|
- He loves to lie in the grass on a sunny day.
- Güneşli bir günde çimlere uzanmayı çok sever.
- Banks will try to lend you an umbrella on a sunny day, but they will turn their backs on a rainy day.
- Bankalar güneşli bir günde şemsiye ödünç vermeye çalışırlar ama yağmurlu bir günde sırtlarını dönerler.
- It's a sunny day.
- Bugün güneşli bir gün.
- Banks will try to lend you an umbrella on a sunny day, but they will turn their backs on a rainy day.
- Bankalar güneşli bir günde size bir şemsiye ödünç vermeye çalışacaktır, ancak yağmurlu bir günde sırtlarını döneceklerdir.
- The news of his sudden death was like thunder on a sunny day.
- Ani ölüm haberi güneşli bir günde gök gürültüsü gibiydi.
- The news of his sudden death was like thunder on a sunny day.
- Onun ani ölümünün haberi, güneşli bir günde gök gürültüsü gibiydi.
- Tom loves to lie in the grass on a sunny day.
- Tom güneşli bir günde çimlere uzanmayı sever.
- It's a sunny day.
- Güneşli bir gün.
- Despite being a sunny day, it is cold.
- Güneşli bir gün olmasına rağmen hava soğuk.
- Today is a sunny day.
- Bugün güneşli bir gün.
- It was a sunny day when we went to the mall.
- Alışveriş merkezine gittiğimizde güneşli bir gündü.
- Was yesterday a sunny day?
- Dün güneşli bir gün müydü?
- It was a sunny day when we went to the mall.
- Biz alışveriş merkezine gittiğimizde güneşli bir gündü.
- Banks will try to lend you an umbrella on a sunny day, but they will turn their backs on a rainy day.
- Bankalar güneşli bir günde sana bir şemsiye vermeye çalışırlar ama yağmurlu bir günde sırtlarını dönerler.
- Tom loves to lie in the grass on a sunny day.
- Güneşli bir günde, Tom çimende uzanmayı sever.
Show More (12)
|
