evrak çantasını açtı ve birkaç belge çıkardı.
- Can you spare me a couple of minutes?
- Bana birkaç dakika ayırabilir misin?
- Tom had a couple of suggestions.
- Tom'un birkaç önerisi vardı.
- You did some work for us a couple of years ago.
- Birkaç yıl önce bizim için bazı işler yaptın.
- Maybe he will tell you a couple of things regarding your family.
- Belki sana ailenle ilgili birkaç şey söyleyecektir.
- Within a couple of minutes, she had eaten up all the bread and cheese.
- Birkaç dakika içinde bütün ekmek ve peyniri yemişti.
- Tom called Mary a couple of days later.
- Tom birkaç gün sonra Mary'yi aradı.
- A couple of months ago, they laid me off.
- Onlar birkaç ay önce beni işten attılar.
- Tom gave me a couple of slices of toast and a glass of milk.
- Tom bana birkaç dilim kızarmış ekmek ve bir bardak süt verdi.
- I have a couple of suggestions.
- Birkaç önerim var.
- Tom came up with a couple of good ideas.
- Tom birkaç güzel fikir buldu.
- Let's order a couple of large pizzas.
- Birkaç büyük pizza sipariş edelim.
- They lived a couple of years in Spain.
- Birkaç yıl İspanya'da yaşadılar.
- I'll get us a couple of drinks.
- Bize birkaç içecek alacağım.
- I wish I had a couple of bottles of good wine.
- Keşke birkaç şişe iyi şarabım olsa.
- Tom has written a couple of books.
- Tom birkaç kitap yazdı.
- We'll have to wait a couple of hours.
- Biz birkaç saat beklemek zorunda kalacağız.
- Are you sure you don't want to stay for a couple of days?
- Birkaç gün kalmak istemediğinden emin misin?
- I have a couple of tattoos.
- Birkaç dövmem var.
- Emily's staying in her elder sister's house, because her parents went to the United States for a couple of weeks.
- Emily ablasının evinde kalıyor, çünkü ailesi birkaç haftalığına Amerika'ya gitti.
- Tom noticed a couple of changes.
- Tom birkaç değişiklik fark etti.
- This job shouldn't take more than a couple of hours.
- Bu iş birkaç saatten fazla sürmez.
- Tom rang the doorbell a couple of times.
- Tom kapı zilini birkaç kez çaldı.
- You did some work for us a couple of years ago.
- Birkaç yıl önce bizim için bazı işler yapmıştın.
- Tom omitted a couple of items from the list.
- Tom listeden birkaç maddeyi atladı.
- Tom has gone to Boston a couple of times.
- Tom bir kaç kez Boston'a gitti.
- We're going to be here for a couple of hours.
- Birkaç saat burada olacağız.
- May I have a couple of cheese sandwiches?
- Birkaç peynirli sandviç alabilir miyim?
- Apart from a couple of early setbacks, the project is progressing well.
- Birkaç erken aksamanın dışında proje iyi ilerliyor.
- Tom said he wanted to stick around for a couple of more days.
- Tom birkaç gün daha burada kalmak istediğini söyledi.
- I just have a couple of questions.
- Sadece birkaç sorum var.
- We're going to be here for a couple of hours.
- Birkaç saat burada kalacağız.
- He wanted to eat a couple of slices of bread.
- Birkaç dilim ekmek yemek istedi.
- He stayed there a couple of days.
- Orada birkaç gün kaldı.
- He's only a couple of years older than me.
- O benden sadece birkaç yaş büyük.
- We've still got a couple of days.
- Hâlâ birkaç günümüz var.
- I had a headache so I took a couple of aspirin.
- Başım ağrıyordu, bu yüzden birkaç aspirin aldım.
- He's only a couple of years younger than me.
- O benden sadece birkaç yaş daha genç.
- Tom gave me a couple of free tickets to his concert.
- Tom bana konseri için birkaç ücretsiz bilet verdi.
- I've seen a couple of Kurosawa's films.
- Kurosawa'nın filmlerinden birkaçını izledim.
- I thought that policy was abolished a couple of years ago.
- Bu politikanın birkaç yıl önce kaldırıldığını sanıyordum.
- Tom might change his mind in a couple of weeks.
- Tom birkaç hafta içinde fikrini değiştirebilir.
- I just want to stay here for a couple of hours.
- Sadece birkaç saat burada kalmak istiyorum.
- We're talking about what to do about what happened a couple of days ago.
- Birkaç gün önce olanlarla ilgili ne yapacağımızı konuşuyoruz.
- I wish to stay alone for a couple of hours.
- Birkaç saat yalnız kalmak istiyorum.
- Tom tore out a couple of pages from his notebook.
- Tom defterinden birkaç sayfa yırttı.
- I brought a couple of bottles of wine.
- Birkaç şişe şarap getirdim.
- Tom and Mary had a couple of beers.
- Tom ve Mary birkaç bira içti.
- I'm going to cancel in a couple of days.
- Birkaç gün içinde iptal edeceğim.
- Sami fired a couple of rounds.
- Sami bir kaç mermi ateşledi.
- I am taking a couple of days off.
- Birkaç gün izin alıyorum.
- Tom baked a couple of pies for the party.
- Tom parti için birkaç turta pişirdi.
- I need Tom to do a couple of things for me.
- Tom'un benim için birkaç şey yapmasını istiyorum.
- I have a couple of questions I need to ask you.
- Sana sormam gereken birkaç soru var.
- There are a couple of parks not too far from my house.
- Evimden çok uzakta olmayan birkaç park var.
- Tom reached into the box and pulled out a couple of books.
- Tom kutunun içine uzandı ve bir kaç kitap çıkardı.
- I have a couple of Canadian friends.
- Birkaç Kanadalı arkadaşım var.
- We may not be back for a couple of weeks.
- Birkaç hafta dönmeyebiliriz.
- We had thought to stay there a couple of weeks.
- Biz birkaç hafta burada kalmayı düşünmüştük.
- Fadil and Layla stayed together in Cairo for a couple of days.
- Fadıl ve Layla Kahire'de birkaç gün birlikte kaldılar.
- I was told that you might be willing to play a couple of songs for us.
- Bizim için birkaç şarkı çalmak isteyebileceğin söylendi.
- It's OK to make a couple of mistakes.
- Birkaç hata yapmakta sorun yok.
- Do you mind if I ask you a couple of questions?
- Sana birkaç soru sormamın bir sakıncası var mı?
- I've talked to Tom a couple of times.
- Tom ile birkaç kez konuştum.
- Tom met Mary a couple of years ago.
- Tom Mary ile birkaç yıl önce tanıştı.
- Tom rang the doorbell a couple of times.
- Tom zili birkaç kez daha çaldı.
- I'll sing a couple of songs if you want me to.
- İstersen birkaç şarkı söyleyebilirim.
- Sami did that a couple of times.
- Sami bunu birkaç kez yaptı.
- I wanted to stay in Boston a couple of extra days.
- Ekstra birkaç gün Boston'da kalmak istiyordum.
- I've done that a couple of times.
- Bunu birkaç kez yaptım.
- Sami heard a couple of students talking.
- Sami birkaç öğrencinin konuştuğunu duydu.
- All you had to do was buy a couple of tickets.
- Tek yapman gereken birkaç bilet almaktı.
- Tom and Mary relaxed in front of the TV for a couple of hours watching an old movie.
- Tom ve Mary birkaç saat boyunca televizyonun karşısında eski bir film izlediler.
- I have a couple of questions I'd like to ask.
- Sormak istediğim birkaç soru var.
- Tom had a headache so he took a couple of aspirin.
- Tom'un baş ağrısı vardı, bu yüzden birkaç aspirin aldı.
- Tom has a couple of interesting suggestions.
- Tom'un birkaç ilginç önerisi var.
- I sent Tom a couple of messages.
- Tom'a birkaç mesaj gönderdim.
- Tom should be here in a couple of hours.
- Tom birkaç saat içinde burada olmalı.
- If only I'd been a couple of years older, they would've let me into the bar.
- Birkaç yaş daha büyük olsaydım, onlar bara girmeme izin verirdi.
- Tom wants me to stay for a couple of days.
- Tom birkaç gün kalmamı istiyor.
- Give them a couple of minutes.
- Onlara birkaç dakika verin.
- Tom said he had seen Mary a couple of months ago.
- Tom Mary'yi birkaç ay önce gördüğünü söyledi.
- We have a couple of classes together.
- Birlikte birkaç dersimiz var.
- Tom skipped a couple of classes today.
- Tom bugün birkaç derse girmedi.
- There are a couple of very tall trees in our backyard.
- Arka bahçemizde birkaç tane çok uzun ağaç var.
- I thought your shift ended a couple of hours ago.
- Senin vardiyanın birkaç saat önce bittiğini sandım.
- We had thought to stay there a couple of weeks.
- Orada birkaç hafta kalmayı düşünmüştük.
- Tom gave me a couple of slices of toast and a glass of milk.
- Tom bana birkaç dilim tost ve bir bardak süt verdi.
- Tom might arrive a couple of hours before Mary does.
- Tom Mary gelmeden birkaç saat önce gelebilir.
- Just give us a couple of minutes.
- Bize birkaç dakika ver.
- I'm going to stay at your countryhouse for a couple of days, and I think you don't mind.
- Birkaç günlüğüne sizin kır evinizde kalacağım ve sanırım sizin için sakıncası yok.
- Tom has a couple of bank accounts Mary doesn't know about.
- Tom'un Mary'nin bilmediği birkaç banka hesabı var.
- Mari moved into the apartment below me a couple of summers ago.
- Mari birkaç yaz önce benim altımdaki daireye taşındı.
- Tom will be here for a couple of hours.
- Tom birkaç saatliğine burada olacak.
- I saw Tom a couple of weeks ago in Boston.
- Tom'u birkaç hafta önce Boston'da gördüm.
- I just need a couple of aspirin.
- Sadece birkaç aspirine ihtiyacım var.
- Tom formed a band with a couple of friends.
- Tom birkaç arkadaşıyla bir grup kurdu.
- Let me fix us a couple of drinks first.
- Önce bize birkaç içki hazırlayayım.
- Tom put up with the pain for a couple of weeks before finally going to the hospital.
- Sonunda hastaneye gitmeden önce, Tom ağrıya birkaç hafta dayandı.
- Tom can't decide whether to buy a new computer now or wait for a couple of more months.
- Tom yeni bir bilgisayarı şimdi mi alacağına yoksa birkaç ay daha mı bekleyeceğine karar veremiyor.
- I will add a couple of explanations.
- Birkaç açıklama ekleyeceğim.
- I can stay with Tom for a couple of weeks.
- Birkaç hafta Tom ile kalabilirim.
- Tom reached into the box and pulled out a couple of books.
- Tom kutuya uzandı ve birkaç kitap çıkardı.
- Tom came up with a couple of good ideas.
- Tom'un aklına birkaç iyi fikir geldi.
- Within a couple of minutes, she had eaten up all the bread and cheese.
- O, birkaç dakika içinde tüm ekmek ve peynir yemiş.
- Tom bought a couple of cans of tomatoes.
- Tom birkaç kutu domates satın aldı.
- Could you save me a couple of cookies?
- Bana birkaç kurabiye ayırabilir misin?
- I had back surgery a couple of months ago.
- Birkaç ay önce sırt ameliyatı oldum.
- Let me think it over for a couple of days.
- Onu birkaç gün düşünüp taşınayım.
- Tom is only a couple of years older than me.
- Tom benden sadece birkaç yaş daha yaşlı.
- Tom got home a couple of hours ago.
- Tom birkaç saat önce eve vardı.
- I thought your shift ended a couple of hours ago.
- Vardiyanın birkaç saat önce bittiğini sanıyordum.
- Do you mind if I ask you a couple of questions?
- Sana birkaç soru sormamın sakıncası var mı?
- I haven't eaten for a couple of days.
- Birkaç gündür bir şey yemedim.
- I was in Boston a couple of weeks ago.
- Birkaç hafta önce Boston'daydım.
- You may change your mind in a couple of weeks.
- Birkaç hafta içinde fikrini değiştirebilirsin.
- Tom lent me a couple of interesting books.
- Tom bana birkaç ilginç kitap verdi.
- We've got a couple of hours to kill before we meet Tom.
- Tom'la buluşmadan önce birkaç saatimiz var.
- I'll call you in a couple of days.
- Birkaç gün içinde seni arayacağım.
- I bought a new notebook and a couple of pencils.
- Yeni bir defter ve birkaç kurşun kalem satın aldım.
- Tom is taking a couple of days off next week.
- Tom gelecek hafta birkaç gün izin alacak.
- I read a couple of more chapters before I went to sleep.
- Uyumaya gitmeden önce birkaç bölüm daha okudum.
- Give me a couple of minutes alone with Tom.
- Tom'la beni birkaç dakika yalnız bırakın.
- Tom might be here for a couple of days.
- Tom birkaç gün burada olabilir.
- I'll be back in a couple of hours.
- Birkaç saat içinde döneceğim.
- It'll take Tom a couple of hours to get here.
- Tom'un buraya gelmesi birkaç saat sürer.
- I've seen a couple of Kurosawa's films.
- Kurosawa'nın birkaç filmini izledim.
- A couple of months ago, they laid me off.
- Birkaç ay önce beni işten çıkardılar.
- I'll see you all in a couple of hours.
- Hepinizi birkaç saat içinde göreceğim.
- I'm going to watch TV for a couple of hours.
- Birkaç saat televizyon izleyeceğim.
- I'm going to stay there for a couple of days.
- Birkaç gün orada kalacağım.
- I always have a couple of beach towels in my car.
- Arabamda her zaman birkaç plaj havlusu bulundururum.
- Tom and Mary dated for a couple of years.
- Tom ve Mary birkaç yıl çıktılar.
- Tom might have to stay here for a couple of days.
- Tom'un birkaç gün burada kalması gerekebilir.
- I have a couple of suggestions.
- Benim de birkaç önerim var.
- I just have a couple of questions.
- Benim sadece birkaç sorum var.
- Can I make a couple of suggestions?
- Birkaç öneride bulunabilir miyim?
- I am taking a couple of days off.
- Birkaç günlük izne ayrılıyorum.
- I could use a couple of days alone.
- Birkaç gün yalnız kalabilirim.
- It's only going to take a couple of minutes.
- Sadece birkaç dakika sürecek.
- I've been to Australia a couple of times.
- Avustralya'ya birkaç kez gittim.
- I wish to be alone for a couple of hours.
- Birkaç saat yalnız kalmak isterdim.
- Tom caught a couple of large trout yesterday.
- Tom dün birkaç büyük alabalık yakaladı.
- We went to Boston to spend a couple of weeks with Tom.
- Tom'la birkaç hafta geçirmek için Boston'a gittik.
- A couple of swallows are flying overhead.
- Birkaç kırlangıç, havada uçuyor.
- I just want to stay here for a couple of hours.
- Sadece birkaç saat daha burada kalmak istiyorum.
- We never stay more than a couple of weeks.
- Birkaç haftadan daha fazla kalmayız.
- I'm going to watch TV for a couple of hours.
- Birkaç saat boyunca televizyon izleyeceğim.
- I need a place to stay for a couple of days.
- Birkaç gün kalacak bir yere ihtiyacım var.
- Tom will stay with us for a couple of weeks.
- Tom birkaç hafta bizimle kalacak.
- I gave him a couple of books.
- Ben ona birkaç kitap verdim.
- Tom was only in Boston for a couple of weeks.
- Tom sadece birkaç haftalığına Boston'daydı.
- I have a couple of questions I want to ask you.
- Sana sormak istediğim birkaç soru var.
- She's only a couple of years younger than me.
- O benden sadece birkaç yaş küçük.
- Tom took a couple of steps back.
- Tom birkaç adım geri gitti.
- I usually eat a couple of sandwiches for lunch.
- Öğle yemeğinde genellikle birkaç sandviç yerim.
- A couple of flights were delayed on account of the earthquake.
- Depremden dolayı birkaç uçuş ertelendi.
- I've already wasted a couple of afternoons trying to get this car running.
- Bu arabayı çalıştırmaya çalışırken zaten birkaç öğleden sonrayı boşa harcadım.
- I know a couple of Berber words myself.
- Ben kendim birkaç tane Berberice sözcük biliyorum.
- Tom has a couple of weird neighbors.
- Tom'un birkaç garip komşusu var.
- I lived with a foster family for a couple of months when I was younger.
- Ben küçükken birkaç ay koruyucu bir aileyle yaşadım.
- Mike has a couple of friends in Florida.
- Mike'ın Florida'da birkaç arkadaşı var.
- Tom got home a couple of hours ago.
- Tom bir kaç saat önce eve geldi.
- Tom checked into a small hotel and stayed for a couple of days.
- Tom küçük bir otele yerleşti ve birkaç gün kaldı.
- I need a couple of dollars.
- Birkaç dolara ihtiyacım var.
- Sami worked at a couple of different hospitals.
- Sami birkaç farklı hastanede çalıştı.
- Tom went duck hunting a couple of weekends ago.
- Tom birkaç hafta önce ördek avına gitti.
- Tom may change his mind in a couple of weeks.
- Tom birkaç hafta içinde fikrini değiştirebilir.
- Tom has been to Boston a couple of times.
- Tom birkaç kez Boston'a gitmişti.
- Tom called Mary a couple of times last week.
- Tom geçen hafta birkaç kez Mary'yi aradı.
- I have a couple of pieces of evidence to support my opinion.
- Fikrimi destekleyecek birkaç tane kanıtım var.
- We went to Boston to spend a couple of weeks with Tom.
- Tom ile birkaç hafta geçirmek için Boston'a gittik.
- Tom said he had seen Mary a couple of months ago.
- Tom, Mary'yi birkaç ay önce gördüğünü söyledi.
- I'll call you in a couple of days.
- Seni birkaç gün içinde ararım.
Show More (567)
|
